Ana içeriğe atla

Fatiha Ve Bakara Suresinin İlk Ayetlerini, Hayatımıza Geçirebildik Mi?

 



Biz Müslümanlar, iman ettiğimizi söylediğimiz Kur’an’ın ilk iki surenin ilk ayetlerini dikkatle, düşünerek anlayarak kafamızdaki batıl bilgilerden kurtularak okuyup hayatımıza geçirseydik, bugün yaşadığımız İslam’ın nasıl batıl, hurafe ve Allah’ın Kitabından uzak bir inanç olduğunun farkında olurduk. Gelin çok değil ilk iki suresinin ilk ayetlerine birlikte bakalım.

“RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH'IN ADIYLA. BÜTÜNÜYLE ÖVGÜ, ÂLEMLERİN RABBİ ALLAH'A AİTTİR. O, RAHMET VE MERHAMETİN KAYNAĞIDIR. DİN/CEZA VE ÖDÜL GÜNÜNÜN SAHİBİDİR. YALNIZ SANA KULLUK EDER VE YALNIZ SENDEN YARDIM DİLERİZ. BİZİ DOĞRU YOLA, YANİ KENDİLERİNİ NİMETLENDİRDİKLERİNİN YOLUNA İLET; GAZABA UĞRAMIŞLARIN VE SAPIKLARIN YOLUNA DEĞİL!” (Fatiha 1-2-3-4-5-6-7)

Ayet çok açık ve bakın Allah’ın adıyla bizlere nasıl bir ayet indiriliyor.  Tüm övgüler yalnız Allah’a aittir çünkü kusursuz olan yalnız Allah’tır diyor. Peki, bizler böylemi yapıyoruz? Yani Allah'ın yanına güvenilecek ve ardı sıra gidilecek övülecek veliler, alimler, gavslar koymuyor muyz? Lütfen bunu sorgulayalım. Bizlere merhamet ve rahmet edecek tek güçtür diyerek, bizlerin asla bir başkasından merhamet ve rahmet bekleyemeyeceğimizin apaçık uyarısını yapıyor ayet. Ceza gününün tek sahibidir derken, hesap günü bağışlayan, affeden yani şefaat edecek olanın, YALNIZ ALLAH OLDUĞUNUN APAÇIK UYARISINI YAPIYOR. Bizler bu ayetin bu hükümlerine, gönülden iman ettik ve hayatımıza geçirdik diyebiliyor muyuz?Lütfen bu uyarıları dikkate alalım ki pişman olmayalım.

Devamında da, çok net bir bilgi veriyor bizlere. Bizlerin yalnız Allah’a kulluk etmemiz ve yalnız Allah’tan yardım dilememiz gerektiğini özellikle hatırlatıyor. Çünkü geçmiş kitap ehli bu hataları çok fazla yaparak, Allah’ın yanında, kendilerine kulluk edecek veliler, evliyalar ediniyorlardı. Ayetin devamında da çok önemli bir bilgi veriyor ve BİZLERİ DOĞRU YOLA İLECEK TEK GÜCÜN ALLAH YANİ ONUN KİTABI KUR’AN OLDUĞUNU BİLDİRİYOR. Ne dersiniz bizler bu hükmün gereğini hayatımıza geçiriyor muyuz, yoksa yalnız Kur’an ile İslam’ı yaşa bakalım diyerek, adeta o rivayet bilgiler olmasaydı Kur’an kapalı kalır, anlaşılamazdı mı diyoruz?

Peki bizler, bu ayetlere iman etmiş Müslümanlar olarak, bütün övgüyü yalnız Allah’a karşımı yapıyor ve merhameti, yardımı, şefaati, bağışlanmayı yalnız Allah’tan mı diliyoruz? Yalnız Allah’a mı kulluk ediyoruz, yoksa birileri çıkıyor, bu Allah’ın sevgili Veli kulu, buna da kulluk etmeliyiz o bize Allah’ın yanında şefaatçi olacak şeklindeki sapkın düşüncelere de inanıyor muyuz yoksa? Bazı tarikat şeyhlerinin, SİZLER BENİM KULLARIMSINIZ dediğinde, hiç itiraz edilmediğini duymuşsunuzdur. Ne yazık ki bizlerin Kur’an ile bağını kesmelerinin nedeni, buna benzer din tacirlerinin foyasının açığa çıkmasını engellemek adınadır. Lütfen bu tuzağa Kur’an ile bilinçlenerek düşmeyelim. Gelelim Bakara suresinde geçen ilk dört ayete. Ayetleri yazalım.

