Ana içeriğe atla

ARAF SURESİ 185 VE ANKEBUT 51. AYETLERİN VERDİĞİ DERSLER.


 

Konumuza başlamadan önce size bir ayeti hatırlatmak istiyorum. Lütfen yaşadığımız sürece bunu unutmayalım. “O, BENİ YARATAN VE BANA DOĞRU YOLU GÖSTERENDİR. Şuara 78” Allah Kur’an’da bizlere, öyle açık ve net, muhkem ayetler indirip ikaz etmiştir ki, adeta beynimizin içine sokarcasına, çok açık uyarılarda bulunmuştur. Tabi bu uyarıları, düşünen batılın etkisinde olmayan, aklını kullananlar bu gerçeklerin ancak farkında olur. Kur’an ile bağımızı gereği gibi kuramadığımız için, bizler nefsimizin ve şeytanlaşmış insanların etkisinden kurtulamıyor, ayetlerden gereği gibi faydalanamıyoruz. Daha açıkçası, ALLAH’IN KUR’AN’DA EMRETTİĞİNİN TAM TERSİNİ, DİNİN EMRİ DİYE YAŞADIĞIMIZIN FARKINDA BİLE OLAMIYORUZ. Sizlere bu yazımda Kur’an’dan üç ayet hatırlatmak istiyorum. Bu ayetlere benzer birçok ayet olduğunu da hatırlatmak isterim. Bu ayetler üzerinde lütfen dikkatle düşünelim. Kıssadan hisse alana ne mutlu.

“Göklerin ve yerin hükümranlığına, Allah’ın yarattığı her şeye ve ecellerinin yaklaşmış olabileceğine bakmadılar mı? O HALDE KUR’AN’DAN SONRA, HANGİ HADİSE İNANACAKLAR.” (Araf 185)

“Kendilerine okunan kitabı, SANA İNDİRMİŞ OLMAMIZ ONLARA YETMEDİ Mİ? Şüphesiz bunda inanan bir kavim için bir rahmet ve bir öğüt vardır.” (Ankebut 51)

“İşte bunlar, Allah’ın ayetleridir. Bunları sana gerçek olarak okuyoruz. ALLAH’TAN VE ONUN AYETLERİNDEN SONRA, HANGİ HADİSE inanacaklar?” (Casiye 6)

Düşündürücü olduğu kadar, ibret verici üç ayet. Peki, bu üç ayette Allah cahiliye toplumuna ne anlatıyor? Tekrar özetleyelim.

“O HALDE KUR’AN’DAN SONRA HANGİ HADİSE İNANACAKLAR.”

“KENDİLERİNE OKUNAN KİTABI, SANA İNDİRMİŞ OLMAMIZ ONLARA YETMEDİ Mİ?”

“ALLAH’TAN VE ONUN AYETLERİNDEN SONRA, HANGİ HADİSE İNANACAKLAR?”

Allah çok açık uyarıyor tüm iman edenleri ve diyor ki; Size indirdiğim ayetlerin dışında bir hiç beşeri hadise yani söze sakın inanmayın, yalnız Allah’ın hadislerine, sözleri, ayetlerine inanın diyor ve kendilerine indirdiğim Kur’an yeterlidir diye de son noktayı koyuyor. Bu üç ayette çok açık ve net bir şekilde, cahiliye toplumunun, Allah’ın Resulü Kur’an’ı tebliğ ederken, onu yeterli görmeyenlere, Allah’ın çok dikkat çekici uyarıları olduğunu görüyoruz ve BİZLERE YOL GÖSTERİCİ VE İNANCIMIZI YAŞAYABİLMEK ADINA KUR’AN’IN YETECEĞİNİ, onun dışından bilgilere, rivayetlere inanmanın, dinden sapmak olduğunu anlatıyor. 

Ankebut 51. ayetin bir öncesinde, cahiliye toplumunun Allah’ın Resulünden mucize beklediklerini anlıyoruz. Allah Kur’an’ın kendisinin bir MUCİZE olduğunu, bundan başka mucizeler aranmasının yanlışlığını anlatıyor ve kendilerine okunan kitap/Kur’an onlara yetmiyor mu diyor. Bu soru kipi, Kur’an’ın yeteceğini anlatmak için, dikkat çekmek adına kullanılmıştır. Bu ayetten de çıkaracağımız ders, din ve iman adına, KUR’AN’IN BİZLERE YETECEĞİNİ ANLIYORUZ. Bu ayetlere iman ettiğini söyleyen bir Müslüman, sizce mezheplerin ve rivayetlerin dine yaptığı ilaveleri Kur’an’da göremediğinde, bakın Kur’an’da namazın kaç rekât olduğu, zekâtı ne kadar vereceğimiz bile yazmıyor, demek ki yalnız Kur’an ile İslam yaşanmıyormuş diyebilir mi? Karar sizin, imtihan sizin imtihanınız. DİN ADINA İNANDIĞIMIZ KUR’AN DIŞI HER NE VARSA, EĞER KUR’AN’IN ONAYINDAN GEÇMİYORSA, LÜTFEN O SÖZLERİ VE İNANCI TERK EDELİM, YOKSA HESAP GÜNÜ PİŞMAN OLURUZ.

