Ana içeriğe atla

Allah Yalnız Ortadoğu’ya Mı Resul Ve Kitaplar Gönderip Uyarmıştır, Yoksa…….?

 


Değerli dostlarım, şöyle dediklerini duymuşsunuzdur. Neden yalnız Allah orta doğuya Resul ve uyarıcı kitaplar göndermişte, başka toplumlara göndermemiş, Kur’an’da yalnız O bölgeye gelen Resullerden ve onların tebliğ ettiği kitaplardan bahsediliyor dediklerini duyarsınız. Sizce Allah, yalnız bu toplumlara mı Resul ve kitap gönderip uyarmıştır? KUR’AN’I DİKKATLE OKUYAN BİR MÜSLÜMAN, BUNU ASLA KABUL ETMEZ, BU MÜMKÜNDE DEĞİL ZATEN. Kur’an’ın özellikle bu bölgede geçen kıssadan hisselerden bahsetmesi, örnekler vermesi konuların bizlere daha yakın tarihlerde olmasından ve bu inançların iyi ya da kötü yaşanır durumda olmasından kaynaklanıyor. İnançların canlılığını hala koruması önemli,  onun için örnekler oradan verilip, toplum doğruya yönlendirilmeye çalışılıyor. Allah O bölgeye indirilen Resullerden ve kitaplarından ve yaşanan yanlış inançlarından bizlere Kur’an’da örnekler veriyor. Tabi bizler her zaman olduğu gibi, Kur’an ile yetinmediğimizden acaba başka Resul gelmedi mi sorusuna cevabı rivayetlerden, emin olmadığımız kaynaklardan arıyoruz. Bu bilginin nereden geldiğini dahi sorgulamadan, dünyaya 124 bin ya da 224 bin uyarıcı Elçi geldiğine inanmakta, sakınca görmüyoruz. Ne yazık ki bizler inancımızı, böyle rivayet bilgilerle her konuda yaşamaya devam ediyoruz.

Bu bölgenin dışında Kur’an’a göre, Resuller/elçiler gelmemiş asla diyemeyiz. Kur’an’da verilen örneklerle günümüz karşılaştırıldığında, nedenlerini sanırım çok daha iyi anlayabiliriz. YANİ O ÖRNEKLER ADETA BİZLERİN GÜNÜMÜZDE HALA YAŞANTIMIZI ETKİLEYEN KONULAR OLDUĞUNU GÖRÜYORUZ. Örneğin Yahudilerin O çağda yaptıkları, hala günümüze yansımaları devam ediyor. O tarihlerde atalarının yaptığı zulümleri, günümüzde torunları yapıyor. Onun içinde Rabbimiz geçmişte yaşanan, ama hala yaşanmaya devam eden örnekleri Kur’an’da özellikle veriyor. Bizler tüm kitap Ehli olarak ders almadığımız ve Allah’ın vahyine bağlı olarak Allah’ın dinini yaşamadığımız için, aynı hatalara düşüyor hatta YAHUDİLERİN YAPTIĞI ZULME SEYİRCİ KALIYORUZ. Rabbimiz geleceği bildiğinden, Kur’an’da özellikle O çağ ile ilgili Resullerin ve gönderdiği kitapların yaşanan yanlışların uyarı ve ikazlarını yapıyor Kur’an’da. Yani gerekli olmayan bilgiyi, örnekleri vermiyor. Kur’an’da verilen örneklere dikkat ettiyseniz, Allah hangi bölgeye Resul ve kitap göndermişse o bölgede yaşanan örnekleri vermiştir. Örneğin çöl bedevilerinin laf dinlemez azgınlıklarından örnekler verir. Bizlerde bu örnekleri günümüze aktararak, günümüz şartları ile anlamaya çalışmalıyız.  ÖNEMLİ OLAN AMAÇTIR, ARAÇ DEĞİL. ARAÇ ŞARTLARA GÖRE DEĞİŞİR, AMA AMAÇ ASLA DEĞİŞMEZ. Gelelim konumuza, Allah Kur’an’ın bahsettiği Resuller haricinde, başka Resuller göndermiş mi ona bakalım. Bakın bu sorumumuza, ne kadar açık cevaplar veriyor Kur’an.

