Ana içeriğe atla

Kayıtlar

KAYNAĞI etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

DİNİN TEK KAYNAĞI KUR’AN DEĞİLDİR DİYEREK, BİZE KANIT GÖSTERİN DİYENLERE….

  Gerçekten de bizlerin Kur’an ile zerre kadar bir bağı olmadığını, yazılarıma verilen cevaplardan anlıyor ve çok üzülüyorum. Bizlerin Kur’an’ı anladığımız dilden düşünerek okutmazlarsa, sizlere örneğini vereceğim kardeşlerimizin durumuna düşer, karşımızdaki Müslümanı kâfirlikle suçlarız ama kendimizin aslında o bataklıkta olduğumuzun, inanın emaneti teslim edene kadar farkında olamayız. Hangimiz Allah’ın huzuruna böyle gitmek ister? Eğer bizler Kur’an ile gereken bağı bizzat kurmaya çalışmazsak,  HAKKI BATIL, BATILI HAK ZANNETMEYE DEVAM EDERİZ.  Öyle olunca bizleri Allah ile aldatmaya devam edenlerin tuzağından, asla kurtulamayız. Bakın bir arkadaşımız, batıl inançlarını aklamaya  ve dinin emri gibi göstermeye çalışmak için, bir makaleme nasıl bir cevap vermiş. “DİNİN TEK KAYNAĞI DEĞİL, TEMEL KAYNAĞI KUR’AN’DIR VE HADİSLERİ TAMAMEN REDDETMEK  KÂFİRLİKTİR . MADEM TEK KAYNAK KUR’AN’DIR BU SÖZ KUR’AN’IN HANGİ AYETİNDE? KAÇINCI CÜZÜNDE? İNSANLARIN İMANINLA OYNAMAYIN.” Bu arkadaşımın iyi n

DİNİNİN TEK KAYNAĞI KUR'AN DIR. SÜNNET, İCMA, KIYAS KONUSU.

Herhangi bir konuyu daha iyi öğrenmek adına, araştırma yaptığımızda, birçok kaynaktan, kitaptan faydalanırız. Bunun sebebi öğrenmek istediğimiz konu hakkında, daha detaylı bilgi almak, farklı düşünce ve fikirlerden yararlanmaktır amaç. Araştırmalarımız sonucunda, kendimizce bir sonuca ulaşırız ve yine bulduğumuz verilere göre bir karar veririz, değerlendirme yaparız.  DEĞERLENDİRMEMİZDEKİ EN ÖNEMLİ ETKEN, ARAŞTIRDIĞIMIZ KONUNUN DEĞİŞMEZ, SABİT VERİLERİ ÜZERİNE OLUR.  Çünkü bizler bilgi sahibi olmak istediğimiz konunun, önce ana hatlarını öğreniriz. Bu bilgiler üzerine, araştırmalarımız sonucunda, ediğimiz bilgileri inşa ederiz. Din konusunda da aynı yolu izlememiz, elbette çok önemlidir. Araştırıp, sormalıyız hatta birçok kitaplar okumalı, öğrenmek istediğimiz konu hakkında detaylı bilgi sahibi olmalıyız. Çünkü Allah ayetler üzerinde düşünmemizi, araştırıp sorgulayarak iman etmemizi ister.  Acaba araştırmalarımız sonucunda, dini konularda aldığımız bilgileri, değişmeyen sorumlu oldu

İSLAM IN KAYNAĞI YALNIZ KUR'AN DIR. BU GERÇEĞİ ARTIK FARK EDELİM.

Bizler farkında olmadan öyle yanlış bilgilere inanıyoruz ki, hem Kur’an a şirk koşuyoruz, hem de peygamberimize farkında olmadan iftira atıyoruz. Hangimiz bunu yapmak ister? Elbette hiç birimiz istemeyiz, ama böyle bir yanlışa düşmemek içinde Kur’an ı anlayarak, düşünerek okuyup araştırmalıyız. Sizlere şöyle bir soru sorsam ve desem ki, İslam dininin sahibi kimdir? Herhalde Allah diye cevap verirsiniz. Aramızda Allah ve Resulüdür dinin sahibi, diyen var mı? Eğer var diyorsa, bu kardeşimiz Allah a şirk koşuyor demektir ki, böyle kişilerin Allah ın dinine, Resulününde tıpkı Allah gibi ilaveler yapabileceğine ve dinin kaynağının yalnız Kur’an olmadığını inanması çok normal. GÜNÜMÜZDE BİZLERE, İSLAM IN İKİ KAYNAĞININ OLDUĞU ANLATILIR  ve buna inanmayan bir insanında Müslüman olamayacağını söylerler. Hatta bir arkadaşım açıkça şunları söylemekte bir sakınca görmemiş. ” İslam’ın ikinci Ana Kaynağı, Sünneti Hadisleri Yok Sayanlar, Kesinlikle Müslüman Değildirler Ve Bu İnkarcıla

DUALARIMIZDA GEÇEN AMİN SÖZCÜĞÜNÜN ANA KAYNAĞI.

