Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Haziran, 2023 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

KUR’AN’IN ANLAŞILMAMASI İÇİN, KURULAN TUZAĞIN, FARKINDA OLALIM.

  Bu makalemde sizlerin, üzerinde düşünmenize vesile olmak istediğim çok önemli bir konu var. Lütfen bu konuyu düşünürken akıl ve mantık sınırlarında düşünelim ve makaleyi sabırla okuyalım. Bu konuda söylenenleri, yazılanları eğer düşünmeden okursak,  söylenenlere hak verebiliriz. Onun için Allah sizleri Kur’an’dan imtihan ediyorum derken, bizlerin mutlaka ayetler üzerinde düşünmemizin çok önemli olduğu uyarısını yapar ve  AKLINI KULLANMAYANLARI, PİSLİK İÇİNDE BIRAKIRIM DİYE DE UYARIR.  Yani aklını kullanmayanlar her söylenene inanır ve asla doğru yolu bulamayacakları içinde, rezil bir hayat yaşarlar diyor Rabbimiz. Gelelim konumuza. Allah bizleri neredeyse her ayetinde Kur’an’a yönlendiriyor ve yalnız Kur’an’ın ipine sarılmamızı, onu nice örneklerle açıkladığını söylediği gibi, emin olmadığın sözlerin/hadislerin ardına düşmeyin diye de uyarır. Tüm bu ve benzeri ayetleri tebliğ alan biz Müslümanlar, sizce aşağıda yazacağım sözleri söyleyen bir Müslümana, bizler nasıl cevap vermeliyiz?

İSLAM’I ÖYLE YAŞIYORUZ Kİ, SANKİ GÖZLERİMİZ PERDELİ, KULAKLAR VE KALP MÜHÜRLENMİŞ, BAKAR KÖR GİBİYİZ.

   Değerli dostlarım kardeşim, sizlere bir soru sorsam ve desem ki,  SİZ DİN DENDİĞİNDE NE ANLIYORSUNUZ , bana ne cevap verirsiniz? Din Allah’ın dinidir, dinin kurallarını koyan, hükümlerini de veren Allah’tır diyorsanız, çok doğru söylüyorsunuz derim. Eğer İslam dini dendiğinde, Kur’an ve Resulün sünnetini anlıyorum diye cevap verirseniz, Allah’ın dinine Resulünü ortak etmiş olursunuz ve buda şirktir. Ne yazık ki İslam toplumun genel çoğunluğu böyle anlıyor. Lütfen unutmayalım din Allah’ın dinidir ve asla ortağı yoktur. Kuralları o koyar, detaylandıran ve son noktayı koyanda Allah’tır. Çünkü Allah katında tek din İslam’dır ve  ALLAH HÜKMÜME HİÇ KİMSEYİ ORTAK ETMEM DİYOR. Bizler öyle bir inanç din yaşıyoruz ki, sanki hiç Kur’an’ı anladığımız dilden okumamış gibi davranıyoruz. Öyle olunca da yaşadığımız İslam’ın kurallarını yalnız Allah koymuyor. Hem Resulünün söylediği rivayet edilen hadisleri, hem de din âlimi ilan ettiğimiz insanların sözleri ve mezheplerin FIKIH inancı koyuyor. Hiç

ÖLÜNCE AMEL DEFTERİ KAPANIR MI? SADAKA-İ CARİYE KONUSUNU NASIL ANLAMALIYIZ?

  Bu makalemde sizlerin, üzerinde düşünmenize vesile olmak istediğim konu,  ÖLÜNCE AMEL DEFTERİ KAPANIRMI  konusu üzerine olacak. Bu konuyu araştırdığınızda, genellikle Allah’ın Resulünün bir hadisine nispet edilerek, şöyle anlatılır. Ölünce amel defteri kapatılır, ancak şu üç şey için açık kalır diyerek, şunlar söylenir. İnsan öldüğünde amelleri kesilir, şu üç şey hariç. Birisi sadaka-i cariye yani kesilmeyen akan sürekli anlamında, insan öldükten sonrada tüm insanların faydalanacağı hayırlı işler yapan, yani yaptığı hayrın öldükten sonrada insanlara faydasının devam ettiği işler yapanlar. İkincisi, tüm insanların yararına olan bir ilmi, toplumun faydasına sunan. Üçüncüsü de hayırlı evlat yetiştirenlerin amel defteri kapanmaz, diye topluma anlatılır. Gelin bu konuyu rivayet edilen hadisler ışığında değil, Kur’an’ı referans alarak anlamaya çalışalım. Önce şunu söylemek isterim. Bir insanın ölünce amel defteri kapanır ya da kapanmaz şeklinde bir ayet Kur’an’da yoktur. Ama bizler bu konu

HARAM AYLAR KONUSUNU, LÜTFEN BATIL İNANÇLARIMIZA KURBAN ETMEYELİM.

