Allah’a Kur’an’a iman ettiğini söyleyen bir Müslüman, Kur’an’a göre ilk önce nasıl bir insan olmalı ve ilk önce neler yapmalı? Yani iman ettim diyen Müslüman öncelikle namaz kılıp Hacca gidip, zekât mı vermeli, yoksa hepsinden önce yapması gereken başka şeyler mi var, ne dersiniz? İnancımıza doğru yerden başlamazsak, planı yanlış olan bina gibi yıkılır. Eğer zikir ehliysek bunu cevabını çoktan Kur’an’dan almış olmamız gerekir. Eğer Kur’an’ı herkes anlayamaz diyenlere inanıp, Allah’ın bizler için gönderdiği mesajını, anlamadığımız dilden okuyup tebliğ alamadıysak, İslam’ı nasıl yaşayacağımızı güvendiğimiz birilerinden öğreniyorsak, inanın imanımıza doğru yerden değil, bizleri şirke götürecek yanlış yerden başlamamız kaçınılmaz olacaktır.
Bu yanlışı yapanların, günümüzde çok acı örnekleri var. Namaz kılan, oruç tutan hatta birçok kez Hacca gidip zekât verdikleri halde, topluma çok kötü örnek olan insanları görürsünüz. Hatta Kur’an’ın bu konuda ikazı var ve Maun suresi 4. ayetinde Allah, Yazıklar olsun o ibadet edenlere diye uyarıyordu. Bu konuda yapılan yanlışlara inanın örnek vermeye utanıyorum ama bunlarda hiç utanma kalmadığından, rahatlıkla toplum içinde gezebiliyorlar, çünkü bu rezilliklerinden hırsızlık ve adaletsizliklerinden dolayı, ÇOK ZENGİN OLMUŞLAR VARDA ONDAN. Bu zenginlikleri ile yaptıkları zalimliklerini, örttüklerini zannediyorlar.
Demek ki iman ettim Müslüman oldum diyerek, namaz kılıp hacca giderek gösteriş için bolca zekât vererek, Allah’ın istediği gibi iman etmiş olamıyor muşuz. Çünkü Allah salat, insanı kötülükten, zinadan uzak tutar diyor. Demek ki yapılan büyük bir hata yanlış var. Sizce Allah, Kur’an’da bizlerin yerine getirmemizi istediği hükümlerden önce nasıl bir insan olmamızı istiyor, burası çok önemli. Ne yazık ki her yazımda söylediğim gibi, bizlerin Kur’an ile bağımızı kesenler bu konuda çok başarılı olduklarından, ALLAH’IN SÖZLERİNİ, AYETLERİNİ UYARILARINI KUR’AN’DAN HİÇ TEBLİĞ ALAMADIĞIMIZDAN, ÖYLE HATALAR YAPIYORUZ Kİ, YAPTIĞIMIZ İBADETLERİMİZİN VERDİĞİMİZ ZEKÂTLARIMIZIN, İNANIN KARŞILIĞINI GÖREMİYORUZ. Çünkü yaptıklarımız, gösterişten öte gitmiyor da ondan. Konumuzla ilgili çok dikkat çekici bir örnek vermek istiyorum. Bu hataları Kitap Ehli yaptığı gibi, bizlerinde Kur’an ile buluşmamızı engellediklerinden bizlerde yapmaya devam ediyoruz. Uyarı ayetleri hatırlayalım.
Kehf 103-104-105: DE Kİ “SİZE, İŞ VE DAVRANIŞLARI BAKIMINDAN EN ÇOK ZİYANA UĞRAYANLARI BİLDİRELİM Mİ? ONLAR, İYİ YAPTIKLARINI SANDIKLARI HALDE, DÜNYA HAYATINDA ÇABALARI BOŞA GİDEN KİMSELERDİR. İŞTE ONLAR, RABLERİNİN ÂYETLERİNİ VE O’NA KAVUŞMAYI İNKÂR EDEN, BU YÜZDEN AMELLERİ BOŞA GİTMİŞ OLANLARDIR. BU SEBEPLE BİZ KIYAMET GÜNÜNDE ONLARIN (DÜNYADAKİ) AMELLERİNE DEĞER VERMEYİZ. (Kur’an yolu. Diyanet işl.)
Sizce Allah kimlerden bahsediyor bu ayette? Hiç Allah’a iman etmeyenlerden mi? Elbette hayır, Kur’an’ı dikkatle okuyan şunu çok iyi bilir. Allah hiç iman etmemişlerle çok fazla ilgilenmez uyarmaz Kur’an’da. Ama iman ettiğini söyleyenlerin hatalarını yanlışlarını, özellikle öneklerle onlara anlatır ki, hatalarını görsünler doğru yolu bulsunlar. Bu ayetlerde Kitap Ehlinin yaptığı yanlışlardan bahsediyor. Birlikte anlamaya çalışalım ki, aynı hatalara düşmeyelim. Bakın, güzel şeyler yaptığını zannettikleri halde, en çok ziyana uğrayan yani çok büyük günaha girenlerden bahsediyor.
