Ana içeriğe atla

İsra Suresi 2. Ayet Ve Günümüzde Bizlerin Yaptığı Yanlışlar.


 

Bizlere dini anlattığını zannedenler, sen Kur’an’ı anlayamazsın senin ilmin ne ki diyerek, bizlerin Kur’an’ı aracısız anlayarak ve düşünerek okumamızı engelledikleri içindir ki, Allah’ın Kur’an’da verdiği örnek ve yol gösterici ayetlerinden de istifade edemiyoruz. Lütfen şunu unutmayalım, Allah hesap soracağı kitabı kulların anlayamayacağı şekilde gönderip, daha sonrada o kitaptan asla hesap sormaz. Lütfen Allah’ın adaletini, atalarımızın inancını yaşayabilmek adına küçümseyerek, ebedi hayatımızı cehenneme çevirmeyelim. Bakın Allah ayetinde, geçmiş kitap ehlini uyardığı halde, bu uyarıları dinlemeyen kullarından bizlere, nasıl bir örnek veriyor ki aynı yanlışı yapmayalım.

İsra 2: MÛSÂ’YA KİTABI VERDİK VE “BENDEN BAŞKASINA GÜVENİP DAYANMAYIN” DİYEREK, O KİTABI İSRÂİLOĞULLARI’NA BİR HİDAYET REHBERİ KILDIK. (Kur’an yolu, Diyanet işleri)

Siz bu ayeti okuduğunuzda, Allah’ın uyarısını anlayamadınız mı? Ebette anladınız, ama bizlere öğretilenlerle hiç uyuşmadığını fark ettiniz, ya da bu ayet bizi bağlamıyor diyebilir misiniz? Ne yazık ki birçok ayete bunu söylüyoruz ve diyoruz ki, bu ayet bize değil Kitap Ehline hitap ediyor. İyide zaten Kur’an’ın tamamı onlara indirildi, bizler hayatta yoktuk. İşte bunun için Kur’an’ı anladığımız dilden okumamızı istemiyorlar ve diyorlar ki, Kur’an’ın meali/tercümesi Kur’an değildir. Peki Kur’an, anlamını bilmeden okuduğumuz kitap mı? Bu mantıksız ve anlamsız düşünceyi, ne yazık ki toplumun genel çoğunluğuna kabul ettirdiler. ANLAMADAN OKUDUĞUMUZ KUR’AN, BİZLERE NASIL HİDAYET VERİP REHBER OLSUN? Allah onun için Kur’an’da birçok kez, düşün aklını kullan ey kulum diyor. Onun içindir ki toplum Kur’an’ın tercümesini değil, anlamını dahi bilmeden Arapçasından Kur’an okunuyor ya da dinliyor. Bununla da sevap kazanılacağını zannediyor. Öyle olunca da Kur’an’ı okuyan ya da dinleyen, Allah ne diyor anlamıyor ve Allah’ın tebliği de toplumlar tarafından anlaşılamıyor.

Önce lütfen şunu unutmayalım. Bakın Allah gönderdiği kitapları ne maksatla gönderiyormuş? BİZLERE YOL GÖSTERİCİ OLSUN VE ALLAH İLE ARAMIZA BİR VEKİL KOYMAYALIM, ÇÜNKÜ DİN VE İMAN ADINA VEKİLİMİZ YALNIZ ALLAH’TIR DİYOR. Sizlere sormak isterim, sizler Kur’an’ı anlamadığınız dilden okuduğunuzda, Allah’ın bu tebliğini alabilir misiniz? Elbette hayır. O zaman okuduğunuz asla Kur’an olamaz. ALLAH’IN TEBLİĞİNİ ALAMADIĞIMIZ KİTABA KUR’AN MUZHAFI DİYEBİLİRİZ, AMA KUR’AN DİYEMEYİZ. Çünkü Kur’an kelimesinin anlamı, Allah’ın vahyinin yani mesajlarının bir araya getirilip toplanarak okunması, anlaşılması anlamındadır. Bu okumanın da nasıl olacağı Kur’an’da anlatılmış, ayetler üzerinde düşünüp aklımızı kullanmamız emredilmiştir. Ayetler üzerinde düşünebilmemiz içinde, mutlaka anladığımız dilden okumamız gerekir.

