Ana içeriğe atla

Allah Biz Kullarını Resulüne Mi Yönlendiriyor, Yoksa Resulünün Tebliğ Ettiği Kur’an’a Mı?


 

ALLAH BİZ KULLARINI KUR’AN’DA, RESULÜNE Mİ YÖNLENDİRİYOR, YOKSA RESULÜN TEBLİĞ ETTİĞİ KUR’AN’A MI? Bu sorumuzun cevabını Kur’an, yüzlerce ayetinde çok açık veriyor. Önyargısız düşünerek Kur’an’ı okuyan, Allah’ın HAK olan gerçekleri ile buluşur. Önyargılardan kurtulamayan ise, şeytanlaşmış insanların tuzağından, asla kurtulamaz. Kur’an birçok ayetinde bizlerin düşünmemizi aklımızı kullanmamızı emreder, çünkü akıl devre dışı kaldığında BATILI HAK, HAKKI BATIL görürsün de ondan. Küçük bir örnek. Bir arkadaşımız benim bir yazıma bakın nasıl cevap vermiş. »RABBİM EHLİSÜNNETTEN, ZERRE KADAR AYIRMASIN. BÖYLE ŞEYTANA MASKARA OLURSUNUZ. KUR’AN SİZE YETSEYDİ, DİREKT PEYGAMBER EFENDİMİZE YÖNLENDİRİR MİYDİ, YALANCILAR SİZİ.» Kur’an’ı tarafsız ve düşünerek ön yargısız okusaydı bu kardeşimiz, Allah’ın biz kullarını direk RESULÜN TEBLİĞ ETTİĞİ KUR’AN’A YÖNLENDİRDİĞİNİ, Kur’an’ın yüzlerce ayetinden anlayabilirdi.

Yüce Rabbimizin biz kullarını, nereye yönlendirdiğine dair örnek bazı ayetleri Kur’an’dan sizlere hatırlatmak ve sizlerin üzerinde, dikkatle Kur’an bütünlüğünde düşünmenize vesile olmak istiyorum. Çok değil zerre kadar düşünen bir Müslüman, Allah’ın Ümmi olan Resulü dâhil tüm kullarını, YALNIZ RESULÜNÜN TEBLİĞ ETTİĞİ KUR’AN’A YÖNLENDİRDİĞİNİ APAÇIK GÖRECEKTİR. Bu örnek ayetlerden sonra hala göremeyen varsa, onlara elbette söyleyecek sözüm olamaz. Tavsiyem önce ön yargılardan kurtulup, tarafsız kendisini Kur’an’ın nuruna, ışığına teslim etmesidir. Kur’an ışığı ile aydınlanmayanın gönül gözleri açılmaz. Kalpleri mühürlü, gözleri perdeli kalır. Bakın Rabbimiz bizleri ve Resulünü yalnız Kur’an’a nasıl yönlendiriyor.

“ALLAH’TAN VE O’NUN AYETLERİNDEN SONRA HANGİ SÖZE İNANACAKLAR?” (Casiye 6)

“HEP BİRLİKTE ALLAH’IN İPİNE SIMSIKI YAPIŞIN; BÖLÜNÜP PARÇALANMAYIN.” (Ali İmran 103)

“ŞÜPHESİZ BU KUR’AN, SANA VE KAVMİNE BİR ÖĞÜT VE BİR ŞEREFTİR, ONDAN HESABA ÇEKİLECEKSİNİZ.” (Zuhruf 44)

“ALLAH’TAN DAHA İYİ KANUN KOYUCU OLABİLİR Mİ?” (Maide 50)

“KARŞILARINDA OKUNUP DURAN BIR KİTABI, SANA İNDİRMİŞ OLMAMIZ ONLARA YETMİYOR MU?” (Ankebut 51)

“BU KUR’AN BANA VAHYOLUNDU Kİ, ONUNLA SİZİ VE ULAŞTIĞI HERKESİ UYARAYIM.” (Enam 19)

“RASULE DÜŞEN APAÇIK TEBLİĞDEN BAŞKA BİR ŞEY DEĞİLDİR.” (Ankebut 18)

“GERÇEK HAK OLAN, RABBİNDEN GELENDİR. O HALDE KUŞKULANANLARDAN OLMA!” (Bakara 147)

“RABBİNİN HÜKMÜNE SABRET! BİL Kİ SEN, BİZİM GÖZLERİMİZİN ÖNÜNDESİN/GÖZETİMİMİZ ALTINDASIN. KALKTIĞINDA RABBİNİ HAMD İLE TESBİH ET.” (Tur 48)

