Ana içeriğe atla

Kur’an’dan Habersiz Olanı, İşte Böyle Allah İle Aldatırlar.

 



Bu makalemin konusu, bizler Allah’ın istediği bir iman üzerinde miyiz, konusu üzerine olacak. Çünkü bizler genellikle sorumlu olduğumuz Kur’an’ı okuyarak değil, din adına anlatılan rivayetlere inanarak inancımızı yaşıyoruz. Özellikle dini konularda, eğer o konu hakkında doğru bilgi sahibi değilsek ve o bizlere anlatılanların doğru olduğuna bizleri inandırdıysalar, inanın O yanlış bilgi bile olsa, karşımızdaki kişiye zorla kabul ettirmek için ölümü bile göze alırız. Çünkü din, inanç insanların mayasında çok önemli bir yer tutar. Onun için Allah sakın sizleri Allah ile aldatmasınlar, yalnız benim vahyim Kur’an’a sarılın. Kur’an’ın sınırlarını aşarak sakın kendinize güvenilir Veliler edinip, onların sözlerinin/hadislerinin ardı sıra gitmeyin, çünkü güvenilecek Veliniz yalnız benim diye Rabbimiz boşuna birçok kez bizleri uyarmıyor. Bakın bu konu ile ilgili okuduğum bir makalede, Kur’an’ın bir Müslümana yetmeyeceğini, nasıl bir üslupla anlatıyor.

“BİZE KUR’AN YETER DEMEK ZINDIKLIKTIR. ÇÜNKÜ SÜNNETİ SENİYYE OLMADAN, KUR’AN’I ANLAYAMAZSIN.” Peki, Allah bunları söyleyen Kitap Ehlini, daha önce nasıl uyarmıştı Kur’an’da hatırlayalım.

“KARŞILARINDA OKUNUP DURAN BIR KİTABI, SANA İNDİRMİŞ OLMAMIZ ONLARA YETMİYOR MU?” (Ankebut 51)

“SÖZ BAKIMINDAN, ALLAH’TAN DAHA DOĞRU KİM VARDIR!” (Nisa 87)

“ALLAH’TAN DAHA İYİ KANUN KOYUCU OLABİLİR Mİ?” (Maide 50)

Ne yazık ki Allah’ın bu uyarlarına, geçmişte de günümüzde de kendilerini din adamı zanneden kişiler, aynı cevabı veriyor ve diyorlar ki. “SENİN İNDİRDİĞİN KUR’AN BİZLERE YETMİYOR ALLAH’IM. RESULÜNÜN SÜNNETİ YANİ KUR’AN’I AÇILADIKLARINA İNANDIKLARI RİVAYET HADİSLER OLMASAYDI, KUR’AN ANKAŞILMAZ KAPALI KALIRDI. ALLAH’IM SENİN KANUNLARIN EN DOĞRUDUR, AMA RESULÜNÜ HERHALDE POSTACI DİYE GÖNDERMEDİN, BİZLER ONUN SÖZLERİNİ/HADİSLERİNİDE SANA GÜVENDİĞİMİZ GİBİ GÜVENİRİZ.” Ne yazık ki Kur’an’dan zerre nasibi almayanlar, içleri çok rahat bunları söyleyebiliyorlar.

Hâlbuki bir başka ayetinde de, Rabbimiz Kur’an için ne diyordu? BUGÜN DİNİNİZİ SİZİN İÇİN KEMALE ERDİRDİM VE SİZE OLAN NİMETİMİ TAMAMLADIM.” Allah size indirdiğim dini tamamladım ve eksiksiz kemale ederdim olgunlaştırdım diyor ama hala bizler Allah’ın, hükmüme hiç kimseyi ortak etmem dediği Kur’an’ı , Allah’ın değil Resulünün açıklayıp anlaşılır hale getirdiğine inanmakta, bir sakınca görmüyoruz. BUNA ANCAK CAHİL CESARETİ DENİR. Onun için cahille sakın tartışma derler. Müslüman toplumlarını cahil bırakmak istemelerinin nedeni, sanırım şimdi daha iyi anlaşılmıştır. İnançları konusunda cahil bırakılan toplumları yönetmek, çok daha kolaydır.

