Ana içeriğe atla

BAKARA SURESİ 189. AYET. “İYİ DAVRANIŞ EVLERE ARKALARINDAN GELİP GİRMENİZ DEĞİLDİR. EVLERE KAPILARINDAN GİRİN.”


 

Bu makalemin konusu, Bakara suresi 189. ayet olacaktır. Ayeti doğru anlayabilmek istiyorsak, bu ayeti bütünlüğünden ayırmadan, Kur’dan ın diğer ayetlerinden de yardım alarak anlamaya çalışmalıyız. Eğer ayeti rivayet bilgiler ile anlamaya çalışırsak, yanlış anlama ihtimalimiz her zaman olacaktır.  Önce ayeti yazalım, daha sonra üzerinde birlikte düşünelim.

Bakara 189: Sana, hilâl şeklinde yeni doğan ayları sorarlar. De ki: Onlar, İNSANLAR VE ÖZELLİKLE HAC İÇİN VAKİT ÖLÇÜLERİDİR. İYİ DAVRANIŞ, ASLA EVLERE ARKALARINDAN GELİP GİRMENİZ DEĞİLDİR. LÂKİN İYİ DAVRANIŞ, KORUNAN (VE ÖLÇÜLÜ GİDEN) KİMSENİN DAVRANIŞIDIR. EVLERE KAPILARINDAN GİRİN, Allah’tan korkun, umulur ki kurtuluşa erersiniz. (Diyanet vakfı meali)

Ayetin ilk cümlelerinden anlıyoruz ki, Allah ın Elçisine Ay ve onun evreleri konusunda bilgiler sorulmuş. Tabi Peygamberimiz, bilgisinin dışında sorulan bu soruya gerektiği ölçüde cevap vermemiş olsa gerek ki, Allah sana sorulan bu soruya karşı deki onlara diye şunu söylemesini istiyor. “AY İNSANLAR VE ÖZELLİKLE HAC İÇİN VAKİT ÖLÇÜLERİDİR.” Buradan şunu anlıyoruz, demek ki sorulan sorunun mahiyeti, verilen cevapla bağlantılı ki, böyle bir cevap verilmesi isteniyor. Bizlerde bu ayeti, bu yönde ele almalıyız. Yani Ay ve onun evreleri, bizler için vakit ölçüsü, takvimi oluşturduğu gibi, hac içinde vakit ölçüsü olduğunu söylüyor. Bildiğiniz gibi Allah, Hac konusunda Kur’an da bilgi verirken, haram ayları anlatıp bu aylarda Hacca gidileceğinden bahsetmişti. O günkü kullanılan takvimde Ay takvimi idi. 

Gelelim ayetin devamına. Bu kısım çok önemli, çünkü burada bahsedilenleri, öyle rivayet hadislerle açıklamaya çalışıyorlar ki, doğruluğundan emin olmamız mümkün olmuyor. Rivayetlerde, Araplar ayın belirli evresinde kapıdan girmenin uğursuzluk sayılacağı, onun için eve arkadan, pencereden giriyorlardı gibi açıklamalarla, toplumu ne yazık ki yanlış bilgilendirmektedirler. Her nedense hiç sormuyoruz, bu bilgiler Kur’an da yok. Bu durumda bizler, rivayetlere mi mahkûmuz ayetleri anlamak için. Elbette hayır, bu tür açıklamalar toplumun kafasını karıştırmak ve bizlerin ayetleri anlamak adına, rivayetlere muhtaç olduğumuza inandırılmak isteniyor. Lütfen bu tuzaklara düşmeyelim. Biz O bilgilerden değil, Allah ın ayetlerinden düşünerek anlamaya çalışalım. Ayette dikkatimizi çekerek şöyle diyor Allah. İYİ DAVRANIŞ ASLA EVLERE ARKALARINDAN GELİP GİRMEMİZ DEĞİLDİR. İyi olan ölçülü davranış, evlerin ön giriş kapılarından girmektir diyor.  BAKIN DEMEK Kİ BURADA YAPILAN YANLIŞ BİR HAREKET VAR Kİ, DOĞRUSU BÖYLE YAPMAKTIR DİYOR.

