Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Mayıs, 2022 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

“KENDİNİZ GİBİ BİR BEŞERE İTAAT EDERSENİZ, MUTLAKA ZİYANA UĞRARSINIZ.”(MÜMİNUN 34)

  Bizler batıl inançlarımızı yaşayabilmek için, aklın ve mantığın kabul etmediği öyle kanıtlar yaratıyoruz ki kendimize, adeta Kur’an dan uzak bir din yaşıyoruz. Kur’an bir rehberdir ve Allah ın mesajıdır. Allah Kur’an ı anlayalım ve hiç kimseye muhtaç olmayalım diye kolaylaştırdığını söyler. Ayetlerinde yasakladığı, haram saydığı konuları tek tek açıklar, açıklamadıkları zaten serbest olanlardır, onlardan bahsedilmez. Onun için Allah, ayetler üzerinde düşün aklını kullan emrini verir.  Çok daha düşündürücü olan ise Kur’an dan sorumlu olacağımızı bildirdikten sonra, Onun ipine sarılmamız emrini verir.  Bir arkadaşımız Müminun suresi 34. ayetinde,  “ KENDİNİZ GİBİ BİR BEŞERE İTAAT EDERSENİZ, MUTLAKA ZİYANA UĞRARSINIZ.”  Şeklinde geçen ayette bahsedilen sözlerin, Allah a ait olmadığı, müşriklerin sözleri olduğunu da söyleyerek, bakın bana nasıl bir cevap veriyor. “NEBİYE UYMAYIN, SİZİN GİBİ BEŞERDİR DİYEN” ayeti yazar mısınız? İtaata (Uyma) gelince ALLAH a itaat ayrıdır. Resul / Nebiye i

MÜMİNUN SURESİ 34. AYETİ, NASIL ANLAMALIYIZ?

  Bu makalemde sizlerin, üzerinde düşünmenize vesile olmak istediğim ayet, Müminun suresi 34. ayet olacaktır. Bu ayetin bizlere neler anlattığını, eğer doğru anlayabilirsek, günümüzde izlenen yanlış yol ve yönteminde farkında olabiliriz. Önce ayeti yazalım, daha sonrada birlikte ayet üzerinde düşünelim Müminun 34: ANDOLSUN, KENDİNİZ GİBİ BİR BEŞERE İTAAT EDERSENİZ, MUTLAKA ZİYANA UĞRARSINIZ.” (Diyanet meali) Ayeti okuduğunuzda, hemen aklınıza şöyle bir soru geldiğine eminim. İyide bizlerde bizim gibi beşer olan,  Allah ın Resulüne uyuyor ona itaat etmiyor muyuz? Gerçektende ilk okuduğumda benimde aklıma bunlar geldi. Bu ayette Allah kimlerden bahsediyor ve bu sözü kimler ne maksatla söylüyor, hangi konuda bizlerin dikkatini çekerek uyarıyor ve itaat konusunda nasıl bir ikazda bulunuyor, şimdide onu anlayabilmemiz için, bu ayetin bir öncesindeki ayete bakalım. Müminun 33: İnkâr eden ve âhiret buluşmasını yalanlayan kavminin ileri gelenleri ve kendilerine dünya hayatında nimet verdikle

BİZLER SANIRIM, İSLAM VE İMAN ARASINDAKİ BAĞLANTIYI, DOĞRU KURAMIYORUZ.

