Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Haziran, 2021 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

KUR’AN DA BİRÇOK KEZ GEÇEN, ZANNA, SANIYA UYMAYIN UYARILARI, NE ANLAMA GELİYOR?

  Bugünkü makalemin konusu, Kur’an da çok fazla geçtiği ve Allah bu konuda bizleri uyardığı halde, üzerinde hiç konuşulmayan, hatta bu yanlışı çok fazla yaptığımız  “ZAN”  konusu üzerine olacak. Önce bu kelimenin anlamını doğru anlayalım ki, ayetlerde Allah bizleri hangi konuda dikkatle uyarıyor, onun farkında olalım.  Peki ZAN ne demek? Varsayım yani, öyle olduğunu zannetmek anlamına gelir. Varsayımda doğruluğu kanıtlanmamış, ama doğruluğu kabul gören anlamına gelir. Bu kelime Şüphe uyandıran anlamına da gelir. ZAN kelimesi günümüzde RİVAYET kelimesi ile de bağlantılıdır. Rivayette doğruluğu kanıtlanmamış, ama doğru kabul edilebilen ZAN, SANI anlamlarına gelir. Allah ZANDAN yani sanıdan, RİVAYETTEN oluşan hiçbir bilgi, HAKTAN yani Allah katından değildir diye bizleri uyarıyorsa, bizler hala nasıl olurda İslam dininde KUR’AN ile birlikte dinin ikinci kaynağı, Resulün RİVAYET HADİSLERDİR deriz? Bizlerinde çok fazla kullandığımız bir kelimedir ki,  ZANNETMEK, ÖYLE SANMAK  aynı anlamlara

ZUHRUF SURESİ 44. AYETİN, ANLAMINI DEĞİŞTİRİP, AYETİ ÇARPITMAK İSTEYENLER…..

  Bizler öyle bir din yarattık ki kendimize, Kur’an dan nasibimizi almadığımız için, Allah Kur’an da ne emrediyorsa onun tersini yapmaya ve kitap Ehlinin yaptığı yanlışları tekrar etmeye devam ediyoruz. Tüm bunların nedeni Kur’an dan uzaklaşmamız ve batılın yolunu inatla izlememizden kaynaklanıyor. Unutmayalım lütfen Allah batıldan ve hurafeden uzak Kur’an ışığında, doğruyu öğrenme çabasında olanların, gönül gözlerini açacağını ve onlara yardımcı olacağını bildiriyor. Bu makalemde sizlere, inatla yaptığımız bir yanlışımızı hatırlatmak ve üzerinde sizlerin dikkatle düşünmenize vesile olmak istiyorum. Allah Zuhruf suresi 44. ayetinde, bizlerin sorgulanacağımız, sorumlu olduğumuz kitabın, indirdiği vahiy/zikir yani Kur’an olduğundan bahsediyor. Allah diğer ayetlerinde, yalnız Kur’an ın ipine sarılın, sizlere indirdiğim vahye uyun, Resulüm sizleri yalnız Kur’an ile uyarma görevi aldı şeklinde, onlarca bilgiyi veriyorsa, Zuhruf 44. ayetin sonunda sorgulanacağımız kitabın Kur’an olduğu çok a

BİZLER ÖNCE İSLAM’I YAŞAMA VE ALGILAMA YÖNTEMİMİZİ SORGULAMALI VE KUR’AN’IN ONAYINDAN MUTLAKA GEÇİRMELİYİZ.

