Ana içeriğe atla

Kayıtlar

DEĞİL etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

KENDİLERİNE DAVET EDENLERE DEĞİL, ALLAH’A DAVET EDENLERE UYUN.

  Allah Kur’an’ı bizlere bir rehber bir ışık ve yol gösterici olsun diye indirdiğini söyler Kur’an’da. Peki, bizler Kur’an’ın rehberliğinden mi faydalanıyoruz, yoksa sen Kur’an’ı anlayamazsın, zaten Kur’an’da her bilgi detaylı yoktur, Kur’an’ı Veli kişiler anlar diyerek, bizleri yönlendirdiği kişi ve onların kitaplarını mı bizler rehber alıyoruz, ne dersiniz? Şunu lütfen unutmayalım, bizler herkes Kur’an’ı anlayamaz diyenlere uyup,  ONLARA VE KİTAPLARINA GÜVENİP REHBER ALIYOR VE İNANCIMIZI O KİŞİNİN SÖZLERİYLE YAŞIYORSAK, ONUN KULU OLMUŞUZ, ONDAN YARDIM BEKLİYORUZ DEMEKTİR . Buda Kur’an’a göre şirktir. İmtihanını tehlikeye atmak istemeyen, en emin garantili, Allah’ın korumasındaki Kur’an’ın davetine uyar. Bizlere Kur’an’ı en doğru anlayıp, İslam’ı en doğru anlattığını söyleyerek, kendilerine ve kendi kitaplarına davet edenler varsa, onlar Allah’ın Resulünün yolunda gitmiyor, Kur’an’ı değil edindikleri güvendikleri Velileri rehber ediniyorlar, onlara kul oluyorlar demektir. Allah’ın reh

BAKARA SURESİ 189. AYET. “İYİ DAVRANIŞ EVLERE ARKALARINDAN GELİP GİRMENİZ DEĞİLDİR. EVLERE KAPILARINDAN GİRİN.”

  Bu makalemin konusu, Bakara suresi 189. ayet olacaktır. Ayeti doğru anlayabilmek istiyorsak, bu ayeti bütünlüğünden ayırmadan, Kur’dan ın diğer ayetlerinden de yardım alarak anlamaya çalışmalıyız. Eğer ayeti rivayet bilgiler ile anlamaya çalışırsak, yanlış anlama ihtimalimiz her zaman olacaktır.  Önce ayeti yazalım, daha sonra üzerinde birlikte düşünelim. Bakara 189:  Sana, hilâl şeklinde yeni doğan ayları sorarlar. De ki: Onlar, İNSANLAR VE ÖZELLİKLE HAC İÇİN VAKİT ÖLÇÜLERİDİR. İYİ DAVRANIŞ, ASLA EVLERE ARKALARINDAN GELİP GİRMENİZ DEĞİLDİR. LÂKİN İYİ DAVRANIŞ, KORUNAN (VE ÖLÇÜLÜ GİDEN) KİMSENİN DAVRANIŞIDIR. EVLERE KAPILARINDAN GİRİN, Allah’tan korkun, umulur ki kurtuluşa erersiniz. (Diyanet vakfı meali) Ayetin ilk cümlelerinden anlıyoruz ki, Allah ın Elçisine Ay ve onun evreleri konusunda bilgiler sorulmuş. Tabi Peygamberimiz, bilgisinin dışında sorulan bu soruya gerektiği ölçüde cevap vermemiş olsa gerek ki, Allah sana sorulan bu soruya karşı deki onlara diye şunu söylemesini isti

ÖLÜM BİR SON DEĞİL, SONSUZLUĞUN BAŞLANGICIDIR.....

Bizler ölüm aklımıza geldiğinde korkarız ve hemen konuyu değiştirir, ölümü adeta aklımızdan silmeye çalışırız. Peki bu hareketimizle, davranışımızla doğrumu yaparız? Ölüm gerçekten korkunç bir şey mi ki, bu kadar korkuyor ve aklımıza bile getirmek istemiyoruz? Doğrusunu isterseniz bilmediğimiz, araştırmadığımız detaylı bilgiye sahibi olmadığımız, her şeyden korkarız. Örneğin elektriği düşünün, eğer hakkında detaylı bilgimiz olmasa, nasıl kullanılacağını bilmesek, yalnız onu ellediğimizde çarpacağını bilsek, inanın evimize bile elektrik çektirmeyiz. Bilinmeyen her şey şüphe uyandırdığı andan itibaren, bizlere korku verir ve bizler için şüphelidir. Sizlere şunu hatırlatmak isterim, eğer bizler Allah’ın bizlere mesajı olan Kur’an’ı gereği gibi okumuş ve onun ışığından gerektiği kadar yararlanmış olsaydık, asla ölümden korkmazdık. Tabi bu dünyadaki görevimizi gereği gibi yerine getirip, o yolculuğa  HAZIRLIĞIMIZI YAPABİLDİYSEK.  ASLINDA ÖLÜM BİR SON DEĞİL,  SONSUZLUĞUN BAŞLANGICIDIR.  Peki

CUMA SALATI/NAMAZI KADINLARA FARZ DEĞİL MİDİR?