“ONLAR, SANA VAHYETTİĞİMİZDEN BAŞKASINI BİZE KARŞI UYDURMAN İÇİN AZ KALSIN SENİ ONDAN ŞAŞIRTACAKLARDI. (EĞER BÖYLE YAPABİLSELERDİ) İŞTE O ZAMAN SENİ DOST EDİNİRLERDİ. (İsra 73)

“EY NEBİ! ALLAH SANA DA, SANA UYAN MÜMİNLERE DE YETER.” (Enfal 64)

“TOPLUCA ALLAH’IN İPİNE SIMSIKI SARILINIZ, AYRILIĞA DÜŞMEYİNİZ. (Ali İmran 103)

“O, HÜKMÜNE HİÇBİR KİMSEYİ ORTAK ETMEZ.” (Kehf 26)

“İŞTE BU KUR’AN, BİZİM İNDİRDİĞİMİZ MÜBAREK BİR KİTAPTIR. BUNA UYUN VE ALLAH’TAN KORKUN Kİ SİZE MERHAMET EDİLSİN.” (Enam 155)

“İŞTE ONLAR, RABLERİNDEN GELEN BİR HİDAYET ÜZEREDİRLER ve KURTULUŞA ERENLER DE ANCAK ONLARDIR.” (Bakara 5)

“ANDOLSUN, BİZ BU KUR’AN’DA İNSANLARA HER TÜRLÜ MİSALİ DEĞİŞİK ŞEKİLLERDE AÇIKLADIK.” (İsra 89)

“SİZ, HADDİ AŞAN KİMSELER OLDUNUZ DİYE, SİZİ KUR’AN’LA UYARMAKTAN VAZ MI GEÇELİM?” (Zuhruf 5)

“YİNE DE YÜZ ÇEVİRİRLERSE, ARTIK SANA DÜŞEN GÖREV, ANCAK APAÇIK TEBLİĞDİR.” (Nahl 82)

“AND OLSUN, SİZE ÖYLE BİR KİTAP İNDİRDİK Kİ, BÜTÜN ŞAN VE ŞEREFİNİZ ONDADIR. HÂLÂ AKILLANMAYACAK MISINIZ?” (Enbiya 10)

“SENİN GÖREVİN SADECE TEBLİĞ ETMEKTİR.” (Rad 40)

“SİZE NE OLUYOR, NASIL HÜKÜM VERİYORSUNUZ? YOKSA SİZE AİT BİR KİTABINIZ VAR DA (BU BATIL HÜKÜMLERİ) ONDAN MI OKUYORSUNUZ?” (Kalem 36-37)

“ANDOLSUN Kİ BİZ, KUR’AN’I DÜŞÜNÜP ÖĞÜT ALMAK İÇİN KOLAYLAŞTIRDIK. VAR MI DÜŞÜNÜP ÖĞÜT ALAN?” (Kamer 22)

“RABBİNDEN SANA İNDİRİLENİN HAK OLDUĞUNU BİLEN KİŞİ, KÖR OLAN BİRİ İLE AYNI MIDIR? SADECE AKIL SAHİPLERİ DÜŞÜNÜRLER.” (Rad 19)

Değerli dostlarım bunca apaçık gerçekler varken, atalarımızın rivayet batıl inançlarını yaşayabilmek için, hala Rabbimizin ayetlerini görmezden, duymazdan gelmeye devam ediyor ve Allah’ın Resulünün adını kullanarak batılı, hurafeyi dine sokmaya çalışanlara inanmaya devam ediyorsak, bizler mahşer gününde, pişmanlığımızı anlatmak için beyhude çırpınmayalım. Çünkü Allah bizlere Kur’an’ı indirip, onun ipine sarılmamızı emredip, aklımızı kullanmamızı boşuna istememiş. Tekrar hatırlatırım Allah, SİZLERİ KUR’AN’DAN SORUMLU TUTARIM DİYOR.  Sizce Haşa Allah sözünden dönüp, Kur’an’da tek kelime bile geçmeyen ve Resule ait olduğu iddia edilen rivayet hadislerden de sorumlu tutar mı? DİLERİM İÇİMİZDEKİ BATILIN ZİNCİRİNİ KIRIP yalnız Allah’a güvenerek Allah’ın ipine, emanetimizi teslim etmeden önce sıkı sıkı sarılan, Allah’ın azınlık halis kulları arasında oluruz.

