Ana içeriğe atla

Kur'an Gerçeklerine, Gözlerini Kapatanların Hezeyanları.



Yazılarım hakkında, uzunca bir araştırma yapan bazı guruplar, cematlar benim hadisler konusunda çok dikkatli olmalıyız, çünkü rivayet edilen hadislerin doğru olmama ihtimalinin çok yüksek olduğu gerçeğini, yazılarımda anlatmaya çalışmam bazı kişilerin, cemaatlerin hiç hoşuna gitmemiş ve bakın benim hakkımda neler yazmışlar sitelerinde, okuyucularını uyarmak için. Verdiği cevaplarda, günümüz İslam anlayışının ne derece tehlikeli, Kur'an'dan akıl ve mantıktan uzak, körü körüne bir inancın olduğunu, kendi sözlerinden sizlere aktarmak istiyorum. Bu cevaptan alacağımız, çok büyük derslerin olacağına inandığım için, sizlerle paylaşmak istedim. Bakın benim hakkımda, şu sözleri söylüyorlar.

“ŞAHIS HAKKINDA YAPTIĞIMIZ AZICIK BİR ARAŞTIRMA İLE TANIYABİLİYORUZ. HADİS RAVİLERİNİ “YOK ONLAR BEŞERDİR, ONLARDA YANILIR, ONLARDA HATA YAPAR, ONLARDA UYDURUR” GİBİ İTHAM EDİCİ, ZANDA BIRAKICI İFADELER KULLANDIĞI YAZILARI MEVCUT. SADECE KUR’AN DİYEN ŞAHISLARDAN BİR ŞAHIS… ANCAK BU GİBİLERİN YAZILARININ İSLAMİ BİLDİĞİMİZ, MİLLETİN İTİBAR ETTİĞİ SİTELERDE YAYINLANMASI ÇOK ACI.”

İlginçtir benim hadisler konusunda, zanda bırakıcı sözlerimden bahsedenler, hadislerin bir rivayete göre diye başladığını, onlarında zan olabileceğini unutmuş görünüyorlar. Rivayet sanmak, yani tam emin olamamak, bir başka deyişle ZANNETMEK yani ZAN dır.  Bunun farkında bile değiller, sanırım gözlerin perdeli olması ve gönüllerin mühürlenmesi böyle bir şey olsa gerek. Allah'ın Elçisinin, Kur’an'ın bahsetmediği hadisleri/sözleri eğer bizler için olmazsa olmaz olsaydı, kendisi tıpkı Kur’an gibi sözlerini sağlığında yazdırmaz mıydı? Hatta Allah Kur'an'ın yanında Resulümün hadislerinide ben koruyorum demez miydi? Çünkü Allah içimiz rahat olsun diye, Kur'an'ı ben koruyorum demiyor muydu? Hâşâ Allah'ın Resulü bu görevi kendisi bizzat yapmayıp, aradan yüzlerce yıl geçtikten sonra, birilerimi kayda aldı da, bizlerin imanını kurtardı. Bu düşünce bile Allah'ın Elçisine saygısızlıktır. 

Bu kişiler hadisleri rivayet eden, nakleden Ravilerin yani kişilerin ADETA KUSURSUZ, HATASIZ YANILAMAYACAĞINI ÇOK RAHATLIKLA SÖYLEYEBİLİYOR. Hâlbuki Allah, Elçisinin bile hata yaptığında, uyardığı ikaz ettiği ayetlerinin Kur’an'da olduğundan sanırım haberleri yok, ya da görmezden geliyorlar, üstünü örtüyorlar. Hatasız günahsız hiçbir insan olmaz. Allah'ın Elçisi Allah'ın kontrolündeydi ve en küçük hatasında Allah tarafından uyarılıyordu. Onun için Allah, Elçime uyun emrini vermiştir o günkü topluma. Bu kişilere sormak isterim. Hadisleri nakleden Raviler ya da yüzlerce yıl geçmişten günümüze nakil esnasında hiç hatasız, yanlışlık olmadan bizlere ulaştırıldığının kanıtı, delili var mı? BU KONUDA BİZE KİM YADA KİMLER, GÜVENCE VEREBİLİR? Elbette hiç kimse. Allah'ın Kur’an'ı koruduğu gibi bu rivayetleri de Allah gibi koruyabilecek var mı? Hani Allah, emin olmadığın bilginin ardına düşmeyin diyordu. Allah'ın sözünden/hadisinden, daha doğru söz/hadis mi var diye uyaran Allah'ın uyarısını da mı duymuyorlar. AKIL DEVRE DIŞI KALINCA, GÖZLERDE PERDELİ OLUNCA, SONUÇ ORTADA.  Yalnız Kur’an'ın ipine sarılın ayeti de, sanırım görmezden geliniyor.

