Ana içeriğe atla

TOPLUMU KUR’AN DAN UZAKLAŞTIRANLARIN KURDUĞU TUZAKLARA, İBRETLİK BİR ÖRNEK….


 

Yazılarımı takip edip okuyanlar bilir, benim makalelerimin genel çoğunluğunun konusu, yaptığımız yanlışları ve batıl inançlarımızı savunurken,  verdiğimiz örneklerin neredeyse tamamı Kur’an ın özüne ve Allah ın bizlere verdiği mesajlarına ters düştüğü gerçeği üzerinedir. Hatta Allah ne emrediyorsa, onun tersini din diye yaşadığımızın farkında olamadığımızdan, bu konuları gündeme getirip, gerçeklerin Kur’an ışığında ortaya çıkmasına vesile olmaya çalışmaktır amacım. Bizlerin Kur’an ile bağını kopartanlar, ne söylerlerse söylesinler dinin emri kabul edileceğini bildiklerinden, TOPLUMU NE YAZIK Kİ İSTEDİKLERİ GİBİ YÖNLENDİRİYORLAR. Kur’an ile bir bağ kuramadığımız da, nasıl büyük yanlışları din diye yaşayacağımıza, güzel bir örnek vermek istiyorum. Lütfen aşağıda söylenenleri akıl, mantık ve Kur’an süzgecinden geçiriniz.

“BEN SADECE KUR’AN I TANIRIM DİYEN YALANCI. SEN KUR’AN I TANISAYDIN, KUR’AN SENİ DOĞRUDAN RASULLULLAHA GÖTÜRÜRDÜ.”  (MAHMUT ESAD ÇOŞAN)

Bu sözleri söyleyen kişiyi, sanırım hepiniz tanıyorsunuz. Kişiler önemli değil aslında, derdimiz tasamız şahıslarla asla olamaz. Amacımız yanlış söylemlerin, düşünce ve inancın toplumda doğru kabul edilmemesi ve bu sözlere itibar edilmemesi adınadır. Gelin bu düşünce ve söylemin doğru olup olmadığına, Allah ın Nuru Kur’an a bakarak cevap arayalım. Sizce bir Müslüman, ben sadece Kur’an ı tanırım demesi yanlış mı? Çünkü öyle söyleyen ve inananlara bu şahıs YALANCI diyor.

Allah ın Elçisi örnek Peygamberimiz Kur’an ı kitap ehline tebliğ ederken, onlarda atalarının rivayet inançlarını din diye yaşamaya devam etmek istediklerinde, Allah ayet indiriyor ve ne diyordu hatırlayalım. “KARŞILARINDA OKUNUP DURAN BIR KİTABI, SANA İNDİRMİŞ OLMAMIZ ONLARA YETMİYOR MU?” (Ankebut 51) O HALDE KUR’ÂN’DAN SONRA, HANGİ SÖZE İNANACAKLAR? (Araf 185) Kur’an ı anlayarak dikkatle okuyan, şu gerçeği görecektir. Allah Kur’an ın genel çoğunluğunu, Peygamberimizin üzerinden kıssadan hisselerle örnekler verip bizlere birçok konuyu bu yolla anlatır. GERÇEK MÜSLÜMAN PEYGAMBERİMİZİ, RİVAYETLERDEN DEĞİL, KUR’AN DAN ÖĞRENİR VE ONU KUR’AN IN VERDİĞİ ÖRNEKLERLE TANIR VE HAYATINA GEÇİRİR. Allah ın Elçisini Kur’an dan değil de rivayetlerden tanımaya çalışan ise asla doğru örnek alamaz ve yanlış yollara sapar. Onun için Allah bizleri, Kur’an dan hesaba çekeceğinin hükmünü vermiştir.