İsra suresi 2. ayetinde Allah, Yahudi toplumuna bakın neden Tevrat’ı indirdiğini söylüyor. İsrail oğullarının Allah’ın yolundan saptıkları uyarısını yapıyor ve onlara kitabı indirmesinin amacını da açıklıyor ve bakın ne diyor. “BENİMLE KENDİ ARANIZA, BİR VEKİL KOYMAYASINIZ, DİYEDİR.” Demek ki Allah ile aramızda hiç kimseyi vekil yapamayız, aracı koyamayız. Hatta resulünü bile Allah ile aramızda vekil yapamayız. Peki, vekil ne anlama geliyor? BİRİNİN, KENDİ ADINA İŞ GÖRMESİ İÇİN YETKİ VERDİĞİ, YA DA İŞ GÖRMESİ İÇİN KENDİ YERİNE BIRAKTIĞI KİMSE. BAŞKASININ ADINA, YERİNE SÖZ SÖYLEME, DAVRANMA, İŞLEM YAPMA YETKİSİ OLAN KİMSE.” Demek ki bizler Allah ile aramıza görev verdiği elçilerini bile koyamayacağımızı, aracı yapamayacağımızı çok net anlıyoruz. Peki, bizler Yahudilere daha önce yapılan bu uyarıyı, günümüzde hayatımıza geçiriyor ve bu uyarıdan ders alıyor muyuz? Hiç sanmıyorum, bırakın Allah’ın Resulünü Allah ile aramıza vekil etmeyi, kendimize VELİLER, GAVLAR edinip, onları Allah ile aramıza vekil, hatta şefaatçi ediniyoruz. Buradan da anlıyoruz ki, bizlerin Kitap Ehlinden hiç farkımız kalmamış, hatta şirk yarışında birbirimizle yarışıyoruz. Ondan sonrada Yahudiler Hristiyanlar cennete giremez, biz Müslümanlar girecek diye de kendimizi avutuyoruz.

Bizler için vekilin yalnız Allah olduğunu, Kur’an’dan anlıyoruz.  Ali İmran 173. ayetinde bakın Allah ne diyor. “ALLAH BİZE YETER. O NE GÜZEL VEKİL’DİR”  Yunus suresi 108. ayette de Allah Elçisine, deki kullarıma diyerek, bakın bizlere ne söylemesini istiyor. “BEN SİZİN ÜZERİNİZE VEKİL DEĞİLİM.” Ahzab suresi 3. ayette de, ”ALLAH’A GÜVEN. VEKİL OLARAK ALLAH YETER.” Vekil olarak Allah yeter ne demek? Allah yetkilerini hiç kimseye vermemiştir, hüküm veren, kanun koyan, bağışlayan affeden yalnız Allah’tır diyor Rabbimiz bu sözleriyle. Ama bizlerin sanırım Allah’a karşı yüzüm yok ki şefaati bağışlanmayı ve yadımı Allah’tan dileyemiyor edindiğimiz veliler, gavs dediğimiz kişilerden bekliyoruz. Daha çok bekleriz. ALLAH’IN ELÇİSİ O ÖRNEK İNSAN KUR’AN’DA AÇIKLADIĞI GİBİ, YALNIZ KUR’AN’A UYMUŞ VE YALNIZ KUR’ÂN İLE ÜMMETİNE HÜKMETMİŞTİR.

