Ana içeriğe atla

KATILIM BANKACILIĞI BİR TUZAKTIR, ALDATMACADIR.



İslam ı Kur’an dan değil de, batıl ve hurafe kaynaklardan öğrenip yaşarsak, bizleri her zaman Allah ile aldatanlar çıkacaktır, önce bunu unutmayalım. Günümüz İslam toplumunda, din menfaat ve çıkar adına öyle kullanır olmuş ki, adeta MÜSLÜMAN IN CEBİNDE, BİRİLERİNİN ELLERİ DOLAŞIYOR. Kur’an da geçen RİBA, yani dilimize çevrilmiş şekliyle faiz, topluma öyle farklı ve yanlış anlatılıyor ki, BÖYLECE TOPLUMUN PARASI, SERMAYESİ ÇIKAR ÇEVRELERİNİN ELİNDE OYUNCAK OLMUŞ. Bugünkü yazımın konusu, katılım bankacılığı altında, toplumun nasıl aldatıldığı üzerine olacak.

Özet olarak şunu söylemek isterim, Kur’an ın bahsettiği RİBA/FAİZ ile bugün bankaların çalışma sisteminde geçen faiz çok farklıdır. Elbette bankalar kontrol dışına çıkarsa, RİBA dan yani Kur’an ın bahsettiği FAİZ den, hiçbir farkı olmaz. Detayına girmek istemiyorum. Vereceğim örnekten katılım bankası ile diğer bankaların hiçbir farkının olmadığını, tam tersine katılım banka sisteminin, saf ve tertemiz Müslüman din kardeşlerimin, inancıyla aldatıldığını söyleyebilirim. Katılım bankacılığı tuzaklarını, sizlere daha iyi anlatabilmek için, bu sistemle çalışan bir katılım bankasına girdim, sanırım 2017-yada 2018 yılarında olsa gerek. Ben yeni bir araba almak istiyorum, onun içinde 25.000 TL kredi almak istediğimi söyledim. Bu krediyi 36 ayda ödemek istediğimi, geri aylık ödemelerimin, ne kadar olacağını sordum. Aylık geri ödemelerimin, 847 lira olacağını söylediler. Yani 3 yılda faiz yaklaşık 5.500 TL. Toplam 30.492. TL

Bu parayı bana elden verebilir misiniz dediğimde, katılım bankacığında elden ödeme yapılmıyor, biz alacağınız firmaya ödeme yapıyoruz dediler. Neden bizlerin eline vermeyip, firmaya veriyorsunuz dediğimde,SİZE VERİRSEK, SİZ BELKİ BİR KISMINI BAŞKA BİR YERDE KULLANIRSINIZ, O ZAMAN FAİZE GİRER DEDİ görevli. Kelime oyunları ile açıkça toplum aldatılıyor. İnanılmaz bir mantık. Anlayışa bakar mısınız lütfen. Alacağım kredinin bir kısmını, ailemin ihtiyaçları için harcarsam, bunun faiz olacağını söyleyebiliyor. Buna hiç kimse itiraz etmiyor ve kabul ediyor. Benim araba alırken, onlardan alacağım krediyi onlar firmaya verip, bendende yaklaşık 3 yıl içinde 5.500 TL fazla alıyor, BUNA FAİZ DEMİYOR, ama parayı benim elime verdiğinde, ben bir kısmını yine farklı ihtiyaçlarımda kullandığımda, o zaman bu faiz olur diyebiliyor. Aman Allah ım, mantığı görüyor musunuz?

Kur’an ın bahsetti RİBA/faiz, birisine verdiğiniz borcun nerelerde harcanması ile ilgili değil, VERDİĞİNİZ BORCUN, KAT KAT ARTIRILARAK GERİ ALINMASIDIR. Bakın Ali İmran 130. ayette Allah, bu konuda nasıl uyarıyor. “EY İMAN SAHİPLERİ! RİBAYI ÖYLE KAT KAT KATLAYARAK YEMEYİN. ALLAH’TAN KORKUN Kİ KURTULUŞA EREBİLESİNİZ.” Ayet çok açık, borç verdiğiniz parayı yada değerli bir şeyi geri alırken, kat kat fazlasıyla geri alarak, karşınızdaki insanı zor durumda bırakmayın diye Allah uyarıyor. Peki neden verdiğiniz aynı ölçüde, değerde geri alın demiyorda, kat kat fazla geri almayın diyor. Çünkü Kur’an evrenseldir. Geleceği bilen Allah, enflanyon ortamında paranın değer kaybedeceğini biliyor ve hiç kimsenin zararlı çıkmasını istemeyecek adaletli bir hüküm veriyor. Elbette en güzeli verdiğin ölçüde, değerde geri almaktır, Allah yardımcı olan kullarını sever. Ama Allah imtihanımız gereği adaletli hükmünü veriyor, doğru karar vermemizi bizlerden bekliyor.