Değerli kardeşlerim, elbette bizler Allah’ın Resulünü canımızdan çok seviyoruz. Bu kadar sevdiğimiz bir insana, siz iftira atma riskini göze alır mısınız? Cevabınızı duyar gibiyim, elbette Allah’ın Resulüne iftira atmaktansa, ölmeyi tercih ederim diyorsunuz eminim. Sizlere soruyorum, Resulün hadisleri olmasaydı Kur’an’ı anlayamazdık diyorsunuz ya, sizler Allah’ın Resulünün rivayet hadislerini, bizzat Onun söylediğine ne kadar eminsiniz? Şahidiniz var mı? Lütfen şunu unutmayınız, Allah’ın Resulü yaklaşık 1400 yıl önce yaşamıştı ve yaşadığı dönemde, asla Kur’an’ı yazdırdığı gibi, kendi sözlerini/hadislerini asla yazdırmadı. Hatta yazdırmadığını bugün mezhep, tarikat eksenli İslam’ı yaşayanlarda kabul ediyor ve diyorlar ki, DOĞRU YAZDIRMADI, ÇÜNKÜ RESUL KUR’AN İLE SÖZLERİNİN KARIŞMASINI İSTEMEDİĞİNDEN YAZDIRMADI, DAHA SONRA YAZILDI.

Verdikleri cevap üzerine düşünelim. Söyledikleri gibi Kur’an ayetlerini okuduğumuzda bizler anlayamıyor olsaydık, Resulün hadisleri açıklayıp bizlere izah ediyor olsaydı, bu durumda Allah’ın Resulü Kur’an’ı yazdırırken, kendi hadislerini de Kur’an’ın yanında, yazdırması gerekmez miydi? Çünkü vefat ettikten sonra, hiç kimse soruda soramayacaktı kendisine. Yoksa haşa Resul görevini eksik mi yaptı da, sağlığında yazdırmadı? Elbette hayır, eğer söyledikleri doğru olsaydı, mutlaka Allah’ın Resulü onları da yazdırırdı, en azından Allah ikaz eder yazdırırdı. DEMEK Kİ AYETLER OKUNDUĞUNDA ANLAŞILIYORMUŞ Kİ, ALLAH’IN RESULÜ ÖZELLİKLE YAZDIRMAMIŞ, SİZLERE KUR’AN YETER DEMİŞTİR.

Peki, günümüze ulaşan ve Allah’ın Resulüne ait olduğu iddia edilen rivayet hadisler, ne zaman yazılmaya başlandı? Bakın çok ilginç Resulün vefatından sonra, dört halife döneminde de asla bu hadislerin yazılmadığını görüyoruz. Dört halife döneminden günümüze ulaşan, TEK BİR HADİS GÖREMEZSİNİZ. Çünkü Resulün en yakınındakiler biliyordu ki, Allah’ın Resulü kendi sözlerinin yazılmasını yasaklamıştı ve dört halife devrinde de bu yasak devam ettirildi. Bakın Hz. Ebu Bekir’den, Hz. Ömer’den ve Hz. Ali den konuyla ilgili rivayetler.

“HZ. EBU BEKİR VEFAT ETTİĞİ GECE, BİR HAYLİ HUZURSUZ OLMUŞ VE UYUYAMAMIŞ, BUNUN SEBEBİNİ SORAN KIZI HZ. AİŞE’YE SEBEBİNİN HADİSLER OLDUĞUNU SÖYLEMİŞ. SABAH OLUNCA DA EVDE MEVCUT OLAN BÜTÜN YAZILI HADİSLERİ GETİRTİP YAKTIRMIŞ.” 

