Ana içeriğe atla

Yeni Yılı Kutlamak, Hristiyanlara Benzemek Midir?


 

Bizler öyle bir İslam yaşıyoruz ki, yaşadığımızın özünden uzak, ne anlatılırsa dinin emri zannediyoruz, düşünme akıl ne yazık ki devre dışı bırakılıyor. Bu makalemde sizlerin üzerinde düşünmenize vesile olmak istediğim konu, iki haftadır Cuma namazlarının konusu olan YILBAŞI KUTLAMASI hakkında olacak. Vaiz hocalar ısrarla şu konuya dikkatini çekiyor cemaatin. HRİSTİYANIN ADETLERİNE YA DA İNANCINA BENZERSENİZ, ONLARIN YAŞADIKLARINI YAŞAYIP İNANDIKLARINA İNANIRSANIZ ONLAR GİBİ OLURSUN DİYOR. Haksız da değiller doğrusu ama bir şartla elbette. Yılbaşı kutlamasını onların inandığı şekliyle o amaçla kutlarsanız, elbette onlara benzer onların inancını yaşıyor olursunuz.   

Hristiyanlar yeni yılı yani yılbaşını neden kutluyor, burası önemli. Onların inancına göre Hz. İsa’nın doğum günü olduğuna inanıyorlar ve bu amaçla onlar için bu gün önemli. Hatta Aralığın 24-25 inde başlıyorlar kutlamaya. Bizler nasıl Hz. Muhammed’in doğum gününü bilmediğimiz halde belirli bir gün kabul ederek, kandil ilan ediyor o günü dualarla geçiriyorsak, Hristiyanlarda Hz. İsa’nın doğum tarihi tam belli olmadığı halde, bu günü onun doğumu kabul etmişler ve takvimin başlangıcı olarak saymışlar. Tabi bizlerde olduğu gibi Hristiyanlarda da bazı mezheplerde, yılbaşı kutlamasının Hristiyan kaynaklı olmadığını ve pagan/putperest kaynaklı olduğuna inanarak, karşı çıkanlarında olduğunu söylemek isterim.

Aslında bunların hiç birisi doğrusu bizi ilgilendirmiyor, bu bilgilerin doğrulu yanlışlığı da bizleri bağlayıcı değildir. Peki, bizlerin yılbaşını kutlayarak Hristiyan toplumuna benzemiş, onların inançlarını taklit etmiş, böylece günaha girmiş mi oluruz? Geleneksel İslam anlayışında, benimde çok önemsediğim ve doğru bulduğumum bir inanç vardır. AMELLER NİYETE GÖREDİR DENİR. Yüce Rabbimizde onlarca ayetinde şöyle uyarır bizleri. KİM NE YAPARSA, HAYATINA GEÇİRİRSE ONUN KARŞILIĞINI BENDEN GÖRECEKTİR. Peki, bizler yeni yılı niçin kutluyoruz? Hristiyan adetlerini ya da inancını yaşamak için mi? Elbette hayır. Bizlerinde kullandığı takvimin başlangıcı olduğu için kutluyoruz ve birbirimize iyi niyet mesajları gönderip, yeni yıllarını kutlayıp bu yılda sağlık, huzur ve mutluluklar diliyoruz. Bu geceyi diğer gecelerden biraz daha farklı geçirmek için hazırlık yapanlar oluyor Elbette bize yakışır şekilde yapılmayanlar konumuzun dışındadır. Bunun neresi Hristiyanlara benzemek onların inancını yaşamak, doğrusu anlamakta zorluk çekiyorum.

