Ana içeriğe atla

ENFAL SURESİ 35. AYETTE ISLIK ÇALMAK VE EL ÇIRPMAK SÖZÜYLE, NE KAST EDİLİYOR?

 


Değerli dostlarım bizler İslam’ı, Kur’an ayetlerini rivayet ve emin olamayacağımız bilgiler ışığında anlamaya çalıştığımız içindir ki, Allah’ın Kur’an’da ki uyarılarının ne yazık ki tam olarak farkına varamıyor, Kitap Ehlinin yaptığı aynı yanlışları bizlerde yaşıyoruz. Bu makalemde de sizlere, aynı yanlışı nasıl yaptığımız bir ayeti hatırlatmak ve bu ayeti dikkatle düşünerek Kur’an’ın diğer ayetlerinden faydalanarak anlamak yerine, rivayetlerden yardım alarak nasıl anlamaya çalıştığımıza, güzel bir örnek vermek istiyorum. Önce ayeti yazalım, daha sonra birlikte ayet üzerinde düşünelim.

Enfal 35: ONLARIN, KÂ’BE’NİN YANINDA SALATI/DUALARI ISLIK ÇALIP EL ÇIRPMAKTAN İBARETTİR. ÖYLE İSE (EY MÜŞRİKLER) İNKÂR ETMEKTE OLDUĞUNUZDAN DOLAYI TADIN AZABI. (Diyanet meali)

Önce ayette bahsedilenlerin, kimler olduğunu doğru anlamalıyız.  Bu ayetin öncesine baktığımızda, bu kişilerin Kitap Ehlinden olup, Hz. Muhammed’e ve getirdiği Kur’an’a iman etmek istemeyenler olduğunu anlıyoruz. Hatta Resul onlara ayetleri okuduğunda, duyduk istesek bizde senin getirdiğinin benzerlerini getiririz, bunlar eskilerin masallarından başka bir şey değil, şeklindeki itirazlarını görüyoruz. Yani Hz. Muhammed’e, Allah’ın vah yettiği Kur’an’ın, Allah katından geldiğine inanmıyorlar. Hatta Kitap Ehlinin Allah’a, bu gönderilen vahiy senin katındansa, bunu bize kanıtlaman için üzerimize taş yağdır şeklinde itirazlarından anlıyoruz ki, bunlar Kur’an’a inanmak istemeyen Kitap Ehli. Zaten Enfal 35. Ayette onların, Kâbe’de dua edip ibadet etmeye çalıştıklarından, bunu daha açık anlıyoruz.

Peki, Enfal suresi 35. Ayetinde bahsedilen, Kâbe’nin yanında onların salatlarının/dualarının, ibadetlerinin ISLIK ÇALMAK VE EL ÇIRPMAK TAN İBARETTİR sözünden, ne kast ediliyor olabilir. Kitap Ehlinin Kâbe’de ıslık çalarak, el çırparak ibadet ettiklerini anlamamız mantıklı olmaz. Çünkü onlara da bize gelen salat, Hac emri daha önce gelmişti. Elbette birçok batıl ve hurafe ibadetlerine karışmıştı, bunda şüphe yok. Bu ayeti Kur’an bütünlüğünde anlamaya çalışmayıp, her zaman yaptıkları gibi rivayet ve asla emin olamayacağımız sanı bilgiler ışığında anlamaya çalışanlar, bakın hangi rivayet bilgiler ışığında bu ayeti anlamaya çalışmışlar, önce onlara bakalım.

“VAHİDİ`NİN ABDULLAH BİN ÖMER (R.A.)`DEN RİVAYET ETTİĞİNE GÖRE, CAHİLİYE DÖNEMİNDE İNSANLAR KA`BE`Yİ TAVAF EDERKEN ISLIK ÇALAR VE EL ÇIRPARLARDI. BU AYETİ KERİME DE BUNUNLA İLGİLİ OLARAK İNDİRİLDİ.”