Bu kişiler, yazılarımda Kur’an'ın bahsetmediği onca bilginin detayını Kur’an vermiyorsa, nereden alıyoruz da kabul ediyoruz diye uyarıp, tüm bunların dinimize sokulan Yahudi fitnesi olduğunu söylediğimden, bana kızıyor ve diyorlar ki, ”ADAM KUR’AN’IN DIŞINDAKİ ANLATILAN HER ŞEYE, YAHUDİ FİTNESİ DİYOR VE KESTİRİP ATIYOR" Çok doğru öyle söylüyorum. Çünkü Yahudiler hem İslam dinine, hem de Hıristiyan toplumunun içine bizzat kendi adamlarını sokarak, dinimizi kendilerine benzetmişlerdir. HALA İÇİMİZDELER AMA BİR GÜN AÇIĞA BİRER BİRER ALLAH'IN İZNİYLE ÇIKACAKLAR. AMERİKAYA KAÇAN, TOPLUMU ACIYA VE GÖZYAŞLARINA BOĞAN ZATTA, YAHUDİ AJANIYDI, AMA İÇİMİZDEYKEN BU ŞAHSA HOCA EFENDİ DİYENLER VARDI. BU ZAT ASLA YAHUDİ ALEHTARI TEK BİR SÖZ SÖYLEMEZDİ.  BU ZATTAN BAŞKA SİZCE ARAMIZDA, BÖYLE HAİNLER YOK MU? HEPSİNİ BİR GÜN GÖRECEĞİZ İNŞALLAH. 

Kur’an'da bazı meleklerin ismi geçer ama genel olarak tamamının hangi görevleri olduğu konusunda detaylı bilgi vermez. Ama inandığımız öyle yanlış bilgiler vardır ki bu konuda, Yahudilerin ellerindeki Tahrif edilmiş Kitaplarında detaylı yazar. Bir başka örnek. Hz. Âdem'in eşinin ismi asla Kur’an'da HAVVA diye geçmez. Âdemin eşi diye geçer. Ama bizler hiç şüphe duymadan bugün Hz. Âdem'in eşinin adı HAVVA demekten çekinmeyiz. Peki, neden Kur’an'da geçmez, HÂŞÂ Kur’an eksikte Yahudilerin ellerindeki kitap mı daha detaylı? İşte bizler İslam'ı böyle yaşıyoruz. ADETA YAHUDİLEŞTİRİLDİK, AMA FARKINDA DEĞİLİZ. Bu kişi ya da kişiler yazılarında, “BU ŞAHSIN KİŞİLİĞİNİ VE DÜŞÜNCE YAPISINI ÇÖZDÜK” diyerek, bakın yazımdan nasıl örnekler veriyorlar. Yazılarından alıntılar yapmak istiyorum.

“ŞAHIS ESNEMENİN FAYDALARINDAN BAHSEDEREK, HADİS-İ ŞERİFLERİN UYDURMA OLDUĞUNU İMA ETMİŞ VE BAŞLIKTA DA SORMUŞ: “PEYGAMBERİMİZ HİÇ ESNEMEDİ Mİ? PEYGAMBERİMİZİN ESNEMEDİĞİNE VE ESNEMENİN ENGELLENMESİ HAKKINDA RİVAYET MEVCUTTUR, AMA ESNEDİĞİNE DAİR HİÇBİR RİVAYET YOKTUR.”

