Ana içeriğe atla

Şura Suresi 10. Ayet. Ayrılığa Düştüğümüz Konuda Hüküm Vermek, Allah’a Aittir.




Kur’an’da Allah, kullarını o kadar açık ve net sözleriyle uyarıyor ki, zerre kadar aklını kullanan, önyargılı olmayan günümüzde yaşanan yanlışların, Kur’an ile farkına varacaktır. Bizler ne yazık ki Kur’an ile gereken bağı kuramadık. Çünkü bizlere Kur’an’ı anlamadan okuttular ve hala okutmaya devam ediyorlar. Çünkü sizler Kur’an’ı anlayamazsınız düşüncesini, topluma kabul ettirdiler de ondan. Bu düşünceyi topluma dikte ettiren din tacirleri, menfaat şebekeleri, özellikle içimize girmiş ve bizden görünen Yahudi fitnesi kendi yalanları, iftiraları anlaşılmasın diye Kur’an’ı anladığımız dilden bizlere okutmadılar. Eğer okumuş olsaydık, bugün yaşanan İslam’ın büyük çoğunluğunun, ALLAH’IN İNDİRDİĞİ KUR’AN’IN EMRETTİĞİ İSLAM İLE HİÇ BİR İLGİSİNİN OLMADIĞINI, RAHATLIKLA ANLAYABİLECEKTİK.

Allah Zuhruf suresi 44. ayetinde, çok net bir hüküm veriyor ve diyor ki, SİZLERİ KUR’AN’DAN SORUMLU TUTUYORUM, yani bir başka deyişle Kur’an’dan hesaba çekeceğim. Bu ayete iman ettiğini söyleyen bir Müslüman, asla Kur’an’ın hükmetmediği bir konuyu, Allah’ın ve dinin emri kabul etmemesi gerekirken, bizler neler söylüyoruz hatırlayalım. “YALNIZ KUR’AN İLE İSLAM YAŞANMAZ.” Evet, aynen bunu söylüyoruz, çünkü Kur’an ile hiçbir bağ kuramadık ta ondan, ayetlerin uyarı ve ikazlarının farkında bile değiliz. Şöyle diyenleri duyar gibiyim. Ayeti bilmeyene, apaçık tebliğ ediyoruz ama yine de kabul etmiyor diyebilirsiniz. İşte böyle insanların Allah, araştırmadıkları ve inatla gerçekleri gördükleri halde batılın etkisinde kalarak hurafeye saptıkları için, gözlerine perde çekerim, gönüllerini mühürlemişte onun için Kur’an gerçeklerini göremiyorlar, duyamıyorlar diyebiliriz. Şimdide sizlere, Allah’ın dikkatimizi çekmeye çalıştığı, Şura 10. ayeti hatırlatmak istiyorum.

Şura 10: AYRILIĞA DÜŞTÜĞÜNÜZ HERHANGİ BİR KONUDA, HÜKÜM VERMEK ALLAH’A AİTTİR. İŞTE BU ALLAH, BENİM RABBİMDİR. O’NA DAYANDIM VE O’NA YÖNELDİM. ( Bayraktar Bayraklı meali)

Bakın Allah çok açık bir hüküm veriyor ve diyor ki, aranızda din ve iman adına ayrılığa düştüğünüz, aranızda tartışarak uzlaşamadığınız bir konu olursa, ONUN HÜKMÜNÜ KARARINI MUTLAKA KUR’AN’DAN ARAYIN, YANİ BU KONUDAKİ HÜKMÜ ALLAH KUR’AN’DA VERMİŞTİR ONU KABUL EDİN DİYOR. Hatırlatırım Rabbimiz başka kayaklardan arayın, Resulün hadislerine bakın demiyor. Kur’an’da yok diyorsanız, işte bu durumda dinin sınırları içinde değildir. Ama bizlere öyle yanlış bilgiler öğretildi ki, Kur’an özet bilgidir, her konu Kur’an’da yoktur mantıksızlığına inandırıldık. Böyle olunca da dinde bölündük parçalandık, birbirimize düşman olduk. ÇÜNKÜ ARAMIZDA DİN ADINA TARTIŞTIĞIMIZ KONULARDA HAKEM OLARAK, KUR’AN’I DEĞİL RİVAYETLERİ KABUL ETTİK. Herkes kendi kitabını, FIKIH inancını hakem kabul etti, böylece Allah’ın yolundan saptık ama bunun hala farkında bile değiliz. Konuyu daha iyi anlayabilmemiz için, bu ayetin devamında geçen iki ayete de bakalım.