Bu Cuma namazda vaiz hoca, sakın yılbaşı gecesini özel bir gün gibi kutlamayın günaha girersiniz onlara benzersiniz, hatta bir gün önce kaçta yattıysanız, o gecede aynı saate yatarak yeni yıl gecesine özel bir anlam yüklemeyin diye de özellikle uyardı. Doğrusu çok şaşırdım. Elbette yeni yılı kutlayacağım derken, içkiler gırla gidecek ve bizlere yakışmayacak bir şekilde kutlarsak, işte o zaman yanlış yapmış olursunuz. Hristiyanların bir kısmı bu yanlış yöntemle kutlarken, bir kısmı da tam tersi Hz. İsa’nın doğum günü olduğunu düşünerek, dualarla geçiriyor o geceyi. Bizlerin Hz. Muhammed’in doğum günü dediğimiz o geceyi geçirdiğimiz gibi. Bizler ne yazık ki yaşadığımız İslam’ın özünden uzak yaptığımız onca büyük hataları görmezden gelerek, yeni yıl kutlaması gibi çok basit konu üzerinde toplumun dikkatini toplamaya çalışıyoruz. Hiçbir Müslüman yeni yılı aşırıya kaçmadan bize yakışır şekilde kutladığında ASLA NE YAHUDİLERE NEDE HRİSTİYANLARA BENZEMİŞ OLMAZ.  AMA ŞİMDİ YAZACAKLARINI HAYATLARINA GEÇİRİYOR VE İSLAM’IN EMRİ DİYE UYGULUYORLARSA İŞTE O ZAMAN ONLARA BEZEMİŞ OLACAĞIMIZ GİBİ, KUR’AN’DAN’DA UZAKLAŞMIŞ OLURUZ. Çünkü bizler kendi yaptığımız yanlışları sorgulamadığımız için, karşımızdaki kişilerin basit olaylarını işte böyle abartarak anlatıyoruz.

Rabbimiz Zuhruf 44. Ayetinde çok açık hükmünü vermiş ve DOĞRUSU BU KUR’AN SANA VE ÜMMETİNE BİR ÖĞÜTTÜR, ONDAN SORUMLU TUTULACAKSINIZ.” Demiş, peki biz Müslümanlar, Allah’ın bu hükmüne iman ettik dedikten sonra, hayatımıza da geçirip, Kur’an’da olmayan yüzlerce batılı dinin emri diye yaşıyor muyuz, yoksa Allah bizleri yalnız Kur’an’dan sorumlu tutacağına hükmediyor ve bizleri yalnız Kur’an’ın ipine sarılmamızı emrediyor diyerek, Kur’an’da bahsedilmeyenleri kabul etmeyip yaşamıyor muyuz? Gelin Kitap Ehline nasıl benzediğimize, hatta onların batıl inançlarını nasıl Allah’ın emri diye yaşadığımıza örnekler vereyim. BAKALIM HANGİMİZ ONLARA BENZİYORUZ AMA BUNUN FARKINDA BİLE DEĞİLİZ.

Allah Kur’an’da, nelerin haram olduğunu çok açık saymış ve bunların dışında her temiz şey sizler için helaldir demiştir. Bugün Allah’ın saydığı haramların dışında, beşeri fıkıh inancının Müslüman toplumuna dayattığı tek tırnaklı, çift tırnaklı, yırtıcı kuşlar, denizden çıkan kalamar, karides, midye, ıstakoz türü şeylerinde haram olduğu anlatılır. BU BİLGİLERİN TAMAMI, YAHUDİLERİN İNANÇLARINDAN BİZLERE GEÇMİŞTİR. Allah Kur’an’da kadınların ay halinde ibadet yapamayacağı, oruç tutamayacağı konusunda asla hiç bir yasak getirmemiştir. Günümüzde mezheplerin topluma koyduğu bu yasak, YAHUDİLERİN İNANCINDAN BİZLERİN MEZHEPLERİN BEŞERİ FIKIH İNANCINA GEÇMİŞTİR. Kur’an zina yapan erkek ya da kadın ayırmadan, nasıl bir ceza verileceğinden bahseder ve anlatır. Bu konuda apaçık ayet olduğu halde, hala zinanın cezası aslında Kur’an’da  RECM EDİLMEKTİ AMA KUR’AN’A GEÇMEDEN KAYBOLMUŞ, diyecek kadar Kur’an’a saygısızlık yapıyoruz. ZİNANIN RECM, YANİ TAŞLANARAK ÖLDÜRME İNANCI, YAHUDİLERİN İNANÇLARIDIR VE NE YAZIK Kİ BU İNANÇ ONLARDAN BİZE GEÇMİŞTİR. TABİ AÇIKÇA KUR’AN’A SAYGISIZLIK YAPARAK. SİZCE KİM KİME BENZİYOR?

