Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Şubat, 2019 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

İSLAM DİNİNDE RUHBANLIK, NEDEN YOKTUR?

Bu makalemde, sizlerin düşünmenize vesile olmak istediğim konu,  RUHBANLIK  konusu üzerine olacak. Sizce Allah ın gönderdiği dinde neden ruhbanlık yoktur? Kur’an dinde ruhbanlık oluşturan, Yahudi ve Hıristiyanların yaptığı yanlışları eleştirir ve ikaz eder.  Allah ın emretmediği böyle bir sınıfın ilk önceleri iyi niyetle başladığını,  Maide 82. ayetinde özellikle biz Hıristiyanlardanız diyen keşiş ve rahiplerin bir kısmının kibre sapmadıkları örneği verilir. Bu ayet örnek gösterilip, ruhbanlık doğru kullanıldığında yasaklanmamış olduğu ve gerektiğinde oluşturulabilecek bir sınıf olduğunu söyleyerek, edindikleri ve ardı sıra gittikleri veli, şeyh, ulema gibi yanlışlarına kanıt aramaktadırlar.  Tabi Kur’an bir bütün olarak düşünülmediğinde, böyle bir düşünce öne sürülebilir ama Allah böyle bir sınıfın daha sonra, nasıl yoldan çıktığını maddi çıkarları için, bu makamı kullandıkları diğer ayetlerinde anlatmaktadır.  TOPLUMUMUZDA GİZLİ RUHBANLIK YARATMAK İSTEYENLER, SEN KUR’AN DAN ANLAY

İSLAM TOPLUMUNDAKİ ANLAŞMAZLIĞIN, KARGAŞANIN ASIL NEDENİ NE OLABİLİR?

Günümüz toplumunda yaşanan İslam anlayışının, ne derece farklı şekillere bürünerek, toplumlar tarafından şekillendirildiğini hepimiz biliyoruz. Bu bölünme ve farklı inanç, yalnız İslam dininde değil, diğer inançlarda da vardır. Geçmiş toplumlarda da olmuş ki, Allah yeni elçi ve kitaplar göndermiş. İslam toplumlarına baktığımızda, bunca farklı inancın, düşüncenin nereden kaynaklandığını, eğer tarafsız ve objektif bir şekilde bakmıyorsak olaya, gerçekleri de görmemiz mümkün olmayacaktır.  Ben makalelerimde, okurlarımın düşünce ve inançlarını anlayabilmek ve onları daha iyi bilgilendirebilmek adına, bana sorduğu sorulara çok önem verir ve makalelerimde özellikle yer veririm, cevaplandırmaya çalışırım. Bir yazımı okuyan değerli bir kardeşimiz, bakın neler söylüyor ve nasıl bir soru soruyor. “Haluk bey yazılarınızı gerçekten ilgi ile takip ediyorum. Epeyden beri aklıma takılan birçok konu var, bunlardan biri de son yazınızın konusu. Yazınızda bir arkadaşın “KUR AN AYETLERİNE KİŞİLERCE

EY MÜSLÜMAN UYAN KULAK VER, DİNLE YANLIŞ YOLDASIN…..!

Allah şöyle dedi; Ey kullarım, gönderdiğim kitap size yetmedi mi? Cevap verdi kulları,  YALNIZ KUR’AN İLE İSLAM YAŞANMAZ,  YA ATALARIMIZIN İNANCI NE OLACAK.  Yaradan seslendi. Benden başka veli edinmeyin yolunuzu bulamazsınız. Cevap verdi kulları,   BENİ DOĞRU YOLA İLETECEK VELİM VAR.    VELİSİ OLMAYANIN VELİSİ ŞEYTANDIR. Allah dedi ki; Yemin olsun ki anlayasınız hiç kimseye muhtaç olmayasınız diye, bu kitabı sizler için kolaylaştırdım. Kulları cevap verdi;  KOLAYDA NE KADAR KOLAY. KUR’AN’I HERKES ANLAYAMAZ VELİLER ALİMLER ANLAR. Allah kullarına; Ey kullarım, gönderdiğim ayetlerimin üzerinde düşünün, aklınızı kullanın. Kulları cevap verdi;  AKILLA KUR’AN ANLAŞILMAZ. Allah şöyle dedi; Ey kullarım gönderdiğim kitabı, anlayasınız diye size detaylı açıkladım. Kulları cevap verdi.  HKUR’AN AÇIK VE DETAYLI DEĞİL ÖZET BİLGİLER VERİR, RESULÜN RİVAYET HADİSLERİ OLMASAYDI KUR’AN ANLAŞILMAZ KAPALI KALIRDI. NAMAZIN KAÇ REKÂT OLDUĞU BİLE KUR’AN’DA YOK. Allah Elçisinin görev tanımını yaparken bi

KÜLLİ VE CÜZ'İ İRADE NE ANLAMA GELİYOR?

