Ana içeriğe atla

RİVAYET İNANÇLARIMIZI AKLAYABİLMEK ADINA, ŞİRK KOŞMAKTAN KORKMUYORUZ.


 

Bizler inancımızı yaşarken, yaptığımız yanlışlardan kurtulmanın çabasında olmak yerine, onlara nasıl Kılıf buluruz yaşamaya devam ederiz, nefsimizi oyalarız onun çabası içinde oluyoruz. Hâlbuki Kur’an ın indirilmesinin amacı, yaptığımız yanlışları düzeltmek ve bizleri uyarmak için değil miydi? Allah kitap Ehlinin yaptığı yanlışlara karşı kullarını uyarmak, atalarının rivayet ve sanı inançlarından kurtulmaları için ne diyordu Ankebut 51. ayetinde? “KARŞILARINDA OKUNUP DURAN BIR KİTABI, SANA İNDİRMİŞ OLMAMIZ ONLARA YETMİYOR MU?” Casiye 6. Ayetinde de aynı hataları yapanlara ne diyordu Allah. “ALLAH’TAN VE O’NUN AYETLERİNDEN SONRA, HANGİ SÖZE İNANACAKLAR?”

Sormak isterim bu ayetler, yalnız kitap ehlini mi ilgilendiriyor? Bizler bugün sorumlu değil miyiz? Hatırlatırım Kur’an ın tamamı, o günkü topluma indirilmişti zaten. O günkü toplumun tamamı, nasıl bu ayetlerden sorumluysa, bizlerde tamamından sorumluyuz. Peki, bu ayetlerde ne diye uyarıyor Rabbimiz? SİZLERE İNDİRDİĞİM KUR’AN, DİN VE İMANINIZI YAŞAMAK İÇİN YETERLİDİR. SİZLERE YOL GÖSTERİCİ OLARAK ALLAH YETER DİYOR. Diğer ayette çok net bir uyarı yapıyor ve diyor ki, kendinize yol gösterici rehber olarak, Allah katından Kur’an geldikten sonra, onun gibi sizlere garanti veren doğru, eksiksiz yol gösterici rehberler mi arıyorsunuz da, Allah ın sözünden sonra, daha başka hangi söze inanacaksınız diyor. 

KISACA SÖYLEMEK GEREKİRSE ALLAH, SİZLERE İNDİRDİĞİM KUR’AN YETER, SAKIN ALLAH IN AYETLERİNİN YANINDA, BAŞKA SÖZLERE, HADİSLERE İNANMAYIN DİYOR. PEKİ, BİZLER NE DİYORUZ HİÇ KORKMADAN, ÇEKİNMEDEN BUNCA AYETLERİ TEBLİĞ ALDIĞIMIZ HALDE. YALNIZ KUR’AN İLE İSLAM YAŞANMAZ. KUR’AN ÖZET BİLGİ VERİR, DETAY VERMEZ. EĞER PEYGAMBERİMİZİN RİVAYET HADİSLERİ VE FIKIH OLMASAYDI, KUR’AN ANLAŞILAMAZ KAPALI KALIRDI DİYORUZ. 

Hatırlatırım bunları söylemek ve inanmak, dinden sapmaktır, İslam ı terk etmek tir ŞİRKTİR ve inkârcılıktır. Dikkat ederseniz kelimelerimi özenle seçiyorum, aslında Allah bu hataları yapanlara çok daha ağır bir şey söylüyor, onu farkında olmayanlara anlatmak mümkün değil. Kur’an ı yeterli görmek istemeyenler, yani rivayetleri ve mezheplerin fıkıh inancını din olarak yaşamaya devam edenler, bakın nasıl bir örnek veriyorlar, adeta Kur’an ın yetersiz olduğunu kanıtlayabilmek adına.

“ Kur’an yetercilerden biri diyor ki: Abdest eskidendi şimdi lüzumu yoktur. Diğeri de diyor ki, abdest farzdır ama ayakları yıkamak değil, mesh etmek gerekir. Bakın Kur’an bu ikisine bile yetmiyor. BİZE ABDESTİ DOĞRU DÜRÜST ANLATACAK, BİRİNİ DİNLEMEK LAZIM. Peygamberimizi.” 

