Ana içeriğe atla

Araf Suresi 194. «Gerçek Şu Ki, Allah’ın Dışında Yalvarıp Yakardıklarınız Da, Tıpkı Sizin Gibi Birer Kuldur.»

 


Biz Müslümanlar, eğer Allah’ın Kur’an’da ki mesajlarını uyarı ve ikazlarını anladığımız dilden okumadıysak, vahyi tebliğ almadığımız için, inanın iman kalplerimize yerleşmeyecek, böylece Allah’ın dinini asla doğru yaşayamayacağız. Kur’an’ın genel çoğunluğu, daha önce yapılan yanlışların ikazı ve uyarılarını içerir. Rabbimiz bu yanlışlardan örnekler verir ki, kullarım bu hatalarından vaz geçsinler. Sizlere sormak isterim, siz Allah’ın vahyini anladığınız dilden okuyup ve Allah’ın emrettiği gibi ayetler üzerinde Kur’an bütünlüğünde düşünüp, ALLAH’IN YAPTIĞI UYARI VE İKAZLAR IŞIĞINDA MI İSLAM’I YAŞIYORSUNUZ? Lütfen bu soruyu kendimize soralım ve hala yapmadıysak, hatamızı telafi edelim ki mahşer günü; “AMAN ALLAH’IM KUR’AN ELİMİN ALTINDAYKEN, BEN BU YANLIŞLARI NASIL YAPMIŞIM” demeyelim. Bu makalemde Allah Kur’an’da uyardığı halde, ne yazık ki bu uyarıdan habersiz yaptığımız yanlışımıza, bir örnek ayet hatırlatmak istiyorum. Önce ayeti yazalım.

Araf 194: GERÇEK ŞU Kİ, ALLAH’IN DIŞINDA YALVARIP YAKARDIKLARINIZ DA, TIPKI SİZİN GİBİ BİRER KULDUR. EĞER İDDİALARINIZDA DOĞRUYSANIZ, HAYDİ ONLARA DUA EDİN DE KARŞILIK VERSİNLER! (Kur’an yolu Diyanet işl.)

Allah birçok ayetinde bizleri uyarıyor ve sakın kendinize benim dışımda VELİLER, güvenilecek GAVSLAR edinmeyin, onlardan yardım şefaat beklemeyin, çünkü yardımı, şefaati yalnız benden bekleyin dediği halde, bizler bu uyarılara uyduk mu? ALLAH BENİM DIŞIMDA, EDİNDİĞİNİZ VELİ KİŞİLERDEN, YA DA BU KİŞİ ÖLMÜŞSE KABRİNE GİDİP, ONLARA DUA EDEREK YARDIM İSTEMEYİN, onlarda sizin gibi insanlar yani Allah’ın kullarıdır dediği halde, bu uyarılardan ders aldık mı? Ne yazık ki Allah Kur’an’da neredeyse ne emrediyorsa, tam tersini Allah’ın dini İslam diye yaşıyoruz ama bunun farkında bile değiliz. ÇÜNKÜ KUR’AN İLE BULUŞMAMIZIN ÖNÜNE GEÇİP, SEN KUR’AN’I ANLAYAMAZSIN DEDİLER. GENEL ÇOĞUNLUĞUNDA İŞİNE GELDİĞİ İÇİN OLSA GEREK, KUR’AN’DA ALLAH BİZLERDEN NE İSTİYOR DİYE, MERAK BİLE ETMEDİK. Sonucunu da hep birlikte görüyoruz, çok kolay bizleri ALLAH İLE ALDATABİLİYORLAR.

Biz kendimizi Müslüman olarak görüyoruz ama Kur’an’dan habersiz olana, gerçekten Müslüman dememiz ne kadar doğru olur? Allah Araf suresi 194. Ayetinde, çok açık ve net Allah’ın dışında, sakın hiç kimseye yalvarmayın diye uyarıyor. Onlar öldükten sonra, onların mezarlarına gidip, onlardan sakın yardım istemeyin dedikçe Rabbimiz, bizler söz dinlemez yaramaz çocuklar gibi YATIRLARDAN,  ALLAH DOSTU İLAN ETTİĞİMİZ KİŞİLERİN MEZARLARINA GİDİP, ONLARA DUA EDİP ONLARDAN HALA YARDIM DİLEMEYE DEVAM ETMİYOR MUYUZ? Ne yazık ki battığımız ŞİRK bataklığı, boğazımıza kadar gelmiş bizi sıkıyor sıkıntı veriyor, bu yanlışımızdan dolayı gözler kör olup, kulaklar sağırlaşınca gerçekleri göremez oluyoruz. Yazdığım ayetin devamına bakalım şimdide, bu ayetlerde Rabbimiz bizleri nasıl uyarıyor.

