Ana içeriğe atla

Katılım Bankacılığı Bir Tuzaktır, Aldatmacadır.



İslam'ı Kur’an'dan değil de batıl ve hurafe kaynaklardan öğrenip yaşarsak, bizleri her zaman Allah ile aldatanlar çıkacaktır, önce bunu unutmayalım. Günümüz İslam toplumunda, din menfaat ve çıkar adına öyle kullanır olmuş ki, adeta MÜSLÜMAN'IN CEBİNDE, BİRİLERİNİN ELLERİ DOLAŞIYOR. Kur’an'da geçen RİBA, yani dilimize yanlış çevrilmiş şekliyle faiz, topluma öyle farklı ve yanlış anlatılıyor ki, BÖYLECE TOPLUMUN PARASI, SERMAYESİ ÇIKAR ÇEVRELERİNİN ELİNDE OYUNCAK OLMUŞ. Bugünkü yazımın konusu, katılım bankacılığı altında, toplumun nasıl aldatıldığı üzerine olacak. Konumuza geçmeden önce, Kur'an'da geçen RİBA'nın günümüzde FAİZ ile aynı anlamda mı ondan bahsetmek istiyorum.
KUR’AN’DA GEÇEN RİBA: VERDİĞİN BORCU GERİ ALIRKEN, BAŞTAN KONUŞUP KARARA BAĞLAMADIĞINIZ ŞARTLARI, BORÇLUNUN ÖDEME ZORLUĞU ÇEKTİĞİNDE, KAT KAT ARTIRIP ZORLAŞTIRARAK, GERİ ALMAYA ÇALIŞMAK RİBADIR. ALLAH BUNU HARAM KILMIŞTIR. FAİZ İSE BORCUN ÖDENME KOŞULLARI ÖNCEDEN ENFLASYON KOŞULLARI GÖZ ÖNÜNE ALINARAK BELİRLENMİŞ VE HER İKİ TARAFTA ANLAŞMAYA VARILMIŞ, ŞARTLARIN KABUL EDİLDİĞİ FAZLALIĞA YANİ ENFLASYON FARKINA FAİZ DENİR. BUNU ALLAH HARAM KILMAMIŞTIR.
"EY İMAN EDENLER! MALLARINIZI ARANIZDA HAKSIZLIKLA YEMEYİN; ANCAK KARŞILIKLI RIZÂNIZA DAYANAN TİCARET BÖYLE DEĞİLDİR VE KENDİNİZİ ÖLDÜRMEYİN. ŞÜPHESİZ ALLAH SİZE KARŞI ÇOK MERHAMETLİDİR." (Nisa 29)
Kur’an zor durumda olanlara yardım etmeyi, hatta borcunu ödeyemeyecek durumda olanların, borçlarını bağışlamanın sevabından bahseder. Tabi bunun dışında olacak borç alışverişlerine de düzenleme getirir ve bu şartlar yoksa paranı borçludan geri alırken, nasıl alınacağını Kur'an açıklar ve şu emri veriri; SAKIN KAT KAT ARTIRILMIŞ OLARAK PARANI GERİ ALMAYIN. Bu ne demek, ölçülü olarak alın, hiç kimse kayba uğramasın. 1500 yıl önce enflasyon canavarı yoktu, bunu da unutmayalım lütfen. ALLAH BORCU VERENİNDE, ALANINDA ZARARA UĞRAMASINI İSTEMEZ. Lütfen bizlere öğretilen, mezhep inançlarımızı doğrulayabilmek için gerçeklere gözlerimizi, kulaklarımızı kapatmayalım kendimizi aldatmış oluruz.
Özet olarak şunu söylemek isterim, Kur’an' ın bahsettiği RİBA/FAİZ ile bugün bankaların çalışma sisteminde geçen faiz çok farklıdır. Allah karşılıklı anlaşmayla günün koşullarında yaptığınız alışverişleriniz verdiğiniz borç ve alacaklarınız helaldır diyerek çok net açıklama yapıyor. Elbette bankalar kontrol dışına çıkarsa, Kur’an'ın bahsettiği RİBADAN hiçbir farkı olmaz. Ama bankalar devletin kontrolünde olduğu için, buna izin vermez. Çünkü bankalar enflasyonu baz alırlar çalımalarında. Detayına girmek istemiyorum. Vereceğim örnekten katılım bankası ile diğer bankaların hiçbir farkının olmadığını, tam tersine katılım banka sisteminin saf ve tertemiz Müslüman din kardeşlerimin, inancıyla aldatıldığını söyleyebilirim. Katılım bankacılığı tuzaklarını, sizlere daha iyi anlatabilmek için, bu sistemle çalışan bir katılım bankasına girdim, sanırım 2017 yada 2018 yılarında olsa gerek. Ben yeni bir araba almak istiyorum, onun içinde 25.000 TL kredi almak istediğimi söyledim. Bu krediyi 36 ayda ödemek istediğimi, geri aylık ödemelerimin, ne kadar olacağını sordum. Aylık geri ödemelerimin, 847 lira olacağını söylediler. Yani 3 yılda faiz yaklaşık 5.500 TL. Toplam 30.492. TL
 
