Ana içeriğe atla

Meryem Suresi 59. Ayette, Salatı Ziyan Edenler Derken, Kimler Kast Ediliyor.


 

Bu makalemde sizlerin, üzerinde düşünmenize vesile olmak istediğim ayet, Meryem suresi 59. Ayet olacak. Bu ayetinde Rabbimiz geçmiş ama kendileri uyarılmış bir toplumdan örnek veriyor ki, bizlerde aynı yanlışları yapamayalım. Ne dersiniz acaba biz Müslümanlar, bu ayeti tebliğ alıp geçmişte yapılanlardan da ders alarak, aynı yanlışları yapmadık mı? Gelin önce ayeti iki farklı mealden yazalım, daha sonrada ibret alabilmek için, Rabbimizin uyarısından ders çıkartalım.

Meryem 59: ONLARDAN HEMEN SONRA SALÂTI (NAMAZI/İBADETİ) ZİYAN EDEN VE ŞEHVETLERE UYAN BİR NESİL GELDİ. İLERİDE BİR CEHENNEM ÇUKURU İLE KARŞILAŞACAKLARDIR. (Mehmet Okuyan)

Meryem 59: DERKEN ONLARIN ARDINDAN ÖYLE BİR KUŞAK GELDİ Kİ, İBADETİN İÇİNİ BOŞALTTILAR VE DÜNYEVÎ ZEVKLERİN PEŞİNE DÜŞTÜLER; İŞTE BU YÜZDEN GELECEKTE DERİN BİR DÜŞ KIRIKLIĞI YAŞAYACAKLAR. (Mustafa İslamoğlu)

Bizler ne yazık ki cahiliye toplumunun yaptığı gibi, Salat’ın özünü terk ettik ve yalnız NAMAZA indirgedik. Salat yalnız ALLAH’A KULLUK ETMENİN, özünü teşkil eder. Allah’ın huzuruna durup kıyam rükû ve secde ile ona sayımızı gösterdiğimiz ibadet olduğu gibi, salat ALLAH İLE ARAMIZA HİÇ KİMSEYİ KOYMADAN, YALNIZ ONDAN YARDIM İSTEYİP, YALNIZ ONA DUA EDECEĞİMİZ, ÇOK ÖNEMLİ BİR KAPIMIZDIR. Lütfen bu kapıyı ellerimizle kapatmayalım, yoksa dualarımız karşılık bulmaz, kapı yüzümüze kapanır. Salat tüm bunların yanında inancımızı yaşarken asla bölünmeden parçalanmadan, bir birimize destek olarak yardım ederek, tek yumruk yaşamaktır. BİZLER SİZCE BU SALATI YAŞIYOR MUYUZ, YOKSA SALATI ZİYAN EDENLERDEN Mİ OLDUK?

Gelelim Meryem suresi 59. Ayete. Allah daha önce kendilerine Resuller göndermiş ve O toplumlar Resullerin tebliğini hayatlarına geçirerek, doğru yolu izlemişlerdi diye bu ayetin öncesinde bilgiler veriyor. Onlardan sonra ise öyle bir toplum geldi ki diyor Rabbimiz, SALATI zayi eden yani özünden uzaklaşarak, ziyan ettiler diyor. Bu ayeti tercüme edenlerin genel çoğunluğu her zaman olduğu gibi, ayette geçen her SALAT kelimesini, direk namaz diye çevirdiklerinden, ne yazık ki ayette Allah’ın yaptığı uyarı ve ikazlar anlaşılmıyor yerini bulmuyor. Namazı bolca kılan ama neredeyse, Kur’an’ın özüne ters düşen bir inanç yaşıyoruz, ama farkında bile değiliz.

Demek ki ayette öyle bir toplumdan bahsediyor ki Rabbimiz, bu toplum salatın kıymetini bilemediler, kendilerinin lehine değil adeta aleyhlerine kullandıklarını anlatıyor. Ziyan etmek, yerinde amacında kullanmamak da diyebiliriz. Peki, bizler sizce Allah’ın Kur’an’da emrettiği SALATI ziyan etmeden, gereği gibi hayatımıza geçiriyor muyuz? Hiç sanmıyorum çünkü biz Müslümanlar Allah’ın salat emrini, çok önemli bir bütününden ayırıp, Farsça deyimi ile yalnız namaza indirgedik. Namazı da anlamadığımız dilden okuduğumuz ayetlerle, NE SÖYLEDİĞİMİZİ BİLMEDEN ALLAH’IN HUZURUNA DURDUK, BÖYLE OLUNCA DA ALLAH’A NAMAZDA VERDİĞİMİZ SÖZLERİ, NAMAZ BİTİMİNDE TUTMAYAN, TERSİNİ YAPAN YANİ İBADETİMİZİ ZİYAN EDEN MÜSLÜMANLARDAN OLDUK.

