Ana içeriğe atla

İSLAM DİNİNDE RUHBANLIK, NEDEN YOKTUR?



Bu makalemde, sizlerin düşünmenize vesile olmak istediğim konu, RUHBANLIK konusu üzerine olacak. Sizce Allah ın gönderdiği dinde neden ruhbanlık yoktur? Kur’an dinde ruhbanlık oluşturan, Yahudi ve Hıristiyanların yaptığı yanlışları eleştirir ve ikaz eder.  Allah ın emretmediği böyle bir sınıfın ilk önceleri iyi niyetle başladığını,  Maide 82. ayetinde özellikle biz Hıristiyanlardanız diyen keşiş ve rahiplerin bir kısmının kibre sapmadıkları örneği verilir. Bu ayet örnek gösterilip, ruhbanlık doğru kullanıldığında yasaklanmamış olduğu ve gerektiğinde oluşturulabilecek bir sınıf olduğunu söyleyerek, edindikleri ve ardı sıra gittikleri veli, şeyh, ulema gibi yanlışlarına kanıt aramaktadırlar.  Tabi Kur’an bir bütün olarak düşünülmediğinde, böyle bir düşünce öne sürülebilir ama Allah böyle bir sınıfın daha sonra, nasıl yoldan çıktığını maddi çıkarları için, bu makamı kullandıkları diğer ayetlerinde anlatmaktadır. 

TOPLUMUMUZDA GİZLİ RUHBANLIK YARATMAK İSTEYENLER, SEN KUR’AN DAN ANLAYAMAZSIN, ONU VELİ KİŞİLER ANLAR DİYEREK, TOPLUMU BAZI KİŞİLERE YÖNLENDİRİP, MÜSLÜMANLARIN KUR’AN İLE BAĞLANTISINI KESİP, RUHBAN SINIFINI YARATMIŞLARDIR. HALBUKİ ALLAH YEMİN EDEREK, KUR’AN I ANLAYALIM VE HİÇ KİMSEYE MUHTAÇ OLMAYALIM VE BENDEN BAŞKASINA KULLUK YAPMAYASINIZ DİYE KOLAYLAŞTIRDIM DİYOR. BUNUDA SÖYLEMESİNİN NEDENİ, KENDİNİZE RUHBAN SINIFI EDİNMEYİN, ONLAR SİZİ YOLDAN SAPTIRIR UYARISINI YAPIYOR. ALLAH IN DİNİNDE, İNSANLAR ARASINDA ÜSTÜNLÜĞÜ OLAN HİÇ BİR SINIF YOKTUR. AMA RUHBANLIK SINIFI OLAN TOPLUMLARDA, DİĞER İNSANLARA GÖRE RUHBANLIK ÜSTÜN BİR SINIF OLUP ALLAH İLE KULU ARASINDA ARACILIK YAPTIKLARINA İNANILIR.

Ruhbanlık, kendisini dünyadan ve onun yaşantısından uzaklaştırarak, inzivaya çekilen, kendini Allah a onun dinine adayan bir yaşam tarzıdır diye tarif edilir. Kur’an Ramazan ayında irtikafa çekilme örneğini verir, ama bu uzun süreli ve devamlı değildir. Bununda ruhbanlıkla bir ilgisi yoktur. Allah hem bu dünya, hem de ahiret için bizlerin yaşamasını emretmiştir Kur’an da. Kendisini ruhbanlığa adayan insanların, Allah ve kulu arasında aracılık yaptığına ve dini en doğru onların bildiğine inanılır. Bu insanların ancak dini ayinleri bildiğine ve bu ibadetleri yönetebileceği kabul edilir. Hatta bu kişilerin evlenmediğini de görürsünüz. Bu düşünce Allah ın kurduğu düzene aykırıdır, aşırıya giderek din adına kendimizce, Allah ın koymadığı kanun ve kurallar asla koyamayız. Allah ile aracılık yaptıklarına inanıldığı içinde, bu dinde GÜNAH ÇIKARMA YÖNTEMLERİ ÇOKTA KABUL GÖRÜR. Tıpkı bizlerin tarikat ve cemaat şeyhlerinin,  şefaatçi oldukları ve Allah ın dostu olduğu kabul edildiği gibi. İSLAM TOPLUMUNA BU ANLAYIŞ VE İNANÇ, ÖZELLİKLE RUHBAN İSMİ KULLANILMADAN MEZHEP, TARİKAT VE TASAVVUF YOLUYLA GİRMİŞTİR.