Bir insan ihtiyaç dan dolayı borç alır. Borcu verdiğimize de, bu parayı nereye harcayacaksın diye soramayız. Çünkü bu onun özel hayatıdır. Elbette alınan borcun, kötü amaçlı yanlış yerlerde harcanması durumu farklıdır. Bunu da bizlerin takip etmesi, ya da bilmesi mümkün değildir. Katılım bankasının, müşterisine güvenimi yok, yoksa farklı amaçlar mı var? Ya da kredi alanın, günaha girmesini mi engelliyor bu yolla acaba (!) Görevli bunları söylerken, biz aldığınız aracı ipotek ederek, böylece verdiğimiz paranın da takibini yapmış oluyoruz dediler.

İyide diğer bankalar neden böyle bir davranış içinde değiller. Onlar verdiği krediyi gelişigüzel vermiyorlar ki. Onlarda geri ödeyemeyecek kişilere, zaten kredi vermiyor ama müşterisine güvenip, aldığı krediyi ellerine verebiliyor kredinin durumuna göre.ÇOK İLGİNÇTİR KATILIM BANKASI BİZ TİCARET YAPIYORUZ, FAİZ ALMIYORUZ DİYORLAR. Diğer bankalarda ticaret yapıyor, hatta bankalar ticari kuruluşları destekleyen, çok önemli ticari bir işletmedir. Bir insan herhangi bir konuda, özel ihtiyaçlarını karşılamak için bu durumda kredi alamaz, katılım bankasından. Peki, kimden alacak? Kat kat RİBA (Faiz) artırılmış, tefecilerden mi alsın?

Acaba aynı krediyi, normal bir bankadan almaya kalksak, aylık ne kadar geri öderiz? O tarihlerde birkaç bankaya sordum. Birbirine yakın değerler aldım. Bir banka, aynı meblağdaki aylık dönüşün, 848 TL olduğunu söyledi. BAKIN KATILIM BANKASIYLA HİÇBİR FARKI YOK. Katılım bankası aynı parayı senin eline vermiyor, firmaya veriyor, diğer banka ise elimize veriyor. Çok daha ilginci, birikimi olan ve enflasyonda parasının erimesini engellemek için, bankaya yatıran vatandaşlarımızın durumu, çok daha dikkat çekici. Katılım bankası adıyla çalışan bankaya paranızı yatırdığınızda, geri dönüş olarak en düşük getiriyi sağlıyor. Getirisini önceden söylemiyor, bir ay sonra belli olur diyor. Buda yaklaşık  o tarihlerde, yüzde 06 ya da 06.30 faiz getirisi veriyordu. Gerçi onlara sorsanız bu faiz değil, kar payı diyorlar. Diğer bankalar ise, ekonominin gidişatına enflasyona uygun, yaklaşık yüzde 09.30 ya da 10 civarında gelir getiriyor ve bunu paranızı yatırırken hemen söylüyor. Yani paranızın ne kadar nemalanacağını, gelir getireceğini siz baştan biliyorsunuz. Ama katılım bankasında bilmiyorsunuz. Onların insafına kalmış.

İlginçtir, kredi almaya gittiğinizde her iki sistemde çalışan bankalar, bir birine çok yakın faiz oranları ile kredi veriyor, ama halkın parasını çalıştırmaya gelince, en düşüğünü katılım bankası veriyor. Bumu sizin adaletiniz?TOPLUM BÖYLECE FAİZ KORKUSUYLA ALDATILIYOR, KANDIRILIYOR. ASLINDA YOK BİRBİRLERİNDEN FARKI, TEK FARKLARI BİRİSİ, DİNİ KULLANARAK TOLUMUN PARASINI, İSTEDİĞİ GİBİ KULLANIYOR. Değerli din kardeşlerim, Kur’an da geçen ayeti tekrar etmek, hatırlatmak istiyorum ki konu çok daha iyi anlaşılsın. Allah Kur’an da, kat kat artırılmış RİBA yemeyin diyor.

