Ana içeriğe atla

ALLAH'IN RESULÜ HAYATINDA, HİÇ ESNEMEMİŞ OLABİLİR Mİ?




Günümüzde bizler Kur’an dan habersiz, din adına öyle şeylere inanıyoruz ki, bunu akılla, mantıkla, Kur’an ile izah etmek mümkün değil. İçimize fitne sokan, İslam ı yozlaştırmak adına içimize girmiş Yahudi fitnesi, bu konuda çok ustaca çalışmış ve de başarılı olmuştur. Daha doğrusu minareyi çalan, KILIFINIDA HAZIRLAMIŞ. Sizlere bu konuda bir örnek vermek istiyorum. Lütfen bu örnekten yola çıkarak, günümüzde Allah ın Resulüne ait olduğu isnat edilen her hadise düşünmeden, araştırmadan Kur’an ı ve aklı devre dışı bırakarak inanmanın ne kadar yanlış olduğunu, bu örnekten yola çıkarak değerlendiriniz. Daha sonrada buna benzer yüzlerce, hatta binlerce yanlışın ardı sıra nasıl gittiğimizin de değerlendirmesini, lütfen kendi nefsinizde yapınız. Aşağıdaki rivayet bilgileri, günümüzde çok güvenilen Buhari ve Müslim in hadis nakillerinden alınmıştır. Lütfen aşağıdaki rivayetleri önce değerlendirelim, daha sonra da, günümüz ilminin esneme konusuna verdiği cevaba bakalım. Acaba birileri İslam inancına ne fitneler sokmuş, bizlerle nasıl alay ediyorlar farkına vara bilecek miyiz?

“Uyku, yorgunluk veya can sıkıntısı halinde, elde olmadan, ağzın kendiliğinden açılarak, uzunca bir nefes alıp verme hali. Bu hal bir bakıma dalgınlık ve gaflet haline benzer. Bu ise Müslüman a pek yakışır bir durum değildir. 

Bunun için Hz Peygamber (s a s ) bu konuda şöyle buyurmuştur: 

“Allah (c c ) AKSIRMAYI SEVER FAKAT ESNEMEYİ SEVMEZ. Bir kimse aksırıp “Elhamdülillâh” derse bunu işiten Müslümanların “yerhamükellah ” diye karşılık vermesi gerekir ESNEME İSE ŞEYTANDANDIR BUNUN İÇİN ESNEME İHTİYACI DUYAN KİŞİ, MÜMKÜN OLDUĞU KADAR BUNA MANİ OLSUN. ÇÜNKÜ BİRİNİZ ESNEDİĞİ ZAMAN ŞEYTAN ONA GÜLER” PEYGAMBERİMİZİN (S A V) ESNEDİĞİ HİÇ GÖRÜLMEMİŞTİR Namazda esnemek şeytandandır. [Buhari]

(Buhâri, Edeb, 165, 166; Müslim, Zühd, 54; Tirmizî Edeb, 1 4; Nesaî, Cenâiz, 52) 

Yukarıda anlatılanları lütfen akıl ve mantık süzgecinden geçiriniz. Esneyenlere şeytanın gülemeyeceğini çok iyi biliyorum, ama bu yalanlara inananlara, Rabbimizin güleceğini ve kim bilir aklını kullanmadıkları için, ne musibetler vereceğini tahmin ediyorum. Bu söylenenlerin, doğru olup olmadığını, aklını kullanıp Kur’an ile irtibatı olan zaten anlayacaktır. Sorgusuz sualsiz emin olamayacağımız sözlere iman etmeninde, ne denli büyük bir yanılgı olduğunu, bizleri Allah dan nasıl uzaklaştıracağını da fark edecektir. Ne yazık ki bizler, bu tür yanlışları araştırmadan, sorgulamadan, Kur’an ı rehber almadan hep yapıyoruz. Çünkü İslam toplumunun Kur’an ile bağı kesildiği gibi, akılla din yaşanmaz mantığını, topluma kabul ettirmişlerdir. Şimdide gelelim bugünün ilmine bakalım, ESNEME konusunda yaptığı araştırmalar da, ne gibi sonuçlara ulaşılmış.

(Henüz doğmamış bir bebek bile, 11. haftadan itibaren anne karnında esnemeye başlar. Doğduktan sonra, son nefesimizi verene dek ortalama 250.000 kez esneriz. Bu “çene esnetme egzersizi”, aslen ciğerlerimizin çalışmasını düzenleyen koruyucu bir reflekstir. Ciğerlerimizde bulunan keseciklerin (karbon dioksit-oksijen dönüşümünün yapıldığı kesecikler) çökmesini önler.)

(Esneme nedir? Neden yapılır? Esneme istemsiz olarak kademeli nefes almaları takiben kademesiz ve derin bir nefes vermedir. Alt çene ileri derecede açılır ve boyun adaleleri kasılır. Oluşunun sebebi; kanda birikmiş CO2′nin atılmasını temin etmek için boynun büyük toplardamarlarına baskı yaparak, kanın temizlenmek üzere kalbe dönüşümünü hızlandırmasıdır. )

(Esnemek görme gücünü artırıyor… Çinli bilim adamları yorgunluğun sinyali olan bazı hareketlerin, sadece uyarı anlamı taşımadığını, yapılmaları halinde organlara faydalı olduğunu bildirdi. Çin Uluslar arası Radyosu’nun haberine göre, esnemek göz kaslarının gevşemesine yardımcı olduğu gibi, gözdeki kan dolaşımını da hızlandırabiliyor, gözü parlatıyor ve rahatlatıyor.) 