Erkeklerin sünnet olma konusu, Kur’an’da tek kelime bile geçmez, hiç bahsedilmez. BU İNANÇTA MÜSLÜMAN TOPLUMLARINA, YAHUDİLERİN İNANÇLARINDAN GEÇMİŞTİR. Hatta kendilerine zorlama kanıt yaratmaya çalışanlar, Sünnetin Hz. Âdemden ve Hz, İbrahim’den bu yana yapılan Allah emri olduğunu dahi söyleyebiliyorlar. Hz. Muhammed bildiğiniz gibi ÜMMİYDİ yani Kitap Ehline tabi değildi, onun içinde onun sünnetli olmadığını söyleseler de, bir kısmı onun sünnetli doğduğunu, bir kısım rivayetlerde de 7 yaşında dedesinin onu sünnet ettirdiği rivayet edilir. İşte bizler İslam’ı bu tür emin olamayacağımız rivayet bilgilerle yaşıyoruz, birde işimize gelmediğinde aman onlara benzemeyelim, şunu ya da bunu yapmayalım diyebiliyoruz. Halbuki Allah, emin olmadığın bilginin ardına düşmeyin hesabını sorarım diye uyarmıyor muydu? İlginçtir, Müslüman olmak isteyen bir kişiye erkekse, önce Müslüman olmak istiyorsan sünnet olmalısın denmektedir. Ne kadar ilginç ve düşündürücü değil mi sizce. ALLAH’IN BİZLERİ SORUMLU TUTTUĞU KUR’AN’DA, TEK KELİME BİLE GEÇMEYEN BİR HÜKÜM, NASIL OLURDA MÜSLÜMAN OLMANIN İLK ŞARTI OLUR? Hani Allah bizleri, Kur’an’dan hesaba çekecekti? Hani yalnız Kur’an’a sarılacaktık?

Bizim inancımızda kutlanan Beraat kandili/gecesi, Yahudilerden esinlenilmiştir.  YAHUDİLİKTEKİ BERAAT GECESİ, YOM KİPUR /KEFARET GÜNÜDÜR. Yom Kipur günü, Yahudiler için en kutsal gündür. (Youm=yevm/ gün, Kippur= kefaret demektir.) Onların kefaret ve tövbe günüdür. Yahudiler genel olarak bu günü 25 saatlik bir oruç ve yoğun olarak dualarla, günü büyük kısmını sinagogda geçirirler. Yapılan ibadetler sonucunda, Yahudiler günahlarından kurtulurlar / Beraat ederler! Yahudi geleneklerine göre, Tanrı, Roş Aşana’da insanların kader kitaplarını açar ve onların durumlarına göre, Yom Kipur’da karar alıp, kader kitaplarını kapatır şeklinde inanılır. BÖYLE BİLGİ, GECE ASLA KUR’AN’DA YOKTUR.

Kur’an, erkek ve kadının yaratılış olarak topraktan, balçıktan yaratıldığını söyler bizlere. Yani kadının yaratılışının, erkekten farkı olmadığını, özellikle kadının Âdem’in yaratıldığı gibi yaratıldığını açıkça söylediği halde, bizler günümüzde Kur’an’ın açıklamalarına değil, YAHUDİLERİN İNANCINDA OLAN, KADIN ÂDEMİN KABURGA KEMİNDEN YARATILMIŞTIR, SÖZLERİNE İNANIRIZ.