Fatır 24: ŞÜPHESİZ BİZ, SENİ MÜJDELEYİCİ VE UYARICI OLARAK HAK İLE GÖNDERDİK. HİÇBİR ÜMMET YOKTUR Kİ, ARALARINDA BİR UYARICI GELİP GEÇMİŞ OLMASIN. (Diyanet meali)

Mümin 78: DOĞRUSU BİZ, SENDEN ÖNCE DE SAYISI BELİRSİZ ELÇİLER GÖNDERMİŞTİK; ONLARIN KİMİSİNDEN SANA SÖZ ETTİK, KİMİSİNDEN SANA HİÇ SÖZ ETMEDİK. AMA ŞU KESİN Kİ, HİÇBİR ELÇİ ALLAH’IN İZNİ OLMADAN İLÂHÎ KUDRET DELİLİ GETİREMEZ. NİTEKİM ALLAH’IN EMRİ GELDİĞİ ZAMAN, HAK TECELLİ ETMİŞ OLACAK; İŞTE O ANDA VE ORADA, HAYATI ANLAM VE AMACINDAN YOKSUN BIRAKANLAR HÜSRANA UĞRAMIŞ BULUNACAKLAR. (Mustafa İslamoğlu)

Nisa 163-164: BİZ NUH’A VE ONDAN SONRAKİ TÜM NEBİLERE VAH YETTİĞİMİZ GİBİ SANA DA VAH YETTİK; YİNE İBRAHİM’E, İSMAİL’E, İSHAK’A, YAKUP’A, (ONDAN TÜREYEN İSMAİLOĞLU) BOYLARINA, İSA’YA, EYYÛB’A, YÛNUS’A, HÂRUN’A, SÜLEYMAN’A DA VAH YETTİK; ÜSTELİK DÂVÛD’A DA ZEBÛR’U VERDİK;  TIPKI HEM DAHA ÖNCE SANA ANLATTIĞIMIZ ELÇİLER, HEM DE ANLATMADIĞIMIZ ELÇİLER(E VAH YETTİĞİMİZ) GİBİ; KEZA, ALLAH’IN MUSA’YA KELÂMINI SÖYLEDİĞİ GİBİ… (Mustafa İslamoğlu)

İsra 15: KİM DOĞRU YOLA GELİRSE, SADECE KENDİSİ İÇİN GELMİŞ OLUR; KİM DE SAPARSA, SADECE KENDİ ALEYHİNE SAPMIŞ OLUR. HİÇBİR (GÜNAH) YÜKLÜSÜ, BAŞKASININ (GÜNAH) YÜKÜNÜ YÜKLENEMEZ. BİZ BİR ELÇİ GÖNDERİNCEYE KADAR (KİMSEYE) AZAP EDİCİLER DEĞİLİZ. (Mehmet Okuyan)

Nahl 36: YEMİN OLSUN Kİ BİZ “ALLAH’A KULLUK EDİN VE [TAĞUT]’TAN (AZGINLIK EDENDEN) KAÇININ!” DİYE (EMRETMELERİ İÇİN) HER ÜMMETE BİR ELÇİ GÖNDERMİŞTİK. ALLAH ONLARDAN BİR KISMINI DOĞRU YOLA ULAŞTIRMIŞTIR; BİR KISMI DA SAPKINLIĞI HAK ETMİŞLERDİ. YERYÜZÜNDE DOLAŞIN; SONRA YALANLAYANLARIN SONUNUN NASIL OLDUĞUNA BAKIN! (Mehmet Okuyan)

Ayetlere dikkat ettiyseniz Allah, biz her ümmete topluluğa uyarıcı ikaz edici Resuller gönderdik diyor. Uyarıcı göndermediği ya da uyarımızın ulaşmadığı hiçbir toplumu, sorumlu tutmayız diye de belirtiyor. Bu konuda çok daha ilginç ve net bilgi veriyor, SENDEN ÖNCE ÇOK FAZLA RESULLER/ELÇİLER GÖNDERDİK DİYOR. Bakın sayı vermiyor ama bizler nereden bulduysak öyle sayılar veriyoruz ki, akıl mantık almıyor. Kur’an’da kimisinden sana bahsettik, kimisinden hiç söz etmedik dediğine göre, Rabbimiz söylediği gibi her topluma ulaşacak şekilde uyarıcılar göndermiş. Bunun detayına girmiyorsa Kur’an, bir sebebi var demektir. Ümmet, aynı Resule inanan toplum anlamındadır ve vahyin ulaştığı ve inandığı herkes ümmettir. Çok daha bu konuya açıklık getirerek biz bir elçi göndermedikçe, azap edici değiliz diye de belirtiyor. Aslında geçmiş toplumlardan neden bahsetmediğini açıklarken, bakın ne diyor bir ayetinde.