“İSLÂM’A İNANMAYANLAR MESCİD-İ HARAM’DA MÜSLÜMANLARIN İBADETİNE ENGEL OLUYORLARDI. ONLARIN BİR KISMI KADINLI-ERKEKLİ KÂ’BE’Yİ ÇIPLAK OLARAK TAVAF EDERKEN, ISLIK ÇALIP EL ÇIRPARLARDI.”

Önce şunu söylemek isterim, bu bilgilerin kaynaklarının doğruluğunu asla kanıtlayamayız, onun içinde bu bilgiler ışığında ayeti anlamaya çalışmamız doğru olmaz. Değerli dostlarım lütfen şunu unutmayalım. Allah Kur’an’ı açıklamak bize düşer diyor da, nice örneklerle açıkladık, size düşen dikkatle düşünerek anlamak olmalıdır diyorsa, lütfen bu rivayetlerle Allah’ın ayetlerini anlamaya çalışmayalım. Hatırlatırım bu bahsettikleri kişilerin tamamı, Allah’a ve daha önce gönderilmiş Resullerine, kitaplarına inana Kitap Ehli. Kitap Ehlinin hatası, Allah’tan onlara gelen vahyi yeterli görmeyip, atalarından intikal eden rivayetlerle, yani HAKKA BATIL KARIŞTIRARAK inançlarını yaşamaları, onları doğru yoldan saptırmıştır. Hiç birisi Allah’ın kutsal gördüğü bu yerde, ÇIRIL ÇIPLAK İBADET ETMEZ. ÇIPLAK DOLAŞMAK ONLARADA HARAMDI. Yine hiç birisi ıslık çalarak ve el çırparak da burada ibadet edilmeyeceğini çok iyi bilir. Çünkü namaz da, Hacda onlara farz olarak gelmişti. Bugün bizlerde örneğin Hac konusunda, Allah’ın emretmediği şeytan taşlamayı yapıyoruz. Ayrıca Allah'ın hiç bahsetmediği Hacerülesvet taşını kutsallaştırıp, Hac esnasında ona elimizi yüzümüzü sürdüğümüzde, bize mahşer günü şahitlik yapıp, şefaat edeceğine inanmıyor muyuz? Sizce Allah, aklın ve mantığın kabul etmediği, Kur’an’ın onaylamadığı bunlar içinde, aynı sözleri söylemez miydi?

Kitap Ehli Kabede ibadet ederken, nasıl hatalar yapıyorlardıda Allah bu ibadetlerini ıslık almaya el çırpmaya benzeterek, yaptıklarınız boşa gidiyor diye uyarıyor olabilir. Bu bilgiyide elbette rivayetlerden değil, Kur’an’dan öğrenebiliriz. Çünkü güvenebileceğimiz ve sorumlu olacağımız tek kaynak Kur’an’dır. Allah bizlerede, Kitap Ehlinede aynı emri verip benden başka Veliler edinmeyin, yalnız benden yardım dileyin dedikçe, onlar ne yapmışlardı hatırlayınız. Kendilerine Allah ile aralarında veliler edinmiş ve onları aracı yaparak onların heykellerini yaparak KABEYE KOYMUŞLAR, ONLARDAN YARDIM İSTEYEREK, ONLARI ALLAH İLE ARACI YAPMAYA ÇALIŞIYORLARDI. İŞTE ALLAH BU YAPTIKLARINIZIN HEPSİ BOŞ, ANLAMSIZ BENİM KATIMDA DEĞERİ OLMAYAN ISLIK ÇALMAK VE EL ÇIRPMAK GİBİ HAVADA KALIR, SİZLERE ASLA ULAŞMAZ DİYOR.

