Ana içeriğe atla

Bir İnsanın, Allah’ın İstediği Gibi Müslüman Olduğunu, Hangi Özelliklerinden Anlarız?


 

Değerli dostlarım, makaleme başlamadan önce size bir soru sormak istiyorum. Ben Müslümanım diyen bir insanın, hangi özelliğinden gerçekten bu iyi bir Müslüman, güvenilir diyebiliriz? Eğer bu sorunuzun cevabı, namaz kılıyorsa güvenilir bir Müslümandır derim. Ya da giydiği kıyafetlerden, onun gerçek bir Müslüman olduğunu tanırım diyebilir miyiz? Eğer bir Müslümanı siz, kıldığı namazdan ya da giydiği kıyafetlerden tanırım ona güvenirim diyorsanız, bunların bizleri çok ama çok yanıltabileceğini önce unutmayalım. Ne yazık ki bizleri Allah ile aldatanlar, bu özellikleri ile bizleri aldattılar ve aldatmaya devam ediyorlar.

Allah Kur’an’da Maun suresinde, yazıklar olsun o salat edenlere diyerek kıldıkları namazın yaptıkları yardımın, gösteriş olsun diye yaptıklarının örneğini veriyorsa, bizler bir Müslüman’ı namazından tanırız, NAMAZ BİR MÜSLÜMAN İÇİN İLK OLMAZSA OLMAZIDIR, DİNİN DİREĞİDİR diyorsak, daha baştan Allah ile aldatılacağımız kapıyı, kendi ellerimizle açmış oluruz. Çünkü imanın temeli Kur’an ile atılır, onu önce hayatımıza geçireceğiz, daha sonrada Rabbimize karşı görevlerimizi yerine getireceğiz, bunu yaşantımıza yansıtarak imanımızın direğini oluşturacağız. Temeli olmayan bir imanın ayakta kalması mümkün değildir.  Bir Müslüman’ı ise kıyafetinden asla tanıyamayız. Çünkü Kur’an kadın ve erkeği cinsel bölgelerinin özellikle kapatılması konusunda uyardığı halde, asla herhangi bir kıyafet örneğini vermez, geleneğe töreye ve yaşadığı bölgenin iklimine göre kıyafet değişebileceği için, Allah bunu kullarının kendisine bırakmıştır. Yani bir Müslüman şu kıyafetleri giymelidir diyerek, bizler şeklini belirleyemeyiz. Ama bir Müslüman, namusunu ırzını nasıl koruyacağını bilir ve ona göre giyinir.  Allah kıyafet konusunda böyle bir emir özellikle vermemiştir, çünkü Kur’an yalnız Araplara değil tüm âleme inmiştir. Ne yazık ki mezhepler, cemaatler Allah’ın özellikle vermediği bir emri, sanki Allah’ın emriymiş gibi verip, İNANCINI GÖSTERİŞ AMAÇLI KULLANIP tüm inançlar arasında ayrım, farklılık yaratmışlardır. BÖYLE OLUNCA İNSANLARIN BİRBİRİYLE TANIŞMALARINI, HATTA KAYNAŞMALARINI ÖNLEYİP, UZAKTAN GİYİM KUŞAMINDAN FARK EDİLİP, BİRBİRLERİNE ADETA DÜŞMAN OLMALARINA NEDEN OLMUŞTUR.