Bu ayetin ilk muhatapları kimlerdir diye düşündüğümüzde, Resulün devrinde, yoldan çıkmış Ehli kitap diye cevap veririz. Çünkü ellerinde daha önce gönderilen, Allah’ın kitabı olduğu halde, onu yeterli görmeyip, ondan uzaklaşan, emin olmadıkları bilgilerin, rivayet ve sanı hadislerin ardına düşen, bir toplum vardı. Allah’ın Resulü Kur’an’ı bu topluma tebliğ ettiğinde, kendi rivayet ve batıl inançlarını da Kur’an ile birlikte devam ettirmek, yaşamak istiyorlardı. 

Ayetler bu kadar açık uyardığı halde, bizler ders almadığımız için günümüzde neler söyleniyor bu ayetler için, şimdi de ona bakalım. Günümüzde bakın Allah, Kur’an’ın bizlere yeteceğini söylüyor, Allah Kur’an’ın bir MUCİZE olduğunu bildiriyor bizlere dediğimizde, her zaman ki gibi işlerine gelmeyen, CAHİLİYE TOPLUMUNUN YAPTIĞI YANLIŞLARI TEKRAR EDERCESİNE, atalarının itikatlarına da iman etmenin telaşesinde, bazı ayetleri devre dışı bırakan silah, tehdit ve aldatmaca ortaya çıkıyor ve şunu söylüyorlar.

“SEN BU AYETİN, NÜZUL SEBEBİNİ BİLİYOR MUSUN? BU AYET O GÜNKÜ TOPLUMA, ATALARININ DİNİNDEN VAZGEÇMEYENLERE HİTABEN İNDİRİLMİŞTİR, BİZLERİ BAĞLAYICI DEĞİLDİR.”

Demek ki bu ve buna benzer yüzlerce ayetler, bugün hükümsüz öylemi dostlar? Yalnız o günkü topluma mı indirildi? Bugün bizlerin alacağı hiç dersler yok mu? Hani Kur’an evrenseldi? Hani zaman ötesiydi?  Kur’an’ın tamamı neredeyse Kitap Ehlinin yaptığı yanlışları düzeltmek ve bizlerinde aynı hataları yapmayalım diye indirildiğini, hala anlayamadıysak, İMAN KALPLERİMİZE YERLEŞMEMİŞ DEMEKTİR. Bunun gibi birçok ayeti, hurafe inançlarımızı yaşamak adına, görmezden geliyor üstünü örtüyoruz, yani iman etmiyoruz. Ayetin nüzul sebebini bilmemiz gerekseydi, Allah onu da açıklar bildirirdi. Bunu bildirmiş olsaydı, ayetin hükmünü o zamana, indirgeme ve o devirle anlamını sınırlama hatasını işte o zaman çok daha rahat yapardık. Onun için Allah böyle bir detay asla vermiyor Kur’an’da.

ALLAH BİZLERE KUR’AN BİR MUCİZEDİR, KUR’AN’DA HİÇ BİR EKSİK BIRAKMADIK, ONUN İPİNE SARILIN DİYOR, BİZLER İSE HER BİLGİ KUR’AN’DA DETAYLI YOKTUR DİYEREK, TOPLUMU BEŞERİN YAZDIĞI AMA KUR’AN’IN ASLA BAHSETMEDİĞİ, DOĞRULUĞUNDAN EMİN OLAMAYACAĞIMIZ, RİVAYETLERE VE ONUN KİTAPLARINA YÖNLENDİRİYORUZ.

Allah Kur’an’da, hiçbir şeyi eksik bırakmadık diyor da, ayetlerin nüzul sebebi konusunda özellikle açıklama yapmayıp detay vermiyorsa, bunu sorgulamak ya da sanki bunu eksiklikmiş gibi gösterenlere inanmak, büyük gaflettir saygısızlıktır, bunu da unutmayalım. AYETLERİ BİR OLAYA, YA DA BİR ZAMANA BAĞLAMAK, ANLAMINI DARALTMAK, KUR’AN’IN EVRENSELLİĞİNE AYKIRIDIR, AMA BUNU NE YAZIK Kİ DÜŞÜNEMİYORUZ.