  Bizler geleneksel İslam anlayışımızın doğruluğunu kanıtlamak ve bu inancın doğruluğunu savunmak adına, öyle örnekler veriyor ve yaptığımız yanlışları savunuyoruz ki, Kur’an bu düşüncenin tamamen tersini söylediğimizin farkında olamıyoruz. Çünkü bizler Kur’an ı okumaya ve anlamaya başlamadan önce, kafamızdaki batıldan önce kurtulup, yalnız Allah a güvenip dayanmıyoruz. Kur’an ı doğru anlayabilmemiz için, Önce bizler Nahl suresi 98. ayetin gereğini yerine getirmeliyiz. https://hakyolkuran1.blogspot.com/2019/07/nahl-suresi-98-ayet-uzerinde-dikkatle.html Bazı arkadaşlarımız bana, sen Kur’an açık ve anlaşılır nice örneklerle Allah açıklanmıştır, çünkü onu açıklamak bizim işimizdir diyor Allah diyorsun ama sayfalar dolusu yazılar yazıyorsun. Sen ayetleri anlaşılır hale getiriyor ve açıklıyorsun da, Allah ın elçisi, din âlimleri neden açıklamasın, diye sitem ediyorlar. Önce hatırlatmak isterim. Kur’an ın açık ve anlaşılır olduğunu, nice örneklerle izah edildiğini ben söylemiyorum.  Allah Ku

SİZLER CAHİLİYE DEVRİNDE YAŞIYOR OLSAYDINIZ, NE YAPARDINIZ?

  Bu makalemde sizleri, çok önemli bir konuda düşünmeye davet etmek istiyorum. Bir an şöyle düşünelim. Biz günümüzde değil de,  Allah’ın Resulünün döneminde yaşadığımızı farz edelim. Hemen Kur’an’dan aldığımız bilgileri hatırlayalım ve O dönemle ilgili Kur’an’ın bahsettiklerini şöyle bir gözden geçirelim.  Yahudiler ve Hıristiyanlar öyle bir din yaşıyorlardı ki, genel çoğunluğunun Allah’ın indirdiği din ile hiçbir alakası kalmamış, atalarından kendilerine intikal eden, rivayet inançları da din edindiklerini görüyoruz.  Hepsi de Tevrat’a, İncil’e iman ettiklerini söylüyorlardı, ama atalarının batıl inançları, Allah’ın kitabının önüne geçmişti. Onun için Allah yeni bir kitap ve uyarıcı Elçi gönderme gereğini duymuş. Hatırlarsanız Kur’an sürekli, atalar dini konusunda uyarır ve ikazlar yapar. Hatta şunu söyleyebiliriz, Kur’an’ın genel çoğunluğu ateistleri yani Allah’a hiç inanmayanları Allah’a davet etmek için değil, Allah’a iman ettiğini söyleyen Kitap Ehlinin yanlışlarını, düzeltmek içi

KUR’AN’DAN HABERSİZ OLURSAK, BU TUZAĞA DÜŞERİZ.

  Günümüzde yaşanan İslam ın, Kur’an dan ne kadar uzak olduğuna ve bizlerin Kur’an ile buluşamadığımıza çok dikkat çekici bir örnek vermek istiyorum. Bizler eğer Kur’an ile buluşabilseydik, Allah ın elçisine verdiği yetkileri ve Resulünün bizlere hangi konuda örnek oluşunu da, çok iyi anlayabilirdik. Geleneksel İslam ı savunabilmek adına, bakın neler söylenebiliyor. “ALLAH NEDEN O AYETTE VE BUNA BENZER AYETLERDE DE RESULE UYMAKTAN BAHSEDİYOR. NEDEN DİREK “BANA UYUN” DEMİYOR? MODERNİSTLER, PEYGAMBERİN BEŞER VASFI ÜZERİNDEN BİZ İNSANLAR GİBİ ONLARINDA YANLIŞLAR YAPACAĞINA, GÜNAHLAR İŞLEYEBİLECEĞİNE YÖNELİK PEYGAMBERLİK MAKAMINI SIRADANLAŞTIRIYORLAR. PEYGAMBERİMİZDE BİZLER GİBİ NEFSİNE YENİK DÜŞÜP BÜYÜK GÜNAHLAR İŞLEYEBİLECEK POTANSİYELDE ŞAHSİYETLER İSE BU DURUM PEYGAMBERİN TEBLİĞİNE ŞÜPHE DÜŞÜRMEZ Mİ? PEKİ ALLAH NEDEN PEYGAMBERİMİZİN ÜSTÜN AHLAK ÜZERE OLDUĞUNU BİZE ÖZELLİKLE BUYURMUŞ?” Bu ve benzeri sorular geleneksel İslam anlayışında, çok fazla gündeme geliyor ama Kur’an aslında bu so