Ana içeriğe atla

Kayıtlar

KONUSUNDA etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

KUR’AN’DA ALKOL VE KUMAR KONUSUNDA GEÇEN, AYETLER ÜZERİNDE BİRLİKTE DÜŞÜNELİM.

  Değerli dostlarım, bu makalemde sizlerin üzerinde düşünmenize vesile olmak istediğim konu, Kur’an’da  ALKOL VE KUMAR  konusunda geçen ayetleri, Kur’an bütünlüğünde düşünmeye davet etmek istiyorum. Bizler geleneğin ve mezheplerin öğretisiyle ayetleri anlamaya çalıştığımız için, kendimizce kelimelere farklı anlamlar verip, Allah’ın bizlere anlatmaya çalıştığından, farklı anlamlar yüklüyoruz ayetlere. Konumuzla ilgili önce iki ayeti hatırlatmak istiyorum. Maide 90:  EY İNANANLAR! ALKOL, KUMAR, DİKİLİ TAŞLAR, FAL OKLARI ŞEYTAN İŞİ BİRER PİSLİKTİR. BUNLARDAN KAÇININIZ Kİ KURTULUŞA ERESİNİZ. (Bayraktar Bayraklı) Maide 91:   ŞEYTAN, İÇKİ VE KUMAR YOLUYLA ARANIZA YALNIZCA DÜŞMANLIK VE KİN SOKMAK, (DAHASI), SİZİ ALLAH’I HATIRLAMAKTAN VE SALÂT TAN (İBADETTEN) ALIKOYMAK İSTER. (ARTIK BUNLARDAN)  VAZGEÇTİNİZ DEĞİL Mİ?  (Mehmet Okuyan) Bu iki ayette bahsedilen iki konu üzerinde özellikle durmak istiyorum.  ALKOL VE KUMAR .  Allah bu ikisi içinde, dikkat ederseniz, bunlar haramdır deyip kestirip a

KUR’AN İNSANLARIN BİRBİRİNE BEDDUA ETMESİ, KÖTÜ SÖZ SÖYLEMESİ VE LANETLEMESİ KONUSUNDA, NELER SÖYLÜYOR.

  Kur’an beddua ve küfür, hakaret etmek ile ilgili neler söylüyor diye baktığımızda, O konu hakkında da elbette bilgiler veriyor, tavsiyelerde bulunuyor. Önce şunu net söylemeliyim ki, Kur’an’a iman eden bir Müslüman kendisine karşı kötülük yapmayana karşı, asla ne kötü davranmaya, neden kötü bir söz söyleme iznini vermiyor.  Bu konuyu doğru anlayabilmek için, sizlere örnek bir ayet hatırlatmak istiyorum. Enam 108:   ALLAH’IN PEŞİ SIRA (VARLIKLARA) YALVARANLARA (BİLE) SÖVMEYİN; (SONRA) ONLAR DA BİLMEYEREK ALLAH’A SÖVERLER. BÖYLECE BİZ HER ÜMMETE KENDİ İŞLERİNİ SÜSLÜ GÖSTERDİK. SONUNDA DÖNÜŞLERİ SADECE RABLERİNEDİR. O DA YAPTIKLARINI KENDİLERİNE BİLDİRECEKTİR.  (Mehmet Okuyan) Bakın bu ayet aslında günümüz toplumunun yaptığı yanlışa, çok güzel bir örnek.  Allah sakın dinde bölünenler gibi olmayın dediği halde bizler, mezheplere, cemaat Lara, tarikatlara bölünmekte zenginlik vardır diyerek, bir birimize düşman olduk. Hatta öyle bir düşman olduk ki, bir birimize yaptığımız hakaretlerden,

KUR’AN’I VE İSLAM’I ALGILAMA, YAŞAMA KONUSUNDA YAPTIĞIMIZ, ÇOK BÜYÜK YANLIŞIMIZ……

  Bu makalemde sizlere çok dikkat çekici ve düşündürücü bir örnek vermek istiyorum. Bu örnek, geleneksel İslam anlayışında çok kabul gören yanlış bir düşünce ve inanç.  İsterseniz önce yazalım, sonra üzerinde birlikte düşünelim. “KUR AN BANA YETERSE, BEN O ZAMAN KUR AN I AÇAR OKURUM ve kendi anladığım gibi dinimi yaşarım ve ortaya milyonlarca din çıkar. Çünkü niye, herkes anladığı gibi yaşarsa, herkes görüşüne göre amel eder ve din diye bir şey kalmaz. ÇÜNKÜ KUR’AN DA ABDEST ŞEKLİ YOK. Şimdi okuyun bana, ŞÖYLE HADİSLERE BAKMADAN ABDEST İ TARİF ET? Bu kadar İslam âlimi geldi de bu kadar eserler yazdılar, bize Kur’an yeter demediler, şimdi sen bunlardan daha mı âlimsin, sana kimse inanmaz.” Bu sözleri söyleyen ve inanan bir insanın, önce Kur’an ile buluşmadığını, onun yol ve yönteminden uzak bir inanç sahibi olduğunu, çok açık söyleyebilirim. Hatırlatmak isterim, Kur’an ın bizlere dinimizi ve inancımızı yaşamak için yeteceğini söyleyen, bizzat Kur’an.  YANİ ALLAH BUNU SÖYLÜYOR . Allah ın

SEBE SURESİ 23. AYET. ŞEFAAT KONUSUNDA ÇARPITILAN, TAHRİF EDİLEN BİR BAŞKA AYET.