Gelelim bir Müslüman’ı, hangi özellikleriyle önce tanımalıyız sorusuna. Ben Müslümanım diyen bir kişi, önce ALLAH’IN RESULÜNÜ KUR’AN’DA ÖRNEK GÖSTERDİĞİ GİBİ OLMALIDIR. Peki Allah’ın Resulü neden örnek gösteriliyor, Resul lük görevi almadan önce hangi özelliklere sahipti burası önemli. Çünkü Allah Kur’an’da Resulümde, sizler için güzel örnekler vardır diyordu. Çokça namaz mı kılıyordu? Dini konularda Yahudilerle ya da Hristiyan toplumlarla, birlikte yarış içinde miydi? Elbette hayır, tam tersine ÜMMİYDİ, yani Kitap Ehlinin hiç birisine tabi değildi. Bunu Kur’an’dan öğreniyoruz. Çünkü Kitap Ehli, Allah’ın indirdiği Kitabı yeterli görmeyip, atalarının batıl inançları ile harmanladıkları beşeri batıl bir inanç yaratmışlardı kendilerine. ONUN İÇİN KUR’AN’I, KİTAP EHLİNİN GENEL ÇOĞUNLUĞU, ÖNCELERİ KABUL ETMEK İSTEMEDİ. ATALARININ İNANÇLARINI YAŞAYABİLMELERİ İÇİN YETERLİ GÖRMEDİLER. ÇÜNKÜ KUR’AN, O BATIL İNANÇLARINIZI ÖNCE TERK EDİN DİYORDU DA ONDAN.  Günümüzde biz Müslümanlar İslam, Kur’an ve Resulün sünneti hadisleri ile yaşanır sözlerine iman ediyorsak, daha baştan İslam’ın sınırlarının dışına çıkıp, dipsiz bir kuyuya kendimizi atmışız demektir. Allah’ın eşi benzeri olmayan Kur’an’ının yanına, asla hiçbir kitap ya da söz/hadis koyamayız, Allah’ın dinine ortak edemeyiz. Dinin tek kaynağı vardır, oda Kur’an’dır. Çünkü Allah, ben hükmüme hiç kimseyi ortak etmem diye hükmünü vermiştir. BUNA İNANANI ALLAH, HUZURUNA NAMAZLA ASLA KABUL ETMEZ, BUNUDA UNUTMAYALIM.

Hz. Muhammed yaşanan bu batıl inançların, Allah’ın dini asla olamayacağına inandığı için, Kitap Ehline tabi olmamış ama sürekli Allah’a dua ederek, kendisine gerçekleri göstermesi için dua ettiğini de yine Kur’an’dan öğreniyoruz. Yani Hz. Muhammed, Resul lük görevini almadan önce,  namaz kılmıyordu ama güvenilir, gerçeklerin doğruların arayışında olduğu için, ALLAH ONU SEÇEREK GÜVEN ELÇİSİ YAPTI. Allah’ın Resulü İslam dinini yalnız Kur’an’dan öğrendi. Bizler Müslümanız diyoruz. Kur’an’ı anlayarak ve düşünerek hiç okuyup, Allah’ın vahyini tebliğ aldık mı? Almadık diyorsanız, daha baştan en büyük hatayı yapmışız demektir. Demek ki Rabbimizin bizlerden ilk önce beklediği davranışlar çok farklıymış. Bizler ben Müslümanım diyorsak, ÖNCE BİZZAT KENDİMİZ ARACI OLMADAN KUR’AN İLE TANIŞMALIYIZ VE ALLAH’IN BİZLERDEN ÖNCELİKLE İSTEDİKLERİNİ HAYATIMIZA GEÇİRMELİYİZ, YANİ VAHYİ ÖNCE TELİĞ ALMALIYIZ. BURASI ÇOK ÖNEMLİ. Bunu hala yapamadıysak namaz kılmanın, bolca hacca gitmenin, bizlere hiçbir faydasının olamayacağını unutmamalıyız. Olmadığınıda görüyoruz. ÇÜNKÜ TEMELİ ÇÜRÜK ATILMIŞ BİR İMAN, ASLA SAĞLAM AYAKTA KALMAZ, ALLAH’TAN’DA KARŞILIK BULMAZ.

Peki Hz. Muhammed’in, insan olarak başka ne özelliği vardı da, Allah bizlere örnek gösteriyordu, şimdide Kur’an’dan ona bakalım. Allah Resulünün İYİ NİYETLİ, HOŞ GÖRÜLÜ, YARDIM SEVER, YETİMİ GÖZETEN, ALÇAK GÖNÜLLÜ, GÜVENİLİR, ADALETLİ VE HERŞEYDEN ÖNEMLİSİ GERÇEKLERİN DOĞRULARIN ARAYIŞINDA OLAN BATILI, ATALARIN İNANCINI ASLA KABUL ETMEYEN BİR KİŞİLİĞE SAHİPTİ. İşte Allah bizlerden öncelikle bir Müslüman olarak bunları istiyor. Bunları yerine getirmeden yapacağın hiçbir ibadetin, Allah katında karşılık bulmayacağını Kur’an birçok ayetinde bizlere bildiriyor.

