Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Temmuz, 2023 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

YUSUF SURESİ 40.AYET.”ALLAH ONLAR HAKKINDA, HİÇ BİR KANIT İNDİRMEMİŞTİR.”

  Günümüz İslam anlayışında, öyle yanlış bilgilerin, sözlerin ardı sıra gidiyoruz ki, yaptıklarımızın doğru olup olmadığını, Kur’an’dan sorgulama gereği duymuyoruz. Eğer sorgulamış, araştırmış olsaydık, inanın ilk okuduğumuz ayetten bile, yaptığımız yanlışları fark edebilirdik. Bu makalemde sizlere hatırlatmak ve üzerinde düşünmenize vesile olmak istediğim ayette Allah, çok dikkat çekici bir cümleyle bizleri uyarıyor. Önce ayeti yazalım. “O’NUN YANINDA NELERE KULLUK EDİYORSUNUZ?  SADECE BİR TAKIM İSİMLERE Kİ, ADLARINI SİZ VE ATALARINIZ KOYMUŞTUR. ONLAR HAKKINDA ALLAH, HİÇBİR KANIT İNDİRMEMİŞTİR . HÜKÜM YALNIZ ALLAH’INDIR. O, yalnız ve yalnız kendisine kulluk etmenizi emretti. Eskimez ve pörsümez din işte budur. Ama insanların çokları bilmiyorlar.” (Yusuf 40) Ayette dikkatinizi çeken uyarıyı lütfen dikkatle tekrar okuyalım, bakın ne diyor.  “ SADECE BİR TAKIM İSİMLERE Kİ, ADLARINI SİZ VE ATALARINIZ KOYMUŞTUR. ONLAR HAKKINDA ALLAH, HİÇBİR KANIT İNDİRMEMİŞTİR .”  Bugün din adına bizlere 

ALLAH’IN RESULÜNÜN, İSLAM’I TEBLİĞ ETME ŞEKLİ İLE GÜNÜMÜZ TEBLİĞİ ARASINDAKİ BÜYÜK FARK.

  Makaleme başlamadan önce, sizlere şöyle bir soru sormak istiyorum. Allah’ın Resulü, Allah’ın dini İslam’ı, hangi kaynaktan ve hangi bilgiler ışığında tebliğ etmiştir ve günümüzde İslam aynı şekilde mi tebliğe devam ediyor, yoksa arasında çok büyük farklar mı var? Ne dersiniz bu soruma? Gelin bunu Kur’an’dan anlamaya çalışalım. Günümüzde bizlerin İslam’ı, yalnız Kur’an ile yaşamamızın mümkün olmadığı öğretildi. Kur’an’ın yanında Resulün sünneti yani hadisleri, icma ve kıyas adı verdikleri yöntem ve kaynaklarla ancak İslam’ın yaşanacağı ve İslam toplumunu, bu bilgiler ışığında Allah’ın doğru yoluna davet edilmesi gerektiği topluma anlatıldı. Peki, bizler bu söylenenlerin doğruluğunu Kur’an’dan hiç araştırdık mı? Çünkü Allah, sizleri Kur’an’dan hesaba çekeceğim diyor. Yoksa bizler hesaba çekileceğimiz kitaba değil, sorumlu olmadığımız kitaplara mı çalışıyoruz?  ALLAH’IN RESULÜDE, BİZLERE ANLATILDIĞI YOL VE YÖNTEMLERLE Mİ ÜMMETİNİ UYARMIŞ VE İSLAM’I TEBLİĞ ETMİŞTİR . Gelin birlikte bunu

BU HATALARI YAPAN BİZLER, SİZCE ALLAH’IN İNDİRDİĞİ İSLAM’I YAŞIYOR OLABİLİR MİYİZ.

  Bu makalemde sizleri, düşünmeye davet etmek istediğim konu, bizler Allah’ın indirdiği İslam’ı’ mı yaşıyoruz, yoksa kendi ellerimizle yarattığımız, beşeri bir İslam’ı Allah’ın dini diye mi yaşıyoruz. Gelin birlikte, yaşadığımız İslam ile Kur’an’ı karşılaştıralım. Allah Kur’an’ı indirmesinin amacını anlatırken, Allah’ın daha önce indirdiği Kitapları devre dışı bırakarak, atalarının rivayet ve batıl inançlarını yaşamaya başladıkları için Allah Kur’an’ı indirildiğinin örneklerini, birçok ayetinde verir ki, bizlerde aynı hataları yapmayalım. Yaşadığımız İslam’ı gelin birlikte gözden geçirelim, sakın bizlerde aynı yanlışları yapmaya başlamış olmayalım. Allah Kur’an’ı  AÇIKLAMAK BİZİM GÖREVİMİZDİR der ve NİCE ÖRNEKLERLE  açıkladığının,  DETAYLANDIRDIĞININ  örneğini verir Kur’an’da. Peki, bizler bu ve benzeri onlarca ayeti tebliğ alıp iman ettikten sonra, Allah’ın ayetlerine güveniyor ve Kur’an’ı biz açıkladık diyorsan Rabbimiz, sana inanıyoruz mu diyoruz? Genel çoğunluğumuz ne yazık ki bunu

ALLAH’IN BİZLERDEN İSTEDİĞİ, DEVLET YÖNETİMİ.

