Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Mart, 2021 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

SEBE SURESİ 23. AYET. ŞEFAAT KONUSUNDA ÇARPITILAN, TAHRİF EDİLEN BİR BAŞKA AYET.

  Bizlerin Kur’an ile bağımızı keserek, öyle yanlış bilgileri, bunlar dinin emri diye anlatmışlar ki, şimdide bu yanlışlıktan apaçık yol gösterici Kur’an elimizde olduğu halde, batıldan vazgeçemiyoruz. Kur’an ı tercüme edenlerde, kendi inançlarını doğrulayacak şekilde tahrifat yapmaktan ne yazık ki çekinmiyorlar.  ONUN İÇİNDE TOPLUM BİRBİRİNE, SEN HANGİ MEALİ OKUYORSUN DİYE SORUYOR.  Din tacirleri sayesinde, Kur’an mealleri öyle farklı tercüme ediliyor ki, toplum tedirgin edilip,  DİREK KUR’AN A MÜRACAAT ETMEK YERİNE, DİNİ ÖĞRENMEK VE ANLAYABİLMEK İÇİN, BİRİLERİNE MUHTAÇ BIRAKILIYOR.  Ama güneşi balçıkla çok şükür sıvayamadıkları için, yanlış inançları Kur’an ışığıyla ortaya, tek tek çıkıyor.  Bu makalemin konusu, birçok yazımda gündeme getirmeye çalıştığım,  ŞEFAAT  konusu üzerine olacak. Birçok ayet üzerinde yaptıkları gibi,  SEBE SURESİ 23. AYETİN ANLAMI İLE DE OYNAMAKTAN ÇEKİNMEDİLER . Allah şefaat tümden bana aittir, hiçbir şefaatin olmadığı O günden sakının dediği halde, Allah ın

İSRA SURESİ 16. AYETİ, LÜTFEN DOĞRU ANLAYALIM. “BİZ BİR TOPLUMU, HELAK ETMEK İSTEDİĞİMİZDE…..”

  Bu makalemin konusu, üzerinde Kur’an bütünlüğünde dikkatle düşündüğümüzde, bizleri çok ciddi bir şekilde uyaran ve çok önemli dersler almamızı sağlayan İsra suresi 16. ayet olacak. Ayeti iki farklı tercümeden yazalım ki, ayetin nasıl farklı tercüme edilip, aslında ne anlatmak istediği kısmen nasıl gizlendiği, daha açık anlaşılabilsin. “BİZ BİR TOPLUMU YOK ETMEK İSTEDİĞİMİZ ZAMAN, onun ileri gelen varlıklılarının ORADA KÖTÜLÜK YAPMASINA İZİN VERİRİZ. Böylece o topluma verilmiş söz gerçekleşir ve onu yerle bir ederiz.” (İsra 16) “BİR ÜLKEYİ HELÂK ETMEK İSTEDİĞİMİZDE, o ülkenin zenginlik sebebiyle şımarmış elebaşılarına (iyilikleri) emrederiz; buna rağmen onlar orada kötülük işlerler. BÖYLECE O ÜLKE, HELÂKE MÜSTAHAK OLUR; biz de orayı darmadağın ederiz.” (İsra 16 ) İlk yazdığım tercümede, Allah ın biz kullarını çok şiddetli bir şekilde uyardığını ve Allah bir toplumu helak etmek istediğinde, O toplumun ileri gelenlerinin yani yönetici olarak söz sahibi olanların, kötü davranışlar, toplu

HADİSLERİN GÜNÜMÜZE NASIL ULAŞTIĞINA VE BU BİLGİLERİN SORGUSUZCA KABUL EDİLMESİNİN DOĞURACAĞI TEHLİKELERE DİKKAT ÇEKİLİYOR.

 

RİVAYET İNANÇLARIMIZI AKLAYABİLMEK ADINA, ŞİRK KOŞMAKTAN KORKMUYORUZ.