Allah ın Elçisi Kur’an ı kitap Ehline tebliğ ediyor ama onlar, Kur’an ı Kabul ederiz ama yalnız Kur’an ile yetinemeyiz, bizim atalarımızın inancıda var diyorlardı. Onun için Allah bu ayetleri indirmiş ve O günkü toplumu uyarmıştı. Sormak isterim, bu ayetler günümüzde bizleri ilgilendirmiyor mu? Ne dersiniz bugün bizler yalnız Kur’an ile İslam yaşanmaz dersek, cahiliye döneminde yapılan yanlışları tekrar etmiş olmaz mıyız? SİZCE KUR’AN İLE YETİNENLER Mİ YALANCI, YOKSA KUR’AN I YETERLİ GÖRMEYİP, BAŞKA KAYNAKLARI DA DİNİN ASLİ UNSURU YAPANLAR MI YALANCI. Halbuki Allah bizleri bakın, yalnız hangi kitaba yönlendiriyor.

“AND OLSUN, SİZE ÖYLE BİR KİTAP İNDİRDİK Kİ, BÜTÜN ŞAN VE ŞEREFİNİZ ONDADIR. HÂLÂ AKILLANMAYACAK MISINIZ?” (Enbiya 10)

Allah yemin ederek, size öyle bir kitap indirdik ki, bütün şan ve şerefiniz ondadır dediği halde, bunca açık ayetlerden sonra Kur’an ile yetinenler mi yalancı, yoksa yetinmeyenler mi? Allah ayetin sonunda uyarıyor ve hala aklınızı kullanmayacak mısınız diyor. İşte aklını kullanmayanların söylemleri, Kur’an dan bu kadar uzak. Gelelim Kur’an ile yetinenlere karşı, tenkitte bulunduğu konunun devamına. Şöyle diyor, “SEN KUR’AN I TANISAYDIN, KUR’AN SENİ DOĞRUDAN RASULLULLAHA GÖTÜRÜRDÜ.” Aslında bu söz yanlış değil, çok doğru. Allah Resulüme uyun, ona uymak bana uymak gibidir diyor ama bu sözleri Allah, Elçisinin yaşadığı ve Kur’an ı ilk tebliğ ederken ona uyulup, Kur’an ı daha kolay tebliğ etmesi adına söylüyor bu sözleri. Birçok ayette de Elçisini uyarıyor ve sana indirdiğim Kur’an ile kullarıma hükmet diyor. Sizce bu ve benzeri onlarca uyarıyı Allan Peygamberimiz, ümmetini uyarmak için Kur’an dışına çıkar mı? Şu anda Peygamberimiz yaşamıyor, bu durumda neye, hangi sözlere uyacağız. YANİ ALLAH ELÇİSİNE YÖNLENDİRİRKEN, YAŞADIĞI DÖNEMDE BİZZAT KENDİSİNE, VEFAT ETTİKTEN SONRA ONUN RİVAYET HADİSLERİNE UYUN MU DEMEK İSTİYOR? Emin olmadığın bilgilerin ardına düşmeyin, hesabını sorarım dediği halde, buna nasıl inanırız?

Eğer Allah ın ayetlerini, Kur’an bütünlüğünde anlamaya çalışmayıp, rivayetlerin etkisiyle anlamaya çalışırsak, Kur’an dan çok uzak bir din, inanç yaşarız. Allah Elçisinin görev ve sorumluluğunu çok açık bizlere bildirmiştir. Yazılarımın genelinde bunu hatırlatırım ama gözlerinde perde olanlar, elbette fark edemeyecektir. Bakın Allah elçisine nasıl bir yetki vermişti hatırlayalım.

RESULE DÜŞEN APAÇIK TEBLİĞDEN BAŞKA BİR ŞEY DEĞİLDİR. (Ankebut 18) Diyanet meali. BİZ RESULLERİ, SADECE MÜJDELEYİCİLER VE UYARICILAR OLARAK GÖNDERİRİZ.  (Kehf 56) Diyanet vakfı meali. SENİN GÖREVİN SADECE TEBLİĞ ETMEKTİR. (Rad 40) Diyanet meali. BEN SADECE BANA VAHYEDİLENE UYARIM. BEN SADECE APAÇIK BİR UYARICIYIM. (Ahkaf 9 ) Diyanet meali.

