Ana içeriğe atla

Maide Suresi 57. Ayetten Ders Almadığımız İçin, Aynı Yanlışları Tekrar Ediyoruz.

 



Bu makalemde sizleri, çok önemli bir konuda düşünmeye davet etmek istiyorum. Bizler genellikle Kur’an’da Kitap Ehline hitaben yapılan uyarıları çok fazla dikkate almaz, bu ayetler bize değil Kitap Ehline hitap ediyor diyerek, hiç kıssadan hisse almaya çalışmayız. Lütfen unutmayalım, Kur’an Kitap Ehlinin yaptığı yanlışları düzeltmek ve onları uyarmak için indirilmişti, Rabbimizde sizlerde aynı hataları yapmayın diye, onların yaptığı yanlışlardan bizlere örnek veriyor ki, bizlerde aynı yanlışı tekrar etmeyelim. Sizlere Maide suresi 57. Ayetten bir örnek.

Maide 57: EY İMAN EDENLER! SİZDEN ÖNCE KENDİLERİNE KİTAP VERİLENLERDEN, DİNİNİZİ ALAY VE EĞLENCE KONUSU EDİNENLERİ VE KÂFİRLERİ DOST EDİNMEYİN. EĞER MÜMİNSENİZ ALLAH’TAN KORKUN. (Kur’an Yolu Diyanet işl.)

Dikkat ettiyseniz ayette, Kitap Ehlinin yaptığı bir yanlışa örnek veriyor ve diyor ki Rabbimiz, sizden önce kendilerini uyarmak için Kitap ve Resul gönderdiğim kişiler, SİZE İNDİRDİĞİM AYETLERİ ALAY KONUSU YAPANLARI dost edinmeyin diyor. Sizlere sormak isterim, Kitap Ehli neden Hz. Muhammed’e indirilen ayetler konusunda alaycı olmuşlardı? Hâlbuki onlara da Resuller aracılığıyla Allah’tan benzer, hatta aynı ayetler inmişti. İsterseniz en baştan başlayalım. Hz. Muhammed Kitap ehlinden değildi yani ÜMMİYDİ. Peki, nasıl bir insandı? Kitap ehli dâhil tüm insanların sevdiği, güvendiği ve adalet timsali örnek bir insandı. Ayrıca doğru olmayan bilgilere rivayetlere inanmaktansa, gerçeklerin arayışında olmanın, daha doğru olduğuna inanıyor ve sürekli Allah’a dua edip kendisini Allah’ın kıblesine, yani doğru yoluna yöneltmesini istiyordu.

Özellikle bu kısma dikkat edelim. Hz. Muhammed batıl ve hurafeyle yaşanan, Allah’ın vahyinden uzaklaşmış, kendi atalarının dini ile Allah’ın vahyini harmanlanmış bir inanca tabi olmaktansa, doğruların hak olanın arayışında olmanın, ALLAH KATINDA EN DOĞRUSU OLDUĞUNU BİZLERE ANLATMAK İÇİN, RABBİMİZ BİZLERE RESULÜNÜ ÖRNEK GÖSTERMİŞTİR. Ama Kitap ehlinin Hz. Muhammed’i Allah’ın Resulü/Elçisi olarak göndermesini asla kabullenmek istemedikleri için, Onun tebliğ ettiği vahyi alaya alıyorlar ve şunu söylüyorlarmış. ALLAH RESUL VE KİTAP GÖNDERECEK OLSA, BİZİM İÇİMİZDEN GÖNDERİRDİ. HİÇ BİR İNANCA TABİ OLMAYAN, ÜMMİLERDEN GÖNDERMEZ DİYEREK, ONUN TEBLİĞ ETTİĞİ AYETLERİ ALAY KONUSU YAPIYORLARDI.

Peki, yalnız bu kadar mı? Elbette hayır, Resulün tebliğ ettiği ayetleri gördüklerinde, kendi batıl inançları ile çeliştiğinde, işte bakın bu ayetler Allah katından olamaz biz atalarımızdan onun tam tersini gördük diyerek, alay edenlerin olduğunu görüyoruz. İsterseniz bu konuyu açalım ki, aynı yanlışları bizlerde yapıyor muyuz onu anlayabilelim. Sizlere sorsam ve desem ki, sizler iman etmiş bir Müslüman olarak, Allah’ın bazı ayetleri ile alay ettiğiniz oldu mu? Sanırım bu ne biçim söz, iman eden bir Müslüman, Allah’ın ayetleri ile alay eder mi dediğinizi duyar gibiyim.

