Ana içeriğe atla

Bakara Suresi 186. Ayeti Hayatımıza Geçirdik Mi, Yoksa Haberimiz Bile Mi Yok?

                                                    


Değerli dostlarım, sizce biz Müslümanlar neden bölündük parçalandık ve hiçte mutlu değiliz? Hâlbuki Kur’an’a iman ettiğimizi söylüyor orucumuzu tutuyor, bolca da namaz kılıyoruz. Demek ki çok önemli bir yerde yanlış yapıyoruz ki, Allah’a yaptığımız dualar karşılık bulmuyor. Bu makalemde bu sorumuzun cevabını inşallah yazacağım ayetten alacağız, ama gözlerimizde perde yoksa kulaklarımız ve kalplerimiz mühürlenmediyse elbette. Önce ayeti yazalım, üzerinde birlikte düşünelim.

Bakara 186: KULLARIM SANA BENİ SORDUKLARINDA BİLSİNLER Kİ ŞÜPHESİZ BEN ONLARA YAKINIM, BANA DUA ETTİĞİNDE DUA EDENİN DİLEĞİNE KARŞILIK VERİRİM. ŞU HALDE BENİM DAVETİME GELSİNLER VE BANA İMAN ETSİNLER Kİ DOĞRU YOLU BULABİLSİNLER. (Kur’an yolu Diyanet işl.)

Ne dersiniz bizler kime daha yakınız, Allah’a mı yoksa kendimize kurtarıcı olarak seçtiğimiz VELİ, GAVS dediğimiz kişilere mi? Allah’ın uyardığı gibi bizler, YALNIZ ALLAH’A MI DUA EDİP YARDIM DİLİYORUZ, yoksa edindiğimiz Veli, GAVS dediğimiz kişilerden mi yardım şefaat bekliyoruz? Çok ilginç değil mi, Allah Resulüne bile vermediği bu yetkiyi, bizim aramızda bazı uyanıklar almaya çalışıyorlar, tabi Kur’an’dan uzakları Allah ile aldatarak. Rabbimiz çok önemli bir konuya açıklık getirip dikkatimizi çekiyor ve Resulüne diyor ki, Beni sorduklarında de ki kullarıma, “BEN ONLARA ÇOK YAKINIM. BANA DUA ETTİKLERİNDE ONLARIN DUALARINA KARŞLIK VERİRİM.” Rabbimizin bu sözlerinden sonra şöyle düşünelim. Bizler Allah’ın bu uyarısına karşı işittik Rabbimiz, senden başka bize yakın hiç kimse yoktur. Biz senin kulların yalnız sana güvenir, senden başka güvenilir VELİ edinmeden, yalnız sana dua eder, yalnız senden yardım, şefaat dileriz mi diyoruz? Bu satırları okuyunca, acı bir tebessüm ettiğinizi görür gibiyim. Her namazımızda bizler, Allah’ım yalnız sana kulluk eder, yalnız senden yardım dileriz diyerek bu ve benzeri yüzlerce ayeti SÖZDE yerine getiriyoruz. Peki, namaz bitince ne diyoruz? ŞEFAAT YA RESULALLAH. Sizce bizlerin, Kitap Ehlinin Resullerini ilahlaştırıp, Allah’ın oğlu ilan etmesinden ne farkı var? Hiçbir farkı yok ama ancak bunu Kur’an ile buluşan, yalnız Allah’a güvenip ondan başka VELİ edinmeyenler fark edecektir. ŞİMDİ ANLADINIZ MI NEDEN ALLAH’IN, DUALARIMIZA KARŞILIK VERMEDİĞİNİ.

Ayetin devamında ise kitap ehlinin yaptığı gibi, biz Müslümanlarında yapmaya devam ettiği çok büyük yanlışımıza dikkat çekerek, bakın ne diyor. “ŞU HALDE BENİM DAVETİME GELSİNLER” Lütfen Allah aşkına, önce kafamızdaki atalar inancını bir kenara bırakarak, Allah’ın şu uyarısını bir düşünelim. Rabbimiz benim davetime gelin diyor. Bakın başka herhangi şeyden bahsediyor mu? Allah benim ve Resulümün sizlere ulaşan rivayet sözlerine/hadislerine de uyun, onunda davetine icabet edin demiyor. Resulüm sizleri BENİM İNDİRDİĞİM KUR’AN’A DAVET EDİYOR DİYE UYARIYOR. Bunun tersini söylemesi mümkün değil, Kur’an’ın özüne temeline aykırı olur. Çünkü Allah bir başka ayetinde, SİZLERİ YALNIZ KUR’AN’DAN SORUMLU TUTUYORUM, ONUN İÇİN YALNIZ KUR’AN’IN İPİNE SARILIN DEMİYOR MUYDU? Çok doğru öyle söylüyordu diyorsanız lütfen Allah aşkına, ALLAH’IN DAVETİNE UYALIM, DOĞRULUĞUNDAN ASLA EMİN OLAMAYACAĞIMIZ, RİVAYETLERİN SANI BİLGİLERİN DAVETİNE DEĞİL.