İşte bizlerin din anlayışı, bizlerin Kur’an dan uzak inancımızı nasıl yaşadığımıza güzel bir örnek. Allah korusun apaçık şirk koştuğumuzun farkında bile değiliz. Çünkü Kur’an ile hiçbir bağlantı kurmadığımız da, Allah ın kitabı Kur’an ı rivayet ve sanı bilgiler ışığında anlamaya çalıştığımızda ortaya çıkan, ŞİRK batağına batmış bir inanç görüyoruz. Bize abdesti doğru dürüst anlatanın Peygamberimiz olduğunu söyleyen kişiye sormak isterim. Günümüze ulaşan rivayet bilgilerin, bizzat Peygamberimize ait olduğuna emin misiniz? Bu garantiyi kim veriyor sizlere? DELİLİMİZ KANITIMIZ VAR MI BU KONUDA? ADI ÜSTÜNDE BİZLERE ULAŞAN TÜM BİLGİLER, BİR RİVAYETE GÖRE DİYE BAŞLIYOR. HALA ALLAH IN AYETLERİNE DEĞİL DE, RİVAYETLERE Mİ GÜVENECEĞİZ. Allah apaçık hükmünü vermiş ve ne demişti? SİZLERİ KUR’AN DAN SORUMLU TUTUYORUM. Zerre kadar aklını kullanan bir Müslüman şunu söyler. Tabi Kur’an ı anladığı dilden okuyup tebliği doğru almak şartıyla. Allah yemin ederek, bu kitabı bizler anlayalım diye kolaylaştırdığını söylüyor ve nice örneklerle de ayetleri açıkladığının üstüne basa basa bizlere bildiriyorsa, Kur’an ı anlayabilmemiz için, Allah ın dışında beşeri kaynaklara mutlaka ihtiyacımızın olduğunu söylemek şirktir, Kur’an ayetlerine de tamamen ters düşer.  

Bizler kimin ne söylediğine değil, Allah ın ne söylediğine bakmalıyız. Çünkü biliyoruz ki Peygamberimizde, yalnız Kur’an a uymuş ve Allah ın emirlerini de Kur’an ın açıkladığı şekliyle yaşamış ve tebliğ etmiştir. Bu bilgileri bizlere Kur’an yani Allah veriyor. ELBETTE KİME İNANACAĞIMIZ BİZLERE KALMIŞ. AKLI OLANIN, ELBETTE ALLAH A İNANIP ONA GÜVENMESİ GEREKİR.

Abdest konusunda verilen örnekler, çok dikkat çekici. Ben namazın farz olduğuna inanan bir Müslüman dan,  abdest almaya günümüzde artık gerek yok diyeni hiç duymadım. Bunu söylemesi de mümkün değil zaten. Verilen ikinci örneğe gelince. ABDEST FARZDIR AMA AYAKLARI YIKAMAK DEĞİL, MESH ETMEK GEREKİR, dediklerini söylüyor. Çok doğru, Allah açıkça ayakların yıkanmasını değil, mesh edilmesini yani elle silinmesini söylüyor, tıpkı başımızı mesh etmemiz gibi. Elbette çamurlu olan, ayaklarını yıkamasına gerek yok anlamında söylemiyor. Allah ın verdiği bu örnek, normal koşullarda olan bir tariftir. Çünkü bunun dışında bu ayeti referans alarak, herkes kendi koşullarına göre gerekeni yapacaktır. Ama bunu bile anlamak istemeyene, Allah ın ayetlerini yeterli görmeyip, adeta küçümseyene ne söylerseniz söyleyin, anlatmak mümkün değildir.  Hatırlatmak isterim. Eğer Allah ın ayetleri kendi başına okunduğunda anlaşılmıyor, mutlaka beşeri açıklamaya muhtaçtır diye inanıyorsak, Allah a yapılabilecek en büyük saygısızlığı yapıyoruz demektir. Lütfen kendimize gelelim.

Kur’an ın yetersiz olduğunu inatla kanıtlamaya çalışan bu zihniyet, verdiği örnekte ikisine de Kur’an yetmiyor demiş. Hâlbuki ikinci verdiği örnek, Kur’an ın yeterli olduğuna kanıt ama Kur’an da abdest nasıl alınır, onu dahi bilmiyor sanırım. Çok daha üzücü olan ise şu sözlerin söylenmesidir. “BİZE ABDESTİ DOĞRU DÜRÜST ANLATACAK, BİRİNİ DİNLEMEK LAZIM.”

Aman Allah ım bu ne saygısızlık, bu nasıl bir şirkin batağına batmışlık böyle. Bunu söyleyen şunu söylüyor aslında. Allah namaz kıl emrini vermiş, ama namaza başlarken DOĞRU DÜRÜST NASIL ABDEST ALINACAĞINI, sorumlu tuttuğu Kur’an da açıklamamış.  Kur’an a iman ettiğini söyleyen bir Müslüman, bu sözleri nasıl söyler gönül rahatlığıyla, doğrusu anlayamıyorum. Sanırım Allah ın, gözlerine perde çekerim kulaklarını ve gönüllerini mühürlerim dediği, bu olsa gerek. RABBİM CÜMLEMİZİ BÖYLE BİR ŞİRKİN BATAĞINA BATMAK DAN, BİZLERİ KORUSUN İNŞALLAH. Bunlar Allah dan daha iyi, anlaşılır ve detaylı kanun koyucular arıyorlar, ama Allah bakın onlara ne diyor.