Gördünüz mü, Allah Elçisine sınırsız yetki vermemiş. O yalnız ona vahyedilen Kur’an ı tebliğ etmekle görevlendirilmiştir diyor Allah. Bunu hatırlattığımızda, NE YANİ PEYGAMBERİMİZ POSTACI MIYDI diyenler, Allah ın ayetlerine karşı geldiğini ve Allah ın Elçisine verdiği yetkileri, kendi nefislerinde ilaveler yaptığını ve böylece Allah ın dininden saptıklarını unutmamalıdırlar. Bakın Allah ın Elçisi, neyle uyarmış ümmetini.

“BU KUR’ÂN BANA VAHYOLUNDU Kİ, ONUNLA SİZİ VE ULAŞTIĞI HERKESİ UYARAYIM.” (Enam 19)

Allah bizleri, Elçisine yönlendiriyor ama bunun sebebi, onun yetkilerinin belli olduğunu ve yalnız Allah ın vahyini bizlere tebliğ edeceğini anlamamız için bunu yapıyor. Anlamak istemeyenlere sözümüz elbette yok. Sizce Allah ın Elçisi, Deki kullarıma diye başlayan ayette, Peygamberimizin yalnız bizleri Kur’an ile uyaracağını tebliğ ediyorsa, Kur’an dışından da dine hükümler koyduğuna ve onları da Kur’an ile değil, rivayetlerle bizlere ulaştığına nasıl inanırız. Bunca ayeti inkâr mı ediyorlar yoksa. 

Allah Kehf suresi 26. ayetinde,” KENDİ HÜKMÜNDE HİÇ KİMSEYİ ORTAK KILMAZ” Diyorsa, nasıl olur da Allah ın Elçisini, dinde Allah ın hüküm ortağı yaparız ve bu yetmiyormuş gibi, NE YANİ PEYGAMBERİMİZ POSTACI MIYDI, KARGOCU MUYDU diyerek, saygısızca yakıştırmalar yaparız. Yine Allah Araf suresi 185. ayetinde. “O HALDE KUR’ÂN’DAN SONRA, HANGİ SÖZE İNANACAKLAR?” diye uyardığı halde, Kur’an ın tek kelime bile bahsetmediği konularda Peygamberimizin ya da din ulemalarının, mezhep imamlarının da dini konularda, fetvalar/hükümler vereceğini nasıl söyleriz. Yine Allah, Nisa 87. ayetinde, “KİMDİR SÖZÜ ALLAH’IN KİNDEN DAHA DOĞRU OLAN?” dediği halde, hâşâ Allah ın sözüne eş değer tuttuğumuz beşeri sözlerin/hükümlerinde Allah ın sözleri gibi dinin asli unsuru olacağını, ALLAH IN SÖZÜ GİBİ KESİN DOĞRU OLACAĞINI nasıl söyleriz. Yoksa Allah ın sözlerine şirk koşup, karşımı geliyoruz?

Ne yazık ki bizler edindiğimiz veli ya da güvendiğimiz onca şahısların sözlerine, söylemlerine hiç araştırmadan öyle kabul ediyoruz ki, Kur’an ile taban tabana zıt olduğunu fark edemiyoruz. ÇÜNKÜ BU ŞAHISLAR ÖZELLİKLE, TOPLUM İLE KUR’AN IN ARASINA GİRDİLER. SONUÇ ORTADA. Kur’an Maide suresi 50. ayetinde, bakın ne diye uyarıyor. “YOKSA ONLAR, CAHİLİYE KANUNUNU MU İSTİYORLAR? İYİ ANLAYANLAR İÇİN ALLAH’TAN DAHA İYİ KANUN KOYUCU OLABİLİR Mİ?“ Bakar mısınız lütfen, Allah ne diyor ve uyarıyor bizleri. Allah dan daha iyi dinde kanun koyucu olabilir mi diyor. Birileri hiç korkmadan, ne yani Peygamberimiz postacımıydı diyerek, açıkça Allah ile elçisini yan yana, hatta karşı karşıya getirebiliyorlar. Neden karşı karşıya getirildiğini de söylemek örnek vermek isterim. Allah büyük günahlardan korunursanız, küçük günahlarınızı affederim diyor. Dinde Kur’an ı yeterli görmeyen, rivayetlerinde dinin asli unsuru olduğunu savunanlar ise, Peygamberimizin de Allah ın affetmediği büyük günahlarına şefaat edeceğini ve bağışlayacağını yada bağışlatacağına inanıyoruz. Bu nasıl bir inanç anlamakta zorluk çekiyorum. Buna inanan bir Müslüman, Peygamberimizin HAŞA Allah dan daha şefkatli ve bağışlayıcı olduğuna inanıyor demektir. Hatırlatırım. Allah Kur’an ı yeterli görmeyip, dinde sınır tanımayan YANİ HADDİ AŞANLARIN, BAKIN NASIL VE NEYLE UYARILACAĞINI SÖYLÜYOR.

