Ana içeriğe atla

Rad Suresi 25 Ve Bakara 27. Ayetlerde Bahsedilen, Allah’a Verdiğimiz Sözü Tutuyor Muyuz?


 

Bu makalemde sizlerin, üzerinde düşünmenize vesile olmak istediğim çok önemli iki ayet var. Bu ayetlerde Rabbimiz, kullarının iman ettik diyerek, Allah’a karşı verdiği sözünden dönenlerden bahsediyor. Lütfen bu ayetin uyarılarını kendimize söylenmiş gibi kabul ederek, dikkatle üzerinde düşünelim ki, bizlerde farkında olmadan aynı hataya düşmeyelim. Çünkü bizlerin genel çoğunluğu, bu ayetler bize değil kitap Ehline hitap ediyor diyerek, hiç üstümüze alınmıyor, böylece ders almadığımızdan aynı hataları bizlerde yapıyoruz. Hâlbuki Kur’an’ın zaten tamamı Kitap Ehline hitap ediyor ve onların yanlışlarından örnekler veriyor ki, bizler aynı hatalara düşmeyelim. Önce ayeti yazalım, daha sonra ayet üzerinde birlikte düşünelim.

Rad 25: ALLAH’A VERDİKLERİ SÖZÜ PEKİŞTİRDİKTEN SONRA BOZANLAR, ALLAH’IN KORUNMASINI EMRETTİĞİ BAĞI KOPARANLAR VE YERYÜZÜNDE FESAT ÇIKARANLAR VAR YA İŞTE RAHMETTEN MAHRUM OLMAK DA ONLAR İÇİNDİR; DÜNYANIN KÖTÜ SONU DA ONLAR İÇİNDİR. (Kur’an yolu Diyanet işl.)

Bakar mısınız lütfen, Rabbimiz iman ettiğini söylediği yani imanlarını pekiştirip, Allah’ın vahyini kabul ettiğini söylediği halde, bazı iman edenlerin bu sözünden döndüğünden bahsediyor. Sizce Allah’a iman eden bir Müslüman, Allah’a verdiği sözden nasıl cayabilir? Bu ayette anlatılan ve uyarılan konu sizce ne olabilir?  Kitap Ehlide, biz Kur’an’a iman eden Müslümanlarda ne yazık ki aynı hataları yaptığımız için, Rabbimiz bu uyarıyı yapıyor özellikle bizlere.

Bizler iman ettik diyerek, Rabbimize nasıl bir söz vermiştik? Resulünün bizlere tebliğ ettiği Kur’an’a iman edeceğiz, senin Kur’an’da emrettiğin gibi Kur’an’ın asla sınırları dışına çıkmayacağız. Batıldan, hurafeden ve sanıdan uzak, yalnız senin indirdiğin Kur’an’ın ipine sarılacağız. Rabbimiz yalnız seni VELİ edinip, senin yanında güvenilir VELİLER edinmeyeceğiz. Senin Kur’an’da helal dediğine helal, haram dediğine haram diyeceğiz diyerek, Kur’an’ın tamamını hayatımıza geçireceğimize dair ALLAH’A SÖZ VERMİŞTİK. Aramızda ben böyle bir söz vermedim diyen varsa, zaten o iman etmemiş, ya da imanı kalbine yerleşmemiş demektir. Müslüman olmanın ilk şartı Kur’an’a ve onun kurallarına harfiyen iman etmek ve hayatına geçirmektir.  AYETİN UYARDIĞI GİBİ İMAN YALNIZ SÖZLE OLMAZ, YAŞAYARAK İNANCIMIZI GÖSTERMELİYİZ. Eğer yaşadığımız İslam Allah’ın hükümlerine ters düşüyorsa, ALLAH’A VERDİĞİMİZ SÖZÜ TUTMUYORUZ DEMEKTİR.