Gelin bu konu üzerinde birlikte düşünelim. Alay etmek ne anlama geliyor sizce? Herhangi birisinin söylediği ya da inandığı bir konu hakkında onu EKSİK, KUSURLU, HATALARI GÖRÜP ONU KÜÇÜMSEYEREK, ONUN SÖYLEDİKLERİNİ EĞLENCE KONUSU YAPMAK ANLAMINA GELİR. Peki, biz Müslümanlar kendi aramızda bu yanlışı hiç yapmıyor muyuz, Allah’ın kelamına karşı? Öyle bir yapıyoruz ki, farkında olmadan Allah’ın ayetleri ile inanın alay ediyoruz. Allah Kur’an’da şefaat tümden bana aittir, hiçbir şefaatin olmadığı O günden sakının diye uyardığı halde, bazı kardeşlerimiz ne diyorlar? “NE YANİ ALLAH RESULÜNÜ POSTACI DİYE Mİ GÖNDERDİ?” Hatırlayınız Rabbimiz, ben hükmüme hiç kimseyi ortak etmem dediği halde, bizler Allah’ın Resulünü dinde Allah’ın hüküm ortağı yapıyorsak, bizim yaptığımızın Kitap ehlinden ve Maide 57. Ayette uyarılanlardan, ne farkımız olabilir? Allah Kur’an’da sakın kendinize Veliler edinip ardı sıra gitmeyin, güvenilecek Veliniz yalnız benim diye uyardığı halde, bizler eğer VELİSİ OLMAYANIN VELİSİ ŞEYTANDIR diyerek, Allah’ın berisinden kendimize güveneceğimiz VELİLER, GAVSLAR ediniyorsak, bizler Allah’ın ayetlerinin tam tersini Allah’ın dini diye yaşayarak, Allah’ın ayetleri ile alay etmiş olmuyor muyuz?

Allah Zuhruf 44. ayetinde sizleri, YALNIZ KUR’AN’DAN HESABA ÇEKECEĞİM. Ali İmran 103. Ayetinde de HEPBİRLİKTE ALLAH’IN İPİ KUR’AN’A SARILIN diye uyardığı halde, biz Müslümanlar hala dinin iki kaynağı vardır BİRİNCİSİ KUR’AN, İKİNCİSİ RESULÜN SÜNNETİDİR diyorsak, bizler Allah’ın apaçık ayetlerini görmezden, duymazdan gelerek, sizce Maide suresi 57. Ayetinde Kitap Ehlini uyardığı yanlışı, yapmış olmuyor muyuz? Ne yazık ki yaptığımız yanlışları hiç görmek istemiyoruz, belki de Allah’ın sünnetinin yolunu izlemediğimizden, kedimizin yarattığı beşeri sünnetleri izlediğimizden, ALLAH GÖZLERİMİZE PERDE ÇEKİYOR, KULAKLARIMIZI MÜHÜRLÜYOR DA ONDAN GÖREMİYOR OLABİLİRİZ. Gerçeklerin farkında olabilsek, yani Allah’ın emrettiği gibi yalnız Kur’an’ın ipine sarılıp, yine Allah’ın uyardığı gibi yalnız Allah’ı VELİ edinip onun sünnetini izlemiş olsak, günümüzde yapılan yanlışlara gülüp geçeriz.

Tam bu esnada güzel bir söz geldi aklıma, sizinle paylaşmak istedim. “DOĞRULARI BİLİYORSAN, YALANLARI DİNLEMEK EĞLENCELİDİR.” Ya bilmiyorsan doğruları Kur’an’dan araştırmadıysan, sana anlatılanları sorgusuz doğru zannediyorsan. İşte o zaman Maide suresi 57. Ayette Allah’ın onları dost edinmeyin sakın diye uyardıklarından olma ihtimalimiz, inanın çok yüksek olacaktır. Çok daha önemlisi ALLAH NE EMREDİYORSA ONUN TAM TERSİNİ, DİNİN EMRİ GİBİ YAŞAYARAK ADETA ALLAH’IN AYETLERİ İLE ALAY EDENLERİN DURUMUNA DÜŞERİZ.

Değerli dostlarım Maide suresi 57. Ayetin sonunda, bakın Rabbimiz yalnız kimden korkun ve çekinin diyor. “EĞER MÜMİNSENİZ ALLAH’TAN KORKUN” Bizler kendimize öyle din edindik ki, bırakın yalnız Allah’tan korkmayı, kendimize edindiğimiz VELİ, GAVS, ÂLİM adını verdiğimiz kişileri şefaatçi yaptık. Bizler hala öyle büyük bir yanlış yapıyoruz ki Kitap Ehlinin yaptığı gibi Allah’ın Resulünü, Allah’ın azabından kurtaracak şefaatçi ilan ederek, mahşer günü RESULÜN ÜMMETİNİN BÜYÜK GÜNAHLARINA, ŞEFAAT EDECEĞİNE İNANMAKTA, HİÇ BİR SAKINCA GÖRMEDİK. İlginç değil mi Allah büyük günahlardan sakınırsanız, küçük günahlarınızı affederim dediği halde, Resulünün bizlerin büyük günahlarına şefaat edeceğine inanmamız, AÇIKÇA ALLAH’IN AYETLERİ İLE ALAY ETMEK DEĞİLDE NEDİR? Tüm bunlara inanıyorsak, bizler bu konuda Kitap Ehliyle yarışıyoruz demektir.