“Zuhruf 5: SİZ, HADDİ AŞAN KİMSELER OLDUNUZ DİYE, SİZİ KUR’AN’LA UYARMAKTAN VAZ MI GEÇELİM?” (Diyanet vakfı meali)

Söyleyecek söz bulamıyorum doğrusu. Kur’an ın sınırlarını aşanları Allah, haddi aşmak olarak görüyor. Kur’an ı bir kez dikkatle anlayarak ve düşünerek okuyan bir Müslüman, toplumu Allah ile aldatan bu insanların aldatmacalarını fark edecektir. Allah ın Elçisi ÜMMİYDİ yani daha önce din adına hiçbir bilgisi yoktu. Din adına ne öğrendiyse Kur’an dan öğrendi ve ümmetine yalnız Kur’an ile hükmetme, yalnız Kur’a ı tebliğ etme görevi aldı. 

ŞÜKÜRLER OLSUN Kİ, ALLAH BİR DAHA BAŞKA UYARICI RESUL VE KİTAP GÖNDERMEYECEĞİ İÇİN, KUR’AN’I KENDİ KORUMASINA ALDI VE BİZLERE SAPASAĞLAM ULAŞMASINI SAĞLADI. BİZLERE DÜŞEN, HİÇ BİR BATILIN VE RİVAYETİN ETKİSİNDE KALMADAN, YALNIZ ALLAH A GÜVENİP DAYANARAK, KUR’AN I ANLAMAYA ÇALIŞMAK VE HAYATIMIZA GEÇİRMEK OLMALIDIR. RESULÜN ÖRNEK HAYATINI ÖĞRENMEK VE ONU İZLEMEK İSTEYEN KUR’AN A SARILIR. KUR’AN DAN BAŞKA KAYNAKLAR ARAYAN FARKINDA OMADAN, EMİN OLAMAYACAĞIMIZ SÖZLERİN, RİVAYETLERİN ARDINA DÜŞEREK, ŞEYTANIN YOLUNDAN GİDER. SEÇİM BİZLERİN. DİLERİM BU YOLDA, ALLAH CÜMLEMİZİN YARDIMCISI OLSUN.

Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK

https://kuranadavet1.wordpress.com/

https://twitter.com/KURANA_DAVET

http://www.hakyolkuran.com/

https://www.facebook.com/Kuranadavet1/

https://hakyolkuran1.blogspot.com/

 

Yorumlar

  1. Haluk abi Allah sizden razı olsun çok faydalı makaleler yazıyorsunuz bizlerede Kur'an ışığında ışık tutuyorsunuz

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

HACER ÜL ESVED TAŞI VE GERÇEKLER.

