Ana içeriğe atla

İbrahim Suresi 48, Araf 24 Ve 25. Ayetler. Kıyamet Koptuktan Sonra, Tekrar Nerede Dirileceğiz?

 


Bu makalemde sizleri, üzerinde düşünmeye davet etmek istediğim ayetler, İbrahim suresi 48 ve Araf 24,25. Ayetler olacak. Bu ayetlerde sizce Allah kıyametten bahsederken, bizlere nasıl bilgiler veriyor, onu Kur’an bütünlüğünde anlamaya çalışalım.  Önce İbrahim suresi 48. ayeti yazalım.

İbrahim 48: O GÜN YER, BAŞKA BİR YERE, GÖKLER DE BAŞKA GÖKLERE DÖNÜŞTÜRÜLÜR VE İNSANLAR BİR VE KAHHAR (HER ŞEYİN ÜZERİNDE YEGÂNE HÂKİM) OLAN ALLAH’IN HUZURUNA ÇIKARLAR. (Diyanet meali)

Ayette kıyamet gününden bahsediyor dikkat ettiyseniz. O çetin gün olacaklardan örnek verirken BU DÜNYADAN BAHSEDEREK, YER BAŞKA BİR YERE, GÖKLER BAŞKA GÖKLERE DÖNÜŞTÜRÜLÜR diyor. Demek ki her şey bu dünyada oluyor ama ÇOK ÖNEMLİ DÖNÜŞÜM YAŞANIYOR kıyamette bu dünyada. Yaşadığımız yeryüzü başka bir yeryüzüne dönüşecekmiş. Çünkü bu dünyada ki yeryüzü yıkılacak yerle bir olacak. Peki, bizim yerimizin ve gökyüzümüzün başka bir yere ve gökyüzüne dönüşmesinden, bizler ne anlamalıyız?

İsterseniz bu konuyu doğru anlayabilmek için, Kur’an’dan yardım alarak anlamaya ve düşünmeye çalışalım. Hatırlarsanız Allah Hz. Âdem eşi ve Cinlerden olan İblisin kıssasında, İblisin ve meleklerin Hz. Âdem’e secde etmesini yani saygı duymasını istemişti, ama İblis karşı gelmiş ve itiraz etmişti. Sonucunda Rabbimiz hepsini bulundukları yerden çıkartıyordu. Peki, nerede bulunuyorlardı da oradan çıkartıldılar? Bazı kişilerin tercüme ettiği ve söylediği gibi cennetten mi? Bunun mümkün olmadığını biraz düşünen anlayacaktır. Çünkü cennet isyan edip Allah’ın sözünü dinlemeyenlerin yeri değildir. Cennet dersek İblisin cennette ne işi var diye sormamız gerekir ki, buda Kur’an’ın özüne ters düşer. Demek ki burası, sorgu sualin sonunda ödül olarak verilecek cennet olmadığı çok açık. Bakara suresi 35. Ayetinde Allah, Hz. Âdem ve eşine bakın ne diyor. Önce şunu hatırlatmak isterim, ayette cennet kelimesi geçiyor ama cennet kelimesi çok güzel BAHÇE anlamındadır. Allah’ta bizlere mükâfat olarak, birçok örneğini verdiği cennetini mükâfat olarak vereceğini söylüyor. Konumuzla ilgili ayeti yazalım.

Bakara 35: ŞÖYLE DEMİŞTİK: “EY ÂDEM! SEN VE EŞİN ŞU BAHÇEYE YERLEŞİP, DİLEDİĞİNİZ YERDEN BOLCA YİYİN! ŞU AĞACA YAKLAŞMAYIN; YOKSA KAYBEDENLERDEN OLURSUNUZ.” (Mehmet Okuyan)

Ayette bahçe diye çevrilen kelime, orijinalinde cennet diye geçer. Lütfen ayete dikkat edelim, Allah Hz. Âdem’i, eşini ve cinlerden olan İblisi sınıyor imtihan ediyor. Bakın Allah hayallerimizi süsleyen, her meyvenin çiçeğin, akarsularının olduğu bir bahçeden bahsediyor ama Allah, bir sınır koyuyor nedenini söylemeden, sakın bu ağacın meyvesini yemin diyor. Tabi cinlerden olan İblis Hz. Âdem ve eşini kandırarak, yasak olan meyveden yemelerini sağlıyor. Yediklerinde ne oluyor burası önemli, bakın ne olmuş. “BU SURETLE ONLARI KANDIRARAK YASAĞA SÜRÜKLEDİ. AĞAÇTAN TATTIKLARINDA KENDİLERİNE AVRET YERLERİ GÖRÜNDÜ. DERHAL ÜZERLERİNİ CENNET YAPRAKLARIYLA ÖRTMEYE BAŞLADILAR.”