Maide 50: Yoksa onlar, cahiliye kanununu mu istiyorlar? İYİ ANLAYANLAR İÇİN ALLAH’TAN DAHA İYİ KANUN KOYUCU OLABİLİR Mİ? (Bayraktar Bayraklı)

Bu zihniyet Peygamberimizin adını kullanılarak, Peygamberimizin söylediğini iddia ettikleri hadislerin, ayetleri açıkladığını, anlaşılır hale getirdiğini iddia ettikleri içindir ki, abdest konusunda da aynı yanlış ı yaparak hâşâ, ALLAH IN DOĞRU DÜRÜST İZAH EDİP, AÇIKLAMADIĞINI SÖYLEDİKLERİ ABDEST KONUSUNU, PEYGAMBERİMİZİN RİVAYET HADİSLERİ DOĞRU DÜRÜST AÇIKLADIĞINI, SÖYLEME CESARETİNİ GÖSTEREBİLİYORLAR. Şunu unutuyorlar, Peygamberimiz yada dört halife döneminden kayda alınmış ve bizlere ulaşan tek bir hadis yoktur. Günümüze ulaşan ve hadisleri toplayanlar, Peygamberimizin vefatından yüzlerce yıl sonra kayda alınmış. BİZLER BU BİLGİLERE GÜVENEREK Mİ İSLAM I YAŞAMALIYIZ, YOKSA ALLAH IN KUR’AN DA BİLDİRDİKLERİNE GÖRE Mİ? KARAR SİZİN, İMTİHAN SİZİN İMTİHANINIZ.

Allah Elçisinin hesap günü boşuna, BENİM ÜMMETİM KUR’AN I TERK ETMİŞ diye, boşuna söylemeyecek. Bizler ne yazık ki imanımızı, haktan gelen Kur’an ile değil, rivayetlere güvenerek yaşadığımız içindir ki, İslam toplumlarından acı, keder, adaletsizlik ve savaş eksik olmuyor.  Allah a güveneceğimize beşerin doğru olduğundan emin olamayacağımız rivayetlerine güvenmeye devam edersek, bu acı ve keder kat kat artarak devam edecek, lütfen bunu unutmayalım.

DİLERİM BİR GÜN, YAPTIĞIMIZ BU BÜYÜK YANLIŞLARIN FARKINDA OLAN BİR TOPLUM OLURUZ. 

Nahl 89: (Ey Muhammed!) Her ümmetin kendi içinden üzerlerine bir şahit göndereceğimiz, seni de onların üzerine bir şahit olarak getireceğimiz günü düşün. SANA BU KİTABI; HER ŞEY İÇİN BİR AÇIKLAMA, DOĞRU YOLU GÖSTEREN BİR REHBER, BİR RAHMET VE MÜSLÜMANLAR İÇİN BİR MÜJDE OLARAK İNDİRDİK. (Diyanet meali)

Zuhruf 21-22: Yoksa onlara, KUR’ÂN’DAN ÖNCE BİR KİTAP VERDİK DE ONLAR ONA MI DAYANIYORLAR? Hayır! SADECE, BİZ BABALARIMIZI BİR DİN ÜZERİNDE BULDUK; BİZ DE ONLARIN İZİNDEN GİDİYORUZ, derler. (Bayraktar Bayraklı)

İsra 36: HAKKINDA KESİN BİLGİ SAHİBİ OLMADIĞIN ŞEYİN PEŞİNE DÜŞME. Çünkü kulak, göz ve kalp, bunların hepsi ondan sorumludur. (Diyanet meali)

Enbiya 10: SİZE ÖYLE BİR KİTAP İNDİRDİK Kİ, İHTİYAÇ DUYDUĞUNUZ BİLGİLER ONDADIR. Aklınızı kullanmaz mısınız? (Süleymaniye vakfı)

Talak 3: Allah, onu hiç beklemediği yerden rızıklandırır. KİM ALLAH’A DAYANIP GÜVENİRSE, O, KENDİNE YETER. Şüphesiz Allah, dilediği şeyi sonuca ulaştırır. Allah her şey için bir ölçü belirlemiştir. (Bayraktar Bayraklı)

Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK

https://kuranadavet1.wordpress.com/

https://twitter.com/KURANA_DAVET

http://www.hakyolkuran.com/

https://www.facebook.com/Kuranadavet1/

https://hakyolkuran1.blogspot.com/

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

HACER ÜL ESVED TAŞI VE GERÇEKLER.