  Bu makalemde sizlerin üzerinde düşünmenize vesile olmak istediğim konu, Allah Kur’an’da Müslüman toplumların kuracağı devletin yönetim şekline karışıp, mutlaka şöyle ya da böyle bir devlet kuracaksınız diyerek, sınırlar çiziyor mu? Yoksa Allah bazı kriterler verip, bunlar mutlaka devlet yönetiminde olmalıdır, diğer konular çağın gerekleri doğrultusunda değişkendir diyerek, sınırlamıyor serbest mi bırakıyor? Gelin birlikte ona bakalım. Yalnız lütfen Allah’ın Resulünden yüzlerce yıl sonra kurulmuş Müslüman toplumların kurduğu ve kendi kuralları ile şekillendirdiği ve adına İslam devleti, kanunları dedikleri ülkeleri önce kafamızdan lütfen silelim. Lütfen şunu asla unutmayalım.  Allah Kur’an’da sizleri, Kur’an’dan sorumlu tutuyorum diye hüküm verdiyse, bu konuda Allah devleti yönetenlerden ne istiyor, Müslüman olduğunu söyleyen bizlerden bir birey olarak ne istiyor, onu dikkatle Kur’an’dan öğrenmeliyiz . Kur’an’ı anladığı dilden okuyan bir Müslüman, Allah’ın gerçek iman eden kullarından

ARAF SURESİ 185 VE ANKEBUT 51. AYETLERİN VERDİĞİ DERSLER.

  Konumuza başlamadan önce size bir ayeti hatırlatmak istiyorum. Lütfen yaşadığımız sürece bunu unutmayalım.  “O, BENİ YARATAN VE BANA DOĞRU YOLU GÖSTERENDİR. Şuara 78”   Allah Kur’an’da bizlere, öyle açık ve net, muhkem ayetler indirip ikaz etmiştir ki, adeta beynimizin içine sokarcasına, çok açık uyarılarda bulunmuştur. Tabi bu uyarıları, düşünen batılın etkisinde olmayan, aklını kullananlar bu gerçeklerin ancak farkında olur. Kur’an ile bağımızı gereği gibi kuramadığımız için, bizler nefsimizin ve şeytanlaşmış insanların etkisinden kurtulamıyor, ayetlerden gereği gibi faydalanamıyoruz. Daha açıkçası,  ALLAH’IN KUR’AN’DA EMRETTİĞİNİN TAM TERSİNİ, DİNİN EMRİ DİYE YAŞADIĞIMIZIN FARKINDA BİLE OLAMIYORUZ . Sizlere bu yazımda Kur’an’dan üç ayet hatırlatmak istiyorum. Bu ayetlere benzer birçok ayet olduğunu da hatırlatmak isterim. Bu ayetler üzerinde lütfen dikkatle düşünelim. Kıssadan hisse alana ne mutlu. “Göklerin ve yerin hükümranlığına, Allah’ın yarattığı her şeye ve ecellerinin yakla

FARKINDA OLMADAN, KAFİRLERDEN OLMAK İSTEMİYORSAK….

  Kur’an hiç iman etmeyenlere kâfir dediği gibi, imanını batıl ve hurafe bilgilerle yaşayıp, Allah’ın hükümlerinin tam tersini din diye yaşayanlara da,  KÂFİR OLDULAR DİYOR.  İnancınızı Kur’an ile hiç sorguladınız mı, acaba bizlerde iman ettiğimizi söylediğimiz halde, dini Allah‘a has kılarak yaşamayıp, batıl ve hurafeleri din diye yaşıyor olmayalım. Çünkü bizler batıl inançlarımızı aklayabilmek için, ayetlerde geçen bir iki kelimeyi, bağlamından ayette geçen anlamından koparıp, batıl inançlarımıza öyle kanıtlar yaratıyoruz ki, adeta Kur’an’da ayetler arasında çelişki yarattığımızın farkında olamıyoruz. Allah dinimizi inancımızı yaşarken,  kişi odaklı değil Kur’an odaklı, merkezli yaşamamızı emreder.  Çünkü sizleri Kur’an’dan sorum tutuyorum, hesaba çekeceğim hükmünü vermiştir. Ama bizler edindiğimiz Veli, şeyh dediğimiz kişilerinde sözleri ile dini yaşamamız gerektiğini savunarak, ayette geçen  BİLMİYORSANIZ ZİKİR EHLİNE, BİLENLERE, KİTAP EHLİNE SORUN  sözlerini alıp, bu sözleri bağla

BÖLÜNEN İSLAM TOPLUMLARI, KENDİLERİNE VERDİKLERİ İSİMLER VE EHLİ SÜNNET ANLAYIŞI.

  Allah Kur’an da geçmiş toplumların yaptığı yanlışları bizlere hatırlatıp, sakın dinde bölünenler gibi olmayın uyarısını yapmıştır. Kur’an’da Fussilet suresi 33. ayetinde söylediği gibi, “ BEN KESİNLİKLE MÜSLÜMANLARDANIM DİYENDEN, DAHA GÜZEL SÖZLÜ KİM VARDIR”  ayetini göz ardı edip, eğer bizler kendimize başka isimler takıyorsak, dinde kendi nefsimizde bölünmüş fırkalara, mezheplere ayrılmış Allah’ın yolundan sapanlardan olmuşuz demektir. Kur’an’a iman eden bir Müminin ismi, yalnız  MÜSLÜMAN  dır. Başkada bir ismi yoktur. Müslüman kelimesinin anlamı, Allah’ın hükümlerine bağlı yalnız onun ipine bağlanan, batıl ve hurafeden uzak inancını yaşayan, yalnız Allah’a boyun eğen anlamındadır. Lütfen bu gerçeğin farkında olalım. Bizler İslam’ı yaşarken, ne yazık ki bu gerçeğin farkında olmadan, kendimize Müslüman isminin dışında isimler takıyoruz. Çünkü Allah yasakladığı halde dinde bölünüyor, parçalanıyor ve o bölünmüşlüğün sembolleri ile anılmaktan hoşlanıyoruz. Buda İslam toplumunun bir bir