  Kur’an’da geçen  HARAM AYLAR  konusu, günümüzde geleneksel İslam anlayışı ışığında anlaşılmaya çalışıldığı için, Kur’an merkezli anlamaya çalışılmamış. Çünkü gelenek ve mezhepler çok etkili olmuş, Kur’an’ın önüne geçmiş.  Öyle olunca da neredeyse dört halife devrinin sonlarına doğru, Kur’an’ın etkisi yavaş yavaş zayıflatılarak, geleneksel İslam anlayışı hâkim olmuş.  Öyle olunca Allah’ın Kitap Ehline hitaben, Ankebut suresi 51. Ayette yaptığı uyarı, biz Müslümanlar içinde gerçekleşmiş.  “KARŞILARINDA OKUNUP DURAN BIR KİTABI, SANA İNDİRMİŞ OLMAMIZ ONLARA YETMİYOR MU?”  Bu ayetin uyarısını hiç üstümüze almamışız ve demişiz ki, bu uyarı Kitap Ehline yapılıyor. Hâlbuki Allah’ın Kitap Ehline yaptığı bu uyarı, tüm iman edenleri ilgilendiriyordu ve diyordu ki Allah,  KULLARIM DİNİNİZİ, İMANINIZI YAŞAMAK İÇİN, SİZELERE İNDİRDİĞİM KUR’AN YETER. Haram aylar konusunda ’da günümüzde benzeri tartışmalar var. Kitap Ehlinin yaptığı gibi, inancımızı yaşamak adına Allah’ın Kitabını yeterli görmeyenle

SÖYLENTİ VE RİVAYETLERİN, ÜZERİMİZDE OLUŞTURDUĞU BÜYÜK KUŞKU.

  Sizlere sorsam ve desem ki, Kur’an’ı tercüme edenler, neden ayetleri çok farklı tercüme ediyorlar? Hani Allah muhkem ayetleri anlayalım diye, kolaylaştırılmış ve nice örneklerle açıklayarak göndermişti. Bu soruma nasıl cevap verirsiniz. Dünya üzerinde, insanların yazdığı hiçbir bilimsel kitaba karşı alınmayan tavır, ne yazık ki Allah’ın kitabı Kur’an’a karşı alınmıştır. Toplumun kafasını karıştırarak adeta ayetlerin, toplum tarafından anlaşılmaması için, sayısı bile bilinmeyen farklı tercümeler yapılmıştır. Arapça yazılmış, hiçbir bilim adamının yazdığı bir kitabı, başka dile tercüme ederken yapılmayanlar, sizce neden Kur’an’a yapılıyor olabilir?  ALLAH’IN KİTABINA KARŞI SAYGIDAN’MI, YOKSA ALLAH’IN KİTABININ GERÇEKLERİNİN ÜSTÜNÜ ÖRTMEK, ANLAŞILMAMASINI SAĞLAMAK VE BÖYLECE ATALARIN İNANCINI YAŞAMAYA DEVAM ETMEK İÇİN YAPILIYOR OLMASIN. NE DERSİNİZ . Bunu hiç düşündünüz mü?  Günümüzde İslam toplumu olarak bizler,  SÖYLENTİLERİ DİN YAPTIK, ALLAH’IN KİTABINI ANLAŞILMASI ZOR İLAN EDİP, O S

İNSAN SURESİ 3. AYET. «ŞÜPHESİZ BİZ ONA, DOĞRU YOLU GÖSTERDİK. İSTER İNANIR, İSTER İNKAR EDER.»

  Günümüzde öyle bir İslam anlayışı var ki, herkes bir yol tutturmuş, ona öğretilenlere öyle bir sarılmış ki, inandıklarım doğrumu diye araştırma gereği duymuyor. Halbuki Allah, sarılacağımız ve güveneceğimiz tek bir kaynağı yani Kur’an’ı göstermiyor muydu? Birde kendi inançlarını sağlamlaştırmak, doğru olduğunu karşısındaki kişilere kabul ettirebilmek için, uydurulan onca rivayetleri örnek verip, bu bilgilerin doğruluğundan, kendisi bizzat emin olması mümkün olmadığı halde, uydurulan rivayetleri sanki Allah’ın Resulü kesin söylemiş gibi, onun adını kullanmaktan, O özel örnek insana iftira atmaktan çekinmiyorlar.  Allah dinde sakın bölünenler gibi olmayın diye uyardığı halde, bizler hala kendi mezhebimizi, bölünmüş cemaatimizi tarikatlarımızı ve onların yazdığı beşeri kitapları savunmaya devam ediyorsak,  ne yaparsak yapalım asla Allah’ın doğru yolunu bulamayız . Çünkü HAK ile BATIL asla yan yana olamaz.  DOĞRU YOLU, BEŞERİ GURUPLARDA, ŞEYHLERDE VELİ EDİNDİĞİMİZ KİŞİLERDE DEĞİL, ALLAH’