Demek ki bizler önce bir Müslüman olarak, bu özellikleri hayatımıza geçirip örnek bir insan olacağız. Daha sonrada Allah’ın huzuruna salat/namaz ile durup, ondan yardım isteyeceğiz, onun şanını yüceltip saygımızı göstereceğiz ki, Rabbimiz bizleri huzuruna kabul etsin ve dualarımıza karşılık versin. YANİ ÖNCE BİZLERİN, ALLAH’IN HUZURUNA DURACAK YÜZÜMÜZ OLMALI Kİ, BİZLERDE ALLAH’TAN YARDIM İSTEYEBİLELİM. Allah’ın istediği özelliklere sahip değilsek, Maun suresindeki salat edenlerden hiçbir farkımız olmaz ve dualarımızda asla karşılık bulmaz. Bu gerçeklerden uzak bizler hala, BİR MÜSLÜMAN ÖNCE NAMAZ KILMALIDIR, NAMAZSIZ MÜSLÜMAN OLMAZ, NAMAZ MÜSLÜMANIN DİREĞİDİR DİYORUZ. Ama batılı din edindiğimiz için, inancımızın direğini oluşturmadan O namazda Allah’a karşı, yalnız sana kulluk ederiz, yalnız senden yardım dileriz diye Allah’a söz verdiğimiz halde, namaz bitince şefaat ya Rasulullah diyor ve edindiğimiz veli, şeyh dediğimiz kişileri şefaatçi ilan ediyorsak, O kıldığımız namaz bizi Allah’a değil, şirk batağına doğru götürecektir.

LÜTFEN ŞUNU UNUTMAYALIM. İMANIMIZIN ANA DİREĞİ, BATILDAN VE HURAFEDEN UZAK ELDE KUR’AN, ARACISIZ YALNIZ ALLAH’A KUL OLMAKTIR. ADALETTİR, YARDIMLAŞMADIR, YETİMİ FAKİRİ DOYURMAKTIR, HOŞ GÖRÜLÜ OLMAKTIR. YALNIZ HAK OLAN KUR’AN’IN İPİNE SARILMAKTIR. BİZLER BUNU HAYATIMIZA GEÇİRİYORSAK, İMANIMIZIN ANA DİREĞİNİ BU YOLLA OLUŞTURUYORSAK, O KILACAĞIMIZ NAMAZLADA İMANIMIZI TAÇLANDIRIYORSAK, ALLAH KATINDA BU NAMAZIN MAKBUL OLACAĞINI, ALLAH’TAN KARŞILIK BULACAĞINI UNUTMAMALIYIZ. 

Salat/Namaz olmadan elbette olmaz. Çünkü namaz Allah ile sohbettir, onun şanını yücelttiğimiz önemli bir anımızdır, yalnız ondan yardım dilediğimiz özel anımızdır. Ama bizler SALATI yalnız namaza indirgersek, İslam’ın içini boşaltmış oluruz. Salat yalnız kıyam, rükû ve secde ile yaptığımı ibadet değildir. SALAT TOPLUM İÇİNDE, YAPACAĞIMIZ HER TÜRLÜ GÜZEL, SALİH DAVRANIŞLARDIR. Onun örneklerini de Kur’an veriyor. Dilerim bu gerçekleri Kur’an ile fark edebilenlerin safında oluruz.

Saygılarımla

Haluk GÜMÜŞTABAK

https://kuranadavet1.wordpress.com/

https://twitter.com/KURANA_DAVET

http://www.hakyolkuran.com/

https://www.facebook.com/Kuranadavet1/

https://hakyolkuran1.blogspot.com/

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nahl Suresi 98. Ayet. Kovulmuş Şeytandan, Allah'a Sığınırım. "Her Müslümanın Dikkatle Okuyup Düşünmesi Gereken Bir Ayet."