Allah Kur’an’ın tümüne iman etmedikçe, iman etmemiş sayarım sizleri der. Sizce ayetleri, Allah’ın hiç bahsetmediği konularla bağdaştırarak, anlamaya çalışmamız bizlerin ayetleri doğru anlamamızı sağlar mı? Ben Kur’an da hiçbir eksik bırakmadım, her şeyden nice örnekleri değişik ifadelerle verdim ki anlayasınız diyen Rabbimizin ayetlerini görmezden gelerek, hurafe ve batıl inançlarımızı aklamak adına, yaptığımız yanlışların, lütfen artık farkına varalım. Hatırlatmaya çalıştığım bu iki ayet üzerinde, dikkatle düşünelim. Tekrar hatırlatmakta yarar görüyorum. Bakın Allah’ın gönderdiği Kur’an’ı yeterli görmeyen cahiliye toplumunu Allah,  nasıl ikaz ediyordu?

“O HALDE KUR’AN’DAN SONRA, HANGİ HADİSE İNANACAKLAR.” “KENDİLERİNE OKUNAN KİTABI, SANA İNDİRMİŞ OLMAMIZ ONLARA YETMEDİ Mİ?” “ALLAH’TAN VE ONUN AYETLERİNDEN SONRA, HANGİ HADİSE İNANACAKLAR?”

Ayetler, uyarılar çok açık olduğu halde, hala gerçeklerden uzak, Kur’an’ın sınırlarını aşarak, emin olmadığımız rivayetlerle dinimizi yaşıyorsak, bu dinin Allah’ın emrettiği din olmadığının farkına varalım. Yoksa hesap günü, çok pişman oluruz. Bu ayetlere iman ettiğini söyleyen bir Müslüman, Kur’an’ın dışından hiçbir bilgiyi, sözü/hadisi din adına asla kabul etmez. TERSİNİ YAPAN İSE BU VE BUNA BENZER YÜZLERCE AYETE, İMAN ETMİYOR DEMEKTİR, HATIRLATIRIM.

ALLAH KUR’AN BİR MUCİZEDİR DİYOR VE BU MUCİZE SİZLERE YETMİYOR MU DİYEREK BİZLERİ UYARIYOR. Sanırım Allah’ın mucizesi Kur’an’a beşeri mucizeler ilave etmenin, şeytan işi bir tuzak olduğunu, hala fark edemedik. Tüm bu gerçekleri görmezden gelip, başka mucizeler arayıp, beşeri rivayet ve sanı bilgilerle dinini yaşayanların, mahşer günü çok ama çok üzülenlerin safında olacakları açıktır. Allah Resulünden bahsederken, onda sizin için güzel örnekler vardır der. Evet, Resulün hayatı, yaşamı ve adalet anlayışı ve güzel davranışları ile bizler için örnektir. Onun örnek yaşantısını Kur’an’dan araştıralım, öğrenelim ve hayatımıza geçirelim.

DİN DÜŞMANLARI VE MENFAAT ŞEBEKELERİ,  ALLAH’IN RESULÜNE KARŞI SEVGİMİZİ, BAĞLILIĞIMIZI ÇOK İYİ BİLİYORLAR. ONUN ADINI KULLANARAK, DİNE NİFAK SOKAN, ÖZELLİKLE YAHUDİ FİTNESİNİN TUZAKLARINA DÜŞMEYELİM, LÜTFEN UYANIK OLALIM. KUR’AN DIŞINDAN SÖYLENEN HER SÖZÜN ONAYINI, KUR’AN DAN MUTLAKA ALALIM. ALLAH’IN RESULÜNÜ ÖRNEK ALMAK İSTEYEN BU YOLU İZLER.

Dilerim Allah dan, yalnız Kur’an’ın ipine sarılan, onun sınırlarını aşmayan, Allah’ın dinine ilaveler yapmadan yaşayan bilerek ve düşünerek iman eden, batıla sapmayan Rabbin halis kullarından oluruz.

Saygılarımla 
Haluk GÜMÜŞTABAK

https://kuranadavet1.wordpress.com/

https://twitter.com/KURANA_DAVET

http://www.hakyolkuran.com/

https://www.facebook.com/Kuranadavet1/

https://hakyolkuran1.blogspot.com/

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

HACER ÜL ESVED TAŞI VE GERÇEKLER.