[Zehebi, I, 5]

“HADİSLER ÖMER DÖNEMİNDE ÇOĞALMIŞTI. ÖMER HALKTAN BERABERLERİNDE BULUNAN HADİS SAYFALARINI GETİRMELERİNİ İSTEDİ. SONRA BUNLARIN YAKILMASINI EMREDEREK ŞUNU SÖYLEDİ: KİTAP EHLİ’NİN MİŞNA’SI GİBİ MÜSLÜMANLARIN MİŞNASI’DIR BUNLAR.” 

[İbn Sad/Tabakat 5/140]

HZ. ALİ’DEN RİVAYET EDİLDİĞİNE GÖRE O YANINDA YAZILI SAHİFELER BULUNAN KİMSELERİ, BUNLARA MÜRACAAT ETMEKTEN SAKINDIRMIŞ VE “SİZDEN ÖNCEKİ İNSANLAR, RABB’LERİNİN KİTABINI TERK EDEREK ÂLİMLERİNİN SÖZLERİNE UYDUKLARI İÇİN HELAK OLMUŞLARDIR” DEMİŞTİR. 

[İbn Abdilberr, 108]

Değerli dostlarım bu yazdıklarımda rivayettir, bunlara da kesin güvenemeyiz ancak Kur’an ile karşılaştırdığımızda, Kur’an’ın önerdiği söylemlerdir. Onun için bu rivayet hadislere ancak şunu söyleyebiliriz. İsimleri geçen bu kişiler, bu sözleri söylemiş olabilir. Çünkü bu düşünceye Kur’an onay veriyor da ondan. Bizler Allah’ın Resulünün adını kullanarak, onun adına nakledilen rivayet hadislere de aynı gözle bakmalıyız. Kur’an onaylıyorsa bu sözleri, Allah’ın Resul söylemiş olabilir diyebiliriz.

Tüm bu yazdıklarımın özeti olarak, şunu söylemek isterim. Din Allah’ın dinidir ve O’nun hükmüne Resulü dâhil, hiç kimseyi ortak etmediğini Allah Kur’an’da söylüyor. Rabbimiz sizleri Kur’an’dan hesaba çekeceğim, yalnız Kur’an’ın ipine sarılın. Kur’an’ı anlayasınız diye yemin ederek nice örneklerle açıklayıp kolaylaştırdık diyorsa, lütfen gelin rivayetlere değil, ALLAH’A ONUN KİTABI KUR’AN’A GÜVENELİM. Çünkü bizleri doğru yola ilecek ve mahşer günü Allah’ın huzurunda mutlu edecek, sorgulanacağımız tek kitap Kur’an’dır. Bunu da lütfen unutmayalım, tüm dostlarımıza var gücümüzle bu gerçekleri anlatmak için, bıkmadan çaba harcayalım.

Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK

https://kuranadavet1.wordpress.com/

https://twitter.com/KURANA_DAVET

http://www.hakyolkuran.com/

https://www.facebook.com/Kuranadavet1/

https://hakyolkuran1.blogspot.com/

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nahl Suresi 98. Ayet. Kovulmuş Şeytandan, Allah'a Sığınırım. "Her Müslümanın Dikkatle Okuyup Düşünmesi Gereken Bir Ayet."