Bugünkü yazımın konusu, Kâbe yi tavaf ederken elle selamlanan ve kutsallığına inanılan, Hacer’ül Esved taşı hakkında olacaktır. Gelin önce geleneksel İslam’ın, bu konuda kabul ettiği rivayetlere ve inançlarına bakalım kısaca. Bakalım da batıla inandığımızda, bizleri nasıl aklın mantığın ötesinde akıl almaz şeylere nasıl inandırıldığımızı da farkında olalım. Konuyla ilgili erişebildiğim tüm rivayetleri yazıyorum. Ders alabilene ne mutlu. Allah onun için, emin olmadığın bilgilerin ardına düşmeyin, hesabını sorarım diye boşuna uyarmıyor. “RİVAYETE GÖRE, HZ. İBRAHİM, KÂBE’NİN İNŞASINI BİTİRDİKTEN SONRA, OĞLU İSMAİL İLE TAVAFA BAŞLANGIÇ SIRASINI BİLDİRMEK İÇİN: “İSMAİL, BANA BİR TAŞ GETİR DE TAVAFIN NEREDEN BAŞLAYACAĞINI İŞARET EDEYİM” DEDİ. HZ. İSMAİL DE CEBEL-İ KUBEYS’TEN BİR TAŞ ALIP BABASINA VERDİ. O DA TAVAFIN BAŞLAYACAĞI BUGÜNKÜ KÂBE’NİN KÖŞESİNE TAŞI KOYDU.” “RİVAYETE GÖRE İBRAHİM PEYGAMBERİMİZ, BU TAŞI KÂBE NİN KÖŞESİNE YERLEŞTİRMİŞTİR. EBU DAVUD’UN RİVAYET ETTİĞİ BİR HADİSE GÖRE,

İSLAM DİNİNDE, HAREMLİK SELAMLIK VAR MIDIR?

Değerli din kardeşlerim, bizler Kur’an ayetlerini eğer, Allah’ın örnek verdiği diğer ayetlerinden yardım alarak anlamaya çalışmaz da geleneğin, rivayetlerin ve Mezheplerin dayattığı beşeri fıkıh inancının etkisiyle anlamaya çalışırsak, Allah’ın istediğini değil, kendi nefislerimizde yarattığımız dini yaşamış oluruz. Bugünkü makalemin konusu  İSLAM DİNİNDE, HAREMLİK SELAMLIK VAR MIDIR  ve bir kadın evli olmadığı bir erkeklerle beraber aynı ortamda oturamaz mı, bu konuda sizleri Kur’an’ı rehber alarak, düşünmeye davet etmek istiyorum.  Günümüz Mezheplerin, beşeri FIKIH inancının öğretisine baktığımızda, bir kadın evli olmadığı başka bir erkekle aynı ortamda oturamaz, ya da toplu halde bulunamaz şeklinde anlatılır. Bunun detayına girmek istemiyorum, çünkü bizler için beşeri fikirler değil, Allah’ın bizleri sorumlu tutacağına hükmettiği Kur’an önemlidir. Bu konudaki Kur’an ayetlerine bakmadan önce, genel anlamda düşünelim.  Bir kadının yalnız başına dışarı çıkamayacağına dair, bir hüküm v

BATIL VE RİVAYETLERDEN UZAK, KUR’AN’IN EMRETTİĞİ SALATIN, ÖZÜNÜ ANLAYABİLMEK….

  Salat/Namaz konusu İslam toplumunda, en çok konuşulan ama çok fazla fikirlerin, düşünce ve inancın ortaya atıldığı bir konudur. Bildiğiniz gibi günümüzde bizlerin namaz dediğimiz konu, aslında bu isimle Kur’an’da geçmez.  SALAT  diye geçer ama bu kelimenin öyle farklı anlamları da vardır ki, bu gerçek ne yazık ki İslam toplumunda hiç konuşulmaz, hatta her ayette geçen  SALAT  kelimesine, namaz adını verip gerçek anlamından saptırılarak yanlış anlaşılmıştır. Bu konu İslam toplumu tarafından çok fazla tahrif edilmiş ve farklı anlamlara çekilerek topluma anlatılmıştır. Onun için makalem biraz uzun oldu. Sabırla lütfen okuyunuz. Kur’an’da geçen  SALAT  kelimesine direk namaz anlamını verirsek, namazın detaylarını ve bu konudaki emirleri Kur’an’ın başında değil, daha sonra ki ayetlerde indirildiğini görürüz. Kur’an’ın indiriliş, nüzul sırası konusunu da araştırdığınızda net ve güvenilir bir bilgiye ulaşamazsınız. Çünkü farklı sure sıralamaları görürsünüz.  BAKIN SURE DİYORUM, AYET DEĞİL .