(Kayseri Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Aksu, sadece uykusu gelenin esnemediğini kaydetti. Prof. Dr. Aksu, esnemenin kandaki oksijen oranının düşmesi sonucu ortaya çıktığını belirtti. Aksu, esnemenin yalnızca insanlara özgü olmadığını, kuşlar ve memelilerle, bazı sürüngenlerin de esneyebildiğini söyledi. İnsanlarda esnemenin anne karnında 11’inci haftada başladığını ifade eden Prof. Dr. Aksu, “Vücudun oksijen gereksinimi koşullara bağlı olarak gün içinde değişir. Organizmanın artan oksijen ihtiyacı esneme ile karşılanır.” dedi.)

(Yeni yapılan araştırmada ortaya çıkan bulgular, yorulduğumuz zaman niçin esnediğimizi açıklıyor. Esnemek, beyni serinletiyor ve daha randımanlı çalışmasını sağlıyor. 

Esnemenin birincil amacı beyin sıcaklığını kontrol altına almak olduğunu açıklayan araştırmacılar, ortaya çıkan bulguların uykudan önce ve sonra niçin esnediğimiz, niçin belirli hastalıkların esnemeye yol açtığı, burundan nefes aldığımızda ve alnımız serinleyince esnemenin niçin durduğu gibi esneme hakkındaki çeşitli sırları çözdüğünü belirtiyorlar. )

Ne dersiniz, yazımın başında sizlere hatırlattığım rivayet bilgiler, sizce doğru olabilir mi? ALLAH IN RESULÜ HAYATINDA HİÇ ESNEMEMİŞ OLABİLİR Mİ? Esnemek, sizce şeytandan mıdır, yoksa YÜCE RABBİMİZİN YARATTIĞI KULLARININ EN ÖNEMLİ İHTİYACIMIDIR? Hiç bir insanın, esnemeden yaşayamayacağını bildiğimiz halde, Allah ın Resulüne apaçık atılan bu iftiraya nasıl inanırız? Lütfen Allah ın Resulüne ithafen söylenen sözleri akıl ve Kur’an süzgecinden geçirelim. Yoksa Allah ın yolunda olduğumuzu zannederek, şeytanın yolunda gider ve Allah ın huzurunda Resulün yüzüne bakamayanların safında buluruz kendimizi.

Bizlere düşen Allah ın rehberiyle yatıp, Allah ın rehberiyle kalkmak olmalıdır. Eğer bunu yaparsak, dine nifak sokmaya çalışanlar, yanımıza bile yaklaşamazlar. Yok eğer, sen Kur’an dan anlayamazsın diyenlere kanıp rivayetleri din diye yaşıyorsak ve Kur’an ı yüksek bir yere asıp birde üstüne üstlük, Allah ın sakın emin olmadığınız bilginin ardına düşmeyin, Allah dan başka veli edinmeyin uyarısını göz ardı edip veliler, şeyhler edinmişsek, İŞTE O ZAMAN AKI KARA, KARAYI AK GÖRMEMİZ KAÇINILMAZ OLACAKTIR. 

Dilerim Allah dan Kur’an ı rehber alan, onu anlayarak okuyup, ayetler üzerinde düşünen aklını kullanan, Allah ın ikazına uyup veliler, efendiler edinmeden kendi imtihanına bizzat kendisi hazırlanmak adına, çaba gösteren kullarından oluruz.

AND OLSUN, SIZE ÖYLE BIR KITAP INDIRDIK KI, BÜTÜN ŞAN VE ŞEREFINIZ ONDADIR. HÂLÂ AKILLANMAYACAK MISINIZ? (Enbiya 10)

ALLAH’TAN VE O’NUN AYETLERİNDEN SONRA HANGİ SÖZE İNANACAKLAR? (casiye 6)

KİMDİR SÖZÜ ALLAH’IN KİNDEN DAHA DOĞRU OLAN? (Nisa 87)

RESULE DÜŞEN APAÇIK TEBLİĞDEN BAŞKA BİR ŞEY DEĞİLDİR. (Ankebut 18

DOĞRUSU KUR’AN, SANA VE KAVMİNE BİR ÖĞÜTTÜR. İLERİDE ONDAN SORUMLU TUTULACAKSINIZ. (Zuhruf 44)

Saygılarımla 

Haluk GÜMÜŞTABAK

https://kuranadavet1.wordpress.com/

https://twitter.com/KURANA_DAVET

http://www.hakyolkuran.com/

https://www.facebook.com/Kuranadavet1/

https://hakyolkuran1.blogspot.com/

Yorumlar

  1. Şeytan lakaplı bir arkadaşım var idi asıl adı Necati yener öldü şimdi. Bir gün camide namaza dururken esnedi ve bana dediki Şeytan bana musallat oluyor.demekki bu hadisi duymuş.
    İran-Emeviler.ŞEYTAN-AVANE
    İstersen şeytanı ve diğer güçleri kullanabilirsin.!
    https://t.co/5wrUdoX4ED

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

HACER ÜL ESVED TAŞI VE GERÇEKLER.