Bu bilgiler ışığında birlikte düşünelim. Hz. Âdemin ve eşinin hatta İblisin yaşadığı yer, bizlere ödül olarak verilecek CENNET olmadığı çok açık. Peki, burası neresi olabilir.  Hz. Âdem ve eşi İblisin oyununa gelince Allah, madem sözümü dinlemediniz HEPİNİZ İNİN YA DA ÇIKIN OLARADAN diyor. Bizlere ödül olarak verilecek cennetten, öyle gelişi güzel ne girilir nede çıkılır. Peki, nereye iniyorlar? Küçük bir bilgi vermek isterim Kur'an'dan, konuyu daha iyi anlayabilmemiz için. Allah bizleri izleyen ve yaptıklarımızı kaydeden sağımızda ve solumuzda meleklerin olduğunu söylediğine göre, Allah'ın katı ile bu dünyada bizlerin adeta iç içe yaşadığımızı, ama farklı bir boyutta olduğumuzu gösteriyor.

“ALLAH, DEDİ Kİ: “BİRBİRİNİZİN DÜŞMANI OLARAK İNİN(ORADAN). SİZE YERYÜZÜNDE BİR ZAMANA KADAR YERLEŞME VE YARARLANMA VARDIR.” ALLAH, DEDİ Kİ: “ORADA YAŞAYACAKSINIZ, ORADA ÖLECEKSİNİZ VE ORADAN ÇIKARILACAKSINIZ.”( Araf 24–25)

Demek ki yeryüzüne iniyorlarmış. Ayetin devamını dikkatle tekrar okurken, makalemin başında sizlere yazdığım, İbrahim suresi 48. Ayeti de lütfen birlikte anlamaya çalışalım. Birbirinize düşman olarak yeryüzüne inin diyor. Son cümle çok önemli. “ORADA YAŞAYACAKSINIZ, ORADA ÖLECEKSİNİZ VE ORADAN (MAHŞERE) ÇIKARILACAKSINIZ.” Demek ki bizler bu dünyada yaşayıp öldükten sonra, yine tekrar bu dünyada dirilecek ve mahşer bu dünyada olacakmışız. Tekrar hatırlayalım. “ORADAN (MAHŞERE) ÇIKARILACAKSINIZ.”

Makalemin başında yazdığım ayeti tekrar hatırlayalım ki, bu konuyu daha doğru anlayabilelim. “O GÜN YER, BAŞKA BİR YERE, GÖKLER DE BAŞKA GÖKLERE DÖNÜŞTÜRÜLÜR.” Dikkat eder misiniz lütfen, başka bir yerden mekândan bahsedilmiyor. Dünya yerle bir olmuş yer gök birbirine karışmış ama aynı yer ve gök en güzel şekle DÖNÜŞTÜRÜLECEĞİNİ SÖYLÜYOR. Dünya aslınca bizler için cennet bahçeleri ile dolu ama bizler kıymetini bilmediğimiz için BU DÜNYAYI CEHENNEME dönüştürmeye devam ediyoruz.

Allah’ın Kur’an’da verdiği tüm bu bilgilerden sonra, şöyle söyleyebiliriz. Her şey bulunduğumuz dünyada olacak, ama bizim yaşadığımız boyut ile Allah’ın örneğini verdiği boyut çok farklı. Detayını Allah bilir, bizlere düşen verilen örnekler üzerinde düşünmek, anlamaya çalışmak olmalıdır. Örneğin Allah’ın boyutunda, Hz. Âdem ve eşinin yaşadığı cennet bahçesinde, sanki avret yerlerini kapatmak için giyim kuşama ihtiyaç yok, normal şartlarda görünmediği anlaşılıyor. O yasak meyveyi yediklerinde, Hz, Âdem ve eşinin avret yerleri birden görünür oluyor, çok ilginç değil mi? Sonuç olarak şunu söyleyebiliriz. ALLAH’IN KATINDA YAŞAM BİZİM BOYUTUMUZA, YAŞADIĞIMIZ DÜNYAYA GÖRE ÇOK FARKLI. Hz. Âdem ve eşi tabi İblis Allah’ın kanun ve kurallarına itaat etmedikleri için bu dünyaya, bizim boyutumuza gönderiliyor. Detayını Allah bilir. Bizlere düşen Allah’ın emrettiği gibi, ayetler üzerinde dikkatle düşünüp kıssadan hisse alarak, dersler çıkarmalıyız ve Allah’ın Kur’an’da emrettiği hiçbir hükmü göz ardı etmeden, Allah’ın sınırını aşmadan, aldanmadan aldatmadan,  hayatımıza geçirmeliyiz ki, ALLAH’IN SEVGİLİ KULLARINDAN OLABİLELİM.

Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK

https://kuranadavet1.wordpress.com/

https://twitter.com/KURANA_DAVET

http://www.hakyolkuran.com/

https://www.facebook.com/Kuranadavet1/

https://hakyolkuran1.blogspot.com/

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nahl Suresi 98. Ayet. Kovulmuş Şeytandan, Allah'a Sığınırım. "Her Müslümanın Dikkatle Okuyup Düşünmesi Gereken Bir Ayet."

Bu makalemde sizlerin, üzerinde düşünmenize vesile olmak istediğim ayet, Nahl suresi 98. ayet olacaktır. Bu ayet öne sürülerek, Kur’an okumaya başlarken Allah,  EÛZÜBİLLÂHİMİNEŞŞEYTÂNİRRACÎM” , diye okumaya başlayın, emri veriyor diye anlatılır. Bu ayetin gerçek uyarısını, İslam toplumundan gizledikleri için, ne yazık ki Kur’an’ı okumaya başlamadan önce, Allah’ın ikazını yerine getirmediğimizden her okuyan yanlış anlıyor, neden mi? Her şeyin bir kuralı var, Kur’an’ı okumanın da elbette bir kuralı olmalı değil mi? Makalemi lütfen sonuna kadar okuyunuz. Gelin bu konu üzerinde önce ayeti yazalım, daha sonrada birlikte düşünelim. Nahl 98:   ŞİMDİ KUR’ÂN OKUMAK İSTEDİĞİN ZAMAN, ÖNCE O KOVULMUŞ ŞEYTANDAN ALLAH’A SIĞIN.  (Elmalı meali) Önce ayeti lütfen doğru anlayalım. Sizce Allah bu ayette, Kur’an’ı okumaya başlamadan önce, Eûzübillâhimineşşeytânirracîm” Yani, kovulmuş şeytanın şerrinden Allah’a sığınırım, diye başlayarak okuyun emrini mi veriyor? Bizler ne yazı...

Allah’ın Resulüne Verdiği Görev Yetki Ve Sorumluluk.

Bugün sizlerin, üzerinde düşünmenize vesile olmak istediğim konu, İslam toplumunun hala farkında olmadığı ve onun içindir ki, Allah ile aldatanların tuzağına rahatlıkla düşütüğü bir konu üzerinde düşünmenizi rica ediyorum. Sizce Allah Resulüne, nasıl bir görev verip yetkilendirmiştir? Şöyle demiş olabilir mi, Resulüm ben sana Kur'an'da ana başlıkları indiriyorum, detayına girmeden gönderiyorum. Sen kullarıma ayetlerimi açıklayıp, nasıl hayata geçireceklerini anlatırsın diyor olabilir mi? Yada şöylemi diyor. Sana verdiğim görevin tanımını izahını yapıyorum, sakın sana indirdiğimin sınırlarını aşma. Senin görevin sadece tebliğ etmek ve toplumu sana verdiğim ilim ve bilgelikle ikna edip, Kur'an'a davet etmektir mi diyor? Bu konuya geçmeden önce, Allah'ın Resulünün Kur’an'ı daha rahat tebliğ edebilmesi, sözlerinin dinlenmesi için, bakın Resulüne kesinlikle itaat edilmesini nasıl emrediyor.    Ali İmran 32:   ŞUNU DA SÖYLE: “ALLAH’A VE RESULE İTAAT EDİN.”EĞ...

İslam’ı Sorumlu Olduğumuz Kur’an’dan Öğrenmezsek, Sonucuda İşte Böyle Olur.

  Bizler hiç düşünmeden, sorgulamadan Kur’an’dan uzak öyle bir din yaşıyoruz ki, adeta Allah’ın kitabı Kuran’ı küçümsediğimizin farkında olmadığımız gibi,  yalnız Kur’an ile İslam’ı yaşayamayacağımıza inandırıldık. İman ettik dediğimiz Kur’an, bu düşünceye onay veriyor mu, hiç baktık mı? Elbette hiç bakmadık, hatta bakmaya teşebbüs bile etmemizi engelleyip, sen Kur’an’ı anlayamazsın senin ilmin ne ki, Arapça bir kelimenin bilmem kaç anlamı var, sen hangisinin olduğunu nereden bileceksin diyerek, aklın mantığın kabul etmeyeceği düşünceleri, her nedense kabul etmekte sakınca görmedik. Arapça olan Kur’an’a bunları söyleyenler, her ne hikmetse yine Arapça olan rivayet hadislere, neden bunları söylemediklerini hala fark edemediysek, Allah ile aldatılmaktan da asla kurtulamayız.  İSLAM’I SORUMLU OLDUĞUMUZ KUR’AN’DAN ÖĞRENMEZSEK, SONUCUDA İŞTE BÖYLE OLUR . Mezheplerin hatta cemaat ve tarikatların şekillendirdiği İslam inancımızda şu mantık ve Kur’an dışı inancı, her nedense...