Allah’ın Resulü yalnız nereye uymuş ve yalnız hangi sözleri/hadisleri bizlere tebliğ etmişti? “BU KUR’AN BANA VAHYOLUNDU Kİ, ONUNLA SİZİ VE ULAŞTIĞI HERKESİ UYARAYIM.” (Enam 19) Bakın Bakara 186. Ayetin uyarısını, Allah’ın Resulü Kur’an’da yapıyor ve diyor ki, Bu Kur’an ile sizleri uyarma görevi aldım, BU DAVETE UYUN. Peki, bizler Allah’ın Resulünü örnek aldığımızı söylediğimiz halde, nelere inanıyoruz ve kimlerin davetine gidiyoruz? Yalnız Kur’an ile İslam yaşanmaz, Resulün sünneti yani onun rivayet hadisleri olmasaydı Kur’an anlaşılmaz, kapalı kalırdı demiyor muyuz? Değerli dostlarım bu fitne inanç ve söylemlerin tamamı, YAHUDİLERİN İÇİMİZE SOKTUĞU YANLIŞ İNANÇLARDIR VE BU İNANÇLA BİZLERİ KUR’AN’DAN UZAKLAŞTIRMAYA ÇALIŞIYORLAR.  LÜTFEN BU TUZAKTAN KENDİMİZİ KURTARALIM. Kurtaramazsak, bizleri Allah’ın davetinden uzaklaştırtıp, şeytanlaşmış insanların davetine doğru çağırdıklarının, inanın farkında bile olamayız.

Allah’ın daveti, bizleri sorumlu tuttuğu Kur’an’dır. Bunu hala tebliğ alamadıysak, imanımız inanın kalbimize yerleşmemiş demektir. Lütfen Rabbimizin uyarı ve ikazlarını, Kur’an’ı anladığımız dilden okuyarak tebliğ alalım. Yoksa içimize girmiş bu Yahudilerin tuzağından, asla kurtulamayız. Lütfen geleneksel İslam inancımızı Kur’an ile sorgulayınız. Yaşadığımız inancın genel çoğunluğu Kur’an’dan değil, Yahudi inançlarında olduğunu göreceksiniz. Bakın Allah Resulünün görev tanımını bizlere yaparken, nasıl bir bilgi veriyor.

“EĞER SİZ YALANLARSANIZ BİLİN Kİ, SİZDEN ÖNCE GEÇEN BİRTAKIM ÜMMETLER DE YALANLAMIŞLARDI. RESULE DÜŞEN APAÇIK TEBLİĞDEN BAŞKA BİR ŞEY DEĞİLDİR.” (Ankebut 18)

Kur’an ile buluşabilen ve Allah’ın vahyini arı duru yaşama çabasında olan tüm gerçekleri görecek ve Bakara suresi 186. Ayetin son bölümünde Rabbimizin uyarısını da hayatına geçirecektir. “BANA İMAN ETSİNLER Kİ DOĞRU YOLU BULABİLSİNLER.” Değerli dostlarım kimin hükmünü dinde geçerli sayıyorsanız, onu İLAH edinip, ona iman ediyorsunuz demektir. Onun için Allah HÜKMÜME HİÇ KİMSEYİ ORTAK ETMEM diye, özellikle üstüne basa basa bizlere bildiriyor.

Değerli dostlarım Allah’ın istediği yoldan gitmek isteyen, Allah’ın emrettiği gibi YALNIZ KUR’AN’IN İPİNE SARILIR kendisine, bağlanacak asla beşeri ipler aramaz ve Allah’ın Resulüne verdiği yetki ve sorumluluğunu asla unutmadan, onun adına nakledilen her hadise sorgusuz uymaz. Ancak Kur’an’ın onayını alıyorsa, evet bu sözü Resul söylemiş olabilir der. Bizler hala Kur’an’dan ne bizleri yaratan Allah’ı tanıyabildik, nede Kur’an’ın anlattığı Resulü tanıyabildik. Tanıyamadığımız içinde bizleri ALLAH İLE ALDATANLARIN TUZAĞINA ÇOK RAHATLIKLA DÜŞTÜK. Gaflet uykusu o kadar derin ki, inanın uyandırması çok ama çok zor. Sanırım günümüzde bu acıyı hep birlikte çekiyoruz. Allah cümlemizin yardımcısı olsun ve TOPLUM OLARAK gaflet uykusundan bizleri uyandırsın inşallah.

“SANMAKİ ÖNÜNDE SEÇENEKLERİN ÇOK. YA KUR’AN YA HÜSRAN, ÜÇÜNCÜSÜ YOK.”