Islık çalmanın, el çırpmanın çok önemli bir konuya dikkat çekmek için, bir benzetme ikaz olduğunu söyleyebiliriz. Çünkü Islık çalmak ve el çırpmak, sonucu olmayan boş, gürültüden, geçici dikkat çekmekten başka bir şey olmadığını ve onlar, KENDİLERİNE DAHA ÖNCE GÖNDERDİĞİM VAHYİMDEN UZAKLAŞIP BATILI, RİVAYETİ DİN EDİNEREK, KENDİLERİNCE UYDURDUKLARI, KATIMDA HİÇ BİR DEĞERİ OLMAYAN GERÇEKLERİN, HAK OLANIN ÜSTÜNÜ ÖRTÜP, ATALARININ İNANÇLARINI YAŞAYARAK, KENDİLERİNİN YARATTIĞI BOŞ BİR İNANCI YAŞADIKLARININ DİKKATİ ÇEKİLİYOR. Bu konuyu başka bir şekilde söylemek gerekirse Allah sizin ibadet diye yaptıklarınız,  MANEVİ ÖĞELERDEN HAKTAN YOKSUN, ŞEKİLCİ EYLEMLER VE KENDİNİZCE TAPINMA FORMLARI YARATMAKTAN BAŞKA BİR DEĞER TAŞIMAMAKTADIR DİYOR. MÜŞRİKLER KÂBE’NİN ÇEVRESİNDE YAPTIKLARI HAREKETLERİ İBADET SANIYOR, KULLUK ETTİKLERİNİ ZANNEDİYORLARDI.

Yaptıkları, benim emretmediğim batıl ibadetlerinin karşılığında, benden hiçbir şey alamazlar diyor Rabbimiz. Hatırlayınız bizlerde günümüzde her konuda, KENDİ ELLERİMİZLE YARATTIĞIMIZ MEZHEPLERİN DİNE YAPTIĞI İLAVELERİNİ, HAKKA BATIL KARIŞTIRARAK, ALLAH’IN DİNİN EMRİ DİYE YAŞAMIYOR MUYUZ? Bu benzetme ile ilgili Kur’an’dan, farklı bir örnek vermek istiyorum. Araf suresi 40. Ayetinde Allah, şöyle bir benzetme yaparak, yaptıkları yanlışlardan dolayı, onları asla affetmem hükmünü pekiştirmek için, nasıl bir ayet indirmişti hatırlayalım. BİZİM ÂYETLERİMİZİ YALANLAYIP DA, ONLARA KARŞI KİBİRLENMEK İSTEYENLER VAR YA, İŞTE ONLARA GÖĞÜN KAPILARI AÇILMAYACAK VE ONLAR, DEVE İĞNE DELİĞİNE GİRİNCEYE KADAR, CENNETE GİREMEYECEKLERDİR! “ Sanırım bu konu, bu örnekle daha iyi anlaşılmıştır. Enfal 35. ayetin bu bölümünü doğru anlayabilmek istiyorsak, Maun suresi 4-5 ve 6. Ayetlerle birlikte anlamalıyız ki, batılın rivayetlerin etkisinde kalmayalım. Bu ayetleri hatırlayalım.

“YAZIKLAR OLSUN BÖYLE SALAT EDEN/İBADET EDENLERE. BU GİBİLER, İBADETİN HAKİKİ AMACINDAN GAFİL/HABERSİZ GÖRÜNMEKTEDİRLER. BUNLAR ÖYLE KİMSELER Kİ, (İBADETİ) GÖSTERİYE DÖNÜŞTÜRÜRLER(Maun 4-5-6 )