Araf195-196-197-198: YÜRÜYEBİLDİKLERİ AYAKLARI MI VAR ONLARIN; TUTABİLECEKLERİ ELLERİ, GÖREBİLECEKLERİ GÖZLERİ, İŞİTEBİLECEKLERİ KULAKLARI MI VAR ONLARIN! DE Kİ: “HAYDİ ORTAK OLARAK GÖRDÜĞÜNÜZ O VARLIKLARI ÇAĞIRIN, SONRA BANA KARŞI PLANINIZI KURUN, GÖZ AÇTIRMAYIN BANA! AMA BİLİN Kİ BENİM VELİM, KİTABI İNDİREN ALLAH’TIR. O, İYİLERİ KORUYUP KOLLAR. O’NUN DIŞINDA YALVARIP YAKARDIKLARINIZ İSE NE SİZE YARDIM EDEBİLİRLER, HATTA NE DE KENDİLERİNE YARDIMLARI DOKUNUR. EĞER ONLARI, DOĞRU YOLA ÇAĞIRIRSANIZ İŞİTMEZLER. SEN ONLARIN SANA BAKTIKLARINI GÖRÜRSÜN, HÂLBUKİ ONLAR GÖRMEZLER. (Kur’an yolu Diyanet işl.)

İşte Kur’an’ın, herkesin anlayabileceği üsluptaki örnekleri. Allah sakın benden başka güvenilecek VELİLER edinmeyin onlardan yardım, şefaat beklemeyin diye uyardığını hatırlamışsınızdır. Bu ayette de şefaat ve yardım bekledikleri kişilerin kimliklerini ve özelliklerinden bahsediyor. Sizlerin güvenip yardım, şefaat istediğiniz insanların sizler gibi ayakları, elleri, gözleri, kulakları var. Sizler bunlardan nasıl yardım, şefaat istersiniz? Sizleri bu konuda uyarmadım mı diyor. Ayetin devamında Allah’ın Resulü kendilerini veli, gavs Allah dostu ilan edenler için, SİZLERE YARDIM EDECEĞİNİZİ UMDUĞUNUZ KİŞİLERİ ÇAĞIRIN BAKALIM DİYOR. Lütfen önce bu uyarıları kimlere ve kimin yaptığını unutmayalım. Bunların hepsi Allah’a iman ettiğini söyleyen Kitap Ehline, Allah’ın Resulü Hz. Muhammed tarafından, Allah’ın emriyle yapıyor ve bizzat bunlar Kur’an’a geçiyor. Ayetin devamı çok önemli, Allah’ın Resulü ben yalnız Allah’a kulluk edip, yalnız ondan yardım dilerim ve yalnız onun vahyini sizlere tebliğ ederim dediği ayetleri, lütfen unutmadan ayeti anlamaya devam edelim. 

Yardım isteyeceğiniz O kişileri çağırın ve bana karşı istediğiniz planı yapın, benim görevimi engelleyin diyor. Çok ilginçtir Yahudiler ve Hristiyanlar, Resulün şefaati ile cehennem azabı çekmeyeceklerine inanıyorlardı. Ayette bu yanlış yapanlara meydan okunuyor. Hadi gelip sizi benden kurtarsınlar bakalım diyor. Biz Müslümanların sizce onlardan farkı var mı? Bizlerde Allah’ın affetmem dediği günahları, Resulünün şefaatiyle bağışlanacağına inanmıyor muyuz? Çok üzgünüm aslında yok bir birimizden farkımız, ama neredyse iman ettiğini söyleyen çoğunluk, Allah uyardığı halde kendimize Allah’ın berisinden kurtarıcılar edindik.

Ayetin devamında Allah’ın Resulü bakın ne diyor. Sizlerin güvenip VELİ edindiğiniz kişilerin hiç birisi, bana hiçbir şey yapamaz, çünkü benim VELİM Kur’an’ı indiren Allah’tır. Allah doğru yolda gidenleri korur ve kollar. ONUN DIŞINDA YALVARIP YAKARDIĞINIZ, YARDIM ŞEFAAT DİLEDİKLERİNİZ NE SİZE YARDIM EDEBİLİRLER, NEDE O KİŞİLER KENDİLERİNE BİLE YARDIM EDEMEZLER DİYOR. Ayetin son bölümü çok önemli, bakın ne diyor. Kendilerine Allah’ın dışında yardım ve şefaat edici edinenlerin gözlerine perde çekip kulaklarını ve kalplerini mühürlediğimden, SENİN ÇAĞRINI DUYAMAZLAR GÖREMEZLER ONLAR DİYOR.

Sonuç olarak şunu söyleyebiliriz. Allah Kur’an’da yardım ve şefaat tümden bana aittir, yalnız BANA DUA EDİN BENDEN YARDIM İSTEYİN dediği halde, Allah’ın yarattığı herhangi bir kuldan, bu dünyada yada mahşer günü yardım, şefaat bekliyor, onların sözleri ile Allah’ın dinini yaşıyorsak, Onları da Allah’ın yanında İLAH edinmiş, ŞİRK bataklığına batmışız demektir.

Değerli dostlarım, lütfen Kur’an’ı tarafsız ve ön yargısız okuyalım okuduklarımızı dostlarımıza aktaralım ki, onlarında Kur’an gerçeklerini görmelerini sağlayalım. Dilerim bu gerçeklerin farkında olan, Allah’ın azınlık halis kulları arasında oluruz.    

Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK

https://kuranadavet1.wordpress.com/

https://twitter.com/KURANA_DAVET

http://www.hakyolkuran.com/

https://www.facebook.com/Kuranadavet1/

https://hakyolkuran1.blogspot.com/

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nahl Suresi 98. Ayet. Kovulmuş Şeytandan, Allah'a Sığınırım. "Her Müslümanın Dikkatle Okuyup Düşünmesi Gereken Bir Ayet."

Bu makalemde sizlerin, üzerinde düşünmenize vesile olmak istediğim ayet, Nahl suresi 98. ayet olacaktır. Bu ayet öne sürülerek, Kur’an okumaya başlarken Allah,  EÛZÜBİLLÂHİMİNEŞŞEYTÂNİRRACÎM” , diye okumaya başlayın, emri veriyor diye anlatılır. Bu ayetin gerçek uyarısını, İslam toplumundan gizledikleri için, ne yazık ki Kur’an’ı okumaya başlamadan önce, Allah’ın ikazını yerine getirmediğimizden her okuyan yanlış anlıyor, neden mi? Her şeyin bir kuralı var, Kur’an’ı okumanın da elbette bir kuralı olmalı değil mi? Makalemi lütfen sonuna kadar okuyunuz. Gelin bu konu üzerinde önce ayeti yazalım, daha sonrada birlikte düşünelim. Nahl 98:   ŞİMDİ KUR’ÂN OKUMAK İSTEDİĞİN ZAMAN, ÖNCE O KOVULMUŞ ŞEYTANDAN ALLAH’A SIĞIN.  (Elmalı meali) Önce ayeti lütfen doğru anlayalım. Sizce Allah bu ayette, Kur’an’ı okumaya başlamadan önce, Eûzübillâhimineşşeytânirracîm” Yani, kovulmuş şeytanın şerrinden Allah’a sığınırım, diye başlayarak okuyun emrini mi veriyor? Bizler ne yazı...

Allah’ın Resulüne Verdiği Görev Yetki Ve Sorumluluk.

Bugün sizlerin, üzerinde düşünmenize vesile olmak istediğim konu, İslam toplumunun hala farkında olmadığı ve onun içindir ki, Allah ile aldatanların tuzağına rahatlıkla düşütüğü bir konu üzerinde düşünmenizi rica ediyorum. Sizce Allah Resulüne, nasıl bir görev verip yetkilendirmiştir? Şöyle demiş olabilir mi, Resulüm ben sana Kur'an'da ana başlıkları indiriyorum, detayına girmeden gönderiyorum. Sen kullarıma ayetlerimi açıklayıp, nasıl hayata geçireceklerini anlatırsın diyor olabilir mi? Yada şöylemi diyor. Sana verdiğim görevin tanımını izahını yapıyorum, sakın sana indirdiğimin sınırlarını aşma. Senin görevin sadece tebliğ etmek ve toplumu sana verdiğim ilim ve bilgelikle ikna edip, Kur'an'a davet etmektir mi diyor? Bu konuya geçmeden önce, Allah'ın Resulünün Kur’an'ı daha rahat tebliğ edebilmesi, sözlerinin dinlenmesi için, bakın Resulüne kesinlikle itaat edilmesini nasıl emrediyor.    Ali İmran 32:   ŞUNU DA SÖYLE: “ALLAH’A VE RESULE İTAAT EDİN.”EĞ...

İslam’ı Sorumlu Olduğumuz Kur’an’dan Öğrenmezsek, Sonucuda İşte Böyle Olur.

  Bizler hiç düşünmeden, sorgulamadan Kur’an’dan uzak öyle bir din yaşıyoruz ki, adeta Allah’ın kitabı Kuran’ı küçümsediğimizin farkında olmadığımız gibi,  yalnız Kur’an ile İslam’ı yaşayamayacağımıza inandırıldık. İman ettik dediğimiz Kur’an, bu düşünceye onay veriyor mu, hiç baktık mı? Elbette hiç bakmadık, hatta bakmaya teşebbüs bile etmemizi engelleyip, sen Kur’an’ı anlayamazsın senin ilmin ne ki, Arapça bir kelimenin bilmem kaç anlamı var, sen hangisinin olduğunu nereden bileceksin diyerek, aklın mantığın kabul etmeyeceği düşünceleri, her nedense kabul etmekte sakınca görmedik. Arapça olan Kur’an’a bunları söyleyenler, her ne hikmetse yine Arapça olan rivayet hadislere, neden bunları söylemediklerini hala fark edemediysek, Allah ile aldatılmaktan da asla kurtulamayız.  İSLAM’I SORUMLU OLDUĞUMUZ KUR’AN’DAN ÖĞRENMEZSEK, SONUCUDA İŞTE BÖYLE OLUR . Mezheplerin hatta cemaat ve tarikatların şekillendirdiği İslam inancımızda şu mantık ve Kur’an dışı inancı, her nedense...