“ELİF, LÂM, MÎM. BU, KENDİSİNDE ŞÜPHE OLMAYAN KİTAPTIR. ALLAH’A KARŞI GELMEKTEN SAKINANLAR İÇİN YOL GÖSTERİCİDİR, REHBERDİR. ONLAR, GAYBA İNANIRLAR, SALATI İKAME EDERLER/NAMAZI KILARLAR, KENDİLERİNE VERDİKLERİMİZDEN ALLAH YOLUNDA HARCARLAR. SANA İNDİRİLENE VE SENDEN ÖNCE İNDİRİLENE İMAN EDERLER VE ÂHİRETE DE ONLAR KESİN OLARAK İNANIRLAR.” (Bakara 1-2-3-4)

Ayetin başında, çok önemli bir konuda okuyanların dikkati çekilerek, Kur’an’ın kendisinden asla şüphe duyulmayacağı bir kitap olduğu söyleniyor. Peki hangi konuda şüpheniz olmasın diyor olabilir Rabbimiz? Size sorsam ve desem ki, sizler Kur’an’a iman etmiş Müslümanlar olarak, KUR’AN HAKKINDA HİÇ ŞÜPHENİZ VAR MI DESEM NE DERSİNİZ? Herhalde mantıksız soru sorma hiç şüphemiz olur mu, O Allah katından gelmiştir ve şüphemiz yoktur diye cevap verirsiniz eminim. Peki, ayette yapılan bu uyarı yalnız bu konu ile mi ilgili? Elbette hayır buradaki uyarı, Kur’an’da bahsedilen konular hakkında sakın şüpheniz olmasın, onu tamamıyla hayatınıza geçirin ne söylediysek yapın, atalarınızın inancını yaşayabilmek için, ayetlerimi görmezden gelmeyin, üstünü örtmeyin biz kitapta hiçbir eksik bırakmadık, nice örneklerle açıkladık, yalnız onun ipine sarılın KENDİNİZE BATIL KANITLAR YARATMAYIN diye uyarıyor. SAKIN BİZLER FARKINDA OLMADAN, KUR'AN HAKKINDA ŞÜPELER YARATIYOR OLMAYALIM?

Örnek verelim ki konu daha iyi anlaşılabilsin. Allah ayetinde, şefaat tümden bana aittir, hiçbir şefaatin olmadığı o günden sakının diye uyardığı halde, atalarımızın batıl inançlarını yaşayabilmek için, bazı ayetlerin anlamlarını kelime oyunları ile değiştirip, bakın aslında bu ayette Allah veli, âlim, gavs kişilere, Resullerine de şefaat yetkisini vermiştir diyorsak, BİZLER ELLERİMİZLE KUR’AN’DA ŞÜPHE, KUŞKU YARATMIŞ OLACAĞIMIZ GİBİ ÇELİŞKİDE YARATMIŞ OLURUZ. Allah Kur’an’ı tarif ederken bizlere, Allah’a karşı gelmekten sakınanlar için, Kur’an’ın yol gösterici bir rehber olduğunu söylüyor. Peki bizler bu uyarıyı aldıktan sonra, iman ettik hayatımıza geçirdik mi diyoruz, yoksa YALNIZ KUR’AN İLE İSLAM YAŞANMAZ. KUR’AN ÖZET BİLGİLER VERİR. RESULÜN RİVAYET HADİSLERİ OLMASAYDI KUR’AN KAPALI KALIR ANLAŞAILAMAZDI MI DİYORUZ? Ne dersiniz? Bunu söylüyorsak, bizler ellerimizle Kur’an hakkında çelişki yaratıp, şüpheler oluşturup, onun arı duru bilgilerine batıl karıştırdığımızdan, onun rehberliğinden yol gösterici özelliğinden de faydalanamayacağımız için ŞEYTANIN VE ŞEYTANLAŞMIŞ İNSANLARIN TUZAKLARINDAN ASLA KURTULAMIYORUZ. Kur'an'ın bizlere, yol gösterici bir rehber olduğuna iman ediyorsak onun açıklanmamış, detay sız herkesin anlayamayacağı bir kitap olduğunu nasıl söyleriz.