Bu kişiler kendilerini Allah’ın doğru yolunda zannedip, güzel şeyler yaptıklarını zannettikleri halde, “DÜNYA HAYATINDA ÇABALARI BOŞA GİDEN KİMSELERDİR.” Çok önemli ve dikkat çekici bir uyarı. Günümüzde bizlerde, Allah’ın dinde sakın bölünmeyin emrini duymazdan geldik ve bölündük. Şimdide her mezhep kendisini doğru yolda zannediyor, çok acıklı bir durum değil mi? Ne yazık ki bu ayetin uyarılarını biz Müslümanlar hiç üstümüze almıyoruz ve bu ayet bize değil Kitap ehline hitap ediyor diyerek, kıssadan hisse almadığımız için, aynı yanlışları yapmaya devam ediyoruz. Bakın Rabbimiz ne diyor. “RABLERİNİN ÂYETLERİNİ VE O’NA KAVUŞMAYI İNKÂR EDEN, BU YÜZDEN AMELLERİ BOŞA GİTMİŞ OLANLARDIR” Tekrar hatırlatıyorum, bahsedilenlerin hepsi Kitap ehli. Allah’ın ayetlerinin tamamını inkâr etmiş değiller ama dikkat ederseniz Allah’a kavuşmayı yani HESAP GÜNÜNÜ ALLAH’IN EMRETTİĞİ ŞEKLİYLE, BİR YARGININ OLACAĞINI İNKÂR EDİYORLAR. Allah bize de tüm Kitap ehline de şunu söylemişti, hesap günü tartı kurulacak ve yaptığınız en küçük bir şey bile önünüze gelecek, kimin Allah’ın yolunda yaptığı güzel davranışlar ağır gelirse cennetine, hafif gelenler cezasını çekmek için cehenneme gidecek demişti. Peki, Kitap ehli bunu inkâr mı ediyordu? Kendilerinin uydurduğu batıl inancın etkisiyle hem Yahudiler hem de Hristiyanlar, hesap günü olacak ama bizler Hz, Musa’ya Hz. İsa’ya inandığımız için, Allah’ın Resulü bizim cehennem azabı çekmemizi şefaatiyle engelleyecek ve bizler direk cennete gideceğiz, cehennem azabı çekmeyeceğiz diye hala inanıyorlar. Allah böyle söylemiyor, hesap günü kim ne yapmışsa karşılığını görecek diyor.
Peki, bizler bu ayetlerden ders aldık mı, nelere inanıyoruz bu konuda, farklımı düşünüyoruz onlardan? Hiç sanmıyorum, Kur’an bu konuda çok açık ve net, herkes o gün yaptıklarının karşılığını görecek, hatta incir çekirdeği hardal tanesi kadar yaptıklarınızın bile hesabını vereceksiniz diye uyarıyor. Allah büyük günahlardan sakınırsanız, küçük günahlarınızı bağışlarım dediği halde, Allah’ın Resulünün de biz iman edenlerin günahlarını, resulün şefaatiyle affedileceğini ve asla cehennem azabı çekmeyeceğimize inanmıyor muyuz? İşte bunu söylediğimizde bizlerde, ALLAH’A KAVUŞMAYI VE O HESAP GÜNÜNÜ, ALLAH’IN EMRETTİĞİ GİBİ DEĞİL MEZHEPERİN, RİVAYETLERİN UYDURDUĞUNA İNANDIĞIMIZ İÇİN, BİZLERDE HAK OLAN HESAP GÜNÜNÜ, İNKÂR ETMİŞ OLUYORUZ. Bu konuda Allah’ın, bir uyarısını hatırlayalım.
Kehf 102: O İNKÂRCILAR, BENİ BIRAKIP KULLARIMI YARDIMCI EDİNECEKLERİNİ Mİ SANDILAR? BİZ CEHENNEMİ İNKÂRCILAR İÇİN BİR KONAK OLARAK HAZIRLADIK! (Kur’an yolu. Diyanet işl.)
Sanırım bu ayet bizleri çok açık aydınlatıyor. Biz Müslümanlarda Kitap Ehlide Allah’ın yanında, Rabbimiz sakın yapmayın diye uyardığı halde, kendimize Resulün şefaatiyle azaptan kurtulacağımıza inandığımız gibi, Allah sakın kendinize VELİLER edinmeyin, güvenilecek veliniz yalnız benim diye uyardığı halde, velisi olmayanın Velisi şeytandır diyerek onlarında şefaatçi olduklarına, ne yazık ki inandırıldık. Hâlbuki Allah şefaat tümden bana aittir diye uyarmamış mıydı? İşte bu hatayı yapanlar, ALLAH’IN AYETLERİNİ İNKÂR ETMİŞ OLUYORLAR.
