Ana içeriğe atla

KUR'AN IN KÖLELİĞE BAKIŞI VE ALDIĞI ÖNLEMLER.




Kölelik konusu, günümüzde çok istismar edilen bir konudur. Kur’an bilgisi fazla olmayan, ya da art niyetli İslam düşmanları, köleliğin Kur’an da geçtiğini ve hala köleliği Kur’an ın yasaklamadığı anlatılır. Gelin bu konuyu Kur’an dan birlikte anlamaya çalışalım. Kur’an indirildiğinde, hatta çok daha önceleri, kölelik toplumların içinde yaşanan acı bir gerçekti. Elbette toplumda yaşanan bukadar büyük bir sorun, tek bir emirle çözümlenmesi toplum tarafından kabul edilmeyeceği için, toplumu eğiterek bu yanlışı anlatarak, konuyu Kur’an ele almıştır. Allah bu adaletsizliği Kur’an da indirdiği ayetleri ile özellikle çözüme ulaştırmış ve toplumun kölelikten uzaklaşması adına uyarılarda bulunmuştur.

Bu geçiş döneminde de Kur’an, köle ve cariyeleri koruması altına alarak, onların bir suç işlediğinde, özgür insana verilecek cezanın yarısı kadar verilmesini, indirdiği ayetlerle sağlamıştır. Köle ve cariyelerle de evlenilmesini sağlayarak, kölelikten kurtulmalarının önü açılmıştır. Önce hatırlatmak isterim, Kur’an da CARİYE kelimesi geçmez, bu gelenek uslanmaz nefislerin azgınlığının eseridir. Köle, savaşlarda alınan esirlerden yapılırdı, kadın köleyede cariye denir, her türlü işte kullanılır, hiç bir hakkı hukuku yoktu. Allah indirdiği ayetinde kölelik düzenine aşağıdaki ayetle dur demiş ve bundan sonra insanların KÖLE YADA CARİYE yapılmasını yasaklamıştır.

Muhammed 4: İnkâr edenlerle savaşta karşılaştığınızda, hemen boyunlarını vurunuz. Onları yendiğinizde de sıkıca bağlayınız. SAVAŞ SONA ERDİĞİNDE YA BİR LÜTUF OLARAK KARŞILIKSIZ, YA DA FİDYE ALARAK SALIVERİNİZ. Allah dileseydi onlara galip gelirdi. Fakat kiminizi kiminizle denemek için böyle yaptı. Allah yolunda öldürülenlerin yaptıkları hiçbir ameli Allah asla boşa çıkarmayacaktır. (Bayraktar Bayraklı meali)

Bu ayettende anlıyoruz ki, Allah kölelik kapısını çok açık bir şekilde kapatmıştır. SAVAŞLARDA ESİR ALINAN İNSANLARIN, KÖLE YADA CARİYE YAPILMASI BÖYLECE SONA ERMİŞTİR. Kur’an ın indirildiği dönemlerde, kölelerin Kur’an a iman edenler arasında, çok fazla olduğunu görüyoruz. Çünkü Kur’an, Allah dan başka hiç kimseye kulluk yapılamayacağını söyleyerek, KÖLELİĞİN ÖNÜNÜ KAPATMIŞTIR. Şöyle düşünün lütfen, her namazlarımızda (Fatiha 5) okuduğumuz ayette, YALNIZ SANA KULLUK EDERİZ, YALNIZ SENDEN YARDIM DİLERİZ diyoruz. Siz bu sözlerden, uyarıdan, artık kimseye KUL-KÖLE olmayacaksın, emrini almadınız mı? Bu konuda Kur’an da birçok uyarılar vardır. Bir köleyi düşünün lütfen yaşamı, her şeyi bir insana bağlıdır ve onun tek bir sözü ile hareket eder ve sahibinin her isteğinide karşılamak zorundaydı . İşte Allah bunu açıkça indirdiği ayetlerle DUR DEMİŞTİR VE KÖLELİK KAPISINI KAPATMIŞTIR. Bu uyarıları alan Müslümanlarda, daha sonra detaylı indirilen ayetler neticesinde, ellerinde bulunan köleleri yavaş yavaş özgürlüğüne kavuşturup, köleliğin son bulmasına, gönüllülük esası ile son verilmesi sağlanmıştır. İmtihan olmanında gereği, bu değil mi zaten.