Saygılarımla

Haluk GÜMÜŞTABAK 

https://kuranadavet1.wordpress.com/

https://twitter.com/KURANA_DAVET

http://www.hakyolkuran.com/

https://www.facebook.com/Kuranadavet1/

https://hakyolkuran1.blogspot.com/



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İmtihanımızda, Kaybedenlerden Olmak İstemiyorsak.

  Allah Asr suresinde, iman ettiğini söyleyen kullarım, birbirine Hak olanı,  YANİ YALNIZ ALLAH KATINDAN GELENİ, KUR’AN’I TAVSİYE ETMEDİĞİ SURECE ZİYANDADIR  diyor. Çünkü hak olanın yalnız Allah katından geldiğini yine Kur’an’da bildiriyor. Bizler böylemi yapıyoruz? Rabbimiz iman ettiğini söyleyen kullarını uyarmak için,  “ONLARIN ÇOĞU ALLAH’A, ANCAK ORTAK/ŞİRK KOŞARAK İNANIRLAR”  diyerek, iman ettiğini zannedenlerin, nasıl büyük bir yanılgı içinde oldukları uyarısını yapıyor. Tabi bir başka ayetinde de kendisine  ŞİRK/ORTAK KOŞANIDA AFFETMEYECEĞİ  bilgisini veriyor. Peki, bizler böyle büyük hatalar yapıyor muyuz? İnancımızı Kur’an ile sorguladık mı? Gelin sorgulayalım. Bizler yalnız Allah’ın katından gelen HAK olan Kur’an’a mı iman ediyoruz? Yoksa yalnız Kur’an ile İslam yaşanmaz,  KUR’AN+RESULÜN SÜNNETİ+MEZHEP İMAMLARININ İCHATLARI ile birlikte  mi yaşanır diyoruz.  Eğer bunu söylüyorsak, Allah’ın uyardığı gibi...

Enam Suresi 38. Ayet. “Biz Kitapta Hiç Bir Şeyi Eksik Bırakmadık.”

Bizler Kur’an ayetlerini doğru anlamak istiyorsak, mutlaka yine Kur’an’ın açıklamalarından, verdiği örneklerden yola çıkarak, anlamanın yolunu yöntemini seçmeliyiz. Bu konuda bir örnek vermek istiyorum, önce ayeti yazalım daha sonra üstünde birlikte düşünelim. Enam 38:  Yeryüzünde gezen her türlü canlı ve (gökte) iki kanadıyla uçan her tür kuş, sizin gibi birer topluluktan başka bir şey değildir. BİZ KİTAP’TA HİÇBİR ŞEYİ EKSİK BIRAKMADIK. Sonunda hepsi Rablerinin huzuruna toplanıp getirilecekler. (Diyanet meali) Bu ayette geçen çok dikkat çekici bir cümle var.  BİZ KİTAP’TA HİÇBİR ŞEYİ EKSİK BIRAKMADIK . Sizce Allah, hangi kitaptan bahsediyor olabilir? Ne yazık ki geleneksel İslam anlayışı bu ayette geçen, bu cümleden çok rahatsız, onun içinde bu cümleye öyle bir anlam yüklüyorlar ki, ayette geçen bu cümlenin, neredeyse bizlere vermesi gereken anlamını alıp götürüyor. Siz ayeti okuduğunuzda ne anladınız? Yani Allah hangi kitapta, hiçbir eksik bırakmadığından bahsedi...

ALLAH IN RESULÜNE VERDİĞİ GÖREV YETKİ VE SORUMLULUK.

Bugün sizleri üzerinde birlikte düşünmeye davet etmek istediğim konu, Allah ın Elçisine nasıl bir görev verdiği, bu görevin tanımı, yetki ve sorumlulukları konusunda olacaktır. Önce Allah ın elçisine Kur’an ı daha rahat tebliğ edebilmesi, sözlerinin dinlenmesi için, bakın elçisine kesinlikle itaat edilmesini nasıl emrediyor.  Ali İmran 32: Şunu da söyle: “ALLAH’A VE RESULE İTAAT EDİN.” Eğer yüz çevirirlerse, Allah küfre sapanları sevmez. Ali İmran 132:  ALLAH’A VE RESULE İTAAT EDİN Kİ, MERHAMET GÖREBİLESİNİZ. Nisa 80:   RESULE İTAAT EDEN ALLAH’A İTAAT ETMİŞ OLUR. Yan çizen çizsin, biz seni onlar üzerine bekçi göndermedik. Yukarıdaki ayetlere benzer onlarca ayet vardır ki, Allah elçisine kesin itaati emreder. Eğer benim doğru bir kulum olmak ve cennetime gitmek istiyorsanız, onun sözlerine uyun diyerek, kullarını Elçisine itaat etmesi konusunda uyarır. Unutmamamız gereken bu ikazlar, Allah ın Elçisinin Kur’an ı tebliğ ederken, elçisine yardı...