Ana içeriğe atla

İNSAN SURESİ 3. AYET. «ŞÜPHESİZ BİZ ONA, DOĞRU YOLU GÖSTERDİK. İSTER İNANIR, İSTER İNKAR EDER.»

 




Günümüzde öyle bir İslam anlayışı var ki, herkes bir yol tutturmuş, ona öğretilenlere öyle bir sarılmış ki, inandıklarım doğrumu diye araştırma gereği duymuyor. Halbuki Allah, sarılacağımız ve güveneceğimiz tek bir kaynağı yani Kur’an’ı göstermiyor muydu? Birde kendi inançlarını sağlamlaştırmak, doğru olduğunu karşısındaki kişilere kabul ettirebilmek için, uydurulan onca rivayetleri örnek verip, bu bilgilerin doğruluğundan, kendisi bizzat emin olması mümkün olmadığı halde, uydurulan rivayetleri sanki Allah’ın Resulü kesin söylemiş gibi, onun adını kullanmaktan, O özel örnek insana iftira atmaktan çekinmiyorlar. 

Allah dinde sakın bölünenler gibi olmayın diye uyardığı halde, bizler hala kendi mezhebimizi, bölünmüş cemaatimizi tarikatlarımızı ve onların yazdığı beşeri kitapları savunmaya devam ediyorsak, ne yaparsak yapalım asla Allah’ın doğru yolunu bulamayız. Çünkü HAK ile BATIL asla yan yana olamaz. DOĞRU YOLU, BEŞERİ GURUPLARDA, ŞEYHLERDE VELİ EDİNDİĞİMİZ KİŞİLERDE DEĞİL, ALLAH’IN KİTABINDA ARAMALIYIZÇünkü Allah bizlerin yalnız Kur’an’ın ipine sarılmamızı istediği gibi, Kur’an’ın sınırlarını da aşmamızı yasaklamıştır.

Allah’ın elçisi ÜMMİYDİ, yani bu kelimenin anlamı, söyledikleri gibi okuma yazma bilmeyen anlamında değil, Allah’ın indirdiği kitabın dışına çıkan, onun sınırlarını aşan, atalarının rivayet inançlarını din yaşayan, KİTAP EHLİNE TABİ OLMAYAN ANLAMINDADIR.  Bir başka deyişle Allah’ın Elçisi doğruların, gerçeklerin arayışında olup, ne Yahudi nede Hıristiyan toplumuna tabi olmamıştı. Onların inançlarını da yaşamıyordu.  Çünkü yaşadıkları din aklın ve mantığın kabul etmeyeceği batıl, rivayet kaynaklardan yaşanıyordu. Batıla, hurafeye tabi olmaktansa, doğruların arayışında olmak, Allah katında doğru olan bir yol olsa gerek ki, Elçisini Kitap Ehlinin arasından seçmemiş, ÜMMİ OLAN HZ. MUHAMMED’İ, GÜVEN ELÇİSİ SEÇEREK RESULLÜĞE LAYIK GÖRMÜŞTÜR. Hatırlatmak isterim, Allah bu konuyu doğru anlayabilmemiz içinde, bakın Elçisinin daha önce dini konularda hiçbir ilgisinin olmadığını bizlere, nasıl örnek vererek açıklıyor. 

“İŞTE BÖYLECE SANA DA EMRİMİZLE, RUH/KUR’AN’I VAHYETTİK. SEN, KİTAP NEDİR, İMAN NEDİR BİLMEZDİN.” (Şura 52)

Lütfen Allah’ın Elçisinin ÜMMİ oluşunu doğru anlayalım ki, bizlerde Allah’ın Elçisini bizler için hangi konularda örnek olduğunu, doğru anlayabilelim.  ALLAH’IN ELÇİSİNE DOĞRU YOLU GÖSTEREN, GERÇEK HAK OLAN DİNİ ÖĞRETEN, ALLAH’IN İNDİRDİĞİ KUR’AN’DI. Allah’ın Elçisi din adına ne öğrendiyse Kur’an’dan öğrendi ve ümmetine de yalnız Kur’an’ı tebliğ etti, bunu Kur’an’dan anlıyoruz. Allah’ın Elçisi, ben size Kur’an’ı tebliğ etmekle görevlendirildim diye de bir çok ayette  bildiriyor. Atalarının rivayet inançlarını aklayabilmek için, Allah’ın Elçisinin adını kullanarak uydurdukları rivayet hadislerde, açıkça Allah’ın Elçisine iftira atıyorlar. Uydurulmuş dinin savunucuları, NE YANİ PEYGAMBERİMİZ POSTACIMIYDI dediklerini duyarsınız. Allah’ın Elçisine vermediği yetkileri, ne yazık ki kendileri vermeye çalışılıyor. Allah hükmüme hiç kimseyi ortak etmem diyor, ve biz Elçilerimizi bakın hangi yetkilerle gönderdik diyor.