Geçenlerde Cuma namazı için camiye gittiğimde, hutbede aynen şu sözleri söyledi Müftü.  “PEYGAMBERİMİZ CUMA NAMAZININ KADINLARA FARZ OLMADIĞINI, YALNIZ ERKEKLERE FARZ OLDUĞUNU SÖYLEMİŞTİR.”  Şöyle bir araştırdığınızda, bu düşüncenin ve inancın, İslam toplumuna rivayet zinciriyle girdiğini hemen anlarsınız. Bakın kadınların ve hatta kimlerin Müslüman olsalar bile cuma namazı kılamayacağını hangi rivayetin etkisiyle söyleyip inanıyorlar. “HZ. PEYGAMBER (S.A.S.), “CEMAATLE CUMA NAMAZI KILMAK, HER MÜSLÜMANA FARZDIR. ANCAK KÖLE, KADIN, ÇOCUK VE HASTAYA FARZ DEĞİLDİR.” (Ebû Dâvûd, Salât, 214 [1067]) BUYURMUŞTUR.” Tabi hiç şaşırmadım, ne yazık ki günümüzde İslam dini yaşanırken, Allah’ın rehberi bir kenara bırakılmış, rivayetlere sorgusuzca Kur’an’ın süzgecinden geçirmeden iman edilip yaşanır olduğundan, bu tür sözleri artık yadırgamıyor insan. Tabi bu sözlerin, Allah’ın Elçisine iftira olduğunun farkında bile değiliz.  Gerçekten Allah’ın Elçisi, böyle bir söz söylemiş olabilir mi?  

BAŞÖRTÜSÜNE KUR'AN DAN DEĞİL, FARKLI KAYNAKLARDAN DELİL ARAYANLARA.

Başörtüsü konusunda, birçok makale yazdım. Bu konuda şahsi ya da beşeri düşüncelere değil, Kur’an’ın öğretisine, anlatım şekline, uyarıcı ayetlerini dikkate alarak, bu konuyu anlamaya ve anlatmaya çaba gösterdim . Başörtüsünün Allah emri olduğunu ısrarla savunan kardeşlerimiz, Kur’an’ın evrenselliğini, yalnız Arapların sorunlarına çözüm olarak değil, binlerce yıl sonraki toplumların dertlerine de deva olacak şekilde gönderildiği gerçeğini, ne yazık ki fark edemediklerini üzüntüyle görüyorum. Bir kardeşimiz, başörtüsünün Allah emri olduğunu, kendisinin Kur’an’a ve İslam’a bakış açısından yola çıkarak anlatmaya çalışmış. Yazısından önemli gördüğüm bölümleri alıntı yaparak, bu konu hakkında İslam’a, kendi bakış açısını sizlere nakletmek ve sizleri de bu konu üzerinde düşünmeye davet etmek istiyorum.  “YAZIMIZIN AMACI, KUR’AN’DA BAŞÖRTÜSÜNÜ İSPATLAMAYA ÇALIŞMAK DEĞİL, BU TARTIŞMALARDA YAPILAN YÖNTEM YANLIŞLIĞINA DİKKAT ÇEKMEYE ÇALIŞMAK, KUR’AN’IN BİZLERE DAİR OLAN MESAJININ ANLAŞILMASINDA

KUR'AN IN TERCÜMESİ, MEALİ KUR'AN DEĞİL MİDİR?

BU KONU ÇOK FAZLA GÜNDEME GELİYOR VE TOPLUM TEDİRGİN EDİLİYOR, ALDATILIYOR. KONUYU BİRAZ DETAYLI YAZDIM, LÜTFEN SABIRLA OKUYUNUZ.  Bazı arkadaşlarımız Kur’an kelimesinden, yalnız Arapça okuduğumuz kitabın olduğunu anlıyor ve diyorlar ki,  KUR’AN IN TERCÜMESİ KUR’AN DEĞİL, MEALDİR.  Gerçekten bu sözler doğru olabilir mi? Kur’an’ın yani Allah ın vahyinin ana özelliği, değişmez kuralı Arapça oluşumudur, yoksa Allah ın vahyinde bizlere iletmek istediği emirleri yani anlamı, manası mıdır? Meal kelime anlamı olarak anlam, kavram, ortaya çıkan şey, sonuç, netice anlamlarına gelir. Yani Kur’an ı Arapçasından dilimize çevirip, Allah bizlere ne söylüyor ve bizlerden ne istiyor, onun apaçık her toplumun anlayacağı farklı kelimelerle, tercüme edildiği hali anlamındadır. Bu durumda buna nasıl olur da, Kur’an değildir deriz?  KUR’AN ANLAMADIĞIMIZ, BİLMEDİĞİMİZ DİLDEN OLAN HALİ MİDİR?  Bu sözler, toplumu tedirgin eden, hatta Kur’an ı anlayarak okumaktan alı koyan düşüncelerdir. Kur’an ın kelime