Ayette bu satırları okuduğunuzda, şöyle bir soru gelmiş olabilir aklınıza. Bir insan evinin kapısı dururken penceresinden girecek değil ya. Bunu ancak kötü amaçlı hırsızlar ya da kötü niyeti olanlar yapar. Allah da zaten bu benzetme yani teşbih sanatıyla anlatıyor bizlere ve diyor ki, İYİ DAVRANAN, İYİ NİYETLİ BİR MÜSLÜMAN, HER ŞEYİ KURALLARINA GÖRE DOĞRU BİR ŞEKİLDE YERLİ YERİNDE YAPAR. DAVRANIŞLARINDA ÖLÇÜLÜ OLANLAR, ALLAH KORKUSUYLA HİÇ BİR ZAMAN AŞIRIYA GİTMEZLER, HİÇ KİMSEYİ KÜÇÜK DÜŞÜRMEZLER. ÇÜNKÜ ONLAR BİR İŞE NİYETLENDİĞİNDE ALLAH DAN KORKARAK YANLIŞ YAPMAZLAR VE ADALETLİ OLURLAR DİYOR. Böyle insanlarında, kurtuluşa erecekleri bilgisini veriyor. Bu ayetin bir ayet öncesine bakalım ki konu daha iyi anlaşılabilsin.

Bakara 188: Bir de ARANIZDA MALLARINIZI BATIL SEBEPLERLE YEMEYİN. İnsanların mallarından bir kısmını bile bile günah ile yemek için, o malları hâkimlere rüşvet olarak vermeyin. (Elmalı meali)

Bakın Allah, Bakara 189. ayette bahsettiğimiz benzetmeyi, uyarıyı yapmadan önce, biz kullarını adaletli olmamız için nasıl uyarıyor. Aranızda mallarınızı, batıl sebeplerden yemeyin diyor. Burada geçen batıl kelimesi, kendi nefsimizce uydurduğumuz haksız inanış, ya da nefsimizin işine geldiği yolları kendimize hak görmek anlamındadır.  Özellikle Yahudiler, kendilerini üstün bir ırk gördükleri için, Yahudi olmayanlara karşı her türlü adaletsizliği, saygısızlığı yapmanın normal olduğuna inanıyorlardı. Bu hataları yapmayın, adaleti sağlayıcılarla işbirliği yaparak, insanlara zulmetmeyin diyor.

Bu ayetin devamında ki 189. ayette iyi davranışın, ölçülü, saygılı ve kurallara uyularak yapılacağının örneğini veriyor ve kötü niyetli amaçlarımızı yerine getirebilmek içinde, kendi nefislerimiz de gizlice yapmaya çalıştığımız kötü niyetlerden de vazgeçmemiz uyarısı yapılmaktadır. Allah evlerimizde özellikle nasıl bir ortam yaratmamızı istiyordu hatırlayalım.

“EVLERE GİRDİĞİNİZ ZAMAN, BİRBİRİNİZE ALLAH KATINDAN MUTLU, HOŞ YAŞAM DİLEYEREK SELÂM VERİNİZ. Allah, hükümleri düşünürsünüz diye size böyle açıklıyor.” (Nur 61)

Ayette Allah, evlerimizde huzurlu ve mutlu olmamızın yollarını gösteriyor bizlere, tavsiyeler de bulunuyor. Hatta Nahl 80. ayette de, ALLAH EVLERİNİZİ SİZE BİR HUZUR VE SÜKÜN YERİ YAPTI diyerek, evlerimizde huzuru bulabilmemiz için, en büyük çabanın bizlerin göstermesi gerektiğini, Bakara 189. ayetinde yaparak, evlerinize girerken kafanızdaki ve içinizdeki tüm kötülüklerden, huzursuzluktan kurtulup öyle girmemizi istemiştir. Ayette bahsedilen evin arkasından değil, ön kapıdan girin sözüyle bunları bahsediyor ve diyor ki Yaradan, EVİNİZE GİRERKEN KÖTÜLÜKLERİ ARKANIZDA BIRAKIN, EVİN HUZURU İÇİN DOĞRU DAVRANIŞLARLA SERGİLEYİN Kİ, HUZURU BULASINIZ. 

Bakara suresi 189. ayette geçen iyi davranış evlere arkalarından gelip girmeniz değil, doğru olan eve kapılarından girmektir sözünden bu şekliyle anlayabileceğimiz gibi, şöyle de anlarsak yanlış yapmış olmayız diye düşünüyorum. “ELÇİME SORDUĞUNUZ SORULARI ÖLÇÜLÜ VE İYİ NİYETLE SORUN. HER ŞEYİN BİR KURALI VARDIR. O KURALLARA UYUN, SINIRI AŞMAYIN” Dikkat ettiyseniz bu ayet Peygamberimize sorulan bir soru ile ilgili iniyor. Ama öyle sorular soruyorlar ki, Allah ın Elçisi her konuda bilgisi yok. Bu durumda Peygamberimizi zor durumda bırakmaya çalışanlar, ikaz ediliyor diye anlarsak da, sanırım yanlış olmaz diye düşünüyorum. Doğrusunu Allah bilir, bizlere düşen ayetleri anlayabilmek için, çaba harcamak olmalıdır.

Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK

https://kuranadavet1.wordpress.com/

https://twitter.com/KURANA_DAVET

http://www.hakyolkuran.com/

https://www.facebook.com/Kuranadavet1/

https://hakyolkuran1.blogspot.com/

 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İmtihanımızda, Kaybedenlerden Olmak İstemiyorsak.

  Allah Asr suresinde, iman ettiğini söyleyen kullarım, birbirine Hak olanı,  YANİ YALNIZ ALLAH KATINDAN GELENİ, KUR’AN’I TAVSİYE ETMEDİĞİ SURECE ZİYANDADIR  diyor. Çünkü hak olanın yalnız Allah katından geldiğini yine Kur’an’da bildiriyor. Bizler böylemi yapıyoruz? Rabbimiz iman ettiğini söyleyen kullarını uyarmak için,  “ONLARIN ÇOĞU ALLAH’A, ANCAK ORTAK/ŞİRK KOŞARAK İNANIRLAR”  diyerek, iman ettiğini zannedenlerin, nasıl büyük bir yanılgı içinde oldukları uyarısını yapıyor. Tabi bir başka ayetinde de kendisine  ŞİRK/ORTAK KOŞANIDA AFFETMEYECEĞİ  bilgisini veriyor. Peki, bizler böyle büyük hatalar yapıyor muyuz? İnancımızı Kur’an ile sorguladık mı? Gelin sorgulayalım. Bizler yalnız Allah’ın katından gelen HAK olan Kur’an’a mı iman ediyoruz? Yoksa yalnız Kur’an ile İslam yaşanmaz,  KUR’AN+RESULÜN SÜNNETİ+MEZHEP İMAMLARININ İCHATLARI ile birlikte  mi yaşanır diyoruz.  Eğer bunu söylüyorsak, Allah’ın uyardığı gibi...

İslam’ı Sorumlu Olduğumuz Kur’an’dan Öğrenmezsek, Sonucuda İşte Böyle Olur.

  Bizler hiç düşünmeden, sorgulamadan Kur’an’dan uzak öyle bir din yaşıyoruz ki, adeta Allah’ın kitabı Kuran’ı küçümsediğimizin farkında olmadığımız gibi,  yalnız Kur’an ile İslam’ı yaşayamayacağımıza inandırıldık. İman ettik dediğimiz Kur’an, bu düşünceye onay veriyor mu, hiç baktık mı? Elbette hiç bakmadık, hatta bakmaya teşebbüs bile etmemizi engelleyip, sen Kur’an’ı anlayamazsın senin ilmin ne ki, Arapça bir kelimenin bilmem kaç anlamı var, sen hangisinin olduğunu nereden bileceksin diyerek, aklın mantığın kabul etmeyeceği düşünceleri, her nedense kabul etmekte sakınca görmedik. Arapça olan Kur’an’a bunları söyleyenler, her ne hikmetse yine Arapça olan rivayet hadislere, neden bunları söylemediklerini hala fark edemediysek, Allah ile aldatılmaktan da asla kurtulamayız.  İSLAM’I SORUMLU OLDUĞUMUZ KUR’AN’DAN ÖĞRENMEZSEK, SONUCUDA İŞTE BÖYLE OLUR . Mezheplerin hatta cemaat ve tarikatların şekillendirdiği İslam inancımızda şu mantık ve Kur’an dışı inancı, her nedense...

Enam Suresi 38. Ayet. “Biz Kitapta Hiç Bir Şeyi Eksik Bırakmadık.”

Bizler Kur’an ayetlerini doğru anlamak istiyorsak, mutlaka yine Kur’an’ın açıklamalarından, verdiği örneklerden yola çıkarak, anlamanın yolunu yöntemini seçmeliyiz. Bu konuda bir örnek vermek istiyorum, önce ayeti yazalım daha sonra üstünde birlikte düşünelim. Enam 38:  Yeryüzünde gezen her türlü canlı ve (gökte) iki kanadıyla uçan her tür kuş, sizin gibi birer topluluktan başka bir şey değildir. BİZ KİTAP’TA HİÇBİR ŞEYİ EKSİK BIRAKMADIK. Sonunda hepsi Rablerinin huzuruna toplanıp getirilecekler. (Diyanet meali) Bu ayette geçen çok dikkat çekici bir cümle var.  BİZ KİTAP’TA HİÇBİR ŞEYİ EKSİK BIRAKMADIK . Sizce Allah, hangi kitaptan bahsediyor olabilir? Ne yazık ki geleneksel İslam anlayışı bu ayette geçen, bu cümleden çok rahatsız, onun içinde bu cümleye öyle bir anlam yüklüyorlar ki, ayette geçen bu cümlenin, neredeyse bizlere vermesi gereken anlamını alıp götürüyor. Siz ayeti okuduğunuzda ne anladınız? Yani Allah hangi kitapta, hiçbir eksik bırakmadığından bahsedi...