  Bizler İslam ve İman dendiğinde ne anlıyoruz? Bu iki kelime birbirinden ayrılabilir mi, yoksa birbiriyle bütünleşmesi gereken bir anlamı mı var. Gelin bu konuyu birlikte, anlamaya çalışalım. Bir arkadaşımız, Ankebut 51. ayetinde Allah ın,  “KENDİLERİNE OKUNAN KİTABI, SANA İNDİRMİŞ OLMAMIZ ONLARA YETMEDİ M İ?” Ayetini kast ederek, bakın bana nasıl bir cevap vermiş. “AYETTE İSLAM I YAŞAYABİLMEK ADINA DEĞİL, İMAN ETMEK İÇİN KURANIN YETECEĞİNİ SÖYLER.” Bu sözlerden anlaşılıyor ki, bizler İslam ı ve onu yaşayabilmemiz yani İman edebilmemizin yol ve yöntemini, sanırım doğru anlayamadık, ya da anlamak işimize gelmiyor gibi görünüyor.  İMANIMIZI KALBİMİZE İNDİRMEK, ONU YAŞAMAKLA OLUR. YAŞAMADIĞIMIZ HAYATA GEÇİREMEDİĞİMİZ İMAN, SÖZDE KALMIŞ BİR İMANDIR.  Siz yazdığım ayetten, Kur’an ın İslam ı yaşayabilmek adına değil de, yalnız sözde iman etmek için mi Kur’an ın yeteceğini, Allah ın söylediğini anladınız?  GERÇEK İMAN EDENLERDEN OLMAMIZ İÇİN, İSLAM I HAYATIMIZA GEÇİRECEĞİMİZ TÜM BİLGİLERE DE

KUR’AN’IN SINIRLARINI AŞANLARIN VARDIĞI, SON NOKTA…….

  Bizler İslam’ı öyle yanlış rivayet ve emin olamayacağımız, aklın ve mantığın kabul edemeyeceği bilgilerle yaşıyoruz ki, bu bilgilerle Kur’an ı ne yaparsak yapalım doğru anlamamız mümkün olmuyor. Çünkü Allah Nahl suresi 98. ayetinde, Kur’an ı okumaya başlamadan önce, şeytanın ve şeytanlaşmış insanların batıl, rivayet ve sanı bilgilerinden kurtulup, yani bu bilgileri kafamızdan silip, daha sonra yalnız Allah a, onun kitabına güvenip ona dayanarak okumaya başladığımız takdirde, ancak Kur’an ı doğru anlayabileceğimizi söylüyor. Bunu yapamıyorsak, Allah ın mesajını da doğru anlamamız asla mümkün olmayacaktır. Ben, yazlarıma cevap veren arkadaşlarımın, verdiği cevapları çok önemserim. Çünkü o cevaplar, toplumun İslam ı nasıl yaşadığını, dini hangi bilgiler ışığında algıladığını bizlere, çok daha açık anlatıyor. Bu makalemde de bu konuya örnek vermek istiyorum. Ben bazı arkadaşlarımın,  SİZ KUR’AN I ANLAYAMAZSINIZ, AYETLERDEN HÜKÜMLER ÇIKARTAMAZSINIZ  diyenlerin yanlış düşüncesini konu aldı

KUR’AN AYETLERİNİ GÖRMEZDEN GELİP, RİVAYETLERE SARILANLARA…..

  İslam toplumu olarak bizler, öyle bir inanç yaratmışız ki kendimize, akla ve mantığa uymadığı gibi, Allah ın vahyi Kur’an a yani İslam a da uymuyor. Lütfen şunu unutmayalım,  ALLAH AÇIKÇA BİLDİRMEDİĞİ, İZAH EDİP DETAYLANDIRMADIĞI HİÇ BİR ŞEYDEN HESAP SORMAZ, SORUMLU TUTMAZ . Allah Ali İmran 103. ayetinde, çok net bir emir veriyor bizlere ve diyor ki;  ”TOPLUCA ALLAH’IN İPİNE SIMSIKI SARILINIZ, AYRILIĞA DÜŞMEYİNİZ,”  İman ettiğini söyleyen din kardeşlerime sormak isterim. Allah ın ipi derken, Allah neyi kast ediyor? Kur’an ve Elçisinin söylediği ve Kur’an da bahsedilmeyen ve rivayet edilen hadisleri de olabilir mi? Sizce Allah, kendi koruması altına aldığı Kur’an ın yanında, hiçbir koruma altında olmayan, dilden dile rivayetlerle aktarılan, Elçisinin sağlığında Kur’an gibi kayda almadığı, günümüzde rivayet edilen sözlerinden de bizleri sorumlu tutar mı? Gerçi batılı yaşamak isteyenler, Allah ın Elçisinin rivayet hadislerini de Allah, koruması altına almıştır diyerek, toplumu aldatmaya