Saygılarımla

Haluk GÜMÜŞTABAK

https://kuranadavet1.wordpress.com/

https://twitter.com/KURANA_DAVET

http://www.hakyolkuran.com/

https://www.facebook.com/Kuranadavet1/

https://hakyolkuran1.blogspot.com/


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nahl Suresi 98. Ayet. Kovulmuş Şeytandan, Allah'a Sığınırım. "Her Müslümanın Dikkatle Okuyup Düşünmesi Gereken Bir Ayet."

Bu makalemde sizlerin, üzerinde düşünmenize vesile olmak istediğim ayet, Nahl suresi 98. ayet olacaktır. Bu ayet öne sürülerek, Kur’an okumaya başlarken Allah,  EÛZÜBİLLÂHİMİNEŞŞEYTÂNİRRACÎM” , diye okumaya başlayın, emri veriyor diye anlatılır. Bu ayetin gerçek uyarısını, İslam toplumundan gizledikleri için, ne yazık ki Kur’an’ı okumaya başlamadan önce, Allah’ın ikazını yerine getirmediğimizden her okuyan yanlış anlıyor, neden mi? Her şeyin bir kuralı var, Kur’an’ı okumanın da elbette bir kuralı olmalı değil mi? Makalemi lütfen sonuna kadar okuyunuz. Gelin bu konu üzerinde önce ayeti yazalım, daha sonrada birlikte düşünelim. Nahl 98:   ŞİMDİ KUR’ÂN OKUMAK İSTEDİĞİN ZAMAN, ÖNCE O KOVULMUŞ ŞEYTANDAN ALLAH’A SIĞIN.  (Elmalı meali) Önce ayeti lütfen doğru anlayalım. Sizce Allah bu ayette, Kur’an’ı okumaya başlamadan önce, Eûzübillâhimineşşeytânirracîm” Yani, kovulmuş şeytanın şerrinden Allah’a sığınırım, diye başlayarak okuyun emrini mi veriyor? Bizler ne yazı...

Allah’ın Resulüne Verdiği Görev Yetki Ve Sorumluluk.

Bugün sizlerin, üzerinde düşünmenize vesile olmak istediğim konu, İslam toplumunun hala farkında olmadığı ve onun içindir ki, Allah ile aldatanların tuzağına rahatlıkla düşütüğü bir konu üzerinde düşünmenizi rica ediyorum. Sizce Allah Resulüne, nasıl bir görev verip yetkilendirmiştir? Şöyle demiş olabilir mi, Resulüm ben sana Kur'an'da ana başlıkları indiriyorum, detayına girmeden gönderiyorum. Sen kullarıma ayetlerimi açıklayıp, nasıl hayata geçireceklerini anlatırsın diyor olabilir mi? Yada şöylemi diyor. Sana verdiğim görevin tanımını izahını yapıyorum, sakın sana indirdiğimin sınırlarını aşma. Senin görevin sadece tebliğ etmek ve toplumu sana verdiğim ilim ve bilgelikle ikna edip, Kur'an'a davet etmektir mi diyor? Bu konuya geçmeden önce, Allah'ın Resulünün Kur’an'ı daha rahat tebliğ edebilmesi, sözlerinin dinlenmesi için, bakın Resulüne kesinlikle itaat edilmesini nasıl emrediyor.    Ali İmran 32:   ŞUNU DA SÖYLE: “ALLAH’A VE RESULE İTAAT EDİN.”EĞ...

Kur'an’da Geçen Nebi Resul Kavramaları Ne Anlama Geliyor.

Kur’an'da Nebi ve Resul kavramları çok geçer. Bu kelimelerin anlamları konusunda, birçok görüşler ileri sürenler vardır. Hatta Kur’an'da geçen Nebi ve Resul kelimelerinin ortak ismi olduğu söylenen, ayetler tercüme edilirken Arapça olmayan Farsça olan, Peygamber olarak genelde tercüme edildiğini görürüz. Bu kelimenin aslında bizlerin dilinde, alışkanlık haline de geldiğini söylemeliyim, buna bende dâhilim.  Peygamber haber getiren anlamındadır, ama Nebinin anlamı çok farklıdır.  Öyle ayetler var ki,  NEBİ ve RESUL  kelimesine peygamber der geçersek, ayetlerin anlamlarında farklılaşma olduğu gibi, ayetler arasında da çelişkiler yaratırız. Ayrıca ayetin özellikle bizlere vermek istediğini de anlayamayız. Yoksa normal konuşma esnasında, peygamber dendiğinde hepimiz kimden bahsedildiğini biliyoruz, burada bir sorun olmuyor. Belki de kolayımıza da geliyor diyebiliriz.  Allah aynı ayette bazen, her iki kelimeyi de kullanıyor. Eğer bu iki kelime aynı anlama gelseydi, ...