Kur’an ruhbanlık konusunda açıklama yaparken, biz böyle bir sınıf oluşturmadık, emretmedik der. Allah ın emretmediği hiç birşey dinin emri olamaz. Yaradan geleceği bildiği için, ruhbanlığın toplumu nasıl yanlışa yönlendireceğini bildiğinden önermemiştir. Onun içinde bakın Allah kullarını bu konuda nasıl uyarıyor.

Hadid 27: Sonra onların eserleri üzere, Resullerimizi art arda gönderdik. Meryem’in oğlu İsa’yı da onların ardınca gönderdik. Ona İncil’i verdik; ona uyanların gönüllerine şefkat ve merhamet koyduk. BİR BİD’AT OLARAK ORTAYA ÇIKARDIKLARI RUHBANİYETİ, ONLAR ÜZERİNE BİZ YAZMAMIŞTIK. Allah’ın rızasını kazanmak için ortaya çıkardılar. Ama ona gerektiği şekilde saygılı olmadılar. Onların, iman edenlerine ödüllerini verdik. ONLARDAN ÇOĞU YOLDAN ÇIKMIŞ OLANLARDIR.

Bu ayetten de anlıyoruz ki, Allah ben onlara böyle bir hüküm indirmedim, böyle bir görevde vermedim diyor. Yalnız bu konuda söyledikleri üzerinde, dikkatle düşünmemiz gerektiğine inanıyorum. Bunların içinden bazıları, Allah ın rızasını kazanmak adına çaba gösterenler vardı ve onlar gerçekleri topluma anlatmaya çalışıyorlardı diyor.  Böyle insanlar azınlıkta olsa da, onları mutlaka mükâfatlandıracağı bilgisini veriyor Allah. Ama ruhbanların çoğunluğu hakkında ise Allah, hiçte iyi şeyler söylemiyor.  Onlar sözlerinde durmadı ve gereğini yapmayarak yoldan saptılar diyor. BURADAN DA ŞUNU ANLIYORUZ, KİMİN EN DOĞRU YOLDA OLDUĞUNU ALLAH BİLECEĞİNE GÖRE, BİZLERİN RUHBANLAR EDİNMESİ, BİZLERİ ANCAK YOLDAN SAPTIRIR. ZATEN ALLAH İLE KULU ARASINDA HİÇ KİMSEYİ İSTEMEDİĞİNİ VE HER KULUNU BİZZAT, KUR’AN DAN İMTİHAN ETTİĞİNİ ÖZELLİKLE BELİRTİYOR. YANİ BİZLER KİŞİLERE DEĞİL, YALNIZ ALLAH A GÜVENEREK, KUR’ANA IN İPİNE SARILARAK İMTİHANIMIZI VERMELİYİZ. Bakın Allah ile kulları arasında, aracılık yaptığını iddia edenlerin çoğu ne yapıyormuş ta, Allah onların yaptığı yanlışı kınıyor.

Tevbe 34: Ey iman edenler! HAHAMLARDAN VE RAHİPLERDEN BİRÇOĞU İNSANLARIN MALLARINI HAKSIZ YOLLARDAN YERLER ve Allah’ın yolundan alıkoyarlar. Altın ve gümüşü yığıp da onları Allah yolunda harcamayanlar yok mu, işte onlara elem verici bir azabı müjdele!

Tevbe 31: Allah’ın yanında HAHAMLARINI VE RUHBANLARINI DA RABLER EDİNDİLER. Meryem’in oğlu Mesih’i de öyle. Oysa kendilerine, tek olan Allah’tan başkasına ibadet/kulluk etmemeleri emredilmişti. İlah yok o tek Allah’tan başka. Onların ortak koştuklarından arınmıştır O.

Özellikle Hıristiyanların ibadet yerlerine ve papazların kıyafetlerine baktığınızda, toplumu etkileyebilmek adına nasıl gösterişli  giysiler giydiklerini kiliseler, katedraller yaptıklarını ve toplumdan nasıl paralar toplandığını, çok daha iyi anlayacaksınız. Sanırım bu ayetleri okuduktan sonra, İslam dininde Allah özellikle ben RUHBANLIK adı altında, herhangi bir şey emretmedim dediği için olsa gerek, ADINA RUHBAN SINIFI DEMEDEN, ŞEYH, ULEMA, EFENDİ adlarıyla aynı şeyleri yaparak, toplumdan nasıl ve hangi yöntemlerle paralar toplandığını, toplumu din adına nasıl Allah ile aldattıklarını hatırlamışsınızdır. Onun için Allah biz böyle bir görevi, yetkiyi yarattığımız hiçbir kula vermedik diyor. Hatta Kur’an bu konuyu çok daha detaylı anlatıyor ve sakın benden başka güvenip yardım isteyeceğiniz, VELİLER EDİNMEYİN diye bizleri uyarıyor.