  Bizlerin Kur’an ile bağımızı keserek, öyle yanlış bilgileri, bunlar dinin emri diye anlatmışlar ki, şimdide bu yanlışlıktan apaçık yol gösterici Kur’an elimizde olduğu halde, batıldan vazgeçemiyoruz. Kur’an ı tercüme edenlerde, kendi inançlarını doğrulayacak şekilde tahrifat yapmaktan ne yazık ki çekinmiyorlar.  ONUN İÇİNDE TOPLUM BİRBİRİNE, SEN HANGİ MEALİ OKUYORSUN DİYE SORUYOR.  Din tacirleri sayesinde, Kur’an mealleri öyle farklı tercüme ediliyor ki, toplum tedirgin edilip,  DİREK KUR’AN A MÜRACAAT ETMEK YERİNE, DİNİ ÖĞRENMEK VE ANLAYABİLMEK İÇİN, BİRİLERİNE MUHTAÇ BIRAKILIYOR.  Ama güneşi balçıkla çok şükür sıvayamadıkları için, yanlış inançları Kur’an ışığıyla ortaya, tek tek çıkıyor.  Bu makalemin konusu, birçok yazımda gündeme getirmeye çalıştığım,  ŞEFAAT  konusu üzerine olacak. Birçok ayet üzerinde yaptıkları gibi,  SEBE SURESİ 23. AYETİN ANLAMI İLE DE OYNAMAKTAN ÇEKİNMEDİLER . Allah şefaat tümden bana aittir, hiçbir şefaatin olmadığı O günden sakının dediği halde, Allah ın

ŞEFAAT KONUSUNDA, TOPLUMDA YARATILAN KARMAŞAYA, DİKKAT ÇEKİCİ BİR ÖRNEK.

  Bizlerin kafasını, dini konularda o kadar çok karıştırdılar ki, şimdide neyin doğru neyin yanlış olduğunu anlamak gerçekten çok zor oluyor. Hâlbuki Allah Kur’an ı yemin ederek, anlayabilesiniz diye kolaylaştırdık diyor. Peki, neden anlamakta zorluk çekiyoruz, ya da kafalarımız karışık? Çünkü Kur’an ı Nahl suresi 98. ayetinde, Allah ın bizleri uyardığı gibi okumuyoruz da ondan. Bir arkadaşımızın kafasının, şefaat konusunda nasıl karışık olduğunu göstermek için bir örnek vermek istiyorum. Bakın Şefaat konusunda ne söylüyor ve nasıl bir soru soruyor. “Ben amaca uygun olarak bilirkişilere bir kaç soru sormak istiyorum. ( lütfen ehil arkadaşlar cevap verirse sevinirim. ) Baktığım kadarıyla ayetlerde şefaat konusunda 24 kadar ayet var. Bunlar 3 grup halinde ele alınabilir. 1) Asla şefaatçinin olmadığı kısımlar. 2) Sadece Allah in şefaat ettiği kısımlar. 3) İstisnai durumlar. Baktığımız zaman genel kaidede hiç bir şefaatçinin olmadığı durumlar var. Benim merak ettiğim istisna durumları.  Ne

UYDURA GELDİKLERİ ŞEYLER, DİNLERİ KONUSUNDA KENDİLERİNİ ALDATMIŞTIR. ALİ İMRAN 24. AYET.

  Bizlerin Kur’an’ı okumaya, anlamaya çalışırken yaptığımız en büyük yanlış, Allah’ın Nahl suresi 98. ayetinde yaptığı uyarıyı, hayatımıza geçirmeden Kur’an’ı okumaya başlamamızdan kaynaklanıyor. Allah bu ayetinde bizleri uyarıyor ve diyor ki,  Kur’an’ı okumaya başlamadan önce, kovulmuş şeytandan, şeytanlaşmış insanların rivayet sanı inançlarından, doğruluğundan emin olamayacağımız din adına dayatmalarından, söylemlerinden kafanızdaki batıl inançlardan önce sıyrılıp, yalnız Allah’a sığınarak ona güvenerek Kur’an’ı okumaya başlayın. Bunu yapmadığımız takdirde, Kur’an’ı doğru anlamamız asla mümkün olmayacaktır. Dinin mezheplere, fırkalara bölünmesinin nedeni, kafamızdaki batıldan kurtulmadan, dini yaşamamızdan kaynaklanıyor.  ÇÜNKÜ HAK İLE BATIL YAN YANA ASLA BİRLİKTE OLAMAZ. Allah Enam suresi 25. ayetinde, çok dikkat çekici bir örnek veriyor ve diyor ki Elçisine, sen Kur’an ı okurken seni dinleyenler vardır. Fakat onlar atalarının batıl inançlarını terk etmeyip, onların etkisinde kaldık