Ali İmran 130: Ey inananlar, KAT KAT ARTIRILMIŞ RİBA YEMEYİN, Allah’tan korkun ki, kurtuluşa eresiniz. 

BURADAKİ RİBA, TEFECİLİĞİN TAM KARŞILIĞIDIR. Bugün bankacılık, ya da katılım bankacılığı çağımızın, yaşantımızın gerçekleridir. Doğru kullanılırsa toplumun yararına olur, yanlış kullanılırsa zararına olur. Yani devletin mutlaka kontrolünde olmalıdır. Tabi devlete de millet sahip çıkıp, yöneticilerini EHİL insanlardan seçebiliyorsa.

Faiz/RİBA verdiğiniz borcu, kat kat artırarak geri almaktır. KATILIM BANKASI DA, DİĞER BANKALARDA, VERDİĞİ KREDİYİ GERİ ALIRKEN, AYNI MİKTARDA GERİ ALIYOR. BUNUN FARKLI OLDUĞUNU NASIL SÖYLERİZ? Normal bankadan, ya da katılım bankasından kredi aldığınızda, İster bir mal alın, ister çocuğunuzu evlendirin, ister evinize erzak alın yada ev almak için kıredi alın. Hiç fark etmez. Elimizde büyük miktarda paramız olmayabilir. Bankadan toplu para alarak, alacağınız ev yada eşya ile mal sahibi olup, ödeyebileceğimiz gücümüzün yeteceği taksitlerle  ev yada ihtiyacımız olan eşyeyı almaız ve bunun karşılığında baankaya aldığımız paradanın üstüne ek fazla ilave para vermemiz, Kur’an ın bahsettiği RİBA ile bir ilgisi yoktur, lütfen kurulan bu tuzağa düşmeyelim. Şöyle bir araştırın lütfen, Diyanetin bile faiz gelirinin bütçelerinde olduğunu göreceksiniz.

Bu makaleyi yazmamdaki amaç, din kardeşlerimin aldatılmaması adınadır. Lütfen inançlarımızı, bizlere din adına öğretilenleri, Kur’an ile mutlaka sorgulayalım. Eğer bunu yapmazsak aldatılmaktan, sömürülmekten asla kurtulamayız.

Saygılarımla

Haluk GÜMÜŞTABAK

https://kuranadavet1.wordpress.com/

https://twitter.com/KURANA_DAVET

http://www.hakyolkuran.com/

https://www.facebook.com/Kuranadavet1/

https://hakyolkuran1.blogspot.com/

Yorumlar

  1. Onlar öyle sizlerde böyle kandırılıyorsunuz.Onlar nasıl kandırıldı iseler sende aynı,,,Sadece fraksiyonlar değişik..Yok birbirimizden farkımız, hepimiz Osmanlı Bankasıyız..
    https://bredaholland.blogspot.com/2019/04/onlar-oyle-sizlerde-boyle.html

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

KABEYİ İLK KİM YAPMIŞTIR?