Bu makalemde sizlerin, üzerinde düşünmenize vesile olmak istediğim ayet, Nahl suresi 98. ayet olacaktır. Bu ayet öne sürülerek, Kur’an okumaya başlarken Allah,  EÛZÜBİLLÂHİMİNEŞŞEYTÂNİRRACÎM” , diye okumaya başlayın, emri veriyor diye anlatılır. Bu ayetin gerçek uyarısını, İslam toplumundan gizledikleri için, ne yazık ki Kur’an’ı okumaya başlamadan önce, Allah’ın ikazını yerine getirmediğimizden her okuyan yanlış anlıyor, neden mi? Her şeyin bir kuralı var, Kur’an’ı okumanın da elbette bir kuralı olmalı değil mi? Makalemi lütfen sonuna kadar okuyunuz. Gelin bu konu üzerinde önce ayeti yazalım, daha sonrada birlikte düşünelim. Nahl 98:   ŞİMDİ KUR’ÂN OKUMAK İSTEDİĞİN ZAMAN, ÖNCE O KOVULMUŞ ŞEYTANDAN ALLAH’A SIĞIN.  (Elmalı meali) Önce ayeti lütfen doğru anlayalım. Sizce Allah bu ayette, Kur’an’ı okumaya başlamadan önce, Eûzübillâhimineşşeytânirracîm” Yani, kovulmuş şeytanın şerrinden Allah’a sığınırım, diye başlayarak okuyun emrini mi veriyor? Bizler ne yazı...

Allah’ın Resulüne Verdiği Görev Yetki Ve Sorumluluk.

Bugün sizlerin, üzerinde düşünmenize vesile olmak istediğim konu, İslam toplumunun hala farkında olmadığı ve onun içindir ki, Allah ile aldatanların tuzağına rahatlıkla düşütüğü bir konu üzerinde düşünmenizi rica ediyorum. Sizce Allah Resulüne, nasıl bir görev verip yetkilendirmiştir? Şöyle demiş olabilir mi, Resulüm ben sana Kur'an'da ana başlıkları indiriyorum, detayına girmeden gönderiyorum. Sen kullarıma ayetlerimi açıklayıp, nasıl hayata geçireceklerini anlatırsın diyor olabilir mi? Yada şöylemi diyor. Sana verdiğim görevin tanımını izahını yapıyorum, sakın sana indirdiğimin sınırlarını aşma. Senin görevin sadece tebliğ etmek ve toplumu sana verdiğim ilim ve bilgelikle ikna edip, Kur'an'a davet etmektir mi diyor? Bu konuya geçmeden önce, Allah'ın Resulünün Kur’an'ı daha rahat tebliğ edebilmesi, sözlerinin dinlenmesi için, bakın Resulüne kesinlikle itaat edilmesini nasıl emrediyor.    Ali İmran 32:   ŞUNU DA SÖYLE: “ALLAH’A VE RESULE İTAAT EDİN.”EĞ...

İslam’ı Sorumlu Olduğumuz Kur’an’dan Öğrenmezsek, Sonucuda İşte Böyle Olur.

  Bizler hiç düşünmeden, sorgulamadan Kur’an’dan uzak öyle bir din yaşıyoruz ki, adeta Allah’ın kitabı Kuran’ı küçümsediğimizin farkında olmadığımız gibi,  yalnız Kur’an ile İslam’ı yaşayamayacağımıza inandırıldık. İman ettik dediğimiz Kur’an, bu düşünceye onay veriyor mu, hiç baktık mı? Elbette hiç bakmadık, hatta bakmaya teşebbüs bile etmemizi engelleyip, sen Kur’an’ı anlayamazsın senin ilmin ne ki, Arapça bir kelimenin bilmem kaç anlamı var, sen hangisinin olduğunu nereden bileceksin diyerek, aklın mantığın kabul etmeyeceği düşünceleri, her nedense kabul etmekte sakınca görmedik. Arapça olan Kur’an’a bunları söyleyenler, her ne hikmetse yine Arapça olan rivayet hadislere, neden bunları söylemediklerini hala fark edemediysek, Allah ile aldatılmaktan da asla kurtulamayız.  İSLAM’I SORUMLU OLDUĞUMUZ KUR’AN’DAN ÖĞRENMEZSEK, SONUCUDA İŞTE BÖYLE OLUR . Mezheplerin hatta cemaat ve tarikatların şekillendirdiği İslam inancımızda şu mantık ve Kur’an dışı inancı, her nedense...