Ana içeriğe atla

Kayıtlar

DAHA etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

ZÜMER SURESİ 32. AYET. ALLAH’A YALAN UYDURANDAN DAHA ZALİM KİM VARDIR?

  Allah Kur’an’ı bizlere bir rehber ve yol gösterici olsun diye indirdiğini söyler. Ayrıca son noktayı koyar ve  SİZLERİ KUR’AN’DAN YANİ VAHYİMDEN İMTİHAN EDİP, SORUMLU TUTACAĞINI AÇIKÇA BİLDİRİR.  Sizce Allah haşa bu sözlerinden vaz geçip, bizleri Kur’an’ın hiç bahsetmediği, detayları verilmemiş bilgilerden, hükümlerden de sorumlu tutar mı? Sanırım cevabınız elbette hayır olacaktır. Cevabımız hayır ise, lütfen bizlere yalnız Kur’an ile İslam yaşanmaz, Kur’an detay vermez özet bilgi verir, Allah’ın Resulünün de dinde hüküm koyma yetkisi vardır diyerek, Allah a iftira etmeyelim.  ÇÜNKÜ ALLAH KATINDA EN BÜYÜK GÜNAH, ALLAH SÖYLEMEDİ, HÜKÜM VERMEDİĞİ HALDE, BU ALLAH’IN/DİNİN EMRİDİR DEMEK, ALLAH’A İFTİRA ATMAKTIR.  Hangimiz Allah’a iftira atmak ister? Hiç birimiz elbette istemeyiz ama iftira atmamak içinde bizler, imanımızı bilinçli yaşamalıyız. Bilinçli olmak içinde Allah’ın birçok ayetinde uyardığı gibi, Kur’an’ı yani Allah’ın mesajlarını dikkatle düşünerek okumalıyız ve hayatımıza geçir

HADİSLERİN GÜNÜMÜZE NASIL ULAŞTIĞINA VE BU BİLGİLERİN SORGUSUZCA KABUL EDİLMESİNİN DOĞURACAĞI TEHLİKELERE DİKKAT ÇEKİLİYOR.

 

SÖZ BAKIMINDAN, ALLAH DAN DAHA DOĞRU KİM VAR DIR?

Bizler İslam ı yaşarken, mutlaka birilerine tabi olmamız ve onun ardı sıra gitmemizin gerektiğine inanmaya devam edersek, başımıza gelen hataların, acıların çok daha büyükleri ile karşılaşmamız kaçınılmaz olacaktır. Ülkemizin başına bela olan, topluma acı ve ızdırap veren Fethullah denen çete başı, yakın zamana kadar çok saygı gören, eli eteği öpülerek,  kendisinden şefaat beklenen, hatta alim ilan edilen birisiydi. Peki, ne oldu da bir den bire her şey değişti ve bu şahsın bütün rezillikleri, pislikleri, adaletsizlikleri ortaya çıktı. İşte bu sorunun cevabını artık bizler Kur’an dan almalıyız ki, böyle zalimlerin tuzağına bir daha düşmeyelim.  ÖNEMLE HATIRLATMAK İSTERİM. ALLAH RESULÜNE, TEBLİĞ ETTİĞİN VAHİYDEN YÜZ ÇEVİRMEK İSTEYENLERE ŞUNU SÖYLE DİYOR. "BANA ALLAH YETER." Doğrusu sormamız gerekmez mi, Allah ın Resulüne Allah yetiyor yani onun vahyi yetiyor, bizlere neden yetmesin. İlginçtir bu zalim insanın,  ALLAH KATINDA TAKVACA ÜSTÜN OLDUĞUNA VE ONUN ŞEFAATİYLE, CENNE

HUD SURESİ 18. AYET. KİM ALLAH A KARŞI, YALAN UYDURANDAN DAHA ZALİMDİR?