Bugünkü yazımın konusu, Kâbe yi tavaf ederken elle selamlanan ve kutsallığına inanılan, Hacer’ül Esved taşı hakkında olacaktır. Gelin önce geleneksel İslam’ın, bu konuda kabul ettiği rivayetlere ve inançlarına bakalım kısaca. Bakalım da batıla inandığımızda, bizleri nasıl aklın mantığın ötesinde akıl almaz şeylere nasıl inandırıldığımızı da farkında olalım. Konuyla ilgili erişebildiğim tüm rivayetleri yazıyorum. Ders alabilene ne mutlu. Allah onun için, emin olmadığın bilgilerin ardına düşmeyin, hesabını sorarım diye boşuna uyarmıyor. “RİVAYETE GÖRE, HZ. İBRAHİM, KÂBE’NİN İNŞASINI BİTİRDİKTEN SONRA, OĞLU İSMAİL İLE TAVAFA BAŞLANGIÇ SIRASINI BİLDİRMEK İÇİN: “İSMAİL, BANA BİR TAŞ GETİR DE TAVAFIN NEREDEN BAŞLAYACAĞINI İŞARET EDEYİM” DEDİ. HZ. İSMAİL DE CEBEL-İ KUBEYS’TEN BİR TAŞ ALIP BABASINA VERDİ. O DA TAVAFIN BAŞLAYACAĞI BUGÜNKÜ KÂBE’NİN KÖŞESİNE TAŞI KOYDU.” “RİVAYETE GÖRE İBRAHİM PEYGAMBERİMİZ, BU TAŞI KÂBE NİN KÖŞESİNE YERLEŞTİRMİŞTİR. EBU DAVUD’UN RİVAYET ETTİĞİ BİR HADİSE GÖRE,

İSLAM DİNİNDE, HAREMLİK SELAMLIK VAR MIDIR?

Değerli din kardeşlerim, bizler Kur’an ayetlerini eğer, Allah’ın örnek verdiği diğer ayetlerinden yardım alarak anlamaya çalışmaz da geleneğin, rivayetlerin ve Mezheplerin dayattığı beşeri fıkıh inancının etkisiyle anlamaya çalışırsak, Allah’ın istediğini değil, kendi nefislerimizde yarattığımız dini yaşamış oluruz. Bugünkü makalemin konusu  İSLAM DİNİNDE, HAREMLİK SELAMLIK VAR MIDIR  ve bir kadın evli olmadığı bir erkeklerle beraber aynı ortamda oturamaz mı, bu konuda sizleri Kur’an’ı rehber alarak, düşünmeye davet etmek istiyorum.  Günümüz Mezheplerin, beşeri FIKIH inancının öğretisine baktığımızda, bir kadın evli olmadığı başka bir erkekle aynı ortamda oturamaz, ya da toplu halde bulunamaz şeklinde anlatılır. Bunun detayına girmek istemiyorum, çünkü bizler için beşeri fikirler değil, Allah’ın bizleri sorumlu tutacağına hükmettiği Kur’an önemlidir. Bu konudaki Kur’an ayetlerine bakmadan önce, genel anlamda düşünelim.  Bir kadının yalnız başına dışarı çıkamayacağına dair, bir hüküm v

BATIL VE RİVAYETLERDEN UZAK, KUR’AN’IN EMRETTİĞİ SALATIN, ÖZÜNÜ ANLAYABİLMEK….

  Salat/Namaz konusu İslam toplumunda, en çok konuşulan ama çok fazla fikirlerin, düşünce ve inancın ortaya atıldığı bir konudur. Bildiğiniz gibi günümüzde bizlerin namaz dediğimiz konu, aslında bu isimle Kur’an’da geçmez.  SALAT  diye geçer ama bu kelimenin öyle farklı anlamları da vardır ki, bu gerçek ne yazık ki İslam toplumunda hiç konuşulmaz, hatta her ayette geçen  SALAT  kelimesine, namaz adını verip gerçek anlamından saptırılarak yanlış anlaşılmıştır. Bu konu İslam toplumu tarafından çok fazla tahrif edilmiş ve farklı anlamlara çekilerek topluma anlatılmıştır. Onun için makalem biraz uzun oldu. Sabırla lütfen okuyunuz. Kur’an’da geçen  SALAT  kelimesine direk namaz anlamını verirsek, namazın detaylarını ve bu konudaki emirleri Kur’an’ın başında değil, daha sonra ki ayetlerde indirildiğini görürüz. Kur’an’ın indiriliş, nüzul sırası konusunu da araştırdığınızda net ve güvenilir bir bilgiye ulaşamazsınız. Çünkü farklı sure sıralamaları görürsünüz.  BAKIN SURE DİYORUM, AYET DEĞİL .