Günümüzde tasavvuf denildiğinde, akla ne geliyor diye önce lütfen düşünelim. Eğer edebiyata, şiire meraklıysak, Tasavvuf edebiyatı gelir aklımıza. Dini konulara daha yakın olanların bir kısmı tarikatları, cemaatleri düşünür. Bir kısmımızın, tasavvuf sözünden, Mevlana, Yunus gelir aklına. Dikkat ederseniz hepsinde ortak bir konu vardır tasavvuf denildiğinde. Yaradan’a ulaşmak arzusu, Allah’a duyduğumuz büyük sevgi dostluğa, kardeşliğe davet, kendimizi keşfetme çabası, Allah’a ulaşmanın yollarının arayışı, farklı biçimde şekillenir söz ve davranışlarla. Peki, tasavvuf u nasıl tarif edebiliriz? Yaradan’a karşı, saf-arı-duru duygularla ulaşmanın, ona sevgimizi anlatmanın yolunu aramak, insan ilişkilerinde mükemmeliyeti yakalamak, Dünya nimetlerinden uzaklaşarak, Allah için yaşamak şeklinde çok farklı boyutlarda özetleyebiliriz. Her dalda boy gösteren bu akımın, bu isimle geçmiş yüzyıllarda anıldığı konusunda, kesin bir bilgi yoktur. Bu akımın Arap toplumunda, Hicri 5. yüzyılda ortaya
HAK YOL KUR'AN. GERÇEK İSLAMA DAVET, BATILDAN HURAFEDEN UZAK, GERÇEK İSLAM I YAŞAMAK.