Biz Müslümanlar her konuda olduğu gibi, Allah’ın emri Hac görevini yerine getirdiğimiz Kâbe nin, ne zaman ve kim tarafından yapıldığı konusunda bile, tam anlaşamıyor, Kur’an açıklamasına rağmen, Kur’an’ın bilgilerine inanacağımıza rivayetlerin etkisinde kalıyoruz. Televizyonlarda izlemişsinizdir, hatta kafanız da karışmıştır. Kâbe yi ilk yapanın, Hz. Âdem olduğu anlatılır. İlginçtir bu bilgilerin tamamı rivayetlerde geçer, sorumlu olduğumuz Kur’an’da tek kelime geçemez. Bakın bu konuda neler söyleniyor, önce bu rivayetlere göz atalım, daha sonra sorumlu olduğumuz Kur’an’dan gerçekleri öğrenelim. “İSLAM’DA GENEL GÖRÜŞ OLARAK KÂBE’NİN, İLK OLARAK HZ. ÂDEM TARAFINDAN YAPILDIĞI SÖYLENİR. ANCAK ONDAN GERİYE, SADECE TEMELLERİNİN KALDIĞI, SONRA HZ. ŞİT PEYGAMBER TARAFINDAN YENİDEN İNŞA EDİLDİĞİ VE NUH TUFANI SIRASINDA KUMLARA GÖMÜLDÜĞÜ ANLATILIR. DAHA SONRASINDA, KUR’AN’DA BELİRTİLDİĞİ ÜZERE, HZ İBRAHİM’İN ALLAH’IN EMRİ İLE KÂBE’NİN BULUNDUĞU YERE GİTTİĞİ VE KÂBE’NİN TEMELLERİNİ BULARAK, O

ÖLMÜŞLERİMİZE KUR’AN OKUMAK, KURBAN KESMEK DOĞRU MUDUR?

Sizce Kur’an ölmüşlerimize okunur mu, okunursa faydası olur mu? Bildiğiniz gibi günümüz İslam toplumunda, çok fazla kabul gören ve her ölen yakınlarımızın ardından Kur’an okuruz, ya da okuturuz. Kabir ziyaretlerinde görürsünüz, ölmüş kişinin mezarı başında ona Kur'an okurlar. Bu davranışımız ne kadar doğru. Gelin bu sorumuzu Kur’an'a soralım, bakalım ne cevap verecek. Allah Kur’an'ı neden ve ne amaçla indirdiğini, bakın nasıl açık bir şekilde bizlere bildiriyor. Yasin 70:   DİRİ OLANLARI UYARABİLSİN ve kâfirlere ceza hak olsun diye. ( Bayraktar Bayraklı) Fatır 22:  DİRİLER İLE ÖLÜLER DE BİR OLMAZ. Allah, dilediğine işittirir. SEN, KABİRDE BULUNANLARA İŞİTTİRECEK DEĞİLSİN. (Diyanet meali) Neml 80:  Bil ki SEN ÖLÜLERE İŞİTTİREMEZSİN, arkalarını dönüp giderlerken sağırlara da DAVETİ DUYURAMAZSIN. ( Diyanet vakfı) Aslında bu ayetleri okuyan ve iman ettiğini söyleyen bir Müslüman, Kur’an'ın yaşayan bizler için bir tebliğ, uyarı  HAKKIN YOLUNA DAVETİYE  olduğunu anlayacaktır

SALAT'IN BİR ANLAMININDA, NAMAZ OLMADIĞINI SÖYLEYEN KARDEŞLERİMİZE.

  Bu makalemde sizlerin, üzerinde düşünmenize vesile olmak istediğim konu, Kur’an’da geçen SALAT kelimesi üzerinde olacak. Salat Allah’a dua etmek, toplumun birbirine destek olması ve bizlerin farsça namaz dediğimiz kıyam, rükû ve secde ile yapılan şekilsel bir dua ibadeti anlamlarına gelir. Bu makalemde üzerinde durmak istediğim konu, bazı arkadaşlarımızın kıyam, rükû ve secde ile yaptığımız ibadetin aslında, Kur'an'da geçmediğini iddia ettikleri konusu üzerinde olacak.  Her düşünceye saygılı olurda, hiç bir etki altında kalmadan, derinlemesine Kur’an ayetleri üzerinde düşünürsek, inanıyorum ki en doğru sonuca ulaşabiliriz. Eğer birbirimize saygısız tavırlar içinde olurda, bizim gibi inanmadığı için, karşımızdaki kişiyi dinsizlikle suçlarsak, daha baştan büyük hata yapmış oluruz.  ÖNCE ŞUNU ÇOK AÇIK BİR ŞEKİLDE, YAZIMIN BAŞINDA SÖYLEMEK İSTERİM. ŞU AN KILDIĞIMIZ NAMAZIN AYNISINI, DETAYLARINI KUR’AN’DA ARAMAYALIM, BULAMAYIZ. ÇÜNKÜ ALLAH BU ŞEKLİYLE, YANİ DETAYI İLE NAMAZI KUR’A