Bugünkü yazımın konusu, Kâbe yi tavaf ederken elle selamlanan ve kutsallığına inanılan, Hacer’ül Esved taşı hakkında olacaktır. Gelin önce geleneksel İslam’ın, bu konuda kabul ettiği rivayetlere ve inançlarına bakalım kısaca. Bakalım da batıla inandığımızda, bizleri nasıl aklın mantığın ötesinde akıl almaz şeylere nasıl inandırıldığımızı da farkında olalım. Konuyla ilgili erişebildiğim tüm rivayetleri yazıyorum. Ders alabilene ne mutlu. Allah onun için, emin olmadığın bilgilerin ardına düşmeyin, hesabını sorarım diye boşuna uyarmıyor. “RİVAYETE GÖRE, HZ. İBRAHİM, KÂBE’NİN İNŞASINI BİTİRDİKTEN SONRA, OĞLU İSMAİL İLE TAVAFA BAŞLANGIÇ SIRASINI BİLDİRMEK İÇİN: “İSMAİL, BANA BİR TAŞ GETİR DE TAVAFIN NEREDEN BAŞLAYACAĞINI İŞARET EDEYİM” DEDİ. HZ. İSMAİL DE CEBEL-İ KUBEYS’TEN BİR TAŞ ALIP BABASINA VERDİ. O DA TAVAFIN BAŞLAYACAĞI BUGÜNKÜ KÂBE’NİN KÖŞESİNE TAŞI KOYDU.” “RİVAYETE GÖRE İBRAHİM PEYGAMBERİMİZ, BU TAŞI KÂBE NİN KÖŞESİNE YERLEŞTİRMİŞTİR. EBU DAVUD’UN RİVAYET ETTİĞİ BİR HADİSE GÖRE,

İSLAM DİNİNDE, HAREMLİK SELAMLIK VAR MIDIR?

Değerli din kardeşlerim, bizler Kur’an ayetlerini eğer, Allah’ın örnek verdiği diğer ayetlerinden yardım alarak anlamaya çalışmaz da geleneğin, rivayetlerin ve Mezheplerin dayattığı beşeri fıkıh inancının etkisiyle anlamaya çalışırsak, Allah’ın istediğini değil, kendi nefislerimizde yarattığımız dini yaşamış oluruz. Bugünkü makalemin konusu  İSLAM DİNİNDE, HAREMLİK SELAMLIK VAR MIDIR  ve bir kadın evli olmadığı bir erkeklerle beraber aynı ortamda oturamaz mı, bu konuda sizleri Kur’an’ı rehber alarak, düşünmeye davet etmek istiyorum.  Günümüz Mezheplerin, beşeri FIKIH inancının öğretisine baktığımızda, bir kadın evli olmadığı başka bir erkekle aynı ortamda oturamaz, ya da toplu halde bulunamaz şeklinde anlatılır. Bunun detayına girmek istemiyorum, çünkü bizler için beşeri fikirler değil, Allah’ın bizleri sorumlu tutacağına hükmettiği Kur’an önemlidir. Bu konudaki Kur’an ayetlerine bakmadan önce, genel anlamda düşünelim.  Bir kadının yalnız başına dışarı çıkamayacağına dair, bir hüküm v

İSLAM DİNİNİN TEK KAYNAĞI KUR’AN’DIR. “KUR’AN, SÜNNET, İCMA, KIYAS, KONUSU.”

Herhangi bir konuyu daha iyi öğrenmek adına, araştırma yaptığımızda, birçok kaynaktan, kitaptan faydalanırız. Bunun sebebi öğrenmek istediğimiz konu hakkında, daha detaylı bilgi almak, farklı düşünce ve fikirlerden yararlanmaktır amaç. Araştırmalarımız sonucunda, kendimizce bir sonuca ulaşırız ve yine bulduğumuz verilere göre bir karar veririz, değerlendirme yaparız.  DEĞERLENDİRMEMİZDEKİ EN ÖNEMLİ ETKEN, ARAŞTIRDIĞIMIZ KONUNUN DEĞİŞMEZ, SABİT VERİLERİ ÜZERİNE OLUR.  Çünkü bizler bilgi sahibi olmak istediğimiz konunun, önce ana hatlarını öğreniriz. Bu bilgiler üzerine, araştırmalarımız sonucunda kararlarımızı veririz. Bu araştırmayı yaparken, güvenilir bilgi ve kaynaklardan özellikle faydalanırız. Din konusunda da aynı yolu izlememiz, elbette çok normal. Araştırıp, sormalıyız hatta birçok kitaplar okumalı, öğrenmek istediğimiz konu hakkında detaylı bilgi sahibi olmalıyız. Çünkü Allah ayetler üzerinde düşünmemizi, araştırıp sorgulayarak iman etmemizi ister.  Acaba araştırmalarımız