Bizlerde okuma, araştırma ve sorgulama özelliği çok fazla gelişmediği için, din adına anlatılanları ve öğretilenleri de hiç sorgulamadan hayatımıza geçiriyoruz. Onun içinde büyük hatalar yapmamız kaçınılmaz oluyor. Bugün, üzerinde belki de hiç düşünmediğimiz ve araştırmadığımız bir konu üzerinde, sizleri düşünmeye davet etmek istiyorum. Bizler dualarımızın, yada olmasını istediğimiz bir şeyin, Allah' tan isteğimizin bir onayı anlamında kullandığımız,  AMİN  kelimesi üzerinde olacak. BİLİYOR MUSUNUZ BİLMİYORUM AMA ÂMÎN SÖZCÜĞÜ KUR’AN'DA BU ŞEKLİYLE  KULLANDIĞIMIZ ANLAMDA, YANİ KABUL ET ALLAH'IM ANLAMINDA HİÇ GEÇMEZ.  Böyle bir örnek de yoktur. Çok ilginç değil mi sizce? Hâlbuki bizler için ana kaynak ve referans Kur’an'dır. Onun öğretisi ile özellikle İmanımızı yaşamaya, inancımızı şekillendirmeye özen gösteririz. Bizler âmin kelimesini,  KABUL ET ALLAH'IM  anlamında kullanırız. Ama bu kelime Kur’an literatüründe bu anlamda hiç geçmediği halde, bizlerin diline nere

FIKIH NEDİR, DİNİN ANA KAYNAĞI OLABİLİR Mİ?

Bugünkü makalemde  FIKIH NEDİR  konusu üzerinde, sizleri düşünmeye davet etmek istiyorum. Fıkıh bizleri Kur’an gibi, bağlayıcımıdır? Çünkü günümüz İslam anlayışında Fıkıh adeta, Kur’an ın önüne geçmiş ve fıkıh olmasaydı, Kur’an anlaşılamazdı, dinimizi yaşayamazdık hükmüne varılmıştır. Bu konuyu dikkatle araştırmalıyız ki, imanımızda geri dönüşü olmayan, yanlışlar yaşamayalım. Bu konuyu daha iyi anlayabilmeniz için, kısa örneklerle anlatmaya çalışacağım. Bakın aşağıdaki örnekte fıkıh nasıl anlatılıyor. “Elimizde Allah ın bizlerden ne istediğine dair, Kur’an ı kerim var. Birde o Kur’an ı kerimin açıklamaları olan, Allah ın resulünün hadisleri vardır.  DOLAYISIYLA DİN, YA KUR’AN DIR, YA HADİSTİR.  Kur’an ı her çobanın, her lise mezununun anlaması mümkün olmayabilir. Bunun için kendisini Kur’an a ve hadislere adamış, Kur’an ile hadis ile oturup kalkmış, Kur’an anlayan, hadis anlayan insanlar, KUR’AN DAN NE ANLADIKLARINI, HADİSTEN NE ANLADIKLARINI, BELLİ İLMİ METOTLARLA BİZE İZAH ETMİŞLERD

DİNİN KAYNAĞI KONUSUNDA, FARKLI DÜŞÜNCELER VE BU KONUDA KUR'AN EMRİ.

                                                                               Bildiğiniz gibi günümüzde, İslam'ı yaşayan büyük çoğunluk, İslam'ın kaynağı olarak birincisi Kur’an, ikincisi de onu açıklayan izah eden, yaşanır hale getiren, Allah'ın Resulünün  hadisleridir, sünnetidir diye kabul eder. Ayrıca mezhep imamlarınında verdiği hükümlerin, biz Müslümanları bağladığna inanılır. Bir diğer inanç gurubu da, İslam'ın tek kaynağı vardır, oda Kur’an dır, çünkü dinin sahibi Allah dır diye inanır. İslam'ın tek kaynağı Kur’an dır diyenlerin dışında ki inancı önce ele alalım. Acaba bu inanç gurubu neden Kur’an'ın yanında bir kaynak daha olması gerektiğine inanıyor. Önce bunun nedenini bulamazsak, bu konuyu da doğru sonuçlandıramayız. Kur’an'ın ikinci kaynağının sünnet yani, hadisler ve mezhep imamlarının ictihatları olduğunu savunan düşünce şunlara inanıyor ve onun için de hadisler olmasaydı, Kur’an asla anlaşılamazdı, yaşanamazdı deniyor. “Resulün hadisle