Ana içeriğe atla

Kayıtlar

ONU etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

KUR’AN’A BAKIŞ AÇIMIZ YANLIŞ OLUNCA, ONU ALGILAMAMIZDA YANLIŞ OLUYOR.

  Kur’an’ın indiriliş amacını, sizce bizler doğru anlayabiliyor muyuz? Bu konu çok önemli. İsterseniz bu makalemde birlikte bu konu üzerinde düşünelim. Allah Kur’an’ı bizlere yol gösterici, eğriyle doğruyu ayıran, yani  FURKAN  olarak gönderdiğini söyler. Elbette 1400 yıl önceki toplumun yanlışları ile günümüzde bizlerin yaptığı yanlışlarımızda benzerlik olacağı gibi, geçmiş toplumların hatalarını bizler günümüzde yapmıyor olabiliriz. Bu durumda Allah’ın Kur’an’ı indirdiği tarihte, yaşayan toplumun hataları konusunda yaptığı uyarılarda farklı olacaktır.  BU DURUMDA BİZLERİN, GÜNÜMÜZDE KUR’AN’DAN FAYDALANMA YÖNTEMİMİZ, KUR’AN’IN İNDİRİLDİĞİ TOPLUMLA FARKLILIKLAR OLMASI ÇOK NORMALDİR DİYEBİLİRİZ. Bir başka deyişle Kur’an’ı günümüze adapte ederek anlamalıyız. Örnek vermek gerekirse. 1400 yıl önce Kur’an’da kadınlara, eşlerinin yaptığı bir adaletsizlikten yani  ZIHAR’DAN BAHSETMESİ,  belki bizleri günümüzde ilgilendirmiyor, böyle bir bahaneyle erkekler eşlerini boşamaya çalışmıyor olabilir

ŞÜPHEN OLMASIN Kİ, ONU AÇIKLAMAK BİZE AİTTİR. (Kıyame 19. ayet)

Bizler Kur’an dan öyle habersiz konuşuyor ve inancımızı yaşıyoruz ki, hesabın görüleceği o çetin gün, kendi ellerimizle yaptıklarımız, söylediklerimiz bizlerin şahidi olacaktır. Hiç birimizin, beni bilmem kim kandırdı, ben doğru yoldaydım türünden bahaneler uyduramayacağını, çok açık bir şekilde bizlere Kur’an bildirmiştir. Allah biz Kur’an ı sizler için kolaylaştırdık ve hiçbir eksik bırakmadık, anlayasınız diye nice örneklerle izah ettik, açıkladık dedikçe, ne yazık ki Allah ın uyarılarının tam tersi sözlere inanmakta hiçbir sakınca görmüyoruz. Bu makalemde de, Allah ın bu konularda yanlış yapanları, nasıl uyardığının, ikaz ettiğinin bir örneğini sizlere hatırlatarak, düşünmenize vesile olmak istiyorum. Bakın Rabbimiz nasıl uyarıyor. Kıyame 14–15–16–17–18–19: ARTIK İNSAN, KENDİ KENDİNİN ŞAHİDİDİR. İSTERSE ÖZÜRLERİNİ SAYIP DÖKSÜN. (Resulüm!) onu (vahyi) çarçabuk almak için dilini kımıldatma. Şüphesiz onu, toplamak (senin kalbine yerleştirmek) ve onu okutmak bize aittir. O halde, biz