Dilerim Kur’an ile buluşarak, Onun aydınlığı ile kalplerimizin pasını silip, gerçekleri HAK olanı görebilen, Allah’ın azınlık halis kulları arasında oluruz.

Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK

 https://kuranadavet1.wordpress.com/

https://twitter.com/KURANA_DAVET

http://www.hakyolkuran.com/

https://www.facebook.com/Kuranadavet1/

https://hakyolkuran1.blogspot.com/

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nahl Suresi 98. Ayet. Kovulmuş Şeytandan, Allah'a Sığınırım. "Her Müslümanın Dikkatle Okuyup Düşünmesi Gereken Bir Ayet."

Bu makalemde sizlerin, üzerinde düşünmenize vesile olmak istediğim ayet, Nahl suresi 98. ayet olacaktır. Bu ayet öne sürülerek, Kur’an okumaya başlarken Allah,  EÛZÜBİLLÂHİMİNEŞŞEYTÂNİRRACÎM” , diye okumaya başlayın, emri veriyor diye anlatılır. Bu ayetin gerçek uyarısını, İslam toplumundan gizledikleri için, ne yazık ki Kur’an’ı okumaya başlamadan önce, Allah’ın ikazını yerine getirmediğimizden her okuyan yanlış anlıyor, neden mi? Her şeyin bir kuralı var, Kur’an’ı okumanın da elbette bir kuralı olmalı değil mi? Makalemi lütfen sonuna kadar okuyunuz. Gelin bu konu üzerinde önce ayeti yazalım, daha sonrada birlikte düşünelim. Nahl 98:   ŞİMDİ KUR’ÂN OKUMAK İSTEDİĞİN ZAMAN, ÖNCE O KOVULMUŞ ŞEYTANDAN ALLAH’A SIĞIN.  (Elmalı meali) Önce ayeti lütfen doğru anlayalım. Sizce Allah bu ayette, Kur’an’ı okumaya başlamadan önce, Eûzübillâhimineşşeytânirracîm” Yani, kovulmuş şeytanın şerrinden Allah’a sığınırım, diye başlayarak okuyun emrini mi veriyor? Bizler ne yazı...

Allah’ın Resulüne Verdiği Görev Yetki Ve Sorumluluk.

Bugün sizlerin, üzerinde düşünmenize vesile olmak istediğim konu, İslam toplumunun hala farkında olmadığı ve onun içindir ki, Allah ile aldatanların tuzağına rahatlıkla düşütüğü bir konu üzerinde düşünmenizi rica ediyorum. Sizce Allah Resulüne, nasıl bir görev verip yetkilendirmiştir? Şöyle demiş olabilir mi, Resulüm ben sana Kur'an'da ana başlıkları indiriyorum, detayına girmeden gönderiyorum. Sen kullarıma ayetlerimi açıklayıp, nasıl hayata geçireceklerini anlatırsın diyor olabilir mi? Yada şöylemi diyor. Sana verdiğim görevin tanımını izahını yapıyorum, sakın sana indirdiğimin sınırlarını aşma. Senin görevin sadece tebliğ etmek ve toplumu sana verdiğim ilim ve bilgelikle ikna edip, Kur'an'a davet etmektir mi diyor? Bu konuya geçmeden önce, Allah'ın Resulünün Kur’an'ı daha rahat tebliğ edebilmesi, sözlerinin dinlenmesi için, bakın Resulüne kesinlikle itaat edilmesini nasıl emrediyor.    Ali İmran 32:   ŞUNU DA SÖYLE: “ALLAH’A VE RESULE İTAAT EDİN.”EĞ...

İslam’ı Sorumlu Olduğumuz Kur’an’dan Öğrenmezsek, Sonucuda İşte Böyle Olur.

  Bizler hiç düşünmeden, sorgulamadan Kur’an’dan uzak öyle bir din yaşıyoruz ki, adeta Allah’ın kitabı Kuran’ı küçümsediğimizin farkında olmadığımız gibi,  yalnız Kur’an ile İslam’ı yaşayamayacağımıza inandırıldık. İman ettik dediğimiz Kur’an, bu düşünceye onay veriyor mu, hiç baktık mı? Elbette hiç bakmadık, hatta bakmaya teşebbüs bile etmemizi engelleyip, sen Kur’an’ı anlayamazsın senin ilmin ne ki, Arapça bir kelimenin bilmem kaç anlamı var, sen hangisinin olduğunu nereden bileceksin diyerek, aklın mantığın kabul etmeyeceği düşünceleri, her nedense kabul etmekte sakınca görmedik. Arapça olan Kur’an’a bunları söyleyenler, her ne hikmetse yine Arapça olan rivayet hadislere, neden bunları söylemediklerini hala fark edemediysek, Allah ile aldatılmaktan da asla kurtulamayız.  İSLAM’I SORUMLU OLDUĞUMUZ KUR’AN’DAN ÖĞRENMEZSEK, SONUCUDA İŞTE BÖYLE OLUR . Mezheplerin hatta cemaat ve tarikatların şekillendirdiği İslam inancımızda şu mantık ve Kur’an dışı inancı, her nedense...