İman eden bir Müslüman, Allah'ın eşi benzeri olmayan Nuru Kur’an'ın din ve imanı adına yeterli, detaylı olmadığını kanıtlamaya çaba harcar mı? Ne yazık ki bu yanlışı, mezheplerin yarattığı fıkıh inancının, dine yaptığı ilaveleri Kur'an'da göremediklerinde bazı Müslümanlar, bu yanlışı düşünmeden yapabiliyorlar. Sırf rivayet, batıl inançlarını yaşayabilmek adına.  Yazdığım yazılarımın genelinde anlatmaya çalıştığım konu, Allah'ın Kur’an'da emretmediği, açıklamadığı bir konuda, bunlarda Allah katından dır, dinin emridir diyenlerin, çok büyük bir yanılgı içinde olduklarını ve bu kişilerin  ALLAH'A İFTİRA ATIP, YALAN UYDURDUKLARINI ANLATMAYA ÇALIŞIYORUM.  Hatırlatmak isterim Allah böyle yapanlara, Kur'an'da  KAFİR  oldular diyor. Bu makalemde de yine aynı konuyu, bıkmadan usanmadan gündeme getirmek ve din kardeşlerimin üzerinde düşünmelerine vesile olmak istiyorum. Kur’an gerçeklerini görmek istemeyen, batılın yolcusu olan, kalpleri mühürlenip gözle

RİVAYET VE SANI İNANÇLARIMIZI YAŞAYABİLMEK ADINA, SÖYLEDİĞİMİZ SÖZLER ÜZERİNDE, BİR KEZ DAHA DÜŞÜNELİM.

Bizler inancımızı yaşarken, ne yazık ki Kur’an rehberimiz olmuyor. Çünkü Kur’an ayetlerini, herkesin anlayamayacağına inandırılmışız. Çok daha kötüsü, Kur’an yani Allah ın sözleri ile emin olamayacağımız rivayet sözleri, adeta Kur’an ile eş değerde tuttuğumuz içinde, inancımızı Allah ın yolunda yaşadığımızı zannediyoruz. Kur’an ı herkesin anlayamayacağını ve detaysız olduğunu düşündüğümüz için, yüksek bir yere astık, onun yerine inancımızı yaşamak adına, bizlere din adına rehberliği, ne yazık ki rivayet bilgiler yapıyor.  Zanna, rivayete inanan, asla imanından da emin olamaz, bu gerçeği lütfen unutmayalım, yoksa çok ama çokkkkkk pişman oluruz. Facebook ta bir kardeşimizin paylaştığı bir yazıyı gördüğümde, doğrusu hiç şaşırmadım. Çünkü yazılanlar, günümüz İslam anlayışının, adeta bir özeti gibiydi. Bu konuda onlarca yazı yazdım, Allah ın izniyle bıkmadan yazmaya da devam edeceğim. Bu konuyu gündeme getirip, din kardeşlerimin tekrar Kur’an rehberliğinde, düşünmesine vesile olmak ist

DAHA ÇOKKKKKK MEHDİYİ BEKLERİZ.

Ne geldiyse başımıza, yaptıklarımızdan geldi deriz bazen, kendi kendimize hayıflanırız. Adeta yaptığımız yanlışları kendimize itiraf ederek, nefsimizi rahatlatmaya çalışırız. Acaba inancımızı, imanımızı yaşarken, yaptığımız yanlışları da Allah’ın önerdiği yöntemle araştırıp, düşünüp akıl yürütüp, görmeye çalışıp, aynı yöntemle kendimize itiraflarda bulunup, Rabbimizden bağışlanma dileyebiliyor muyuz? İşte bu sorunun cevabını herkes kendisine vermeli ve yaşadığımız İslam’ı mutlaka Kur’an ile sorgulamalıyız. Tüm bu sözlerimin nedenine gelince. Okuduğum haberde, İran’ın  MEHDİ  nin gelişine hazırlandığı yazıyordu. Acaba ahir zamanda geleceğini söyledikleri Mehdi’yi, yalnız İran mı bekliyor? Bugün açın internet sitelerini, ülkemizde de merakla gelecek bir kurtarıcının, mehdinin beklendiğini, tarikat ve cemaat eksenli sitelerden görebilirsiniz. Bazı kişilerde kendi ağızlarıyla itiraf etmeye çekinseler de, mehdinin kendisi olduğunu anlatmak için çırpınıp duruyorlar. Geçmişte de nice kişiler