Bu parayı bana elden verebilir misiniz dediğimde, katılım bankacığında elden ödeme yapılmıyor, biz alacağınız firmaya ödeme yapıyoruz dediler. Neden bizlerin eline vermeyip, firmaya veriyorsunuz dediğimde SİZE VERİRSEK, SİZ BELKİ BİR KISMINI BAŞKA BİR YERDE KULLANIRSINIZ, O ZAMAN FAİZE GİRER DEDİ görevli. Kelime oyunları ile açıkça toplum aldatılıyor. İnanılmaz bir mantık. Anlayışa bakar mısınız lütfen. Alacağım kredinin bir kısmını, ailemin ihtiyaçları için harcarsam, bunun faiz olacağını söyleyebiliyor. Buna hiç kimse itiraz etmiyor ve kabul ediyor. Benim araba alırken, onlardan alacağım krediyi onlar firmaya verip, bendende yaklaşık 3 yıl içinde 5.500 TL fazla alıyor, BUNA FAİZ DEMİYOR, ama parayı benim elime verdiğinde, ben bir kısmını yine farklı ihtiyaçlarımda kullandığımda, o zaman bu faiz olur diyebiliyor. Aman Allah'ım, mantığı görüyor musunuz? İŞTE İSLAM, MEZHEPLERİN VE RİVAYETLERİN ETKİSİYLE BÖYLE KUR'AN'IN VE MANTIĞIN DIŞINA ÇIKARTILIYOR.
 
Kur’an'ın bahsetti RİBA, birisine verdiğiniz borcun nerelerde harcanması ile ilgili değil, VERDİĞİNİZ BORCUN, KAT KAT ARTIRILARAK GERİ ALINMASIDIR. Bakın Ali İmran 130. ayette Allah, bu konuda nasıl uyarıyor. “EY İMAN SAHİPLERİ! RİBAYI ÖYLE KAT KAT KATLAYARAK YEMEYİN. ALLAH'TAN KORKUN Kİ KURTULUŞA EREBİLESİNİZ." Ayet çok açık, borç verdiğiniz parayı yada değerli bir şeyi geri alırken, kat kat fazlasıyla geri alarak, karşınızdaki insanı zor durumda bırakmayın diye Allah uyarıyor. Peki neden verdiğiniz aynı ölçüde, değerde geri alın demiyorda, kat kat fazla geri almayın diyor. Çünkü Kur'an evrenseldir. Geleceği bilen Allah, enflanyon ortamında paranın değer kaybedeceğini biliyor ve hiç kimsenin zararlı çıkmasını istemeyecek adaletli bir hüküm veriyor. Elbette en güzeli verdiğin ölçüde, değerde geri almaktır, Allah yardımcı olan kullarını sever. Ama Allah imtihanımız gereği adaletli hükmünü veriyor, doğru karar vermemizi bizlerden bekliyor.