Tekrar etmek istiyorum. Kur’an’da SALAT çok önemli olayların bir bütünü olarak anlatılır. Birisini zayi ediyorsak, hepsi bir birine bağlantılı olduğundan, yaşadığımız salatında faydasını göremeyiz. Salat Allah’ın Kur’an’da örneğini verdiği kıyam, rükû ve secde ile Allah’ın huzuruna durup ona saygımızı, bağlılığımızı gösterdiğimiz bir ibadet teslimiyet olduğu gibi, SALAT yalnız Allah’a dua edip, yalnız Allah’tan yardım isteyerek Onu birlediğimiz çok önemli bir ibadettir. Hatta SALAT, Kur’an’a iman eden Müslümanların birbirine karşı her konuda DESTEK OLMASIDIR. Eğer SALATI bir bütün olarak yerine getirmezsek, geçmişte yapılanlar gibi, SALATI ziyan etmiş oluruz.

Biz Müslümanlar günümüzde bolca namaz kılıyoruz ve Allah’ın huzuruna duruyoruz. Peki, namazımızı kılarken, Allah’a ne dediğimizi biliyor muyuz? Hiç sanmıyorum sen anlamını bilmesen de oku, Allah sevap yazar düşüncesine inandırıldığımız için namazda Allah’a, YALNIZ SANA KULLUK EDERİZ YALNIZ SENDEN YARDIM DİLERİZ diye dua ettiğimiz halde, namaz bitiminde dua ederken, ŞEFAAT YA RESULALLAH diyorsak, inanın Allah’tan hiçbir duamız karşılık bulmayacaktır, çünkü Allah bunu yapanlara, bana şirk koşuyorsunuz diyor. Yalnız namaz kılmakla SALATI yerine getirmiş olmayız. Allah ile aramıza hiç kimseyi koymadan, yalnız Allah’a kulluk edip, yalnız ondan yardım dilemeliyiz. Yetmez sağlıklı ve güçlü bir toplum oluşturmak içinde, mutlaka birbirimize her konuda destek olmalıyız, yardım etmeliyiz. BUNU YAPARSAK İŞTE O ZAMAN SALATI GEREĞİ GİBİ YAŞIYOR, HAYATIMIZA GEÇİRİYORUZ DEMEKTİR.

Ayette Allah’ın salat emrini gereği gibi yaşamayan ve salatı ziyan edip adeta parçalanmış hale getirenlerin, ŞEHVETE UYAN BİR TOPLUM OLDUKLARININ ÖRNEĞİNİ VERİYOR. Sizlere soruyorum, bizler eğer Müslüman bir toplum isek, namazımızı da genel çoğunluğu kılıyorsa, sizce bizim ülkemizde namazını bolca kılanlar arasında, şehvetinin esiri olmuş yani zinaya yönelen insanlar çok az diyebilir misiniz? Diyemiyorsak ve tam tersini söylüyorsak, Meryem suresi 59. Ayetin Allah’ın SALAT hükmünü, terk edenlerden bizlerde olmuşuz demektir. Ankebut 45. Ayetinde Allah, “KİTAP’TAN SANA VAHYOLUNAN ŞEYİ OKU. SALATI İKAME ET. SALAT, FAHŞADAN VE MÜNKERDEN ALIKOYAR.” Diye geçtiği halde, neredeyse tercümelerin tamamı, namaz fuhuştan çirkin davranışlardan alıkoyar, diye tercüme ediyorlar. Ayetin özünden koptuğumuz için ne yazık ki SALATI bizlerde zayi ettik ama hala farkında değiliz. Ayetin sonunda bu yolda olanların sonunun cehennem olacağını söylüyor. Şimdide bu ayetin devamında geçen ayete bakalım.

“ANCAK, TÖVBE EDİP, İNANIP YARARLI İŞ YAPANLAR HARİÇ. BUNLAR CENNETE GİRECEKLER VE HİÇBİR HAKSIZLIĞA UĞRAMAYACAKLARDIR. “(Meryem 60)

Bakın bu ayet adeta bir önceki ayetin açıklamasını yapıyor ve diyor ki, yaptığınız yanlışları fark edip YARARLI İŞLER YAPARSANIZ, bu cezadan kurtulursunuz diyor. Lütfen dikkat, bir önceki ayette SALATI zayi, yani ziyan ettiklerini söylemişti. Demek ki bu salat yalnız namaz değilmiş buradan anlaşılıyor. Yararlı işler yapmaktan kast edilen, YALNIZ ALLAH’I İLAH EDİNİP, YALNIZ ALLAH’TAN YARDIM DİLEMEK, YALNIZ ALLAH’A KULLUK ETMEK VE İMAN EDENLER ARASINDA BİRBİRİNE YARDIMCI OLUP, DESTEK OLMAKTAN KAST EDİLİYOR.

Dilerim rivayet ve sanı bilgilerden uzak duran, Allah’ın vahyine sarılan, salatı ziyan etmeyen, Allah’ın azınlık halis kulları arasında oluruz.

Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK

https://kuranadavet1.wordpress.com/

https://twitter.com/KURANA_DAVET

http://www.hakyolkuran.com/

https://www.facebook.com/Kuranadavet1/

https://hakyolkuran1.blogspot.com/

 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nahl Suresi 98. Ayet. Kovulmuş Şeytandan, Allah'a Sığınırım. "Her Müslümanın Dikkatle Okuyup Düşünmesi Gereken Bir Ayet."

Bu makalemde sizlerin, üzerinde düşünmenize vesile olmak istediğim ayet, Nahl suresi 98. ayet olacaktır. Bu ayet öne sürülerek, Kur’an okumaya başlarken Allah,  EÛZÜBİLLÂHİMİNEŞŞEYTÂNİRRACÎM” , diye okumaya başlayın, emri veriyor diye anlatılır. Bu ayetin gerçek uyarısını, İslam toplumundan gizledikleri için, ne yazık ki Kur’an’ı okumaya başlamadan önce, Allah’ın ikazını yerine getirmediğimizden her okuyan yanlış anlıyor, neden mi? Her şeyin bir kuralı var, Kur’an’ı okumanın da elbette bir kuralı olmalı değil mi? Makalemi lütfen sonuna kadar okuyunuz. Gelin bu konu üzerinde önce ayeti yazalım, daha sonrada birlikte düşünelim. Nahl 98:   ŞİMDİ KUR’ÂN OKUMAK İSTEDİĞİN ZAMAN, ÖNCE O KOVULMUŞ ŞEYTANDAN ALLAH’A SIĞIN.  (Elmalı meali) Önce ayeti lütfen doğru anlayalım. Sizce Allah bu ayette, Kur’an’ı okumaya başlamadan önce, Eûzübillâhimineşşeytânirracîm” Yani, kovulmuş şeytanın şerrinden Allah’a sığınırım, diye başlayarak okuyun emrini mi veriyor? Bizler ne yazı...

Allah’ın Resulüne Verdiği Görev Yetki Ve Sorumluluk.

Bugün sizlerin, üzerinde düşünmenize vesile olmak istediğim konu, İslam toplumunun hala farkında olmadığı ve onun içindir ki, Allah ile aldatanların tuzağına rahatlıkla düşütüğü bir konu üzerinde düşünmenizi rica ediyorum. Sizce Allah Resulüne, nasıl bir görev verip yetkilendirmiştir? Şöyle demiş olabilir mi, Resulüm ben sana Kur'an'da ana başlıkları indiriyorum, detayına girmeden gönderiyorum. Sen kullarıma ayetlerimi açıklayıp, nasıl hayata geçireceklerini anlatırsın diyor olabilir mi? Yada şöylemi diyor. Sana verdiğim görevin tanımını izahını yapıyorum, sakın sana indirdiğimin sınırlarını aşma. Senin görevin sadece tebliğ etmek ve toplumu sana verdiğim ilim ve bilgelikle ikna edip, Kur'an'a davet etmektir mi diyor? Bu konuya geçmeden önce, Allah'ın Resulünün Kur’an'ı daha rahat tebliğ edebilmesi, sözlerinin dinlenmesi için, bakın Resulüne kesinlikle itaat edilmesini nasıl emrediyor.    Ali İmran 32:   ŞUNU DA SÖYLE: “ALLAH’A VE RESULE İTAAT EDİN.”EĞ...

İslam’ı Sorumlu Olduğumuz Kur’an’dan Öğrenmezsek, Sonucuda İşte Böyle Olur.

  Bizler hiç düşünmeden, sorgulamadan Kur’an’dan uzak öyle bir din yaşıyoruz ki, adeta Allah’ın kitabı Kuran’ı küçümsediğimizin farkında olmadığımız gibi,  yalnız Kur’an ile İslam’ı yaşayamayacağımıza inandırıldık. İman ettik dediğimiz Kur’an, bu düşünceye onay veriyor mu, hiç baktık mı? Elbette hiç bakmadık, hatta bakmaya teşebbüs bile etmemizi engelleyip, sen Kur’an’ı anlayamazsın senin ilmin ne ki, Arapça bir kelimenin bilmem kaç anlamı var, sen hangisinin olduğunu nereden bileceksin diyerek, aklın mantığın kabul etmeyeceği düşünceleri, her nedense kabul etmekte sakınca görmedik. Arapça olan Kur’an’a bunları söyleyenler, her ne hikmetse yine Arapça olan rivayet hadislere, neden bunları söylemediklerini hala fark edemediysek, Allah ile aldatılmaktan da asla kurtulamayız.  İSLAM’I SORUMLU OLDUĞUMUZ KUR’AN’DAN ÖĞRENMEZSEK, SONUCUDA İŞTE BÖYLE OLUR . Mezheplerin hatta cemaat ve tarikatların şekillendirdiği İslam inancımızda şu mantık ve Kur’an dışı inancı, her nedense...