Allah’ın onlara, daha önce indirdiği Kitaplarından sapmış, atalarının yarattığı batıl ile inançlarını yaşayan Kitap Ehline Allah uyarıda bulunuyor ve diyor ki, SİZLER BENİM VAHYİMDEN YOLUMDAN UZAKLAŞMIŞ, KENDİNİZE BEŞERİ İLAVELERLE ADETA EYLENCELİK HALİNE GETİRDİĞİNİZ, BİR İBADET, İNANÇ YARATMIŞSINIZ. DİYOR. Onların yaptığı bu inancın detayını elbette bizlere vermiyor ama yaptıkları adeta ıslık çalmak el çırpma gibi, Allah katında bir değeri olmayan, havada uçup giden boş şeylere benzetiyor Rabbimiz.  Bu hatayı yaptıkları içinde, Allah Kitap Ehline benim hükümlerimi batıl ile değiştirdiğiniz için, benim nezdimde inkârcı oldunuz, tadın bakalım azabı diyeceğini de şimdiden bildiriyor. Bizler ayetleri batıl ve hurafeler ışığında anlamaya çalıştığımızda, aklın ve mantığın kabul etmeyeceği şeytani tuzaklara da düşüyoruz.  Konumuzla ilgili bu ayete, rivayetler ışığında inananlar, ISLIK ÇALMANIN, EL ÇIRPMANIN ŞEYTANI ÇAĞIRMAK olduğuna bile bu toplum inandırılmıştır.

Islık çalmak bir iletişim aracı olduğu gibi, birisini protesto etmek içinde kullanılır. El çırpmakta aynı şekilde, kullanılan yere göre değişir. Değerli dostlarım, bizleri Allah ile aldatanlar, İslam dinini batıl ile bozmaya çalışanlar, bizlerin Allah’ın Resulüne karşı coşkun sevgimizi kullanıp, onun adını kullanarak DİNE NİFAK SOKMAYA ÇALIŞIYORLAR. Lütfen Kur’an’ı dikkatle anlayarak ve düşünerek okuyalım ve Allah’ın Resulüne verdiği görev ve yetkiyi doğru anlayalım. Şunu lütfen unutmayalım; ALLAH’IN RESULÜ BİZLER İLE ALLAH ARASINDA ARACI DEĞİL, YALNIZ ALLAH’IN ELÇİSİDİR. Elçisine verdiği görevi Allah açıklarken, ne diyordu hatırlayalım. “RESULE DÜŞEN, APAÇIK TEBLİĞDEN BAŞKA BİR ŞEY DEĞİLDİR.” (Ankebut 18)

Değerli dostlarım, sizce bizler günümüzde bu ve benzeri hataları yapmıyor muyuz? Allah Kur’an’da ne emrediyorsa, yalnız ona mı inanıyoruz? YALNIZ KUR’AN’IN İPİNE SARILIN HÜKMÜNÜ HAYATIMIZA GEÇİRİYOR MUYUZ? Yoksa yalnız Kur’an ile İslam yaşanmaz diyerek, İslam’ı yaşarken RİVAYET, SANI BİLGİLERİN KAPISINI ARDINA KADAR AÇIK BIRAKIYOR, ALLAH’IN SINIRLARINI AŞIP, Allah’ın dinine ilaveler yaparak, elimizden geldiği kadar zorlaştırıyor muyuz? Ne dersiniz?

Allah’ın huzurunda yüzleri gülen, ödülünü alan sevgili kullarından olmak isteyen rivayet ve sanı bilgilerle değil, Allah’ın vahyi Kur’an’da örneklerini verdiği uyarılar ışığında, Kur’an’ı anlamaya çalışan, Allah’ın sevgili kulları arasında oluruz inşallah.

Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

HACER ÜL ESVED TAŞI VE GERÇEKLER.

