Ana içeriğe atla

Kıyame Suresi 13. Ayetten Ders Alanlar, Kitabı Önünde Açıldığında Mutlu Olanlar Olacaktır.

 



Bu makalemde sizlerin, üzerinde düşünmenize vesile olmak istediğim ayet, Kıyamet suresi 13. Ayet olacak. Bu ayet üzerinde bizler dikkatle düşünmeden bu dünyada yaşarsak, imtihan olduğumuz gerçeklerini unutur, mutlaka yapmamız gerekenleri ileriye erteler, yapmamamız gerekleri içimiz çok rahat yaparız. Tabi sonunda da,  pişman olacağımızı içtenlikle söyleyebilirim. Önce ayeti yazalım, daha sonrada üzerinde birlikte düşünelim.

Kıyame 13: O GÜN İNSANA, YAPIP ÖNDEN GÖNDERDİĞİ VE YAPMAYIP GERİ BIRAKTIĞI ŞEYLER HABER VERİLİR. (Diyanet meali)

Bu ayet bizleri ileride karşılaşacağımız, çok önemli bir gün için şimdiden uyarıyor. Ayette O günden bahsediyor, bahsedilen hangi gün olabilir? Bunu da ayetin öncesinde anlatıyor ve vaat ettiğim kıyamet günü çattığında, güneş ve ay birleştiği zaman O gün kaçacak yer arayacaksınız, ama sığınacak yer bulamayacaksınız diyor. Vaat edilen O gün geldiğinde, hepimizin Allah’ın huzurunda olacağımızı bildiriyor. Daha sonrada 13. Ayette bahsedilen gerçekleşecek ve her insanın bu dünyada yapıp önden gönderdiği ve yapması gerekirken yapmadığı geriye bıraktığı, zamanı tükendiğinden yapamadıkları, herkese açıkça gösterilecek bildirilecek diyor. Ali İmran suresi 30. Ayetinde bahsettiğim konuda, nasıl bir bilgi veriyordu. HERKES, YAPTIĞI İYİLİK VE KÖTÜLÜKLERİ KARŞISINDA HAZIR BULACAĞI GÜNDE, KÖTÜLÜKLERİYLE KENDİSİ ARASINDA UZUN BİR MESAFE BULUNMASINI İSTEYECEKTİR.” Bu konuyla ilgili birçok uyarı ayeti Kur’an’da görebiliriz. İsra suresi 13. Ayetinde: “İNSAN İÇİN KIYAMET GÜNÜNDE, AÇILMIŞ OLARAK ÖNÜNE KONACAK BİR KİTAP ÇIKARIRIZ.”

Rabbimizin bu uyarılarından da anlıyoruz ki, çok sık hatırımıza bile getirmek istemediğimiz O çetin gün geldiğinde, karşılaşacağımız tablo apaçık önümüze Kur’an’da seriliyor. Ama bizler bu ve benzeri uyarılara gözlerimizi yumup kulaklarımızı tıkadığımız için, işimize geleni duyuyor işimize gelmeyeni duymazlıktan geliyoruz. Tam bu esnada sizi farklı konuda düşünmeye yönlendirmek istiyorum. Kıyameti aslında hiç kimse aklına getirmez, çünkü örneğini hiç görmediğimizden, inandığımız halde kitap Ehli gibi, bizlerde anlamakta hatta kabullenmekte zorlanırız. Bunu bilen Rabbimiz aslında Kur’an’da öyle örnekler vermiştir ki, dikkatle ayetler üzerinde düşünen, bir gün O günün geleceğini hiç unutmadan ALLAH’IN EMRETTİĞİ GİBİ YAŞAR. Özellikle hatırlatmak isterim, O çetin gün pişman olmak istemeyen ALLAH’IN KUR’AN’DA EMRETTİĞİ SINIZLARI AŞMADAN YAŞAR. Konumuzla ilgili Kur’an’dan bilgimizi hatırlayalım. Allah uykuyu ölüme benzetir ve sizi aslında her gün ölümü ve tekrar dirilmeyi yaşatıyoruz diyerek, kıyametin kopması tekrar canlanmamız ile ilgili çok önemli bilgiler verir. Hatta kıyametin sonunda tekrar dirilenlerin, O vaat edilen gerçekmiş dedikten sonra, bu dünyada yaşadıklarının da onlara adeta bir rüya gibi gelmesi, düşündürücü değil mi sizce?

Bu dünyada uyuduğumuzda, gördüklerimize bizler rüya diyorsak, O vaat edilen gün geldiğinde yani tekrar dirildiğimizde de yaşadıklarımız bize rüya gibi gelecekse, bu bilgilerden yola çıkarak Kur’an bütünlüğünde bu durumda şunu söyleyebiliriz. Bu dünyada uyuduğumuzda gördüğümüz rüyayı bizler yönetemiyor ve yönlendiremiyorsak, ondan sorumlu olamayız. Bu dünyada aklımız şuurumuz yerindeyken, özgür irademizle yaşadığımız her şeye kendimiz karar veriyorsak, işte bundan sorumlu olacağımızı Rabbimiz bizlere bildiriyor. TEKRAR HATIRLATIRIM, BU DÜNYA İÇİN BİLE TEKRAR DİRİLDİĞİMİZDE YAŞADIKLARIMIZ, BİZLERE BİR RÜYA GİBİ GELECEK.