Kur’an’da, asla geleceği iddia edilen, MEHDİ VE MESİH ile ilgili bir bilgi yoktur. Ama İslam toplumlarının genel çoğunluğu, Müslümanları kurtarıcı olarak MEHDİNİN VE MESİH’İN GELECEĞİNE İNANDIRMIŞLARDIR. BU BİLGİYİ KUR’AN ASLA ONAYLAMAZ. ÇÜNKÜ MEHDİ VE MESİH İNANCI, YAHUDİ VE HRİSTİYAN İNANCIDIR VE BİZLERİN İNANCINA SOKULMUŞTUR. İslam Fıkıh inancının öğretisinde, Allah Kur’an’ın yanında, elçisine Kur’an gibi hükümler koyma yetkisinin verildiği anlatılır. Aslında bu inançta Yahudilerin Fıkıh inancı TALMUD DA GEÇER VE BU İNANÇ YAHUDİLERDEN BİZE GEÇMİŞTİR. “Gayri matluv” vahiy inancı.( Peygambere Tevrat dışından gelen vahiy) Hahamlara göre Musa’ya Tevrat’ın bir benzeri verilmiştir. O da Talmud’dadır.” Diye inanırlar, aynı inanç bizlerin fıkıh inancında geçer ama asla bunu Kur’an onaylamaz.

Camilerde takılan takke de, namazdan sonra çekilen tespih, Kur’an’ın emri değil, YAHUDİ İNANÇLARINDAN BİZLERE GEÇMİŞTİR.  Ruhbanlık Yahudi geleneğidir. Dini ve Allah’ın kitabını, yalnız HAHAMLARIN ANLAYABİLECEĞİNİ ve dinin onların tek elinde olduğuna inanırlar. İslam inancında ruhbanlık olmadığı halde, bu inanç bizlere de Yahudilerden geçmiş ve Kur’an’ı herkesin anlayamayacağı, çok özel hocaların, şeyhlerin, efendilerin veli kişilerin anlayacağı söylenerek, Allah’ın yasakladığı RUHBAN SINIFINI, İSLAM İNANCINA SOKMUŞLARDIR.

Ne dersiniz, İslam dininde yani sorumlu olduğumuz Kur’an’da olmayan bu yazdıklarımı, din diye yaşayanlar mı Yahudilere Hristiyanlara benzemiş olur, yoksa hiçbir aşırılığa kaçmadan bize yakışır şeklide, yeni yılı sadece yeni bir yıla girmenin mutluluğu ile kutlamak mı kitap ehline benzemek olur, ne dersiniz? Yorumunu sizlere bırakıyorum.

Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK

https://kuranadavet1.wordpress.com/

https://twitter.com/KURANA_DAVET

http://www.hakyolkuran.com/

https://www.facebook.com/Kuranadavet1/

https://hakyolkuran1.blogspot.com/

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

KABEYİ İLK KİM YAPMIŞTIR?

Biz Müslümanlar her konuda olduğu gibi, Allah’ın emri Hac görevini yerine getirdiğimiz Kâbe nin, ne zaman ve kim tarafından yapıldığı konusunda bile, tam anlaşamıyor, Kur’an açıklamasına rağmen, Kur’an’ın bilgilerine inanacağımıza rivayetlerin etkisinde kalıyoruz. Televizyonlarda izlemişsinizdir, hatta kafanız da karışmıştır. Kâbe yi ilk yapanın, Hz. Âdem olduğu anlatılır. İlginçtir bu bilgilerin tamamı rivayetlerde geçer, sorumlu olduğumuz Kur’an’da tek kelime geçemez. Bakın bu konuda neler söyleniyor, önce bu rivayetlere göz atalım, daha sonra sorumlu olduğumuz Kur’an’dan gerçekleri öğrenelim. “İSLAM’DA GENEL GÖRÜŞ OLARAK KÂBE’NİN, İLK OLARAK HZ. ÂDEM TARAFINDAN YAPILDIĞI SÖYLENİR. ANCAK ONDAN GERİYE, SADECE TEMELLERİNİN KALDIĞI, SONRA HZ. ŞİT PEYGAMBER TARAFINDAN YENİDEN İNŞA EDİLDİĞİ VE NUH TUFANI SIRASINDA KUMLARA GÖMÜLDÜĞÜ ANLATILIR. DAHA SONRASINDA, KUR’AN’DA BELİRTİLDİĞİ ÜZERE, HZ İBRAHİM’İN ALLAH’IN EMRİ İLE KÂBE’NİN BULUNDUĞU YERE GİTTİĞİ VE KÂBE’NİN TEMELLERİ...