Gelelim makalemizin konusuna. Bizler iman ettik dedikten sonra ilk önce Allah bizlerden ne istiyor ona bakalım şimdide. Kur’an’ı dikkatle okuyan bir Müslüman ALLAH’IN, RESULÜNÜ ÖRNEK GÖSTERDİĞİNİ GÖRECEKTİR. Peki, Allah Resulünü bizlere nasıl tanıtıyor ve neden örnek gösteriyor, bunu anlayamadığımız sürece, inanın Allah’ın istediği bir kul olamayız. “YEMİN OLSUN, ALLAH RESULÜNDE SİZİN İÇİN, ALLAH’I VE ÂHİRET GÜNÜNÜ ARZU EDENLERLE, ALLAH’I ÇOK ANANLARA GÜZEL BİR ÖRNEK VARDIR.” (Ahzab 21)
Kur’an’da Allah Resulünü tanıtırken, insanlara karşı yardım sever çok yumuşak ve şefkatli merhametli davrandığını, yani kaba ve katı davranmadığını ayetlerden anlıyoruz. Çok ilginçtir Hz. Muhammed Resul olmadan önce Kitap Ehline tabi olmadığını, ÜMMİ olduğunu görüyoruz. Ümmi Kitap Ehline tabi olmayana dendiğini Kur’an’dan öğreniyoruz, anlatıldığı gibi okuma yazma bilmeyen değil. Peki, Allah neden Kitap Ehlinden değil de ÜMMİLERİN arasından Resul/Elçi seçmiş olabilir? Kitap Ehli sırf bunun için, Hz. Muhammed’e inanmak istememişti. Şöyle diyorlardı, Allah Resul gönderecek olsaydı ÜMMİLERİN içinden değil, biz Kitap Ehlinin arasından gönderirdi. İşte sırf bunda bile alacağımız çok büyük ders var ama tabi aklını kullanana. Çünkü bir ayetinde Rabbimiz Elçisini tanıtırken nasıl bir bilgi vermişti Şura 52. Ayetinde hatırlayalım. SEN KİTAP NEDİR, İMAN NEDİR BİLMEZDİN, SENİ DOĞRU YOLA BİZ İLETTİK.
Çok ilginç değil mi? Allah’ın Resulünü Kur’an’dan tanımaya devam edelim. “SEN ELBETTE, YÜCE BİR AHLAK ÜZERESİN.”(Kalem 4) İMANIN TEMELİ GÜZEL AHLAKTIR, İNANCIMIZIN TEMELİNDE GÜZEL AHLAK YOKSA, O İMAN YIKILMAYA MAHKÛMDUR. Onun için bizler Allah’ın Resulünü, rivayetlerden değil en doğru emin kaynak Kur’an’dan tanıyıp örnek almalıyız. İşte Allah’ın kulundan istediği en önemli özelliği, demek ki hem güvenilir olması, hem de yüce güzel bir ahlak üzerine olması, birinci derecede önemliymiş Rabbimiz için. ŞÖYLE SÖYLEYEBİLİRİZ, BİR İNSANIN AHLAKI YOKSA DİNİDE ALLAH’IN İSTEDİĞİ YOLDA DEĞİLDİR. Hz. Muhammed’in Kitap ehli arasında bile, en güvenilir insan olduğunu görüyoruz ve ona Muhammed’ül Emin adını vermişler. Demek ki bizler önce GÜZEL BİR AHLAK ÜZERİNDE OLACAĞIZ. Daha sonra zaten, Allah’ın emrettiği tüm ibadetler yerli yerinde hayatımıza girecektir. ÇÜNKÜ ALLAH’IN HUZURUNA SALATA/NAMAZA DURAN ALLAH’IN KULUNUN, ÖNCE ALLAH’IN HUZURUNA DURACAK YÜZÜ OLMALIDIR.
Lütfen Allah’ın Resulünün diğer özelliklerini ve neden Allah onu örnek gösteriyor Kur’an’dan daha detaylı okuyalım. Demek ki bizler iman ettik, Müslüman olduk dedikten sonra, Allah’ın Resulünün bu özelliklerini hayatımıza geçirmediysek, istediğimiz kadar namaz kılalım istediğimiz kadar diğer hükümleri yerine getirelim, HEPSİ HAVADA KALIR GÖSTERİŞTEN ÖTE GİTMEZ, YANİ ALLAH’A ULAŞMAZ. Onun içinde dualarımız karşılık bulmaz. Bunun tezahürünü zaten, günümüzde İslam toplumlarında görüyoruz.
Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK
https://kuranadavet1.wordpress.com/
https://twitter.com/KURANA_DAVET
https://www.facebook.com/Kuranadavet1/
https://hakyolkuran1.blogspot.com/

Yorumlar
Yorum Gönder