Ayetin devamında yine çok önemli bir uyarıda daha bulunuyor ve iman eden gerçek Müslümanların bakın nereye, hangi bilgilere iman ettiğini söylüyor hatırlayalım. “SANA İNDİRİLENE VE SENDEN ÖNCE İNDİRİLENE İMAN EDERLER.” Demek ki Allah’a karşı gelmekten sakınanlar, Allah’ın Resulüne indirilmiş Kur’an’a iman ederler diyor. Elbette daha önce indirilen kitaplarında olduğunu kabul edecekleri bilgisini veriyor. Buradan da şunu çok açık anlıyoruz, Allah’ın yolundan gitmek isteyen, Resulünün tebliğ ettiği Kur’an’a sarılır. Zaten Rabbimizde diğer ayetlerinde bu konuda uyarıp, bizlerin batıldan hurafeden uzak,  YALNIZ KUR’AN’IN İPİNE SARILMAMIZI İSTİYORDU. Daha da açıkça ayetinde, BİZLERİ KUR’AN’DAN SORUMLU TUTACAĞINA HÜKMEDİYORDU. Sizce haşa Allah bu hükümlerinden vaz geçip, yalnız Kur’an ile olur mu, Resulümü herhalde postacı diye göndermedim, onunda dinde hüküm koyma yetkisi vardı der mi? Elbette mümkün değil çünkü Allah, ben hükmüme asla hiç kimseyi ortak etmem diyordu. Rabbimiz sözünde durandır.

Günümüzde demonte, yani kurulumu bize ait mobilyalar vardır, parça parça evimize gelir. O kutunun içinde, bu mobilyayı nasıl bir araya getireceğimiz bilgiler, küçük bir kitapcık vardır. Bizler okuruz ve mobilyayı evimizde kolayca kurarız. Allah’ta bizlerin aynı şekilde, Kur’an’dan inancımızı böyle yaşamamız istiyor. Asla arasına aracılar koymadan. Onun için biz Kur’an’da her şeyden nice örnekleri, değişik ifadelerle verdik ki hiç kimseye muhtaç olmayasınız diyor. İndirdiği Kur’an’dan sorumlu tutuyor, yemin ederek kolaylaştırdığını, hiçbir eksik bırakmadığını söylüyor. Bizlerin imtihanımızı bizzat kendimizin Kur’an’ı okuyup, üzerinde dikkatle düşünüp onun rehberliğinde yaşamamızı istiyor. Ama din tacirleri bu düşünceye karşı çıkıyor, ÇÜNKÜ BUNU HAYATIMIZA GEÇİRDİĞİMİZDE ONLAR DEVRE DIŞI KALACAKTA ONDAN. Zaten Rabbimiz İslam dininde, ruhban sınıfının yani dini öğreten, anlatan bir sınıfın olmadığını söylemiyor muydu?

Değerli din kardeşlerim, lütfen önce tüm bizlere öğretilen Kur’an dışı rivayetleri unutup, Allah’ın bizleri sorumlu tutacağına hükmettiği Kur’an’ı, anlayarak dikkatle düşünerek okuyalım. Daha sonrada bizlere öğretilenleri Kur’an süzgecinden geçirelim uyanları Alalım, uymayanlardan uzaklaşalım ki, hesap günü hem Allah'a şirk koşup yüzleri simsiyah olanların safında olmayalım, hem de Resulüne iftira atanlardan olmayalım.

Dilerim Kur’an gerçeklerinin bilincinde olan, farkında olmadan Kur’an hakkında şüpheler yaratanların safından uzak, Allah’ın huzuruna onun sapasağlam ipi Kur’an’a sarılanların safında oluruz.

Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

KABEYİ İLK KİM YAPMIŞTIR?