İslam'ı yaşarken aklı bir kenara bıraktığımızda, kullanmadığınızda neler söylenebileceğine çok dikkat çekici bir örnek. Bu şahıslar, Peygamberimizin esnemediğine dair rivayet edilen hadisi adeta kusursuz, hatasız Kur’an gibi güvenilir bulduktan sonra, ADETA AKIL TUTULMASINA GÜZEL BİR ÖRNEK VERİYOR VE DİYORLAR Kİ, PEYGAMBERİMİZİN ESNEDİĞİNE DAİR RİVAYET YOKTUR. Kanıt bulma mantığına bakar mısınız? Bu kişi ya da kişiler, hâşâ rivayet edilen hadisleri adeta Kur’an ayeti ile eş tutuyor olmalı ki, RİVAYETLER BU KİŞİLERİN İMANLARININ TEMEL DİREKLERİ OLMUŞ. Düşünebiliyor musunuz, Allah'ın Resulünün esnediğine dair rivayet yok diyor ve sonuca bu mantıkla varıyor diyor ki, DEMEK Kİ PEYGAMBERİMİZ HİÇ ESNEMEMİŞTİR. Birisi çıksa ve dese ki, Allah'ın Resulü bizler gibi bir insan değildi, O NEFES BİLE ALMADAN YAŞARDI, ÇÜNKÜ NENEF ALDIĞINA DAİR HİÇ BİR RİVAYET HADİS YOK. Bu durumda Allah'ın Resulünün nefes almadan yaşadığına mı inanmamız gerekiyor? Allah akıl fikir versin. Esnemek Allah'ın kullarına, hatta hayvanlara bile verdiği çok önemli bir özeliktir. Allah'ın Elçisi hayatında hiç esnememiştir demek, onu insanüstü yaparak İlahlaştırmaktan farklı değildir. HATIRLATMAK İSTERİM, HADİSLERİN HEPSİ BİR RİVAYETE GÖRE DİYE BAŞLAR. RİVAYET EMİN OLAMAYACAĞIMIZ BİLGİLERDİR.

Sanırım benim hakkımda yazılar yazanlar, İnternette kendi FORUM sitelerinde benim hakkımda bu sözleri söyleyenler, bir gurup ya da cemaat olsa gerek ki, bakın en son bölümünde ne diyorlar benim için. 

“DİKKAT EDİN!  SİZLER UYANIKSINIZ ELHAMDÜLİLLAH. BU GİBİ ŞAHISLARI HEMEN ÇÖZÜYOR, MAKSADINI ANLIYORSUNUZ. AMA MİLLETİMİZ BİLMİYOR MAALESEF. AYRICA MÜSLÜMANLARIN İTİBAR ETTİĞİ SİTELERDE BU SÖYLEMLERİN ÇOĞALMASI, TEHLİKENİN BOYUTUNU BİZE HABER VERİYOR.”

Değerli dostlarım. Hakkımda böyle yazılar yazıldıkça, RABBİME ŞÜKREDİYORUM. Bir kez daha anlıyorum ki, Haluk sen doğru yoldasın. Elbette hatalarım olacaktır. Bende bir insanın, kesinlikle hata yapabilirim. Ama en az hata yapanlardan olmak için, emin olamayacağım batıl ve rivayet bilgilerden uzak, elimde Kur’an onun ipine sarılıp, onu anlamak adına çırpınıyorum ve anladıklarımı, düşüncelerimi sizlerle paylaşıyorum. Allah buna şahittir. LÜTFEN YANLIŞLARIM OLURSA, BENİ YALNIZ VE YALNIZ KUR’AN İLE UYARINIZ. Allah cümlemizin yardımcısı olsun inşallah. Rabbimiz, doğrunun arayışında olan her kulunun yardımcısıdır. 

Lütfen unutmayalım. Allah'ın Resulü ÜMMİYDİ yani hiçbir kitap ehline tabi değildi. HATTA ALLAH ŞURA 52. AYETİNDE NE DİYORDU HATIRLAYALIM. “SEN KİTAP NEDİR, İMAN NEDİR BİLMEZDİN” Çünkü Kitap ehlinin, atalarının uydurduğu rivayet, sanı, batıl inançlara inanmaktansa, doğrunun arayışında olmak daha doğrudur düşüncesi ile hayatını yaşıyordu Allah'ın Elçisi. Demek ki Allah'ın kullarından istediği yol ve yöntem bu olmalı ki, ALLAH'TA ONU ÖDÜLLENDİRDİ VE GÜVEN ELÇİSİ YAPTI.  Allah'ın Elçisinde bizler için, çok güzel örnekler vardır, lütfen unutmayalım.

PEYGAMBERİMİZ HAYATINDA HİÇ ESNEMEMİŞ OLABİLİR Mİ BAŞLIKLI, MAKALEMİN LİNKİNİ VERİYORUM.  LÜTFEN OKUYUNUZ.

https://hakyolkuran1.blogspot.com/2018/06/peygamberimiz-hayatinda-hic-esnememis.html

Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nahl Suresi 98. Ayet. Kovulmuş Şeytandan, Allah'a Sığınırım. "Her Müslümanın Dikkatle Okuyup Düşünmesi Gereken Bir Ayet."