Bir insan ihtiyaçtan dolayı borç alır. Borcu verdiğimize de bu parayı nereye harcayacaksın diye soramayız. Çünkü bu onun özel hayatıdır. Elbette alınan borcun, kötü amaçlı yanlış yerlerde harcanması durumu farklıdır. Bunu da bizlerin takip etmesi, ya da bilmesi mümkün değildir kendi imtihanıdır. Katılım bankasının, müşterisine güvenimi yok, yoksa farklı amaçlar mı var? Ya da kredi alanın, günaha girmesini mi engelliyor bu yolla acaba (!) Görevli bunları söylerken, biz aldığınız aracı ipotek ederek, böylece verdiğimiz paranın da takibini yapmış oluyoruz dediler.

İyide diğer bankalar neden böyle bir davranış içinde değiller. Onlar verdiği krediyi gelişigüzel vermiyorlar ki. Onlarda geri ödeyemeyecek kişilere, zaten kredi vermiyor araba için kredi alacaksa arabayı ev alacaksa evi ipotek onlarda ediyor. Diğer bankalar müşterisine güvenip, aldığı krediyi ellerine verebiliyor kredinin durumuna göre. ÇOK İLGİNÇTİR KATILIM BANKASI BİZ TİCARET YAPIYORUZ, FAİZ ALMIYORUZ DİYORLAR. Diğer bankalarda ticaret yapıyor, hatta bankalar ticari kuruluşları destekleyen, çok önemli ticari bir işletmedir. Bir insan herhangi bir konuda, özel ihtiyaçlarını karşılamak için bu durumda kredi alamaz, katılım bankasından. Peki, kimden alacak? Kat kat RİBA  artırılmış, tefecilerden mi alsın?
 
Acaba aynı krediyi, normal bir bankadan almaya kalksak, aylık ne kadar geri öderiz? O tarihlerde birkaç bankaya sordum. Birbirine yakın değerler aldım. Bir banka, aynı meblağdaki aylık dönüşün, 848 TL olduğunu söyledi. BAKIN KATILIM BANKASIYLA HİÇBİR FARKI YOK. Katılım bankası aynı parayı senin eline vermiyor firmaya veriyor, diğer banka ise elimize veriyor. Çok daha ilginci, birikimi olan ve enflasyonda parasının erimesini engellemek için, bankaya yatıran vatandaşlarımızın durumu, çok daha dikkat çekici. Katılım bankası adıyla çalışan bankaya paranızı yatırdığınızda, geri dönüş olarak en düşük getiriyi sağlıyor. Getirisini önceden söylemiyor, bir ay sonra belli olur diyor. Buda yaklaşık  o tarihlerde, yüzde 06 ya da 06.30 faiz getirisi veriyordu. Gerçi onlara sorsanız bu faiz değil, kar payı diyorlar. Diğer bankalar ise ekonominin gidişatına enflasyona uygun, yaklaşık yüzde 09.30 ya da 10 civarında gelir getiriyor ve bunu paranızı yatırırken hemen söylüyor. Yani paranızın ne kadar nemalanacağını, gelir getireceğini siz baştan biliyorsunuz. Ama katılım bankasında bilmiyorsunuz. Onların insafına kalmış.
 
İlginçtir, kredi almaya gittiğinizde her iki sistemde çalışan bankalar, bir birine çok yakın faiz oranları ile kredi veriyor, ama halkın parasını çalıştırmaya gelince, en düşüğünü katılım bankası veriyor. Bumu sizin adaletiniz? TOPLUM BÖYLECE FAİZ KORKUSUYLA ALDATILIYOR, KANDIRILIYOR GÜNAHA GİRERSİNİZ DİYE. ASLINDA YOK BİRBİRLERİNDEN FARKI, TEK FARKLARI BİRİSİ, DİNİ KULLANARAK TOLUMUN PARASINI, İSTEDİĞİ GİBİ KULLANIYOR. Değerli din kardeşlerim, Kur'an'da geçen ayeti tekrar etmek, hatırlatmak istiyorum ki konu çok daha iyi anlaşılsın. Allah Kur’an'da, kat kat artırılmış RİBA yemeyin diyor. "EY İNANANLAR, KAT KAT ARTIRILMIŞ RİBA YEMEYİN, ALLAH'TAN KORKUN Kİ, KURTULUŞA ERESİNİZ. " (Ali İmran 130)
 