  Bizler inancımızı yaşarken, yaptığımız yanlışlardan kurtulmanın çabasında olmak yerine, onlara nasıl Kılıf buluruz yaşamaya devam ederiz, nefsimizi oyalarız onun çabası içinde oluyoruz. Hâlbuki Kur’an ın indirilmesinin amacı, yaptığımız yanlışları düzeltmek ve bizleri uyarmak için değil miydi? Allah kitap Ehlinin yaptığı yanlışlara karşı kullarını uyarmak, atalarının rivayet ve sanı inançlarından kurtulmaları için ne diyordu Ankebut 51. ayetinde?  “KARŞILARINDA OKUNUP DURAN BIR KİTABI, SANA İNDİRMİŞ OLMAMIZ ONLARA YETMİYOR MU?”  Casiye 6. Ayetinde de aynı hataları yapanlara ne diyordu Allah.  “ALLAH’TAN VE O’NUN AYETLERİNDEN SONRA, HANGİ SÖZE İNANACAKLAR?” Sormak isterim bu ayetler, yalnız kitap ehlini mi ilgilendiriyor? Bizler bugün sorumlu değil miyiz? Hatırlatırım Kur’an ın tamamı, o günkü topluma indirilmişti zaten. O günkü toplumun tamamı, nasıl bu ayetlerden sorumluysa, bizlerde tamamından sorumluyuz. Peki, bu ayetlerde ne diye uyarıyor Rabbimiz?  SİZLERE İNDİRDİĞİM KUR’AN, DİN

BAKARA SURESİ 189. AYET. “İYİ DAVRANIŞ EVLERE ARKALARINDAN GELİP GİRMENİZ DEĞİLDİR. EVLERE KAPILARINDAN GİRİN.”

  Bu makalemin konusu, Bakara suresi 189. ayet olacaktır. Ayeti doğru anlayabilmek istiyorsak, bu ayeti bütünlüğünden ayırmadan, Kur’dan ın diğer ayetlerinden de yardım alarak anlamaya çalışmalıyız. Eğer ayeti rivayet bilgiler ile anlamaya çalışırsak, yanlış anlama ihtimalimiz her zaman olacaktır.  Önce ayeti yazalım, daha sonra üzerinde birlikte düşünelim. Bakara 189:  Sana, hilâl şeklinde yeni doğan ayları sorarlar. De ki: Onlar, İNSANLAR VE ÖZELLİKLE HAC İÇİN VAKİT ÖLÇÜLERİDİR. İYİ DAVRANIŞ, ASLA EVLERE ARKALARINDAN GELİP GİRMENİZ DEĞİLDİR. LÂKİN İYİ DAVRANIŞ, KORUNAN (VE ÖLÇÜLÜ GİDEN) KİMSENİN DAVRANIŞIDIR. EVLERE KAPILARINDAN GİRİN, Allah’tan korkun, umulur ki kurtuluşa erersiniz. (Diyanet vakfı meali) Ayetin ilk cümlelerinden anlıyoruz ki, Allah ın Elçisine Ay ve onun evreleri konusunda bilgiler sorulmuş. Tabi Peygamberimiz, bilgisinin dışında sorulan bu soruya gerektiği ölçüde cevap vermemiş olsa gerek ki, Allah sana sorulan bu soruya karşı deki onlara diye şunu söylemesini isti

ARAF SURESİ 40. AYET. GÖKLERİN KAPISI AÇILMAZ SÖZÜNDEN, NE ANLAMALIYIZ?

  Kur’an da gökyüzü ve yeryüzü kelimeleri çok fazla geçer. Allah ın yarattığı bu eşi benzeri, ucu bucağı olmayan sonsuzluğun göstergesi gökyüzü tabiri, Allah ın yüceliğini gücünü anlatırken çok kullanılır.  Maide 120. ayetinde de:  ”GÖKLERİN, YERİN VE İÇLERİNDEKİ HER ŞEYİN MÜLKİYETİ ALLAH’IN DIR, O, HER ŞEYE HAKKIYLA KADİRDİR.”  Diyerek, Allah ın gücüne kuvvetine örnek verir. Allah indirdiği ayetlerinde de gökyüzünün azameti ve gücünü hatırlatmak adına da, teşbih benzetmeler yaparak, anlatmak istediği konuyu daha iyi anlamamızı sağlar.  Bu makalemde sizleri bahsettiğimiz konu ile ilgili, ARAF 40. ayeti hatırlatmak ve üzerinde düşünmenize vesile olmak istiyorum.  Önce ayeti yazalım. ARAF 40:  Ayetlerimizi yalanlayanlar ve o ayetlere uymayı kibirlerine yediremeyenler var ya, onlara GÖKLERİN KAPILARI AÇILMAZ. ONLAR, DEVE İĞNE DELİĞİNDEN GEÇİNCEYE KADAR CENNETE DE GİREMEZLER! Biz suçluları işte böyle cezalandırırız. (Diyanet meali) Bu ayette bahsedilenler, Allah ın indirdiği kitaplara, elç

ALLAH’IN ELÇİSİNİN, ÜMMİ OLUŞUNDAN ALACAĞIMIZ, ÇOK ÖNEMLİ DERSLER.