Kur’an a baktığımızda, bazı dikkat çekici örnekler görürüz. İstemeden yaptığımız bazı hatalarımızın affedilmesi için Allah, KÖLE AZAT EDİLMESİNİ EMRETMİŞTİR. Peki bunun ne anlama geldiğini, hiç düşündünüz mü? Bir suç işliyorsun, bu suçun affedilmesi için karşılığında bir iş yapıyorsun. Demek ki karşılığında, YAPTIĞINIZ YANLIŞ BİR İŞ VAR Kİ, ALLAH ÖNCE ONU DÜZELT Kİ, SENİ BU HATANDAN DOLAYI AFFEDEYİM DİYOR. Buradan da şunu anlıyoruz, kölelik Allah ın asla onaylamadığı bir durumdur. Allah insanları eşit yarattığını, ama daha sonra gerek bizleri imtihandan, gerekse farklı konulardan dolayı, birbirimize rızıkları farklı verdiğini anlatır. Ama bakın sonunda nasıl uyarıyor.

Nahl 71: Allah, rızık konusunda kiminizi kiminizden üstün kıldı. Üstün kılınanlar, RIZIKLARINI ELLERİNİN ALTINDAKİLERE VERMEZLER Kİ RIZIKTA HEP EŞİT OLSUNLAR. Şimdi Allah’ın nimetini mi inkâr ediyorlar? (Diyanet meali)

Buradan da anlıyoruz ki, Allah bizleri sınıyor. Nimetini fazla verdikleri ile imkânı daha az olanlarla paylaşmasını istiyor. Böylece herkesin eşit şartlarda yaşamasının yolunu açıyor. Ama bizler ne yazık ki bu imtihanımızda sınıfta kalıyoruz ve Allah ın bolca verdiği nimetlerini, olmayanlarla paylaşmıyoruz. Rabbim paylaşanlardan eylesin inşallah. Nur suresi 33. Ayette, Kur’an ın indirilmeden önce köle yapılmış insanların, aslında köleliğine son verilmesini, çok açık Allah ın istediğini görüyoruz. Bakın ne diyor Yaradan.

Nur 33: Evlenmeye imkânı olmayanlar ise, Allah kendilerini lütfu ile zenginleştirene kadar iffetli davransınlar. KÖLELERİNİZDEN, HÜR OLMAK İÇİN BEDEL VERMEK İSTEYENLERİN, ONLARDA BİR İYİLİK GÖRÜRSENİZ, BEDEL VERMELERİNİ KABUL EDİNİZ. Onlara, Allah’ın size verdiği maldan veriniz. Dünya hayatının geçici menfaatini elde etmek için, özellikle iffetli olmak isteyen genç kızlarınızı fuhşa zorlamayınız. Kim onları buna zorlarsa, Allah, hiç şüphesiz zorlayanı değil, zorlanan kadınları bağışlar; merhamet eder. (Bayraktar Bayraklı meali)

Ayete bakar mısınız lütfen. Köleleriniz hür olmak için, bedel öderlerse kabul edin diyor. Ayetin devamında da, onlara yardım edin bu konuda diye de belirtiyor. Bu kadar açık ayetlerden sonra, nasıl olurda Kur’an köleliği savunuyor deriz. Allah Tevbe 60 ayette, kimlere sadaka verilebileceği açıklamasını yaparken, özellikle KÖLELERE de zekât/sadaka verilebileceğini söylüyor. Böylece köleler özgürlüklerini kazanacak parayı da, bu yolla toplayabilsinler.
Yine Kur’an, köleliğin had safhada acımasızca yaşandığı o günkü toplumu, bakın nasıl uyarıyor.

Beled 12-13-14: Sarp yokuşun ne olduğunu sana bildiren nedir? ÖZGÜRLÜĞÜ ZİNCİRLENENİN BAĞINI ÇÖZMEKTİR O. Yahut da açlık ve perişanlık gününde doyurmaktır o.

Şükürler olsun Rabbimiz, ne kadar güzel uyarıyor ve bakın ne diyor. Malı mülkü olup ta, elindekini gerektiği yerde, başkaları için kullanıp kullanmama kararını, sarp yokuşa benzetiyor Allah ve diyor ki. İŞİN ZORU, EMRİNDEKİ KÖLEYİ AZAT EDİP, ÖZGÜRLÜĞÜNE KAVUŞTURMAKTIR. Yahut açlık ve perişanlık çekenlerin ihtiyacını görmektir diyor. Tüm bu uyarıları gördüğümüz halde, hala Kur’an köleliğe izin veriyor demek, Kur’an a ve Allah a büyük saygısızlıktır.