BURADAKİ RİBA, TEFECİLİĞİN TAM KARŞILIĞIDIR. Bakın ayette özellikle kat kat artırılmış olarak geri almayın diyor, bu ne demek? Geri alırken, enflasyonda paran erimiş olarak geri alma, değerinde ölçüsünde geri al diyor. Bugün bankacılık, ya da katılım bankacılığı çağımızın, yaşantımızın gerçekleridir. Suudi Arapların bankalarına bakın, Müslüman ülkelerde katılım bankası diye açıyorlar, diğer dünya ülkelerinde ise herkesin bildiği bankacılık sistemini yapıyorlar. Hala aklımızı kullanmayacak mıyız? Bankacılık sistemi enflasyonun yüksel olmadığı yerde, doğru kullanılırsa toplumun yararına olur, yanlış kullanılırsa zararına olur. Yani devletin mutlaka kontrolünde olmalıdır. Tabi devlete de millet sahip çıkıp, yöneticilerini EHİL insanlardan seçebiliyorsa. Faiz/RİBA verdiğiniz borcu, kat kat artırarak geri almaktır. KATILIM BANKASI DA, DİĞER BANKALARDA, VERDİĞİ KREDİYİ GERİ ALIRKEN, AYNI MİKTARDA GERİ ALIYOR. BUNUN FARKLI OLDUĞUNU NASIL SÖYLERİZ? Normal bankadan, ya da katılım bankasından kredi aldığınızda, İster bir mal alın, ister çocuğunuzu evlendirin, ister evinize erzak alın yada ev almak için kredi alın. Hiç fark etmez. Elimizde büyük miktarda paramız olmayabilir. Bankadan toplu para alarak, alacağınız ev yada eşya ile mal sahibi olup, ödeyebileceğimiz daha önce şartları belirlenmiş, gücümüzün yeteceği taksitlerle  ev yada ihtiyacımız olan eşyayı almamız ve bunun karşılığında bankaya aldığımız paranın üstüne ek fazla ilave para vermemiz, Kur'an'ın bahsettiği RİBA ile bir ilgisi yoktur, lütfen kurulan bu tuzağa düşmeyelim. Şöyle bir araştırın lütfen, Diyanetin bile faiz gelirinin bütçelerinde olduğunu göreceksiniz.
 
Bu makaleyi yazmamdaki amaç, din kardeşlerimin Allah ile aldatılmaması adınadır. Lütfen inançlarımızı, bizlere din adına öğretilenleri, Kur’an ile mutlaka sorgulayalım. Eğer bunu yapmazsak aldatılmaktan, sömürülmekten asla kurtulamayız. Allah onun için Kur'an'da, düşün aklını kullan ki sizi Allah ile aldatmasınlar diye uyarıyor.
 
Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK

https://kuranadavet1.wordpress.com/

https://twitter.com/KURANA_DAVET

http://www.hakyolkuran.com/

https://www.facebook.com/Kuranadavet1/

https://hakyolkuran1.blogspot.com/

Yorumlar

  1. Onlar öyle sizlerde böyle kandırılıyorsunuz.Onlar nasıl kandırıldı iseler sende aynı,,,Sadece fraksiyonlar değişik..Yok birbirimizden farkımız, hepimiz Osmanlı Bankasıyız..
    https://bredaholland.blogspot.com/2019/04/onlar-oyle-sizlerde-boyle.html

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nahl Suresi 98. Ayet. Kovulmuş Şeytandan, Allah'a Sığınırım. "Her Müslümanın Dikkatle Okuyup Düşünmesi Gereken Bir Ayet."