ONLAR GELİP GEÇMİŞ BİR ÜMMETTİR. ONLARIN KAZANDIKLARI KENDİLERİNİN, SİZİN KAZANDIKLARINIZ SİZİNDİR. SİZ ONLARIN YAPTIKLARINDAN SORUMLU TUTULACAK DEĞİLSİNİZ.” (Bakara 141)

Onlar gelip geçmiş ümmetler toplumlardır, onların kazandıkları kendilerine, sizin kazandığınız kendinize diyerek onlardan örnekler verme gereği duymuyor Allah. Demek ki günümüzde bizlerin örnek alacağı ders alacağı konuları içermiyor diyebiliriz. Doğrusunu Allah bilir. Peki, neden sizce Allah Kur’an’da bundan sonra başka Nebi göndermeyip, Resul lük görevi vermeyeceğini söylüyor olabilir? ÇÜNKÜ GÜNÜMÜZ ÇAĞI ARTIK UZAY ÇAĞI VE İLETİŞİM ÇOK KOLAYLAŞMIŞ VE HER İSTEYEN ALLAH’IN KORUMASINDAKİ KUR’AN’A HER DİLDEN TERCÜMESİNE ULAŞABİLİYOR. Tabi ulaşmayanlarda varsa, zaten Allah onları sorumlu tutmam diye hükmünü vermiş.

Şöyle söyleyenleri duyarız. “ALLAH ORTA DOĞUDAKİ TOPLUMLARIN AZGINLIKTA ÇOK İLERİ GİTTİKLERİ İÇİN, YALNIZ ORAYA RESUL VE UYARICI KİTAP GÖNDERMİŞTİR.” Bunu söylememiz Kur’an’a göre mümkün değil, çünkü Allah bahsetmediği toplumlara da Resuller gönderdiğini söylüyor, ayrıca geçmişte yaşananları bilmiyoruz. Belki de daha kötü, azgın söz dinlemez toplumlar yaşandı. Tabi Ortadoğu da yaşananları hepimiz çok iyi biliyoruz ve birçok Resulün gelmesi, O bölgenin sorunlu olduğunu gösteriyor. Tüm bu ayetlerden de anlaşılıyor ki, Kur’an’ın bahsetmediği geçmiş toplumlara da Allah Resuller ve kitaplar göndermiş. Hatta Japonların, Çinlilerin, Hintlilerin Asya toplumunun inançlarını araştırdığınızda, kendilerinin Allah’ın vahyinden saptıkları halde, hala onlara daha önce gelmiş vahyin izlerini onlarda da kısmen görebiliyoruz. Günümüzde biz Kitap Ehlinin bile, Allah’ın vahyini tamamen yaşadığımızı söyleyemiyor, kendi ellerimizle Allah’ın vahyine ilaveler yapıyorsak, çok daha önceleri Allah’ın dininin tanınmaz hale gelmesi, kaçınılmaz olacağını söyleyebiliriz.

SON OLARAK ŞUNU TEKRAR SÖYLEMEK İSTERİM. ALLAH YALNIZ ORTA DOĞUYA DEĞİL, TÜM İNSANLIĞIN YAŞADIĞI TOPLUMLARA, GEÇMİŞ DÖNEMLERDE DE UYARICI İKAZ EDİCİ RESULLER VE KİTAPLAR GÖNDERDİĞİNİ SÖYLÜYOR AMA BİZLERE EN YAKIN ÇAĞIMIZDAN ÖRNEKLER VERİYOR Kİ, AYNI YANLIŞLARI YAPMAYALIM. Dilerim Kur’an gerçeklerinin farkında olan, Allah’ın azınlık sevgili kulları arsında oluruz.

Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK

https://kuranadavet1.wordpress.com/

https://twitter.com/KURANA_DAVET

http://www.hakyolkuran.com/

https://www.facebook.com/Kuranadavet1/

https://hakyolkuran1.blogspot.com/

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İmtihanımızda, Kaybedenlerden Olmak İstemiyorsak.