Kur’an normal şartları bırakın, savaş esirlerini bile köle yapılmasına izin vermiyor. Muhammed suresi 4. Ayetinde, savaşta esir aldıklarınızı, savaş bittiğinde ESİRLERİ YA KARŞILIKSIZ, YA DA FİDYEYLE SALIVERİN DİYOR. Allah isteseydi onlardan başka türlü öç alabilirdi diye de ekliyor. Bunun böyle olması, kiminizi kiminizle denemek içindir diyor. Aslında ayetler çok şey anlatıyor. Yeter ki okuyanların niyeti iyi olsun. Aynı konuda yine, çok dikkat çekici ve uyarıcı, Bakara suresi 177. Ayette, hayırda Allah adına yarışacak olan kulun, bakın neler yapacağını söylüyor.

(Hayırda erginlik/dürüstlük o kişinin hakkıdır ki, Allah’a, âhiret gününe, meleklere, kitaplara, peygamberlere inanır; akrabaya, yetimlere, çaresizlere, yolda kalmışa, yoksullara, ÖZGÜRLÜĞÜNE KAVUŞMAK GAYRETİNDE OLANLARA MALI, SEVE SEVE VERİR, namazı/duayı yerine getirir, zekâtı öder.)

Kur’an açıkça köleliği onaylamamıştır. Hatta toplumun kölelikten vazgeçmesi için, çok dikkat çekici bir yöntem uygulamıştır. Yüzlerce yıllık toplumdaki bir geleneği, birden kestirip atmak, toplumda itirazlara yol açacağını bilen Rabbimiz, alıştırarak-eğiterek bu yanlış tutumdan toplumların vazgeçmesini sağlamıştır. Allah hiç kimseye kul köle olmayın der ve kul köle olursanız sizlere sunduğum rızıklardan gerektiği gibi istifade edemezsiniz diye de uyarır.

Nahl 75: Allah, hiçbir şeye gücü yetmeyen ve BAŞKASININ MALI OLAN BİR KÖLE İLE, kendisine katımızdan verdiğimiz güzel rızıktan gizlice ve açıkça veren kimseyi örnek veriyor. BUNLAR HİÇ EŞİT OLUR MU? Övgü Allah’a aittir; fakat çoğu bunu bilmez. ( Bayraktar Bayraklı meali)

Demek ki Allah ın nimetlerinden eşit şartlarda yararlanmak istiyorsak, hiç kimse bir başkasının kulu, kölesi olmamalı. Kölesi olursa asla eşit olamaz, nimetlerden eşit yararlanamaz. Allah bu ayetinde bizlerin dikkatini çekiyor, sakın kimsenin kulu, kölesi olmayın. Zaten köle olan bir insan, Allah ın bu dünyada ki imtihanından da başarılı olamaz, daha doğrusu imtihan olmanın gereklerini yerine getiremez. Onun içindir ki Allah kullarını eşit şartlarda imtihana soktuğunu söylüyor. Kim bir başkasını zorla köle yaparsa, onun imtihanını da engellemiş sayılır. Ya da tam tersine, kim birilerini veliler, şeyhler edinip kul-köle olursa, o şahıs Allah ın imtihanından kaçıyor demektir. Allah ın elçisine hitaben indirdiği, bu konudaki ayette bizlere ders olmalıdır.

Enfal 67: Yeryüzünde ağır basıncaya kadar, HİÇBİR NEBİYE ESİR SAHİBİ OLMAK YARAŞMAZ. Siz geçici dünya malını istiyorsunuz; hâlbuki Allah sizin için âhireti istiyor. Allah güçlüdür; hikmet sahibidir.

Geçmiş yıllarda yaşanan kölelik, ne yazık ki günümüzde farklı bir şekilde yaşanmaktadır. İnsanları kendilerine bağımlı haline getirenler, onların özgür iradelerine gem vuranlar, kişileri ya da toplumları kendi menfaatleri yönünde şekillendirenler, ne yazık ki günümüzde, modern KÖLELİĞİ YARATMIŞLARDIR.

Dilerim cümlemiz bu dünyada hiç kimsenin kulu, kölesi olmadan, imtihanını verebilen, Allah ın halis kullarından oluruz.

Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK

https://kuranadavet1.wordpress.com/

https://twitter.com/KURANA_DAVET

http://www.hakyolkuran.com/

https://www.facebook.com/Kuranadavet1/

https://hakyolkuran1.blogspot.com/

 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

HACER ÜL ESVED TAŞI VE GERÇEKLER.