Tüm bu uyarıları ve gerçekleri anlayabilmemiz için, mutlaka Kur’an’ı /ayetleri kendi anladığımız dilden okumalıyız ve üzerinde Kur’an bütünlüğünde bir öğrenci misali düşünmeliyiz ki, bu gerçekleri görebilelim. Toplum bu gerçeklerle bulaşamadığı için, birileri bizleri kendi çıkarları için aldatarak, ALLAH İLE ARAMIZA GİRDİLER. KENDİLERİNİ ALLAH İLE ARAMIZDA VEKİL İLAN EDİP KENDİLERİNİ VELİ, ŞEYH, EFENDİ İLAN ETMEKTEN ÇEKİNMEDİLER. TIPKI HRİSTİYANLARIN, YAHUDİLERİN YAPTIĞI GİBİ. TOPLUMUN BU YALANLARA İNANABİLMESİ İÇİNDE VELİSİ, ŞEYHİ OLMAYANIN VELİSİ ŞEYTANDIR, CENNETE ASLA GİREMEZ DİYEREK TOPLUMU KORKUTTULAR, ALLAH İLE ALDATTILAR VE HALA ALDATMAYA DEVAM EDİYORLAR. 

Değerli dostlarım. Allah’ın bizlere yol gösterici olarak gönderdiği Kur’an’ı, mutlaka anladığımız dilden Kur’an bütünlüğün de okuyalım ki, Allah’ın mesajlarını anlayıp, üzerinde düşünüp, hayatımıza geçirebilelim. Eğer bunu yapmaz da bizlere dini, Kur’an’ı doğru anlattığını söyleyen kişileri veli ve vekil edinirsek, inanın mahşer günü çok ama çok üzülenlerin safında buluruz kendimizi. İmtihanda olduğumuzu lütfen unutmayalım. İmtihan kişinin bizzat kendi çabasının sonucunda, o kişinin değerlendirilmesi ve ölçüsüdür. İmtihanı taklit ederek yani hiçbir çaba göstermeden birilerinden kopya çekerek yaşanmaz. ALLAH HEPİMİZİ GÜCÜ NİSPETİNDE İMTİHAN EDİYOR, LÜTFEN BUNU UNUTMAYALIM. Ben anlamam ben bilmem demeden, doğrunun ve gerçeklerin arayışına olmalıyız.

ALLAH GÜVENİLECEK, YARDIM İSTENECEK YALNIZ BENİM, YALNIZ GÖNDERDİĞİM KİTABA SARILIN VE ONA DANIŞIN DİYORSA, EN GÜVENECEĞİMİZ SÖZ/HADİS ALLAH’IN SÖZLERİ/AYETLERİDİR, BUNU ASLA UNUTMAYALIM. Dilerim bu gerçeklerin farkında olarak, imtihanını bizzat kendisi vermek adına çaba harcayan, Allah’ın halis kulları arasında oluruz.

Saygılarımla

Haluk GÜMÜŞTABAK

https://kuranadavet1.wordpress.com/

https://twitter.com/KURANA_DAVET

http://www.hakyolkuran.com/

https://www.facebook.com/Kuranadavet1/

https://hakyolkuran1.blogspot.com/

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nahl Suresi 98. Ayet. Kovulmuş Şeytandan, Allah'a Sığınırım. "Her Müslümanın Dikkatle Okuyup Düşünmesi Gereken Bir Ayet."