Ayetin ilk uyarısı Allah’a verdiği sözü, daha sonra bozanlardan bahsediyordu, devamında da aslında bu konuyu pekiştiriyor ve ALLAH’IN KORUNMASINI EMRETTİĞİ BAĞI KOPARANLARDAN BAHSEDİYOR. Bu ayeti tercüme edenlerin bir kısmı, parantez içinde akrabalık bağlarını bozan diye not düşmüş. Elbette bunu da söyleyebiliriz ama çok geniş anlamda söylenen bu sözü, yalnız akrabalık bağları ile sınırlandırmamız doğru olmaz. Örneğin iman edenlerin birbiriyle kardeş olduğunu, dinde bölünmeden ve birbirimize destek olmamız gerektiğini söylemezsek, hata etmiş oluruz. Kur’an’da infaktan, zekât verip hayırlı işlerde bulunmaktan bahseder. Bizler bu bağı kopararak birbirimize zor anlarımızda yardımcı olmuyorsak, Allah’ın emrettiği bu bağıda koparmış, yalnız kendimizi düşünüyoruz demektir. BÖYLE TOPLUMLARDA, NE HUZUR OLUR NEDE MUTLULUK. Daha açıkçası ayette geçen BAĞ kelimesinin anlamı, BİRDEN FAZLA KİŞİYLE İLETİŞİMDE OLMAK ANLAMINI TAŞIR. Rabbimizde şu uyarıyı yapıyor bizlere. Bu dünyada tek başınıza yaşamıyorsunuz, çevrenizle sürekli iletişimde olun ve birlikte yaşayın bağınızı koparmayın diyor.

Ayetin devamında, Rabbimiz yaptığı uyarılara açıklık getirerek, kurulması gereken bağları kurmayıp, kendi menfaatiniz için yeryüzünde fesat karmaşa çıkaranların, Allah’ın yardımından mahrum kalacakları, bu dünyada da sonlarının hiç iyi olmayacakları uyarısında bulunuyor. Kur’an’ın en önemli özelliği, çok önemsenen konuları Kur’an’da belirli zaman geçtikten sonra tekrar indirmesi ve uyarıyı pekiştirmesidir. Onun için Kur’an’ı,  bizzat Allah’ın nice örneklerle açıkladığını görüyoruz. Bu konuda da Rabbimiz, konuyu çok önemsediği için, bakın başka bir ayetinde nasıl tekrar etmiş.

Bakara 27: ONLAR Kİ, İYİCE PEKİŞTİRDİKTEN SONRA DA ALLAH’A VERDİKLERİ SÖZDEN DÖNERLER, ALLAH’IN BİRLEŞTİRİLMESİNİ EMRETTİĞİNİ AYIRIRLAR, YERYÜZÜNDE FESAT ÇIKARIRLAR; İŞTE SONUNDA ZARARLI ÇIKACAK OLANLAR DA YALNIZ BUNLARDIR. (Kur’an yolu Diyanet işl.)

Sanırım başka örneğe gerek yok. Allah bu konuya çok önem verdiği için, bizlere şu uyarıyı açıkça tekrar yapıyor. Sizler benim kullarım olarak, bana söz vermiştiniz. Yalnız benim vahyime sarılacaktınız, yalnız bana itaat edip benden başka Veliler edinmeyecektiniz. Benim vahyimin sınırları dışına çıkmayacağınıza söz verdiğiniz halde, BU SÖZÜNÜZDE DURMUYORSUNUZ DİYEREK SÜREKLİ UYARIYOR. Buna benzer uyarıları, lütfen Kur’an’dan okuyunuz ki, bizleri Allah ile aldatanların tuzağına düşmeyelim. SİZCE BİZLER ALLAH’A VERDİĞİMİZ SÖZÜ TUTUYOR VE YALNIZ ALLAH’IN İPİ KUR’AN’A SARILARAK, ONUN SINIRLARINI AŞMADAN YALNIZ ALLAH’I MI VELİ EDİNİYORUZ? Yorumunu sizlere bırakıyorum. 

Dilerim Kur’an gerçekleri ile buluşan batıl ve hurafeden uzak, YALNIZ KUR’AN’IN VERDİĞİ IŞIK İLE ALLAH’IN İPİNE SARILARAK, ALLAH’A VERDİĞİMİZ SÖZÜ YERİNE GETİREN VE SÖZÜNDEN CAYMAYAN, ALLAH’IN AZINLIK HALİS,KULLARI ARASINDA OLURUZ.

Saygılarımla

Haluk GÜMÜŞTABAK

https://kuranadavet1.wordpress.com/

https://twitter.com/KURANA_DAVET

http://www.hakyolkuran.com/

https://www.facebook.com/Kuranadavet1/

https://hakyolkuran1.blogspot.com/

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nahl Suresi 98. Ayet. Kovulmuş Şeytandan, Allah'a Sığınırım. "Her Müslümanın Dikkatle Okuyup Düşünmesi Gereken Bir Ayet."