“RESULE DÜŞEN APAÇIK TEBLİĞDEN BAŞKA BİR ŞEY DEĞİLDİR.” (Ankebut 18)

“BİZ RESULLERİ, SADECE MÜJDELEYİCİLER VE UYARICILAR OLARAK GÖNDERİRİZ.”  (Kehf 56

“SENİN GÖREVİN SADECE TEBLİĞ ETMEKTİR.” (Rad 40)

“BEN SADECE BANA VAHYEDİLENE UYARIM. BEN SADECE APAÇIK BİR UYARICIYIM.” (Ahkaf 9 )

Gözlerine perde çekilmiş, gönülleri taş kesmiş olanlar ise hala, Allah’ın Elçisine, yetkisi olmadığı sözleri söyletmeye, ona iftira atmaya ne yazık ki devam ediyorlar. Ömür geçiyor bir su misali, akıp gidiyor.  İnanın farkında bile olamıyoruz. Bizleri Allah ile aldatanlar, öyle güç kazanmış ki toplumda HAKKI BATIL, BATILI HAL GÖRÜYOR OLMUŞ TOPLUM. Hesap günü pişman olanların safında olmak istemiyorsak, bizi bunlar ya da şunlar aldattı, onlara güvendik diyerek boşuna bağırıp çağırmak istemiyorsak, gelin Allah’ın Kur’an’daki sözlerine, uyarılarına kulak verelim. İnanın pişman olmayız. BAKIN ALLAH KULLARINA NASIL DOĞRU YOLU GÖSTERDİĞİNİ VE BU DOĞRU YOLU, YA DA YANLIŞ YOLUN SEÇİMİNİ BİZ KULLARINA BIRAKTIĞINI, AYETİNDE NASIL BİLDİRİYOR.  İsteyen en sağlam kulp olan, Allah’ın uyarılarına kulak verir, isteyen güvendiği velilerin, şeyhlerin, efendilerin sözlerine kulak verir. UNUTMAYALIM ALLAH, GÜVENİLECEK YARDIM İSTENECEK VELİNİZ YALNIZ BENİM DİYOR.

İnsan 3: ŞÜPHESİZ BİZ ONA, DOĞRU YOLU GÖSTERDİK. İSTER İNANIR, İSTER İNKÂR EDER. (Bayraktar Bayraklı meali)

Bakın Allah insan suresinde, yarattığı kullarına nasıl doğru yolu gösterdiğini söylüyor. Elbette gönderdiği kitaplar vasıtasıyla. Ama bizler Kur’an’ı anlaşılması zor ve her bilginin olmadığı bir kitap ilan edip, kendimize doğru yolu gösterecek veliler ve onların kitaplarını rehber aldık. Allah Eğriyi doğruyu ona yani bizlere kitaplarımızda gösterdik, doğru yolun hangisi olduğunu örneklerle açıkladık, gerçekleri ayırt edecek akılda verdik ve SEÇİMİ, İMTİHANI GEREĞİ ONA BIRAKTIK DİYOR. Ama bizler gerçeklerden uzak, Kur’an’ı anlaşılması zor, her bilginin detaylı olmadığı, herkesin anlayamayacağı bir kitap ilan ederek kendimizi kandırdık, kandırmaya da devam ediyoruz. EDİNDİĞİMİZ VELİLERİ DE, DOĞRU YOLU GÖSTERENLER OLARAK KABUL ETTİK. Sonucunu da hep birlikte görüyoruz. Değerli kardeşlerim, lütfen gözlerimizdeki perdeyi kaldıralım, kulaklarımızdaki şeytanın ve şeytanlaşmış insanların etkisiyle batılın pas tutmuş kulaklarımızı temizleyip, kalplerimizin mührünü çözelim. Bu yanlışları yapmaya devam edersek, ALLAH’IN HUZURUNDA, ÇOK AMA ÇOKKKKK ÜZÜLENLERİN SAFINDA OLURUZ. Allah sizleri Kur’an’dan hesaba çekeceğim hükmünü verdiyse, sizce Kur’an anlaşılması zor, her bilginin detaylı olmadığı bir rehber, yol gösterici kitap olabilir mi? Karar sizin, çünkü imtihan sizin imtihanınız. Sözün en güvenilir ve güzelinin Allah’ın sözü olduğunu bilen, kabul eden ona güvenenler gerçeklerle mutlaka buluşacaktır. Tekrar hatırlatmak istiyorum, BİZ ONA DOĞRU YOLU KUR’AN İLE GÖSTERDİK DİYOR, KİME İNANACAĞINIZ SİZE KALMIŞ. Allah’ın bizleri uyardığı, bilgilendirdiği bazı ayetlerle, sizleri baş başa bırakıyorum, düşünüp aklını kullanana ne mutlu.

Zümer 18: SÖZÜ DİNLEYİP DE, ONUN EN GÜZELİNE UYANLAR VAR YA, İŞTE ONLAR ALLAH’IN HİDAYETE ERDİRDİĞİ KİMSELERDİR. İşte onlar akıl sahiplerinin ta kendileridir.