İmtihanımızda, Kaybedenlerden Olmak İstemiyorsak.

  Allah Asr suresinde, iman ettiğini söyleyen kullarım, birbirine Hak olanı,  YANİ YALNIZ ALLAH KATINDAN GELENİ, KUR’AN’I TAVSİYE ETMEDİĞİ SURECE ZİYANDADIR  diyor. Çünkü hak olanın yalnız Allah katından geldiğini yine Kur’an’da bildiriyor. Bizler böylemi yapıyoruz? Rabbimiz iman ettiğini söyleyen kullarını uyarmak için,  “ONLARIN ÇOĞU ALLAH’A, ANCAK ORTAK/ŞİRK KOŞARAK İNANIRLAR”  diyerek, iman ettiğini zannedenlerin, nasıl büyük bir yanılgı içinde oldukları uyarısını yapıyor. Tabi bir başka ayetinde de kendisine  ŞİRK/ORTAK KOŞANIDA AFFETMEYECEĞİ  bilgisini veriyor. Peki, bizler böyle büyük hatalar yapıyor muyuz? İnancımızı Kur’an ile sorguladık mı? Gelin sorgulayalım. Bizler yalnız Allah’ın katından gelen HAK olan Kur’an’a mı iman ediyoruz? Yoksa yalnız Kur’an ile İslam yaşanmaz,  KUR’AN+RESULÜN SÜNNETİ+MEZHEP İMAMLARININ İCHATLARI ile birlikte  mi yaşanır diyoruz.  Eğer bunu söylüyorsak, Allah’ın uyardığı gibi...

Enam Suresi 38. Ayet. “Biz Kitapta Hiç Bir Şeyi Eksik Bırakmadık.”

Bizler Kur’an ayetlerini doğru anlamak istiyorsak, mutlaka yine Kur’an’ın açıklamalarından, verdiği örneklerden yola çıkarak, anlamanın yolunu yöntemini seçmeliyiz. Bu konuda bir örnek vermek istiyorum, önce ayeti yazalım daha sonra üstünde birlikte düşünelim. Enam 38:  Yeryüzünde gezen her türlü canlı ve (gökte) iki kanadıyla uçan her tür kuş, sizin gibi birer topluluktan başka bir şey değildir. BİZ KİTAP’TA HİÇBİR ŞEYİ EKSİK BIRAKMADIK. Sonunda hepsi Rablerinin huzuruna toplanıp getirilecekler. (Diyanet meali) Bu ayette geçen çok dikkat çekici bir cümle var.  BİZ KİTAP’TA HİÇBİR ŞEYİ EKSİK BIRAKMADIK . Sizce Allah, hangi kitaptan bahsediyor olabilir? Ne yazık ki geleneksel İslam anlayışı bu ayette geçen, bu cümleden çok rahatsız, onun içinde bu cümleye öyle bir anlam yüklüyorlar ki, ayette geçen bu cümlenin, neredeyse bizlere vermesi gereken anlamını alıp götürüyor. Siz ayeti okuduğunuzda ne anladınız? Yani Allah hangi kitapta, hiçbir eksik bırakmadığından bahsedi...