Gelelim Kıyame 13. Ayete. Hesap günü Allah’ın huzuruna geldiğimizde, bu dünyada özgür irademizle yaptıklarımızın, melekler tarafından kaydedilen kitabımız önümüze konduğunda, acı gerçeği göreceğiz uyarısını Rabbimiz bizlere şimdiden yapıyor. İman ettiğimize söz verdiğimiz halde, yani YALNIZ ALLAH’IN SINIRLARINI AŞMADAN VAHYİNİ YAŞAYACAĞIMIZA, ONUN YANINA ASLA BEŞERİ KİTAPLAR KOYMAYACAĞIMIZA, ALLAH’IN HÜKMÜNE HİÇ KİMSEYİ ORTAK ETMEYECEEĞİMİZE, KUR’AN TABİRİYLE SÖYLEMEK GEREKİRSE, YALNIZ ALLAH’IN İPİNE SARILACAĞIMIZA ALLAH’A SÖZ VERDİĞİMİZ HALDE, BU SÖZÜMÜZDE DURUP DURMADIĞIMIZ, ÖNÜMÜZE GELECEĞİNİ ALLAH BİZLERE BİLDİRİYOR.

Bu uyarıyı yapıyor ama çok dikkat çekici uyarıda da bulunuyor ve diyor ki. Yapman gerekeni yapıp, hesap günü mutlu olmak için onu önden gönderdiğini, yapman gerekirken yapmayıp daha sonra nasıl olsa yaparım diyerek, yapmaya vakit bulamadan emanetini teslim ettiğin her şeyin, önümüze geleceğini lütfen unutmayalım. Tüm bunların bizlere, apaçık bildirileceğini Rabbimiz şimdiden bildiriyor ki, kendimize gelelim, YAPMAMIZ GEREKENİ ERTELEMEYELİM. Ayetin devamında da Oku kitabını diyerek, nefsimizin etkisinde kalarak yaptıklarımız ve yapmadıklarımız konusunda üzüleceğimiz konusunda uyarıyor. Devamında ki ayetinde de tüm yaptıklarımızın, kendi öz irademizle yaptığımızı hatırlatarak bakın ne diyor. “KİM DOĞRU YOLU BULMUŞSA, ANCAK KENDİSİ İÇİN BULMUŞTUR; KİM DE SAPITMIŞSA KENDİ ALEYHİNE SAPITMIŞTIR. HİÇBİR GÜNAHKÂR, BAŞKA BİR GÜNAHKÂRIN GÜNAH YÜKÜNÜ YÜKLENMEZ. “

Bizlerin yapması gerektiği halde, yapamadıklarımızın küçük bir kısmını sizlere hatırlatmak istiyorum. Rabbimiz yalnız Kur’an’ın ipine sarılın, çünkü sizleri Kur’an’dan sorumlu tutuyorum, sakın dinde bölünenler gibi olmayın. Ben hükmüme hiç kimseyi ortak etmem diye uyardığı halde, bizler eğer yalnız Kur’an ile İslam yaşanmaz diyerek, mezheplerin öğretisini ve Resule ait olduğu iddia edilen rivayetleri de dinin asli unsuru kabul ediyor ve Allah’ın hükmüne yaratılmış beşerin hükümlerini ortak ediyorsak, BİZLER YAPMAMIZ GEREKENİ YAPMAYIP, İŞİMİZE GELENİ ALLAH’IN EMRİ DİYE YAPARAK GERÇEKLERİ GERİYE BIRAKMIŞIZ DEMEKTİR.

Kıyame suresi 13. Ayeti elbette birkaç örnekle sınırlandıramayız. Örneğin Allah fakiri doyurun zekât verin, hayırlarda yarışın, birbirinize destek olun diye uyardığı halde, bunu ileride yaparız nasıl olsa diyerek, Allah’ın hükmünü ileriye atıyorsak, yine Allah’a karşı kulluk görevimizi yapmamız gerekirken, bunu lütfen çok geniş Kur’an merkezli düşünelim, bu görevimizi yapmayı da ileri tarihe erteliyorsak, O zamanı bulamadan bu dünyadan göçmüş olabiliriz. Önümüze açılacak kitabın, bizler için güzel şeyler yazmasını istiyorsak, şimdiden elimizde Kur’an, asla batıla hurafeye rivayetlere sapmadan, ALLAH’IN DİNİ İSLAM’I ARI, DURU YAŞAYARAK VE KENDİMİZE VELİLER, GAVSLAR EDİNMEDEN YALNIZ ALLAH’I VELİ EDİNİP HAYATIMIZA GEÇİRMELİYİZ. Bunu başarabilene ne mutlu.

