Ana içeriğe atla

Kayıtlar

GELİYOR etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

ENFAL SURESİ 35. AYETTE ISLIK ÇALMAK VE EL ÇIRPMAK SÖZÜYLE, NE KAST EDİLİYOR?

  Değerli dostlarım bizler İslam’ı, Kur’an ayetlerini rivayet ve emin olamayacağımız bilgiler ışığında anlamaya çalıştığımız içindir ki, Allah’ın Kur’an’da ki uyarılarının ne yazık ki tam olarak farkına varamıyor, Kitap Ehlinin yaptığı aynı yanlışları bizlerde yaşıyoruz. Bu makalemde de sizlere, aynı yanlışı nasıl yaptığımız bir ayeti hatırlatmak ve bu ayeti dikkatle düşünerek Kur’an’ın diğer ayetlerinden faydalanarak anlamak yerine, rivayetlerden yardım alarak nasıl anlamaya çalıştığımıza, güzel bir örnek vermek istiyorum. Önce ayeti yazalım, daha sonra birlikte ayet üzerinde düşünelim. Enfal 35:  ONLARIN, KÂ’BE’NİN YANINDA SALATI/DUALARI ISLIK ÇALIP EL ÇIRPMAKTAN İBARETTİR. ÖYLE İSE (EY MÜŞRİKLER) İNKÂR ETMEKTE OLDUĞUNUZDAN DOLAYI TADIN AZABI. (Diyanet meali) Önce ayette bahsedilenlerin, kimler olduğunu doğru anlamalıyız.  Bu ayetin öncesine baktığımızda, bu kişilerin Kitap Ehlinden olup, Hz. Muhammed’e ve getirdiği Kur’an’a iman etmek istemeyenler olduğunu anlıyoruz. Hatta Resul onl

KALPLERİN DÜŞÜNMEMESİ, KÖR OLMASI, GÖZLERİ OLUP GÖRMEMESİ NE ANLAMA GELİYOR?

  Bugünkü makalemin konusu, Kur’an da geçen görme, algılama ve hissetme organları olarak geçen kalp, göz ve kulak konusu üzerine olacak. Konumuza geçmeden önce sizlere şöyle bir soru sorsam, nasıl bir cevap verirdiniz? Biz insanlar, yalnız gözlerimiz ile mi görürüz? Aslında bu soruya düşünmeden ve Kur’an ın verdiği bilgilerin farkında değilsek, evet insanların görme organı gözdür diye cevap veririz. Bu cevabı veren arkadaşlarımıza hemen şunu söylemek isterim.  MADEM BİZLER YALNIZ GÖZLERİMİZLE GÖRÜYORUZ, GÖZLERİMİZ KAPALI UYURKEN GÖRDÜĞÜMÜZ RÜYALARI NEYLE GÖRÜYORUZ, BUNU NASIL AÇIKLARIZ.  Çünkü uyandığımızda, film seyretmiş gibi rüyamızı anlatıyoruz. Gözleri görmeyenleri bir an düşünün lütfen. Görmedikleri halde, nasıl yollarını bulurlar, dolaşır ve ihyiyaçlarını giderirler. Demek ki bir insan görmesede, diğer duyu organlarının yardımıylada, sanki görüyormuş gibi işlerini yapabiliyorlar mış. Demek ki bizlerin görmemizi, hissetmemizi, algılamamızı sağlayan, yalnız gözlerimiz değilmiş. Al

KUR'AN IN EMRETTİĞİ SALÂT, HANGİ ANLAMLARA GELİYOR?

Bu makalemde, sizlerin düşünmenize vesile olmak istediğim konu, Kur’an'da sıkça geçen ve Allah'ın önemsediği  SALÂT  konusu üzerinde olacaktır. Bizler ne yazık ki her konuda olduğu gibi, bu konuda da geleneğin, fıkıh inancının öğretisinin etkisinde kalarak, Kur’an'ı anlamaya çalışıyoruz ve kendimiz çok fazla araştırma, düşünme gereği duymuyoruz. Bizler salât kelimesini, Farsçadan dilimize geçen ve bizlerin yine Kur’an'da bazı ayetlerde tarifi yapılmış, örnekleri verilmiş şekilsel bir ibadet olan, yalnız namaz olarak algılıyoruz. Hâlbuki  SALÂT  kelimesi yalnız bildiğimiz namaz anlamında değil, çok geniş anlamı vardır. Gelin bu konuyu birlikte anlamaya çalışalım. Bakara 3–4:  Onlar gayba inanırlar, NAMAZ KILARLAR, KENDİLERİNE VERDİĞİMİZ MALLARDAN ALLAH YOLUNDA HARCARLAR. Yine onlar, SANA İNDİRİLENE VE SENDEN ÖNCE İNDİRİLENE İMAN EDERLER; ahiret gününe de kesinkes inanırlar. (Diyanet vakfı meali) Ayette namaz diye tercüme edilmiş kelime  SALÂT  tır. Bu ayette salâtı kı

NİSA SURESİ 58 VE 59. AYETLER. ULU'L EMR VE EHİL OLMAK SÖZÜNDEN NE ANLAMALIYIZ?