Bu makalemde sizlerin, üzerinde düşünmenize vesile olmak istediğim ayet, Nahl suresi 98. ayet olacaktır. Bu ayet öne sürülerek, Kur’an okumaya başlarken Allah,  EÛZÜBİLLÂHİMİNEŞŞEYTÂNİRRACÎM” , diye okumaya başlayın, emri veriyor diye anlatılır. Bu ayetin gerçek uyarısını, İslam toplumundan gizledikleri için, ne yazık ki Kur’an’ı okumaya başlamadan önce, Allah’ın ikazını yerine getirmediğimizden her okuyan yanlış anlıyor, neden mi? Her şeyin bir kuralı var, Kur’an’ı okumanın da elbette bir kuralı olmalı değil mi? Makalemi lütfen sonuna kadar okuyunuz. Gelin bu konu üzerinde önce ayeti yazalım, daha sonrada birlikte düşünelim. Nahl 98:   ŞİMDİ KUR’ÂN OKUMAK İSTEDİĞİN ZAMAN, ÖNCE O KOVULMUŞ ŞEYTANDAN ALLAH’A SIĞIN.  (Elmalı meali) Önce ayeti lütfen doğru anlayalım. Sizce Allah bu ayette, Kur’an’ı okumaya başlamadan önce, Eûzübillâhimineşşeytânirracîm” Yani, kovulmuş şeytanın şerrinden Allah’a sığınırım, diye başlayarak okuyun emrini mi veriyor? Bizler ne yazı...

Allah’ın Resulüne Verdiği Görev Yetki Ve Sorumluluk.

Bugün sizlerin, üzerinde düşünmenize vesile olmak istediğim konu, İslam toplumunun hala farkında olmadığı ve onun içindir ki, Allah ile aldatanların tuzağına rahatlıkla düşütüğü bir konu üzerinde düşünmenizi rica ediyorum. Sizce Allah Resulüne, nasıl bir görev verip yetkilendirmiştir? Şöyle demiş olabilir mi, Resulüm ben sana Kur'an'da ana başlıkları indiriyorum, detayına girmeden gönderiyorum. Sen kullarıma ayetlerimi açıklayıp, nasıl hayata geçireceklerini anlatırsın diyor olabilir mi? Yada şöylemi diyor. Sana verdiğim görevin tanımını izahını yapıyorum, sakın sana indirdiğimin sınırlarını aşma. Senin görevin sadece tebliğ etmek ve toplumu sana verdiğim ilim ve bilgelikle ikna edip, Kur'an'a davet etmektir mi diyor? Bu konuya geçmeden önce, Allah'ın Resulünün Kur’an'ı daha rahat tebliğ edebilmesi, sözlerinin dinlenmesi için, bakın Resulüne kesinlikle itaat edilmesini nasıl emrediyor.    Ali İmran 32:   ŞUNU DA SÖYLE: “ALLAH’A VE RESULE İTAAT EDİN.”EĞ...

İslam’ı Sorumlu Olduğumuz Kur’an’dan Öğrenmezsek, Sonucuda İşte Böyle Olur.

  Bizler hiç düşünmeden, sorgulamadan Kur’an’dan uzak öyle bir din yaşıyoruz ki, adeta Allah’ın kitabı Kuran’ı küçümsediğimizin farkında olmadığımız gibi,  yalnız Kur’an ile İslam’ı yaşayamayacağımıza inandırıldık. İman ettik dediğimiz Kur’an, bu düşünceye onay veriyor mu, hiç baktık mı? Elbette hiç bakmadık, hatta bakmaya teşebbüs bile etmemizi engelleyip, sen Kur’an’ı anlayamazsın senin ilmin ne ki, Arapça bir kelimenin bilmem kaç anlamı var, sen hangisinin olduğunu nereden bileceksin diyerek, aklın mantığın kabul etmeyeceği düşünceleri, her nedense kabul etmekte sakınca görmedik. Arapça olan Kur’an’a bunları söyleyenler, her ne hikmetse yine Arapça olan rivayet hadislere, neden bunları söylemediklerini hala fark edemediysek, Allah ile aldatılmaktan da asla kurtulamayız.  İSLAM’I SORUMLU OLDUĞUMUZ KUR’AN’DAN ÖĞRENMEZSEK, SONUCUDA İŞTE BÖYLE OLUR . Mezheplerin hatta cemaat ve tarikatların şekillendirdiği İslam inancımızda şu mantık ve Kur’an dışı inancı, her nedense...