Dilerim kitabımızın önümüze açıldığı O çetin gün yüzleri gülen, Allah’ın istediği örnek halis kullarından oluruz.

Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK

https://kuranadavet1.wordpress.com/

https://twitter.com/KURANA_DAVET

http://www.hakyolkuran.com/

https://www.facebook.com/Kuranadavet1/

https://hakyolkuran1.blogspot.com/

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nahl Suresi 98. Ayet. Kovulmuş Şeytandan, Allah'a Sığınırım. "Her Müslümanın Dikkatle Okuyup Düşünmesi Gereken Bir Ayet."

Bu makalemde sizlerin, üzerinde düşünmenize vesile olmak istediğim ayet, Nahl suresi 98. ayet olacaktır. Bu ayet öne sürülerek, Kur’an okumaya başlarken Allah,  EÛZÜBİLLÂHİMİNEŞŞEYTÂNİRRACÎM” , diye okumaya başlayın, emri veriyor diye anlatılır. Bu ayetin gerçek uyarısını, İslam toplumundan gizledikleri için, ne yazık ki Kur’an’ı okumaya başlamadan önce, Allah’ın ikazını yerine getirmediğimizden her okuyan yanlış anlıyor, neden mi? Her şeyin bir kuralı var, Kur’an’ı okumanın da elbette bir kuralı olmalı değil mi? Makalemi lütfen sonuna kadar okuyunuz. Gelin bu konu üzerinde önce ayeti yazalım, daha sonrada birlikte düşünelim. Nahl 98:   ŞİMDİ KUR’ÂN OKUMAK İSTEDİĞİN ZAMAN, ÖNCE O KOVULMUŞ ŞEYTANDAN ALLAH’A SIĞIN.  (Elmalı meali) Önce ayeti lütfen doğru anlayalım. Sizce Allah bu ayette, Kur’an’ı okumaya başlamadan önce, Eûzübillâhimineşşeytânirracîm” Yani, kovulmuş şeytanın şerrinden Allah’a sığınırım, diye başlayarak okuyun emrini mi veriyor? Bizler ne yazı...

Allah’ın Resulüne Verdiği Görev Yetki Ve Sorumluluk.

Bugün sizlerin, üzerinde düşünmenize vesile olmak istediğim konu, İslam toplumunun hala farkında olmadığı ve onun içindir ki, Allah ile aldatanların tuzağına rahatlıkla düşütüğü bir konu üzerinde düşünmenizi rica ediyorum. Sizce Allah Resulüne, nasıl bir görev verip yetkilendirmiştir? Şöyle demiş olabilir mi, Resulüm ben sana Kur'an'da ana başlıkları indiriyorum, detayına girmeden gönderiyorum. Sen kullarıma ayetlerimi açıklayıp, nasıl hayata geçireceklerini anlatırsın diyor olabilir mi? Yada şöylemi diyor. Sana verdiğim görevin tanımını izahını yapıyorum, sakın sana indirdiğimin sınırlarını aşma. Senin görevin sadece tebliğ etmek ve toplumu sana verdiğim ilim ve bilgelikle ikna edip, Kur'an'a davet etmektir mi diyor? Bu konuya geçmeden önce, Allah'ın Resulünün Kur’an'ı daha rahat tebliğ edebilmesi, sözlerinin dinlenmesi için, bakın Resulüne kesinlikle itaat edilmesini nasıl emrediyor.    Ali İmran 32:   ŞUNU DA SÖYLE: “ALLAH’A VE RESULE İTAAT EDİN.”EĞ...

Kur'an’da Geçen Nebi Resul Kavramaları Ne Anlama Geliyor.

Kur’an'da Nebi ve Resul kavramları çok geçer. Bu kelimelerin anlamları konusunda, birçok görüşler ileri sürenler vardır. Hatta Kur’an'da geçen Nebi ve Resul kelimelerinin ortak ismi olduğu söylenen, ayetler tercüme edilirken Arapça olmayan Farsça olan, Peygamber olarak genelde tercüme edildiğini görürüz. Bu kelimenin aslında bizlerin dilinde, alışkanlık haline de geldiğini söylemeliyim, buna bende dâhilim.  Peygamber haber getiren anlamındadır, ama Nebinin anlamı çok farklıdır.  Öyle ayetler var ki,  NEBİ ve RESUL  kelimesine peygamber der geçersek, ayetlerin anlamlarında farklılaşma olduğu gibi, ayetler arasında da çelişkiler yaratırız. Ayrıca ayetin özellikle bizlere vermek istediğini de anlayamayız. Yoksa normal konuşma esnasında, peygamber dendiğinde hepimiz kimden bahsedildiğini biliyoruz, burada bir sorun olmuyor. Belki de kolayımıza da geliyor diyebiliriz.  Allah aynı ayette bazen, her iki kelimeyi de kullanıyor. Eğer bu iki kelime aynı anlama gelseydi, ...