  Allah Asr suresinde, iman ettiğini söyleyen kullarım, birbirine Hak olanı,  YANİ YALNIZ ALLAH KATINDAN GELENİ, KUR’AN’I TAVSİYE ETMEDİĞİ SURECE ZİYANDADIR  diyor. Çünkü hak olanın yalnız Allah katından geldiğini yine Kur’an’da bildiriyor. Bizler böylemi yapıyoruz? Rabbimiz iman ettiğini söyleyen kullarını uyarmak için,  “ONLARIN ÇOĞU ALLAH’A, ANCAK ORTAK/ŞİRK KOŞARAK İNANIRLAR”  diyerek, iman ettiğini zannedenlerin, nasıl büyük bir yanılgı içinde oldukları uyarısını yapıyor. Tabi bir başka ayetinde de kendisine  ŞİRK/ORTAK KOŞANIDA AFFETMEYECEĞİ  bilgisini veriyor. Peki, bizler böyle büyük hatalar yapıyor muyuz? İnancımızı Kur’an ile sorguladık mı? Gelin sorgulayalım. Bizler yalnız Allah’ın katından gelen HAK olan Kur’an’a mı iman ediyoruz? Yoksa yalnız Kur’an ile İslam yaşanmaz,  KUR’AN+RESULÜN SÜNNETİ+MEZHEP İMAMLARININ İCHATLARI ile birlikte  mi yaşanır diyoruz.  Eğer bunu söylüyorsak, Allah’ın uyardığı gibi...

Enam Suresi 38. Ayet. “Biz Kitapta Hiç Bir Şeyi Eksik Bırakmadık.”

Bizler Kur’an ayetlerini doğru anlamak istiyorsak, mutlaka yine Kur’an’ın açıklamalarından, verdiği örneklerden yola çıkarak, anlamanın yolunu yöntemini seçmeliyiz. Bu konuda bir örnek vermek istiyorum, önce ayeti yazalım daha sonra üstünde birlikte düşünelim. Enam 38:  Yeryüzünde gezen her türlü canlı ve (gökte) iki kanadıyla uçan her tür kuş, sizin gibi birer topluluktan başka bir şey değildir. BİZ KİTAP’TA HİÇBİR ŞEYİ EKSİK BIRAKMADIK. Sonunda hepsi Rablerinin huzuruna toplanıp getirilecekler. (Diyanet meali) Bu ayette geçen çok dikkat çekici bir cümle var.  BİZ KİTAP’TA HİÇBİR ŞEYİ EKSİK BIRAKMADIK . Sizce Allah, hangi kitaptan bahsediyor olabilir? Ne yazık ki geleneksel İslam anlayışı bu ayette geçen, bu cümleden çok rahatsız, onun içinde bu cümleye öyle bir anlam yüklüyorlar ki, ayette geçen bu cümlenin, neredeyse bizlere vermesi gereken anlamını alıp götürüyor. Siz ayeti okuduğunuzda ne anladınız? Yani Allah hangi kitapta, hiçbir eksik bırakmadığından bahsedi...

İslam’ı Sorumlu Olduğumuz Kur’an’dan Öğrenmezsek, Sonucuda İşte Böyle Olur.

  Bizler hiç düşünmeden, sorgulamadan Kur’an’dan uzak öyle bir din yaşıyoruz ki, adeta Allah’ın kitabı Kuran’ı küçümsediğimizin farkında olmadığımız gibi,  yalnız Kur’an ile İslam’ı yaşayamayacağımıza inandırıldık. İman ettik dediğimiz Kur’an, bu düşünceye onay veriyor mu, hiç baktık mı? Elbette hiç bakmadık, hatta bakmaya teşebbüs bile etmemizi engelleyip, sen Kur’an’ı anlayamazsın senin ilmin ne ki, Arapça bir kelimenin bilmem kaç anlamı var, sen hangisinin olduğunu nereden bileceksin diyerek, aklın mantığın kabul etmeyeceği düşünceleri, her nedense kabul etmekte sakınca görmedik. Arapça olan Kur’an’a bunları söyleyenler, her ne hikmetse yine Arapça olan rivayet hadislere, neden bunları söylemediklerini hala fark edemediysek, Allah ile aldatılmaktan da asla kurtulamayız.  İSLAM’I SORUMLU OLDUĞUMUZ KUR’AN’DAN ÖĞRENMEZSEK, SONUCUDA İŞTE BÖYLE OLUR . Mezheplerin hatta cemaat ve tarikatların şekillendirdiği İslam inancımızda şu mantık ve Kur’an dışı inancı, her nedense...