Bugünkü yazımın konusu, Kâbe yi tavaf ederken elle selamlanan ve kutsallığına inanılan, Hacer’ül Esved taşı hakkında olacaktır. Gelin önce geleneksel İslam’ın, bu konuda kabul ettiği rivayetlere ve inançlarına bakalım kısaca. Bakalım da batıla inandığımızda, bizleri nasıl aklın mantığın ötesinde akıl almaz şeylere nasıl inandırıldığımızı da farkında olalım. Konuyla ilgili erişebildiğim tüm rivayetleri yazıyorum. Ders alabilene ne mutlu. Allah onun için, emin olmadığın bilgilerin ardına düşmeyin, hesabını sorarım diye boşuna uyarmıyor. “RİVAYETE GÖRE, HZ. İBRAHİM, KÂBE’NİN İNŞASINI BİTİRDİKTEN SONRA, OĞLU İSMAİL İLE TAVAFA BAŞLANGIÇ SIRASINI BİLDİRMEK İÇİN: “İSMAİL, BANA BİR TAŞ GETİR DE TAVAFIN NEREDEN BAŞLAYACAĞINI İŞARET EDEYİM” DEDİ. HZ. İSMAİL DE CEBEL-İ KUBEYS’TEN BİR TAŞ ALIP BABASINA VERDİ. O DA TAVAFIN BAŞLAYACAĞI BUGÜNKÜ KÂBE’NİN KÖŞESİNE TAŞI KOYDU.” “RİVAYETE GÖRE İBRAHİM PEYGAMBERİMİZ, BU TAŞI KÂBE NİN KÖŞESİNE YERLEŞTİRMİŞTİR. EBU DAVUD’UN RİVAYET ETTİĞİ BİR HADİSE GÖRE,

İSLAM DİNİNDE, HAREMLİK SELAMLIK VAR MIDIR?

Değerli din kardeşlerim, bizler Kur’an ayetlerini eğer, Allah’ın örnek verdiği diğer ayetlerinden yardım alarak anlamaya çalışmaz da geleneğin, rivayetlerin ve Mezheplerin dayattığı beşeri fıkıh inancının etkisiyle anlamaya çalışırsak, Allah’ın istediğini değil, kendi nefislerimizde yarattığımız dini yaşamış oluruz. Bugünkü makalemin konusu  İSLAM DİNİNDE, HAREMLİK SELAMLIK VAR MIDIR  ve bir kadın evli olmadığı bir erkeklerle beraber aynı ortamda oturamaz mı, bu konuda sizleri Kur’an’ı rehber alarak, düşünmeye davet etmek istiyorum.  Günümüz Mezheplerin, beşeri FIKIH inancının öğretisine baktığımızda, bir kadın evli olmadığı başka bir erkekle aynı ortamda oturamaz, ya da toplu halde bulunamaz şeklinde anlatılır. Bunun detayına girmek istemiyorum, çünkü bizler için beşeri fikirler değil, Allah’ın bizleri sorumlu tutacağına hükmettiği Kur’an önemlidir. Bu konudaki Kur’an ayetlerine bakmadan önce, genel anlamda düşünelim.  Bir kadının yalnız başına dışarı çıkamayacağına dair, bir hüküm v

BATIL VE RİVAYETLERDEN UZAK, KUR’AN’IN EMRETTİĞİ SALATIN, ÖZÜNÜ ANLAYABİLMEK….

  Salat/Namaz konusu İslam toplumunda, en çok konuşulan ama çok fazla fikirlerin, düşünce ve inancın ortaya atıldığı bir konudur. Bildiğiniz gibi günümüzde bizlerin namaz dediğimiz konu, aslında bu isimle Kur’an’da geçmez.  SALAT  diye geçer ama bu kelimenin öyle farklı anlamları da vardır ki, bu gerçek ne yazık ki İslam toplumunda hiç konuşulmaz, hatta her ayette geçen  SALAT  kelimesine, namaz adını verip gerçek anlamından saptırılarak yanlış anlaşılmıştır. Bu konu İslam toplumu tarafından çok fazla tahrif edilmiş ve farklı anlamlara çekilerek topluma anlatılmıştır. Onun için makalem biraz uzun oldu. Sabırla lütfen okuyunuz. Kur’an’da geçen  SALAT  kelimesine direk namaz anlamını verirsek, namazın detaylarını ve bu konudaki emirleri Kur’an’ın başında değil, daha sonra ki ayetlerde indirildiğini görürüz. Kur’an’ın indiriliş, nüzul sırası konusunu da araştırdığınızda net ve güvenilir bir bilgiye ulaşamazsınız. Çünkü farklı sure sıralamaları görürsünüz.  BAKIN SURE DİYORUM, AYET DEĞİL .