RUHBANLIK Allah ın gönderdiği hiçbir dinde yoktur. Olmadığını da açıkça bildiriyor.  Eğer bizler hala bunca açık, MUHKEM bir hükmü görmezden gelip, dinimizi yaşamak adına şefaatçiler, veliler, şeyhler edinip, onların sözleri ve telkinleri ile İslam ı yaşamaya kalkarsak, Hadid suresi 27. ayette Allah ın söylediği gibi, ALLAH IN YOLUNDAN SAPMIŞ OLANLARIN SAFINDA BULURUZ KENDİMİZİ.

Aslında ruhbanlığın İslam inancında olmadığına, Allah Kur’an da birçok ayetinde, dikkat çekici örnekler veriyor. Tabi düşünen aklını kullanan ancak fark edebiliyor. Bazı kişiler yanlış inançlarına kanıt olsun diye, ayetlerde geçen kelimelere farklı anlamlar verip, kelimelerin anlamlarını eğip bükerek, bakın Allah bu konuda yasaklama getirmemiş, türünden fikirleri, Kur’an bütünlüğünde düşünmeden verebiliyorlar. Tabi bu anlayış bizleri yanıltıyor. Unutmayalım lütfen, Allah bir ayetinde verdiği hükmün tam tersini, bir başka ayetinde asla vermez. Allah elçisinin bile, kuluyla arasında olmasına izin vermiyor ve diyor ki, sana indirdiğimi kullarıma tebliğ et ve yarattığım kulumla aramdan çekil. Tebliğ etmek senin, hesap görmek benim görevimdir diyerek, çok açık bir mesaj veriyor Allah bizlere. SAKIN ARAMIZA HİÇ KİMSEYİ SOKMAYIN, ÇÜNKÜ SİZLERİ BU DÜNYADA TEK BAŞINIZA İMTİHAN EDİYORUM. İmtihan olduğumuz kitabı da açıklıyor ve sizleri Kur’an dan hesaba çekeceğim diyor. 

Tabi bizlere, tek başımıza imtihan olmak zor geldiği için, kendi aklımızca imtihanımızda yardımcılar ediniyoruz. Ama yanlış yapıyoruz, çünkü Allah tıpkı bu dünyada eğitim aldığımız okullarda olduğu gibi, imtihanda kopya çekmek, imtihanımızı başkalarına havale etmek yok, çalış araştır ve yaşam imtihanını kendin ver diyor Allah. Ne yazık ki bizlere, Allah ın uyarılarının tam tersini, din diye öğrettikleri için velisi, şeyhi olmayan cennete gidemez diyecek kadar Kur’an dan uzaklaştık. Çünkü bizlere anlayarak Kur’an ı okutmadılar. SEN KUR’AN I ANLAYAMAZSIN DİYEREK, KENDİLERİNİ RUHBAN İLAN EDEN KİŞİLERİN ANLAYACAĞINI SÖYLEDİLER, ÇOĞUNLUĞUMUZDA İNANDI. Allah Hadid 27. ayetinde, ben onlara RUHBANLIK diye bir sınıf oluşturmadım diyor ve bunlara inananların çoğunun TOPLUMU YOLDAN SAPTIRDIĞINI BİZLERE BİLDİRİYOR. Lütfen bu gerçeği unutmayalım.

Bu ayetten alacağımız başka bir ders ise, Allah ın Kur’an da bahsetmediği, emir vermediği hiçbir konu, dinin asli unsuru olamaz, din içinde yer alamaz olduğudur. İyi niyetle bile başlayan bazı oluşumların, zamanla insanların nefsinin etkisiyle, menfaat ilişkilerine dönüşeceği uyarısı da çok açık yapılıyor. Çok yakın zamanda, kendisini dini önder ilan eden bir zatın, toplumu vatanına, halkına, devletine nasıl ihanet ettirebileceği örneğini, Rabbimiz bizlere yaşattı. Lütfen bu örnekten ders alalım ve böyle insanların ardı sıra gitmeyelim. Bu uyarılardan hala dersler almayanları, Allah ın doğru yoluna davet etmekte mümkün olmayacaktır.

Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK

https://kuranadavet1.wordpress.com/

https://twitter.com/KURANA_DAVET

http://www.hakyolkuran.com/

https://www.facebook.com/Kuranadavet1/

https://hakyolkuran1.blogspot.com/

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

HACER ÜL ESVED TAŞI VE GERÇEKLER.