Bugünkü yazımın konusu, Kâbe yi tavaf ederken elle selamlanan ve kutsallığına inanılan, Hacer’ül Esved taşı hakkında olacaktır. Gelin önce geleneksel İslam’ın, bu konuda kabul ettiği rivayetlere ve inançlarına bakalım kısaca. Bakalım da batıla inandığımızda, bizleri nasıl aklın mantığın ötesinde akıl almaz şeylere nasıl inandırıldığımızı da farkında olalım. Konuyla ilgili erişebildiğim tüm rivayetleri yazıyorum. Ders alabilene ne mutlu. Allah onun için, emin olmadığın bilgilerin ardına düşmeyin, hesabını sorarım diye boşuna uyarmıyor. “RİVAYETE GÖRE, HZ. İBRAHİM, KÂBE’NİN İNŞASINI BİTİRDİKTEN SONRA, OĞLU İSMAİL İLE TAVAFA BAŞLANGIÇ SIRASINI BİLDİRMEK İÇİN: “İSMAİL, BANA BİR TAŞ GETİR DE TAVAFIN NEREDEN BAŞLAYACAĞINI İŞARET EDEYİM” DEDİ. HZ. İSMAİL DE CEBEL-İ KUBEYS’TEN BİR TAŞ ALIP BABASINA VERDİ. O DA TAVAFIN BAŞLAYACAĞI BUGÜNKÜ KÂBE’NİN KÖŞESİNE TAŞI KOYDU.” “RİVAYETE GÖRE İBRAHİM PEYGAMBERİMİZ, BU TAŞI KÂBE NİN KÖŞESİNE YERLEŞTİRMİŞTİR. EBU DAVUD’UN RİVAYET ETTİĞİ BİR HADİSE GÖRE,

İSLAM DİNİNDE, HAREMLİK SELAMLIK VAR MIDIR?

Değerli din kardeşlerim, bizler Kur’an ayetlerini eğer, Allah’ın örnek verdiği diğer ayetlerinden yardım alarak anlamaya çalışmaz da geleneğin, rivayetlerin ve Mezheplerin dayattığı beşeri fıkıh inancının etkisiyle anlamaya çalışırsak, Allah’ın istediğini değil, kendi nefislerimizde yarattığımız dini yaşamış oluruz. Bugünkü makalemin konusu  İSLAM DİNİNDE, HAREMLİK SELAMLIK VAR MIDIR  ve bir kadın evli olmadığı bir erkeklerle beraber aynı ortamda oturamaz mı, bu konuda sizleri Kur’an’ı rehber alarak, düşünmeye davet etmek istiyorum.  Günümüz Mezheplerin, beşeri FIKIH inancının öğretisine baktığımızda, bir kadın evli olmadığı başka bir erkekle aynı ortamda oturamaz, ya da toplu halde bulunamaz şeklinde anlatılır. Bunun detayına girmek istemiyorum, çünkü bizler için beşeri fikirler değil, Allah’ın bizleri sorumlu tutacağına hükmettiği Kur’an önemlidir. Bu konudaki Kur’an ayetlerine bakmadan önce, genel anlamda düşünelim.  Bir kadının yalnız başına dışarı çıkamayacağına dair, bir hüküm v

BATIL VE RİVAYETLERDEN UZAK, KUR’AN’IN EMRETTİĞİ SALATIN, ÖZÜNÜ ANLAYABİLMEK….

  Salat/Namaz konusu İslam toplumunda, en çok konuşulan ama çok fazla fikirlerin, düşünce ve inancın ortaya atıldığı bir konudur. Bildiğiniz gibi günümüzde bizlerin namaz dediğimiz konu, aslında bu isimle Kur’an’da geçmez.  SALAT  diye geçer ama bu kelimenin öyle farklı anlamları da vardır ki, bu gerçek ne yazık ki İslam toplumunda hiç konuşulmaz, hatta her ayette geçen  SALAT  kelimesine, namaz adını verip gerçek anlamından saptırılarak yanlış anlaşılmıştır. Bu konu İslam toplumu tarafından çok fazla tahrif edilmiş ve farklı anlamlara çekilerek topluma anlatılmıştır. Onun için makalem biraz uzun oldu. Sabırla lütfen okuyunuz. Kur’an’da geçen  SALAT  kelimesine direk namaz anlamını verirsek, namazın detaylarını ve bu konudaki emirleri Kur’an’ın başında değil, daha sonra ki ayetlerde indirildiğini görürüz. Kur’an’ın indiriliş, nüzul sırası konusunu da araştırdığınızda net ve güvenilir bir bilgiye ulaşamazsınız. Çünkü farklı sure sıralamaları görürsünüz.  BAKIN SURE DİYORUM, AYET DEĞİL .