Bu makalemde sizlerin, üzerinde düşünmenize vesile olmak istediğim ayet, Nahl suresi 98. ayet olacaktır. Bu ayet öne sürülerek, Kur’an okumaya başlarken Allah,  EÛZÜBİLLÂHİMİNEŞŞEYTÂNİRRACÎM” , diye okumaya başlayın, emri veriyor diye anlatılır. Bu ayetin gerçek uyarısını, İslam toplumundan gizledikleri için, ne yazık ki Kur’an’ı okumaya başlamadan önce, Allah’ın ikazını yerine getirmediğimizden her okuyan yanlış anlıyor, neden mi? Her şeyin bir kuralı var, Kur’an’ı okumanın da elbette bir kuralı olmalı değil mi? Makalemi lütfen sonuna kadar okuyunuz. Gelin bu konu üzerinde önce ayeti yazalım, daha sonrada birlikte düşünelim. Nahl 98:   ŞİMDİ KUR’ÂN OKUMAK İSTEDİĞİN ZAMAN, ÖNCE O KOVULMUŞ ŞEYTANDAN ALLAH’A SIĞIN.  (Elmalı meali) Önce ayeti lütfen doğru anlayalım. Sizce Allah bu ayette, Kur’an’ı okumaya başlamadan önce, Eûzübillâhimineşşeytânirracîm” Yani, kovulmuş şeytanın şerrinden Allah’a sığınırım, diye başlayarak okuyun emrini mi veriyor? Bizler ne yazı...

Allah’ın Resulüne Verdiği Görev Yetki Ve Sorumluluk.

Bugün sizlerin, üzerinde düşünmenize vesile olmak istediğim konu, İslam toplumunun hala farkında olmadığı ve onun içindir ki, Allah ile aldatanların tuzağına rahatlıkla düşütüğü bir konu üzerinde düşünmenizi rica ediyorum. Sizce Allah Resulüne, nasıl bir görev verip yetkilendirmiştir? Şöyle demiş olabilir mi, Resulüm ben sana Kur'an'da ana başlıkları indiriyorum, detayına girmeden gönderiyorum. Sen kullarıma ayetlerimi açıklayıp, nasıl hayata geçireceklerini anlatırsın diyor olabilir mi? Yada şöylemi diyor. Sana verdiğim görevin tanımını izahını yapıyorum, sakın sana indirdiğimin sınırlarını aşma. Senin görevin sadece tebliğ etmek ve toplumu sana verdiğim ilim ve bilgelikle ikna edip, Kur'an'a davet etmektir mi diyor? Bu konuya geçmeden önce, Allah'ın Resulünün Kur’an'ı daha rahat tebliğ edebilmesi, sözlerinin dinlenmesi için, bakın Resulüne kesinlikle itaat edilmesini nasıl emrediyor.    Ali İmran 32:   ŞUNU DA SÖYLE: “ALLAH’A VE RESULE İTAAT EDİN.”EĞ...

İslam’ı Sorumlu Olduğumuz Kur’an’dan Öğrenmezsek, Sonucuda İşte Böyle Olur.

  Bizler hiç düşünmeden, sorgulamadan Kur’an’dan uzak öyle bir din yaşıyoruz ki, adeta Allah’ın kitabı Kuran’ı küçümsediğimizin farkında olmadığımız gibi,  yalnız Kur’an ile İslam’ı yaşayamayacağımıza inandırıldık. İman ettik dediğimiz Kur’an, bu düşünceye onay veriyor mu, hiç baktık mı? Elbette hiç bakmadık, hatta bakmaya teşebbüs bile etmemizi engelleyip, sen Kur’an’ı anlayamazsın senin ilmin ne ki, Arapça bir kelimenin bilmem kaç anlamı var, sen hangisinin olduğunu nereden bileceksin diyerek, aklın mantığın kabul etmeyeceği düşünceleri, her nedense kabul etmekte sakınca görmedik. Arapça olan Kur’an’a bunları söyleyenler, her ne hikmetse yine Arapça olan rivayet hadislere, neden bunları söylemediklerini hala fark edemediysek, Allah ile aldatılmaktan da asla kurtulamayız.  İSLAM’I SORUMLU OLDUĞUMUZ KUR’AN’DAN ÖĞRENMEZSEK, SONUCUDA İŞTE BÖYLE OLUR . Mezheplerin hatta cemaat ve tarikatların şekillendirdiği İslam inancımızda şu mantık ve Kur’an dışı inancı, her nedense...