Bu makalemde sizlerin üzerinde düşünmenize vesile olmak istediğim, Nisa suresi 58-59. ayetler olacaktır. Bu ayetler günümüzde topluma yanlış anlatılıyor ve toplum adeta körü körüne sorgusuzca Kur'an'ın neredeyse tamamına ters bir inancı kabul ettirmeye zorlanıyor. Gelin önce 59. ayet üzerinde birlikte düşünelim. Nisa 59:  EY İMAN EDENLER! ALLAH’A İTAAT EDİN; ELÇİ’YE VE SİZDEN OLAN EMİR SAHİPLERİNE DE İTAAT EDİN! BİR KONUDA ANLAŞMAZLIĞA DÜŞERSENİZ ALLAH’A VE AHİRETE İNANIYORSANIZ ONU ALLAH’A VE ELÇİ’YE GÖTÜRÜN! BU (TUTUM) HEM HAYIRLI OLANDIR HEM DE SONUÇ İTİBARIYLA DAHA GÜZELDİR. (Mehmet Okuyan) Bu ayette dikkatimizi çeken konuları önce anlamaya çalışalım. Ayetin ilk cümlesinde itaat edilecekleri sayarken, Allah'a ve Elçisine itaatten bahsediliyor. Önce bu konuya açıklık getirelim. Allah ayetlerinde ne diyordu hatırlayalım. Elçime/Resulüme itaat etmek, bana itaat etmek gibidir. Hatırlatmak isterim ayetlerden geçen Resul kelimesi Elçi anlamında olup, Allah'tan ald

ALLAH IN ELÇİSİNE HİKMET VERMESİ, NE ANLAMA GELİYOR?

Sizleri bu makalemde, Kur’an bütünlüğünde düşünmeye davet etmek istediğim konu, Allah’ın Elçisine,  HİKMET  vermesi ne anlama geliyor, birlikte Allah’ın izniyle Kur’an dan anlamaya çalışalım. Önce konuyla ilgili ayeti yazalım. Araf 62:  SİZE RABBİMİN MESAJLARINI DUYURUYOR, SİZE ÖĞÜT VERİYORUM VE BEN SİZİN BİLMEDİKLERİNİZİ ALLAH’TAN (gelen vahiy ile) BİLİYORUM.”  Ali İmran 164: Allah, müminlere, aralarından kendilerine Allah’ın ayetlerini okuyan, ONLARI ARINDIRAN VE ONLARA KİTAP VE HİKMETİ ÖĞRETEN BİR RESUL GÖNDERMEKLE BÜYÜK BİR LÜTUFTA BULUNDU. Oysa bundan önce açık bir sapıklık içinde idiler. Bakara 151:  Öyle ki size, kendinizden, size ayetlerimizi okuyacak, sizi arındıracak, SİZE KİTAP VE HİKMETİ ÖĞRETECEK ve BİLMEDİKLERİNİZİ BİLDİRECEK bir Elçi gönderdik. Allah Araf suresi 62. ayetinde, Allah tan gelen sizin bilmediklerinizi biliyorum demekle, neyi kast etmiş olabilir? Kur’an dışından bir bilgi olabilir mi, elbette mümkün değil. Hemen Kur’an’ın diğer ayetleri ile bağlantı kura

MÜDDESİR 43. AYETTE GEÇEN MUSALLİN LERDEN DEĞİLDİK, NE ANLAMA GELİYOR?

Bu makalemde sizlerin, üzerinde dikkatle düşünmenize vesile olmak istediğim ayetler, Müddesir suresinde geçiyor. Bizler Allah’ın önerdiği gibi, ayetler üzerinde düşünmeden, kelimelerin özüne inmeden okur geçersek, aslında çok şeylerin farkında olamayacağımıza, güzel bir örnek ayeti sizlere hatırlatmak istiyorum.  Ayette cehennemliklerden olanlar,  BİZ MUSALLİN LERDEN DEĞİLDİK  sözüne, öyle bir anlam veriyoruz ki, ayette anlatılmak istenenden çok uzak kalıyor, Allah’ın bizleri bu konuda ki uyarısını da anlayamıyoruz. Önce ayeti yazalım, daha sonra birlikte ayet üzerinde düşünelim. Özellikle Diyanet mealinden yazdım. Müddesir 40–41–42–43–44–45–46–47–48:  Onlar cennetlerdedirler. Birbirlerine suçlular hakkında sorular sorarlar ve dönüp onlara şöyle derler: “Sizi Sekar’a (cehenneme) ne soktu?”. Onlar şöyle derler: “BİZ NAMAZ KILANLARDAN DEĞİLDİK.” “YOKSULA YEDİRMEZDİK.” “BATILA DALANLARLA BİRLİKTE BİZ DE DALARDIK.” “CEZA GÜNÜNÜ DE YALANLIYORDUK.” “Nihayet ölüm bize gelip çattı.” ARTIK