Bu makalemde sizleri düşünmeye davet etmek istediğim konu, İslam toplumunda çok konuşulan ama bazı mezheplerin, tarikatların, cemaatlerin Kur’an’ın onayından geçmeyen anlamların yüklendiği  KÜLLİ VE CÜZ’İ İRADE KONUSU  üzerinde olacak. Bu konuda öyle farklı sözler söyleniyor ki, Kur’an’ın özüne asla uymayan, hatta ayetlerine taban tabana ters anlamlar veriliyor.  Önce bu iki kelimenin,  İslam toplumunda ne anlama geldiğine bakalım. Bu kelimeleri yaşı biraz büyük olanlar, hayatlarında kullanmışlardır. Günümüzde fazla kullanılmıyor. Külli kelime anlamı olarak bütünüyle, tamamıyla,  yani bizlerin kullandığı şekliyle söylemek gerekirse külliyen anlamındadır. Cüz’i kelime anlamı ise bir parça, az bir bölüm anlamına gelir. Gelelim bu iki kelimenin, İslam toplumunda nasıl kullanıldığına ve Allah’ın bu konuda neler söylediğine.  Önce şunu çok açık ve net söylemeliyiz ki, KÜLLİ İRADE yani bütünüyle alemin  iradesi, yönetimi, izin verme, hüküm koyma , müsaade etme yetkisi Allah’ındır.  Çünkü

DARÜL İSLAM VE DARÜL HARP TERİMLERİ, NE ANLAMA GELİYOR?

Bu makalemde Kur'an'da hiç bir hükmü olmayan, mezheplerin fıkıh inancında geçen,  DARÜL İSLAM VE DARÜL HARP  terimleri üzerinde, sizleri düşünmeye davet etmek istiyorum. Önce şunu söylemek isterim, bu terimler Kur’an'da geçmediğinden Allah'ın Elçisinin yaşadığı dönemde de kullanılan sözcükler değildir. Bu kelimeler İslam'ı Kur’an'ın dışından, beşeri kurallarla şekillendirmiş, FIKIH inancının Kur’an'ın onayını almayan terimleridir diyebiliriz. Önce bu iki terimin, FIKIH inancında kullanılan anlamlarına bakalım. “ Darül İslam:  TOPLUMU MÜSLÜMAN OLAN, MÜSLÜMANLAR TARAFINDAN YÖNETİLEN VE MÜSLÜMAN’LARIN HÂKİM OLDUKLARI YER, BÖLGE, ÜLKE ANLAMINDADIR.” “Darül harp:  MÜSLÜMAN OLMAYAN TOPLUMLARIN VE LİDERLERİNİN OLDUĞU ÜLKE, YANİ İSLAM İLE YÖNETİLMEYEN TOPLUMLARIN YAŞADIKLARI YER, DİYE TARİF EDİLİR." Allah'ın dini İslam'a uymayan hükümler, ne yazık ki beşeri fıkıh inancı aracılığıyla dine sokulmuş, toplum adeta bu yolla neredeyse her konu

VELİLERİN, ŞEYHLERİN, GAVSLARIN, MÜRŞİTLERİN ARDI SIRA GİTMEK....

Bizler İslam dinini, acaba Allah’ın gönderdiği rehberine göre mi yaşıyoruz? Yoksa hataların en büyüğünü yapıp, yaptığımız yanlışların farkında bile değil miyiz? Gelin bu konuda Kur’an’a danışalım ki, emaneti teslim etmeden önce hatamızdan vaz geçebilelim. Rivayetlerin etkisinde kalmadan, Kur’an ve aklı bir kenara bırakmadan tabi. Bizler İslam dinini, yalnız başımıza yaşayamayacağımıza, hatta bir tarikata, bir mürşide, bir veliye, GAVSA tabi olmadan, İslam’ın yaşanamayacağına bir kısmımız inandırılmıştır. Buna inananlar, aşağıdaki inancı, itikadı kabul etmektedirler. (“Mürşidi, şeyhi olmayanın mürşidi şeytandır.  “Rehberi olmayanın, tek başına kalanın rehberi şeytandır.  “Şeytan insan kurdudur; sürüden ayrılan, tek başına kalan koyunu dağdaki kurt nasıl kaparsa, cemaatten ayrılan kimseyi de şeytan öylece kapar.” Şüphesiz Allahu Tealâ, ümmetimi sapık fikir ve fitne üzerinde bir araya getirmez. Allah’ın eli (rahmet ve desteği) cemaatin üzerindedir. Kim cemaatten ayrılırsa ateşe düşer

MELEKLERE İMAN KONUSU VE KUR'AN.

Bu yazımda sizlerle, Allah ın katında özel isimleriyle de zikredilen Melekler konusunu, Kur’an ışığında konuşmak ve üzerinde sizleri düşünmeye davet etmek istiyorum. Allah Kur’an da kendi katından bahsederken, çok fazla detay vermemiştir. Yine kendi katındaki meleklerinden bahsederken de, çok fazla detaya girmeden onlardan bahseder. Daha açıkça söylemek gerekirse, Allah ın meleklerine iman etmek, inancımızın temel şartlarından birisidir. Bizlerin melekler konusundaki imanımızın sınırları neler olmalıdır? Elbette Allah ın rehberinde açıkça söyledikleri, izah ettiklerinin dışına çıkmak, emin olmadığımız bilgileri kabul etmek, bizleri harama, hurafeye, batıla saptıracaktır. Allah birçok kez Kur’an ın ipine sarılın diyorsa, Allah ın bu hükmü üzerinde dikkatle düşünmeliyiz. Önce melekler konusunda, geleneksel İslam ın bizlere öğrettiklerini hatırlayalım. 1- Cebrail (Cibril) : Allah ile peygamberleri arasında elçilik yapar. 2- Mikail: Tabiat olayları ile görevli melek. 3- İsrafil