“SÖZ BAKIMINDAN, ALLAH’TAN DAHA DOĞRU KİM VARDIR!” (Nisa 87)

“AND OLSUN, SİZE ÖYLE BİR KİTAP İNDİRDİK Kİ, BÜTÜN ŞAN VE ŞEREFİNİZ ONDADIR. HÂLÂ AKILLANMAYACAK MISINIZ?” (Enbiya 10)

“ALLAH’TAN VE O’NUN AYETLERİNDEN SONRA HANGİ SÖZE İNANACAKLAR?” (casiye 6)

Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK

https://kuranadavet1.wordpress.com/

https://twitter.com/KURANA_DAVET

http://www.hakyolkuran.com/

https://www.facebook.com/Kuranadavet1/

https://hakyolkuran1.blogspot.com/

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İmtihanımızda, Kaybedenlerden Olmak İstemiyorsak.

  Allah Asr suresinde, iman ettiğini söyleyen kullarım, birbirine Hak olanı,  YANİ YALNIZ ALLAH KATINDAN GELENİ, KUR’AN’I TAVSİYE ETMEDİĞİ SURECE ZİYANDADIR  diyor. Çünkü hak olanın yalnız Allah katından geldiğini yine Kur’an’da bildiriyor. Bizler böylemi yapıyoruz? Rabbimiz iman ettiğini söyleyen kullarını uyarmak için,  “ONLARIN ÇOĞU ALLAH’A, ANCAK ORTAK/ŞİRK KOŞARAK İNANIRLAR”  diyerek, iman ettiğini zannedenlerin, nasıl büyük bir yanılgı içinde oldukları uyarısını yapıyor. Tabi bir başka ayetinde de kendisine  ŞİRK/ORTAK KOŞANIDA AFFETMEYECEĞİ  bilgisini veriyor. Peki, bizler böyle büyük hatalar yapıyor muyuz? İnancımızı Kur’an ile sorguladık mı? Gelin sorgulayalım. Bizler yalnız Allah’ın katından gelen HAK olan Kur’an’a mı iman ediyoruz? Yoksa yalnız Kur’an ile İslam yaşanmaz,  KUR’AN+RESULÜN SÜNNETİ+MEZHEP İMAMLARININ İCHATLARI ile birlikte  mi yaşanır diyoruz.  Eğer bunu söylüyorsak, Allah’ın uyardığı gibi...

İslam’ı Sorumlu Olduğumuz Kur’an’dan Öğrenmezsek, Sonucuda İşte Böyle Olur.

  Bizler hiç düşünmeden, sorgulamadan Kur’an’dan uzak öyle bir din yaşıyoruz ki, adeta Allah’ın kitabı Kuran’ı küçümsediğimizin farkında olmadığımız gibi,  yalnız Kur’an ile İslam’ı yaşayamayacağımıza inandırıldık. İman ettik dediğimiz Kur’an, bu düşünceye onay veriyor mu, hiç baktık mı? Elbette hiç bakmadık, hatta bakmaya teşebbüs bile etmemizi engelleyip, sen Kur’an’ı anlayamazsın senin ilmin ne ki, Arapça bir kelimenin bilmem kaç anlamı var, sen hangisinin olduğunu nereden bileceksin diyerek, aklın mantığın kabul etmeyeceği düşünceleri, her nedense kabul etmekte sakınca görmedik. Arapça olan Kur’an’a bunları söyleyenler, her ne hikmetse yine Arapça olan rivayet hadislere, neden bunları söylemediklerini hala fark edemediysek, Allah ile aldatılmaktan da asla kurtulamayız.  İSLAM’I SORUMLU OLDUĞUMUZ KUR’AN’DAN ÖĞRENMEZSEK, SONUCUDA İŞTE BÖYLE OLUR . Mezheplerin hatta cemaat ve tarikatların şekillendirdiği İslam inancımızda şu mantık ve Kur’an dışı inancı, her nedense...

Enam Suresi 38. Ayet. “Biz Kitapta Hiç Bir Şeyi Eksik Bırakmadık.”

Bizler Kur’an ayetlerini doğru anlamak istiyorsak, mutlaka yine Kur’an’ın açıklamalarından, verdiği örneklerden yola çıkarak, anlamanın yolunu yöntemini seçmeliyiz. Bu konuda bir örnek vermek istiyorum, önce ayeti yazalım daha sonra üstünde birlikte düşünelim. Enam 38:  Yeryüzünde gezen her türlü canlı ve (gökte) iki kanadıyla uçan her tür kuş, sizin gibi birer topluluktan başka bir şey değildir. BİZ KİTAP’TA HİÇBİR ŞEYİ EKSİK BIRAKMADIK. Sonunda hepsi Rablerinin huzuruna toplanıp getirilecekler. (Diyanet meali) Bu ayette geçen çok dikkat çekici bir cümle var.  BİZ KİTAP’TA HİÇBİR ŞEYİ EKSİK BIRAKMADIK . Sizce Allah, hangi kitaptan bahsediyor olabilir? Ne yazık ki geleneksel İslam anlayışı bu ayette geçen, bu cümleden çok rahatsız, onun içinde bu cümleye öyle bir anlam yüklüyorlar ki, ayette geçen bu cümlenin, neredeyse bizlere vermesi gereken anlamını alıp götürüyor. Siz ayeti okuduğunuzda ne anladınız? Yani Allah hangi kitapta, hiçbir eksik bırakmadığından bahsedi...