Bu makalemde sizlerin, üzerinde düşünmenize vesile olmak istediğim ayet, Nahl suresi 98. ayet olacaktır. Bu ayet öne sürülerek, Kur’an okumaya başlarken Allah,  EÛZÜBİLLÂHİMİNEŞŞEYTÂNİRRACÎM” , diye okumaya başlayın, emri veriyor diye anlatılır. Bu ayetin gerçek uyarısını, İslam toplumundan gizledikleri için, ne yazık ki Kur’an’ı okumaya başlamadan önce, Allah’ın ikazını yerine getirmediğimizden her okuyan yanlış anlıyor, neden mi? Her şeyin bir kuralı var, Kur’an’ı okumanın da elbette bir kuralı olmalı değil mi? Makalemi lütfen sonuna kadar okuyunuz. Gelin bu konu üzerinde önce ayeti yazalım, daha sonrada birlikte düşünelim. Nahl 98:   ŞİMDİ KUR’ÂN OKUMAK İSTEDİĞİN ZAMAN, ÖNCE O KOVULMUŞ ŞEYTANDAN ALLAH’A SIĞIN.  (Elmalı meali) Önce ayeti lütfen doğru anlayalım. Sizce Allah bu ayette, Kur’an’ı okumaya başlamadan önce, Eûzübillâhimineşşeytânirracîm” Yani, kovulmuş şeytanın şerrinden Allah’a sığınırım, diye başlayarak okuyun emrini mi veriyor? Bizler ne yazı...

Allah’ın Resulüne Verdiği Görev Yetki Ve Sorumluluk.

Bugün sizlerin, üzerinde düşünmenize vesile olmak istediğim konu, İslam toplumunun hala farkında olmadığı ve onun içindir ki, Allah ile aldatanların tuzağına rahatlıkla düşütüğü bir konu üzerinde düşünmenizi rica ediyorum. Sizce Allah Resulüne, nasıl bir görev verip yetkilendirmiştir? Şöyle demiş olabilir mi, Resulüm ben sana Kur'an'da ana başlıkları indiriyorum, detayına girmeden gönderiyorum. Sen kullarıma ayetlerimi açıklayıp, nasıl hayata geçireceklerini anlatırsın diyor olabilir mi? Yada şöylemi diyor. Sana verdiğim görevin tanımını izahını yapıyorum, sakın sana indirdiğimin sınırlarını aşma. Senin görevin sadece tebliğ etmek ve toplumu sana verdiğim ilim ve bilgelikle ikna edip, Kur'an'a davet etmektir mi diyor? Bu konuya geçmeden önce, Allah'ın Resulünün Kur’an'ı daha rahat tebliğ edebilmesi, sözlerinin dinlenmesi için, bakın Resulüne kesinlikle itaat edilmesini nasıl emrediyor.    Ali İmran 32:   ŞUNU DA SÖYLE: “ALLAH’A VE RESULE İTAAT EDİN.”EĞ...

İslam’ı Sorumlu Olduğumuz Kur’an’dan Öğrenmezsek, Sonucuda İşte Böyle Olur.

  Bizler hiç düşünmeden, sorgulamadan Kur’an’dan uzak öyle bir din yaşıyoruz ki, adeta Allah’ın kitabı Kuran’ı küçümsediğimizin farkında olmadığımız gibi,  yalnız Kur’an ile İslam’ı yaşayamayacağımıza inandırıldık. İman ettik dediğimiz Kur’an, bu düşünceye onay veriyor mu, hiç baktık mı? Elbette hiç bakmadık, hatta bakmaya teşebbüs bile etmemizi engelleyip, sen Kur’an’ı anlayamazsın senin ilmin ne ki, Arapça bir kelimenin bilmem kaç anlamı var, sen hangisinin olduğunu nereden bileceksin diyerek, aklın mantığın kabul etmeyeceği düşünceleri, her nedense kabul etmekte sakınca görmedik. Arapça olan Kur’an’a bunları söyleyenler, her ne hikmetse yine Arapça olan rivayet hadislere, neden bunları söylemediklerini hala fark edemediysek, Allah ile aldatılmaktan da asla kurtulamayız.  İSLAM’I SORUMLU OLDUĞUMUZ KUR’AN’DAN ÖĞRENMEZSEK, SONUCUDA İŞTE BÖYLE OLUR . Mezheplerin hatta cemaat ve tarikatların şekillendirdiği İslam inancımızda şu mantık ve Kur’an dışı inancı, her nedense...