Bu makalemde sizlerin, üzerinde düşünmenize vesile olmak istediğim ayet, Nahl suresi 98. ayet olacaktır. Bu ayet öne sürülerek, Kur’an okumaya başlarken Allah,  EÛZÜBİLLÂHİMİNEŞŞEYTÂNİRRACÎM” , diye okumaya başlayın, emri veriyor diye anlatılır. Bu ayetin gerçek uyarısını, İslam toplumundan gizledikleri için, ne yazık ki Kur’an’ı okumaya başlamadan önce, Allah’ın ikazını yerine getirmediğimizden her okuyan yanlış anlıyor, neden mi? Her şeyin bir kuralı var, Kur’an’ı okumanın da elbette bir kuralı olmalı değil mi? Makalemi lütfen sonuna kadar okuyunuz. Gelin bu konu üzerinde önce ayeti yazalım, daha sonrada birlikte düşünelim. Nahl 98:   ŞİMDİ KUR’ÂN OKUMAK İSTEDİĞİN ZAMAN, ÖNCE O KOVULMUŞ ŞEYTANDAN ALLAH’A SIĞIN.  (Elmalı meali) Önce ayeti lütfen doğru anlayalım. Sizce Allah bu ayette, Kur’an’ı okumaya başlamadan önce, Eûzübillâhimineşşeytânirracîm” Yani, kovulmuş şeytanın şerrinden Allah’a sığınırım, diye başlayarak okuyun emrini mi veriyor? Bizler ne yazı...

Allah’ın Resulüne Verdiği Görev Yetki Ve Sorumluluk.

Bugün sizlerin, üzerinde düşünmenize vesile olmak istediğim konu, İslam toplumunun hala farkında olmadığı ve onun içindir ki, Allah ile aldatanların tuzağına rahatlıkla düşütüğü bir konu üzerinde düşünmenizi rica ediyorum. Sizce Allah Resulüne, nasıl bir görev verip yetkilendirmiştir? Şöyle demiş olabilir mi, Resulüm ben sana Kur'an'da ana başlıkları indiriyorum, detayına girmeden gönderiyorum. Sen kullarıma ayetlerimi açıklayıp, nasıl hayata geçireceklerini anlatırsın diyor olabilir mi? Yada şöylemi diyor. Sana verdiğim görevin tanımını izahını yapıyorum, sakın sana indirdiğimin sınırlarını aşma. Senin görevin sadece tebliğ etmek ve toplumu sana verdiğim ilim ve bilgelikle ikna edip, Kur'an'a davet etmektir mi diyor? Bu konuya geçmeden önce, Allah'ın Resulünün Kur’an'ı daha rahat tebliğ edebilmesi, sözlerinin dinlenmesi için, bakın Resulüne kesinlikle itaat edilmesini nasıl emrediyor.    Ali İmran 32:   ŞUNU DA SÖYLE: “ALLAH’A VE RESULE İTAAT EDİN.”EĞ...

İslam’ı Sorumlu Olduğumuz Kur’an’dan Öğrenmezsek, Sonucuda İşte Böyle Olur.

  Bizler hiç düşünmeden, sorgulamadan Kur’an’dan uzak öyle bir din yaşıyoruz ki, adeta Allah’ın kitabı Kuran’ı küçümsediğimizin farkında olmadığımız gibi,  yalnız Kur’an ile İslam’ı yaşayamayacağımıza inandırıldık. İman ettik dediğimiz Kur’an, bu düşünceye onay veriyor mu, hiç baktık mı? Elbette hiç bakmadık, hatta bakmaya teşebbüs bile etmemizi engelleyip, sen Kur’an’ı anlayamazsın senin ilmin ne ki, Arapça bir kelimenin bilmem kaç anlamı var, sen hangisinin olduğunu nereden bileceksin diyerek, aklın mantığın kabul etmeyeceği düşünceleri, her nedense kabul etmekte sakınca görmedik. Arapça olan Kur’an’a bunları söyleyenler, her ne hikmetse yine Arapça olan rivayet hadislere, neden bunları söylemediklerini hala fark edemediysek, Allah ile aldatılmaktan da asla kurtulamayız.  İSLAM’I SORUMLU OLDUĞUMUZ KUR’AN’DAN ÖĞRENMEZSEK, SONUCUDA İŞTE BÖYLE OLUR . Mezheplerin hatta cemaat ve tarikatların şekillendirdiği İslam inancımızda şu mantık ve Kur’an dışı inancı, her nedense...