Bugünkü yazımın konusu, Kâbe yi tavaf ederken elle selamlanan ve kutsallığına inanılan, Hacer’ül Esved taşı hakkında olacaktır. Gelin önce geleneksel İslam’ın, bu konuda kabul ettiği rivayetlere ve inançlarına bakalım kısaca. Bakalım da batıla inandığımızda, bizleri nasıl aklın mantığın ötesinde akıl almaz şeylere nasıl inandırıldığımızı da farkında olalım. Konuyla ilgili erişebildiğim tüm rivayetleri yazıyorum. Ders alabilene ne mutlu. Allah onun için, emin olmadığın bilgilerin ardına düşmeyin, hesabını sorarım diye boşuna uyarmıyor. “RİVAYETE GÖRE, HZ. İBRAHİM, KÂBE’NİN İNŞASINI BİTİRDİKTEN SONRA, OĞLU İSMAİL İLE TAVAFA BAŞLANGIÇ SIRASINI BİLDİRMEK İÇİN: “İSMAİL, BANA BİR TAŞ GETİR DE TAVAFIN NEREDEN BAŞLAYACAĞINI İŞARET EDEYİM” DEDİ. HZ. İSMAİL DE CEBEL-İ KUBEYS’TEN BİR TAŞ ALIP BABASINA VERDİ. O DA TAVAFIN BAŞLAYACAĞI BUGÜNKÜ KÂBE’NİN KÖŞESİNE TAŞI KOYDU.” “RİVAYETE GÖRE İBRAHİM PEYGAMBERİMİZ, BU TAŞI KÂBE NİN KÖŞESİNE YERLEŞTİRMİŞTİR. EBU DAVUD’UN RİVAYET ETTİĞİ BİR HADİSE GÖRE,

İSLAM DİNİNDE, HAREMLİK SELAMLIK VAR MIDIR?

Değerli din kardeşlerim, bizler Kur’an ayetlerini eğer, Allah’ın örnek verdiği diğer ayetlerinden yardım alarak anlamaya çalışmaz da geleneğin, rivayetlerin ve Mezheplerin dayattığı beşeri fıkıh inancının etkisiyle anlamaya çalışırsak, Allah’ın istediğini değil, kendi nefislerimizde yarattığımız dini yaşamış oluruz. Bugünkü makalemin konusu  İSLAM DİNİNDE, HAREMLİK SELAMLIK VAR MIDIR  ve bir kadın evli olmadığı bir erkeklerle beraber aynı ortamda oturamaz mı, bu konuda sizleri Kur’an’ı rehber alarak, düşünmeye davet etmek istiyorum.  Günümüz Mezheplerin, beşeri FIKIH inancının öğretisine baktığımızda, bir kadın evli olmadığı başka bir erkekle aynı ortamda oturamaz, ya da toplu halde bulunamaz şeklinde anlatılır. Bunun detayına girmek istemiyorum, çünkü bizler için beşeri fikirler değil, Allah’ın bizleri sorumlu tutacağına hükmettiği Kur’an önemlidir. Bu konudaki Kur’an ayetlerine bakmadan önce, genel anlamda düşünelim.  Bir kadının yalnız başına dışarı çıkamayacağına dair, bir hüküm v

BATIL VE RİVAYETLERDEN UZAK, KUR’AN’IN EMRETTİĞİ SALATIN, ÖZÜNÜ ANLAYABİLMEK….

  Salat/Namaz konusu İslam toplumunda, en çok konuşulan ama çok fazla fikirlerin, düşünce ve inancın ortaya atıldığı bir konudur. Bildiğiniz gibi günümüzde bizlerin namaz dediğimiz konu, aslında bu isimle Kur’an’da geçmez.  SALAT  diye geçer ama bu kelimenin öyle farklı anlamları da vardır ki, bu gerçek ne yazık ki İslam toplumunda hiç konuşulmaz, hatta her ayette geçen  SALAT  kelimesine, namaz adını verip gerçek anlamından saptırılarak yanlış anlaşılmıştır. Bu konu İslam toplumu tarafından çok fazla tahrif edilmiş ve farklı anlamlara çekilerek topluma anlatılmıştır. Onun için makalem biraz uzun oldu. Sabırla lütfen okuyunuz. Kur’an’da geçen  SALAT  kelimesine direk namaz anlamını verirsek, namazın detaylarını ve bu konudaki emirleri Kur’an’ın başında değil, daha sonra ki ayetlerde indirildiğini görürüz. Kur’an’ın indiriliş, nüzul sırası konusunu da araştırdığınızda net ve güvenilir bir bilgiye ulaşamazsınız. Çünkü farklı sure sıralamaları görürsünüz.  BAKIN SURE DİYORUM, AYET DEĞİL .