  Kur’an öyle rehber ve yol gösterici bir kitap ki, onu anlayarak ve düşünerek okuduğumuzda, gönül gözümüzü açacağını ve Kur’an ın NURU ile gönlümüzü aydınlatacağını anlatır bizlere. Kur’an da Ahzab 21. ayetinde, Allah Elçisini bakın nasıl örnek gösterir.  ” Andolsun, Allah’ın Resûlünde sizin için; Allah’a ve ahiret gününe kavuşmayı uman, Allah’ı çok zikreden kimseler için, GÜZEL BİR ÖRNEK VARDIR.”  Acaba bu örnek oluşu hangileridir? Elbette doğru, dürüst, adaletli, yadım sever oluşunu hepimiz biliyoruz,  Ya ÜMMİ oluşundan alacağımız bir ders yok mu?  Gelin şimdide o konu üzerinde, birlikte düşünelim. Makaleme başlamadan önce, sizleri Allah ın elçisinin yaşadığı dönemi düşünmeye davet ediyorum. Acaba peygamberimiz, Allah tan elçilik görevini almadan önce, nasıl bir inancı vardı. Yani peygamberimiz yoldan sapmış, sanı ve rivayetlerle yaşanan Yahudi ya da Hıristiyan toplumundan mıydı? Kur’an dan öğrendiğimize göre Kitap Ehli, Allah ın indirdiği kitapları devre dışı bırakılmış, atalarında

"EY NEBİ! ALLAH, SANA DA SANA UYAN MÜMİNLERE DE YETER."(Enfal 64)

  "EY NEBİ! ALLAH, SANA DA SANA UYAN MÜMİNLERE DE YETER."(Enfal 64) YOKSA ARAMIZDA BU AYETİ GÖRMEZDEN GELEN, ÜSTÜNÜ ÖRTEN YANİ, ALLAH IN ELÇİSİNE YETEN ALLAH IN KİTABI, YOKSA ARAMIZDA YETMEYENLER Mİ VAR? BİR MÜSLÜMANA ALLAH YETMİYORSA, KUR'AN DA ONA YETMİYOR DEMEKTİR. BUNU SÖYLEYEN VE İNANAN, MÜŞRİK OLMUŞ DEMEKTİR, HATIRLATIRIM.

ŞEFAAT KONUSUNDA, TOPLUMDA YARATILAN KARMAŞAYA, DİKKAT ÇEKİCİ BİR ÖRNEK.

  Bizlerin kafasını, dini konularda o kadar çok karıştırdılar ki, şimdide neyin doğru neyin yanlış olduğunu anlamak gerçekten çok zor oluyor. Hâlbuki Allah Kur’an ı yemin ederek, anlayabilesiniz diye kolaylaştırdık diyor. Peki, neden anlamakta zorluk çekiyoruz, ya da kafalarımız karışık? Çünkü Kur’an ı Nahl suresi 98. ayetinde, Allah ın bizleri uyardığı gibi okumuyoruz da ondan. Bir arkadaşımızın kafasının, şefaat konusunda nasıl karışık olduğunu göstermek için bir örnek vermek istiyorum. Bakın Şefaat konusunda ne söylüyor ve nasıl bir soru soruyor. “Ben amaca uygun olarak bilirkişilere bir kaç soru sormak istiyorum. ( lütfen ehil arkadaşlar cevap verirse sevinirim. ) Baktığım kadarıyla ayetlerde şefaat konusunda 24 kadar ayet var. Bunlar 3 grup halinde ele alınabilir. 1) Asla şefaatçinin olmadığı kısımlar. 2) Sadece Allah in şefaat ettiği kısımlar. 3) İstisnai durumlar. Baktığımız zaman genel kaidede hiç bir şefaatçinin olmadığı durumlar var. Benim merak ettiğim istisna durumları.  Ne