Şura 13: ALLAH NÛH’A, SANA, İBRÂHİM’E, MÛSÂ’YA VE İSÂ’YA, “DİNE DOSDOĞRU UYUNUZ, DİNDE AYRILIĞA DÜŞMEYİNİZ” DİYE VASİYET ETTİĞİMİZ DİNİ SİZE YASALLAŞTIRDI. SENİN KENDİLERİNİ ÇAĞIRDIĞIN BU ESAS, MÜŞRİKLERE AĞIR GELDİ. ALLAH DİLEYENLERİ KENDİNE SEÇER, KENDİSİNE YÖNELENLERİ DE DOĞRU YOLA İLETİR. (Bayraktar Bayraklı)

Şura 15: BUNDAN DOLAYI SEN ALLAH’A DAVET ET! EMROLUNDUĞUN GİBİ DOSDOĞRU OL! ONLARIN ARZULARINA UYMA VE ŞÖYLE DE: “ALLAH’IN İNDİRDİĞİ KİTABA İNANDIM. ARANIZDA ADELETLİ DAVRANMAKLA EMROLUNDUM. ALLAH BİZİM DE SİZİN DE RABBİNİZDİR. BİZİM YAPTIKLARIMIZ BİZE, SİZİN YAPTIKLARINIZ DA SİZEDİR. ARAMIZDA TARTIŞMAYA GEREK YOKTUR. ALLAH HEPİMİZİ BİR ARAYA GETİRECEKTİR. DÖNÜŞ YALNIZ O’NADIR.” (Bayraktar Bayraklı)

Bu iki ayette Şura suresi 10. ayeti, çok daha açık bir şekilde izah ediyor, tabi batıl ve hurafenin etkisinde değilse bir Müslüman. Allah tüm elçilerine, dinde dosdoğru olun ve ayrılığa düşmeyin diye uyardığını ve bizlere de aynı hükümle Kur’an’ı indirdiğini söylüyor. Peki, bizler Allah’ın indirdiği ile yetindik mi? Dinde bölünmedik mi, yoksa dinde bölünmekte bereket ve zenginlik mi var dedik? Dinde yalnız Allah’ın kitabının yolundan mı gittik, yoksa Kur’an’da her bilgi yoktur, açıklanmamıştır diyerek, kendimize Kur’an’ın yanında, başka kitaplar kurallar ve FIKIH inancımı yarattık? İşte bu sorunun cevabını her Müslüman, kendisine vermelidir. Vermeyen mahşer günü, pişman olanların safında olacaktır. 

Allah’ın elçisi, Ehli kitabı Kur’an’a davet ettiğinde, Allah’ın indirdiğinden sapan müşriklere bu çağrı ağır geldi diyor Rabbimiz. Peki neden? Çünkü Kitap ehli Allah’ın indirdiğinden sapmış, atalarının batıl hurafe inançları ile harmanlanmış bir din yaratmışlardı kendilerine. Üzgünüm ama bu yanlışı, günümüzde Müslümanım diyen biz genel çoğunluğumuz da yapıyor. Onları yalnız Kur’an’a davet ettiğimizde, siz sünnet inkârcısınız diyerek ithamda bulunuyorlar.