Biz Müslümanlar her konuda olduğu gibi, Allah’ın emri Hac görevini yerine getirdiğimiz Kâbe nin, ne zaman ve kim tarafından yapıldığı konusunda bile, tam anlaşamıyor, Kur’an açıklamasına rağmen, Kur’an’ın bilgilerine inanacağımıza rivayetlerin etkisinde kalıyoruz. Televizyonlarda izlemişsinizdir, hatta kafanız da karışmıştır. Kâbe yi ilk yapanın, Hz. Âdem olduğu anlatılır. İlginçtir bu bilgilerin tamamı rivayetlerde geçer, sorumlu olduğumuz Kur’an’da tek kelime geçemez. Bakın bu konuda neler söyleniyor, önce bu rivayetlere göz atalım, daha sonra sorumlu olduğumuz Kur’an’dan gerçekleri öğrenelim. “İSLAM’DA GENEL GÖRÜŞ OLARAK KÂBE’NİN, İLK OLARAK HZ. ÂDEM TARAFINDAN YAPILDIĞI SÖYLENİR. ANCAK ONDAN GERİYE, SADECE TEMELLERİNİN KALDIĞI, SONRA HZ. ŞİT PEYGAMBER TARAFINDAN YENİDEN İNŞA EDİLDİĞİ VE NUH TUFANI SIRASINDA KUMLARA GÖMÜLDÜĞÜ ANLATILIR. DAHA SONRASINDA, KUR’AN’DA BELİRTİLDİĞİ ÜZERE, HZ İBRAHİM’İN ALLAH’IN EMRİ İLE KÂBE’NİN BULUNDUĞU YERE GİTTİĞİ VE KÂBE’NİN TEMELLERİ...

İmtihanımızda, Kaybedenlerden Olmak İstemiyorsak.

  Allah Asr suresinde, iman ettiğini söyleyen kullarım, birbirine Hak olanı,  YANİ YALNIZ ALLAH KATINDAN GELENİ, KUR’AN’I TAVSİYE ETMEDİĞİ SURECE ZİYANDADIR  diyor. Çünkü hak olanın yalnız Allah katından geldiğini yine Kur’an’da bildiriyor. Bizler böylemi yapıyoruz? Rabbimiz iman ettiğini söyleyen kullarını uyarmak için,  “ONLARIN ÇOĞU ALLAH’A, ANCAK ORTAK/ŞİRK KOŞARAK İNANIRLAR”  diyerek, iman ettiğini zannedenlerin, nasıl büyük bir yanılgı içinde oldukları uyarısını yapıyor. Tabi bir başka ayetinde de kendisine  ŞİRK/ORTAK KOŞANIDA AFFETMEYECEĞİ  bilgisini veriyor. Peki, bizler böyle büyük hatalar yapıyor muyuz? İnancımızı Kur’an ile sorguladık mı? Gelin sorgulayalım. Bizler yalnız Allah’ın katından gelen HAK olan Kur’an’a mı iman ediyoruz? Yoksa yalnız Kur’an ile İslam yaşanmaz,  KUR’AN+RESULÜN SÜNNETİ+MEZHEP İMAMLARININ İCHATLARI ile birlikte  mi yaşanır diyoruz.  Eğer bunu söylüyorsak, Allah’ın uyardığı gibi...

ÖLMÜŞLERİMİZE KUR’AN OKUMAK, KURBAN KESMEK DOĞRU MUDUR?

Sizce Kur’an ölmüşlerimize okunur mu, okunursa faydası olur mu? Bildiğiniz gibi günümüz İslam toplumunda, çok fazla kabul gören ve her ölen yakınlarımızın ardından Kur’an okuruz, ya da okuturuz. Kabir ziyaretlerinde görürsünüz, ölmüş kişinin mezarı başında ona Kur'an okurlar. Bu davranışımız ne kadar doğru. Gelin bu sorumuzu Kur’an'a soralım, bakalım ne cevap verecek. Allah Kur’an'ı neden ve ne amaçla indirdiğini, bakın nasıl açık bir şekilde bizlere bildiriyor. Yasin 70:   DİRİ OLANLARI UYARABİLSİN ve kâfirlere ceza hak olsun diye. ( Bayraktar Bayraklı) Fatır 22:  DİRİLER İLE ÖLÜLER DE BİR OLMAZ. Allah, dilediğine işittirir. SEN, KABİRDE BULUNANLARA İŞİTTİRECEK DEĞİLSİN. (Diyanet meali) Neml 80:  Bil ki SEN ÖLÜLERE İŞİTTİREMEZSİN, arkalarını dönüp giderlerken sağırlara da DAVETİ DUYURAMAZSIN. ( Diyanet vakfı) Aslında bu ayetleri okuyan ve iman ettiğini söyleyen bir Müslüman, Kur’an'ın yaşayan bizler için bir tebliğ, uyar...