Bu makalemde sizlerin, üzerinde düşünmenize vesile olmak istediğim ayet, Nahl suresi 98. ayet olacaktır. Bu ayet öne sürülerek, Kur’an okumaya başlarken Allah,  EÛZÜBİLLÂHİMİNEŞŞEYTÂNİRRACÎM” , diye okumaya başlayın, emri veriyor diye anlatılır. Bu ayetin gerçek uyarısını, İslam toplumundan gizledikleri için, ne yazık ki Kur’an’ı okumaya başlamadan önce, Allah’ın ikazını yerine getirmediğimizden her okuyan yanlış anlıyor, neden mi? Her şeyin bir kuralı var, Kur’an’ı okumanın da elbette bir kuralı olmalı değil mi? Makalemi lütfen sonuna kadar okuyunuz. Gelin bu konu üzerinde önce ayeti yazalım, daha sonrada birlikte düşünelim. Nahl 98:   ŞİMDİ KUR’ÂN OKUMAK İSTEDİĞİN ZAMAN, ÖNCE O KOVULMUŞ ŞEYTANDAN ALLAH’A SIĞIN.  (Elmalı meali) Önce ayeti lütfen doğru anlayalım. Sizce Allah bu ayette, Kur’an’ı okumaya başlamadan önce, Eûzübillâhimineşşeytânirracîm” Yani, kovulmuş şeytanın şerrinden Allah’a sığınırım, diye başlayarak okuyun emrini mi veriyor? Bizler ne yazı...

Allah’ın Resulüne Verdiği Görev Yetki Ve Sorumluluk.

Bugün sizlerin, üzerinde düşünmenize vesile olmak istediğim konu, İslam toplumunun hala farkında olmadığı ve onun içindir ki, Allah ile aldatanların tuzağına rahatlıkla düşütüğü bir konu üzerinde düşünmenizi rica ediyorum. Sizce Allah Resulüne, nasıl bir görev verip yetkilendirmiştir? Şöyle demiş olabilir mi, Resulüm ben sana Kur'an'da ana başlıkları indiriyorum, detayına girmeden gönderiyorum. Sen kullarıma ayetlerimi açıklayıp, nasıl hayata geçireceklerini anlatırsın diyor olabilir mi? Yada şöylemi diyor. Sana verdiğim görevin tanımını izahını yapıyorum, sakın sana indirdiğimin sınırlarını aşma. Senin görevin sadece tebliğ etmek ve toplumu sana verdiğim ilim ve bilgelikle ikna edip, Kur'an'a davet etmektir mi diyor? Bu konuya geçmeden önce, Allah'ın Resulünün Kur’an'ı daha rahat tebliğ edebilmesi, sözlerinin dinlenmesi için, bakın Resulüne kesinlikle itaat edilmesini nasıl emrediyor.    Ali İmran 32:   ŞUNU DA SÖYLE: “ALLAH’A VE RESULE İTAAT EDİN.”EĞ...

İslam’ı Sorumlu Olduğumuz Kur’an’dan Öğrenmezsek, Sonucuda İşte Böyle Olur.

  Bizler hiç düşünmeden, sorgulamadan Kur’an’dan uzak öyle bir din yaşıyoruz ki, adeta Allah’ın kitabı Kuran’ı küçümsediğimizin farkında olmadığımız gibi,  yalnız Kur’an ile İslam’ı yaşayamayacağımıza inandırıldık. İman ettik dediğimiz Kur’an, bu düşünceye onay veriyor mu, hiç baktık mı? Elbette hiç bakmadık, hatta bakmaya teşebbüs bile etmemizi engelleyip, sen Kur’an’ı anlayamazsın senin ilmin ne ki, Arapça bir kelimenin bilmem kaç anlamı var, sen hangisinin olduğunu nereden bileceksin diyerek, aklın mantığın kabul etmeyeceği düşünceleri, her nedense kabul etmekte sakınca görmedik. Arapça olan Kur’an’a bunları söyleyenler, her ne hikmetse yine Arapça olan rivayet hadislere, neden bunları söylemediklerini hala fark edemediysek, Allah ile aldatılmaktan da asla kurtulamayız.  İSLAM’I SORUMLU OLDUĞUMUZ KUR’AN’DAN ÖĞRENMEZSEK, SONUCUDA İŞTE BÖYLE OLUR . Mezheplerin hatta cemaat ve tarikatların şekillendirdiği İslam inancımızda şu mantık ve Kur’an dışı inancı, her nedense...