Şura suresi 15. ayette bu konuya açıklık getirerek, Allah’ın elçisi kitap ehlini ve tüm insanları, ALLAH’A YANİ, ONUN İNDİRDİĞİ KİTAP KUR’AN’A DAVET ET DİYOR. Hatırlatırım asla Kur’an’ın yanında, benim hadislerim yada dine ilave edip açıkladığım bilgilere de davet ediyorum demiyor. Çok açık ve net bir şekilde Allah’ın elçinin, bakın ne söylemesini istiyor toplumu İslam’a davet ederken. “ALLAH’IN İNDİRDİĞİ KİTABA İNANDIM” Bunun anlamı ben batıl ve hurafeden uzak yalnız Kur’an’a inandım, sizleri de batıl inançlarınızdan uzaklaşmanızı ve yalnız Kur’an’a inanmaya davet ediyorum diyor. Ayrıca sizlere yalnız Kur’an ile hükmetme görevi aldım diye de açıklık getiriyor.

Bizler ne yazık ki, Kur’an’ın bunca açık gerçekleri ile buluşamadığımız için, atalarımızdan büyüklerimizden öğrendiğimiz batılın etkisinde kalıyoruz. Kur’an’ın bahsetmediği, dine yapılan ilaveleri Kur’an’da göremediğimizde bunlar Kur’an’da yok, bu durumda Allah’ın emri olamaz dememiz gerekirken batıl savunucuları, bu rivayetler Kur’an’da yok, demek ki Kur’an’da her bilgi detay yokmuş diyerek, ALLAH’A İNANIP GÜVENECEĞİMİZ YERDE, RİVAYET VE SANI BİLGİLERE İNANMAYI SEÇİYORUZ. Çünkü bizlere öğretilen yanlış bilgilerin, etkisinden bir türlü kurtulamıyoruz da ondan. Kur’an dışından, Rivayetlere çok güvenip inanan kardeşlerimize, yine Allah’ın Resulünün bir rivayetini onlara hatırlatmak istiyorum, belki faydası olur diye. 

“ALLAH’IN KİTABINDA HELAL KILDIĞI HELAL, HARAM KILDIĞI HARAMDIR. HAKKINDA SUSTUĞU İSE SERBESTTİR. ALLAH’IN SERBEST BIRAKTIKLARINI KABUL EDİN VE BİLİN Kİ ALLAH HİÇBİR ŞEYİ UNUTUCU DEĞİLDİR.“Ebu Davud K. Etime 39/Tırmizi K. Libas 6 İbni Mace K. Etime 60/ El-Müracaat sayfa 20” 

Sizlere örnek verdiğim ve Allah’ın Resulüne ait olduğu rivayet edilen hadisin, Allah’ın Resulüne ait olduğunu elbette bilemeyiz. Ama bileceğimiz bir şey varsa, oda bu söylenenleri Kur’an’ın onayladığıdır. Onun için şunu rahatlıkla söyleyebilirim, bu sözleri Allah’ın Resulü söylemiş olabilir. Bizlerde Allah’ın Resulüne atfen söylenen her hadisini, mutlaka Kur’an süzgecinden geçirip onun onayını almalıyız. Almıyorsa bu sözü Resul söylememiştir diyebilmeliyiz. Değerli din kardeşlerim, lütfen Kur’an’ın apaçık gerçeklerini göz ardı ederek, İslam’ı yaşamayalım. İnanın bu ömür o kadar kısa ki, hesabını vereceğimiz o çetin gün geldiğinde, pişman olmak istemiyorsak, gelin Allah’ın emrettiği gibi YALNIZ KUR’AN’IN İPİNE SARILALIM VE HER SÖYLENENİN, KUR’AN’DAN ONAYINI ALALIM.

Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK

https://kuranadavet1.wordpress.com/

https://twitter.com/KURANA_DAVET

http://www.hakyolkuran.com/

https://www.facebook.com/Kuranadavet1/

https://hakyolkuran1.blogspot.com/

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nahl Suresi 98. Ayet. Kovulmuş Şeytandan, Allah'a Sığınırım. "Her Müslümanın Dikkatle Okuyup Düşünmesi Gereken Bir Ayet."