Bugünkü yazımın konusu, Kâbe yi tavaf ederken elle selamlanan ve kutsallığına inanılan, Hacer’ül Esved taşı hakkında olacaktır. Gelin önce geleneksel İslam’ın, bu konuda kabul ettiği rivayetlere ve inançlarına bakalım kısaca. Bakalım da batıla inandığımızda, bizleri nasıl aklın mantığın ötesinde akıl almaz şeylere nasıl inandırıldığımızı da farkında olalım. Konuyla ilgili erişebildiğim tüm rivayetleri yazıyorum. Ders alabilene ne mutlu. Allah onun için, emin olmadığın bilgilerin ardına düşmeyin, hesabını sorarım diye boşuna uyarmıyor. “RİVAYETE GÖRE, HZ. İBRAHİM, KÂBE’NİN İNŞASINI BİTİRDİKTEN SONRA, OĞLU İSMAİL İLE TAVAFA BAŞLANGIÇ SIRASINI BİLDİRMEK İÇİN: “İSMAİL, BANA BİR TAŞ GETİR DE TAVAFIN NEREDEN BAŞLAYACAĞINI İŞARET EDEYİM” DEDİ. HZ. İSMAİL DE CEBEL-İ KUBEYS’TEN BİR TAŞ ALIP BABASINA VERDİ. O DA TAVAFIN BAŞLAYACAĞI BUGÜNKÜ KÂBE’NİN KÖŞESİNE TAŞI KOYDU.” “RİVAYETE GÖRE İBRAHİM PEYGAMBERİMİZ, BU TAŞI KÂBE NİN KÖŞESİNE YERLEŞTİRMİŞTİR. EBU DAVUD’UN RİVAYET ETTİĞİ BİR HADİSE GÖRE,

İSLAM DİNİNDE, HAREMLİK SELAMLIK VAR MIDIR?

Değerli din kardeşlerim, bizler Kur’an ayetlerini eğer, Allah’ın örnek verdiği diğer ayetlerinden yardım alarak anlamaya çalışmaz da geleneğin, rivayetlerin ve Mezheplerin dayattığı beşeri fıkıh inancının etkisiyle anlamaya çalışırsak, Allah’ın istediğini değil, kendi nefislerimizde yarattığımız dini yaşamış oluruz. Bugünkü makalemin konusu  İSLAM DİNİNDE, HAREMLİK SELAMLIK VAR MIDIR  ve bir kadın evli olmadığı bir erkeklerle beraber aynı ortamda oturamaz mı, bu konuda sizleri Kur’an’ı rehber alarak, düşünmeye davet etmek istiyorum.  Günümüz Mezheplerin, beşeri FIKIH inancının öğretisine baktığımızda, bir kadın evli olmadığı başka bir erkekle aynı ortamda oturamaz, ya da toplu halde bulunamaz şeklinde anlatılır. Bunun detayına girmek istemiyorum, çünkü bizler için beşeri fikirler değil, Allah’ın bizleri sorumlu tutacağına hükmettiği Kur’an önemlidir. Bu konudaki Kur’an ayetlerine bakmadan önce, genel anlamda düşünelim.  Bir kadının yalnız başına dışarı çıkamayacağına dair, bir hüküm v

BATIL VE RİVAYETLERDEN UZAK, KUR’AN’IN EMRETTİĞİ SALATIN, ÖZÜNÜ ANLAYABİLMEK….

  Salat/Namaz konusu İslam toplumunda, en çok konuşulan ama çok fazla fikirlerin, düşünce ve inancın ortaya atıldığı bir konudur. Bildiğiniz gibi günümüzde bizlerin namaz dediğimiz konu, aslında bu isimle Kur’an’da geçmez.  SALAT  diye geçer ama bu kelimenin öyle farklı anlamları da vardır ki, bu gerçek ne yazık ki İslam toplumunda hiç konuşulmaz, hatta her ayette geçen  SALAT  kelimesine, namaz adını verip gerçek anlamından saptırılarak yanlış anlaşılmıştır. Bu konu İslam toplumu tarafından çok fazla tahrif edilmiş ve farklı anlamlara çekilerek topluma anlatılmıştır. Onun için makalem biraz uzun oldu. Sabırla lütfen okuyunuz. Kur’an’da geçen  SALAT  kelimesine direk namaz anlamını verirsek, namazın detaylarını ve bu konudaki emirleri Kur’an’ın başında değil, daha sonra ki ayetlerde indirildiğini görürüz. Kur’an’ın indiriliş, nüzul sırası konusunu da araştırdığınızda net ve güvenilir bir bilgiye ulaşamazsınız. Çünkü farklı sure sıralamaları görürsünüz.  BAKIN SURE DİYORUM, AYET DEĞİL .