Bu makalemde sizlerin, üzerinde düşünmenize vesile olmak istediğim ayet, Nahl suresi 98. ayet olacaktır. Bu ayet öne sürülerek, Kur’an okumaya başlarken Allah,  EÛZÜBİLLÂHİMİNEŞŞEYTÂNİRRACÎM” , diye okumaya başlayın, emri veriyor diye anlatılır. Bu ayetin gerçek uyarısını, İslam toplumundan gizledikleri için, ne yazık ki Kur’an’ı okumaya başlamadan önce, Allah’ın ikazını yerine getirmediğimizden her okuyan yanlış anlıyor, neden mi? Her şeyin bir kuralı var, Kur’an’ı okumanın da elbette bir kuralı olmalı değil mi? Makalemi lütfen sonuna kadar okuyunuz. Gelin bu konu üzerinde önce ayeti yazalım, daha sonrada birlikte düşünelim. Nahl 98:   ŞİMDİ KUR’ÂN OKUMAK İSTEDİĞİN ZAMAN, ÖNCE O KOVULMUŞ ŞEYTANDAN ALLAH’A SIĞIN.  (Elmalı meali) Önce ayeti lütfen doğru anlayalım. Sizce Allah bu ayette, Kur’an’ı okumaya başlamadan önce, Eûzübillâhimineşşeytânirracîm” Yani, kovulmuş şeytanın şerrinden Allah’a sığınırım, diye başlayarak okuyun emrini mi veriyor? Bizler ne yazı...

Allah’ın Resulüne Verdiği Görev Yetki Ve Sorumluluk.

Bugün sizlerin, üzerinde düşünmenize vesile olmak istediğim konu, İslam toplumunun hala farkında olmadığı ve onun içindir ki, Allah ile aldatanların tuzağına rahatlıkla düşütüğü bir konu üzerinde düşünmenizi rica ediyorum. Sizce Allah Resulüne, nasıl bir görev verip yetkilendirmiştir? Şöyle demiş olabilir mi, Resulüm ben sana Kur'an'da ana başlıkları indiriyorum, detayına girmeden gönderiyorum. Sen kullarıma ayetlerimi açıklayıp, nasıl hayata geçireceklerini anlatırsın diyor olabilir mi? Yada şöylemi diyor. Sana verdiğim görevin tanımını izahını yapıyorum, sakın sana indirdiğimin sınırlarını aşma. Senin görevin sadece tebliğ etmek ve toplumu sana verdiğim ilim ve bilgelikle ikna edip, Kur'an'a davet etmektir mi diyor? Bu konuya geçmeden önce, Allah'ın Resulünün Kur’an'ı daha rahat tebliğ edebilmesi, sözlerinin dinlenmesi için, bakın Resulüne kesinlikle itaat edilmesini nasıl emrediyor.    Ali İmran 32:   ŞUNU DA SÖYLE: “ALLAH’A VE RESULE İTAAT EDİN.”EĞ...

Kur'an’da Geçen Nebi Resul Kavramaları Ne Anlama Geliyor.

Kur’an'da Nebi ve Resul kavramları çok geçer. Bu kelimelerin anlamları konusunda, birçok görüşler ileri sürenler vardır. Hatta Kur’an'da geçen Nebi ve Resul kelimelerinin ortak ismi olduğu söylenen, ayetler tercüme edilirken Arapça olmayan Farsça olan, Peygamber olarak genelde tercüme edildiğini görürüz. Bu kelimenin aslında bizlerin dilinde, alışkanlık haline de geldiğini söylemeliyim, buna bende dâhilim.  Peygamber haber getiren anlamındadır, ama Nebinin anlamı çok farklıdır.  Öyle ayetler var ki,  NEBİ ve RESUL  kelimesine peygamber der geçersek, ayetlerin anlamlarında farklılaşma olduğu gibi, ayetler arasında da çelişkiler yaratırız. Ayrıca ayetin özellikle bizlere vermek istediğini de anlayamayız. Yoksa normal konuşma esnasında, peygamber dendiğinde hepimiz kimden bahsedildiğini biliyoruz, burada bir sorun olmuyor. Belki de kolayımıza da geliyor diyebiliriz.  Allah aynı ayette bazen, her iki kelimeyi de kullanıyor. Eğer bu iki kelime aynı anlama gelseydi, ...