Ana içeriğe atla

Kur’an’ın Kadına Karşı Tavrını, Lütfen Doğru Öğrenelim.

 


Şeriatla yönetildiğini söyleyen İslam toplumunda, ne yazık ki kadının yeri, adeta ikinci sınıf bir insan konumundadır. TABİ BU KUR’AN’IN DEĞİL, ERKEKLERİN OLUŞTURDUĞU BEŞERİ FIKIH VE ONUN ŞERİAT İNANCININ ESERİDİR.  Adeta kadının adı yoktur Mezheplerin yaratığı İslam toplumda. Kadının, erkeğin izniyle, ondan hoşnut olursa cennete gidebileceğini dahi söyleyen bir ŞERİAT ve onun FIKIH inancı, ne Allah’ın nede elçisinin sözleri, şeriatı asla değildir.  Şeriat İslam dinin kanunlarıdır ve Allah hükmüme hiç kimseyi ortak etmem diyerek, İslam dininin şeriatınıda Kur’an’da kendi belirlemiştir.

Allah Kur’an’da kadını da erkek kadar eşit görmüş, üstünlük TAKVADADIR, yani Allah’ın emirlerine uyup, yasaklarından korunmaktır demiştir. Kadın ve erkek yaradılışı gereği, farklı görev ve sorumluluklar yüklenmiştir. FARKLI ÖZELLİKLERE SAHİP KADIN VE ERKEĞİ, ASKA KARŞILAŞTIRAMAYIZ VE BİRİNİ DİĞERİNDEN ÜSTÜN GÖREMEYİZ. Allah bazı erkeklerin uslanmaz nefislerinin nerelere kadar uzanacağını çok iyi bildiği için, ADETA KADINI KUR’AN’DA KORUMASI ALTINA ALMIŞTIR. Tabi Kur’an ile amel edilmediği içinde, bu gerçekler ne yazık ki fark edilmesin diyede, toplumdan gizlenmiştir. Tüm bunları açığa çıkarmak, her Müslüman’ın görevidir ama bence kadınlarımızın bu konularda, daha fazla çaba harcamaları gerekmektedir. Dinimizi hurafe ve batıldan uzak, Kur’an’dan öğrenmelerinin önemini hatırlatmak isterim. Kendi haklarını bilmeyenlerin ve savunmayanların, hak iddia etmeleri çok zor olabilir.

Bu makalemde, konumuzla ilgili sizlerin üzerinde düşünmenize vesile olmak istediğim, çok önemli birkaç ayet var. Cahiliye döneminde, erkek nefislerinin yarattığı bir gelenek varmış. Bu gelenekte erkekler, eşlerini boşamak istediklerinde hiçbir sebep göstermeden, onlara ZIHAR ettiklerinde, yani onlara, SENİ ARTIK ANAMIN SIRTI GİBİ GÖRÜYORUM dediklerinde, rahatlıkla boşanabiliyorlarmış. Bu olaydan muzdarip, üzüntü duyan bir kadının, Allah’ın Resulüne şikâyete gelmesi ve Allah’ın bu konuya açıklık getirerek, bu yanlış uygulamayı kaldıran ayetlerine önce bakalım. 

Ahzab 4: Allah, hiçbir insanın içine iki kalp koymamıştır. ZIHÂR YAPTIĞINIZ/SIRTLARINI ANNENİZE BENZETTİĞİNİZ EŞLERİNİZİ DE ANALARINIZIN GİBİ SAYMADI ve evlatlıklarınızı da öz oğullarınız olarak tanımadı. Bunlar, sizin dillerinize doladığınız sözlerdir. Allah, gerçeği söylemektedir, doğru yola O iletir (Bayraktar Bayraklı meali)

Mücadele 2: İÇİNİZDEN ZIHAR YAPANLARIN KADINLARI, ONLARIN ANALARI DEĞİLDİR. Onların anaları ancak kendilerini doğuran kadınlardır. ŞÜPHESİZ ONLAR ÇİRKİN BİR LAF VE YALAN SÖYLÜYORLAR. Kuşkusuz Allah, affedicidir, bağışlayıcıdır. (Diyanet vakfı meali)

Bu ayetlerden de anlıyoruz ki, hiç kimse böyle bir bahaneyle eşini asla boşayamaz diyor Allah. Erkekler bu yolla istedikleri yaşta eşler alabiliyor acı günde, tatlı günde birlikte yıllarını geçirdikleri eşlerini, hiç düşünmeden boşuyorlarmış. Tabi böyle bir durumda kalan bir kadının durumunu, kimlere nasıl muhtaç bir durumda kalacağını sizler hayal edin.Tabi günümüzde bunu söyleyemeyiz. DEMOKRASİMİZ SAYESİNDE, ÜLKEMİZDE KADINDA MESLEK SAHİBİ OLUYOR VE KİMSEYE MUHTAÇ OLMADAN, KENDİ GEÇİMİNİ SAĞLAYABİLİYOR, ÇOK ŞÜKÜR.

Allah ayetinde, bunu yapamazsınız diyor kullarına, ama bu uyarıları çok fazla hayata geçirmeyen çıkabilir düşüncesi ile de, bakın bunu devam ettirirseniz, tekrar vazgeçmek için bazı şartları yerine getirmeniz gerekir diye de hükümlerini çok sert indiriyor. Çünkü ZIHAR yöntemi, erkeklerin kadınları adeta korkutma, boşanmayla tehdit etme yöntemine dönüşmüş ki, Allah bunun önünü kesmek için bakın nasıl kurallar koyuyor ve eşine ZIHAR edip, daha sonra vazgeçtim diyen bir erkek, neler yapması gerekir diyor. 

Mücadele 3: Kadınlardan ZIHAR ile ayrılmak isteyip de, sonra söylediklerinden dönenlerin karılarıyla temas etmeden önce BİR KÖLEYİ HÜRRİYETE KAVUŞTURMALARI GEREKİR. Size öğütlenen budur. Allah, yaptıklarınızdan haberi olandır. (Diyanet vakfı meali)

Mücadele 4: (Buna imkân) bulamayan kimse, HANIMIYLA TEMAS ETMEDEN ÖNCE ARDARDA İKİ AY ORUÇ TUTAR. Buna da gücü yetmeyen, ALTMIŞ FAKİRİ DOYURUR. Bu (hafifletme), Allah’a ve Resulüne inanmanızdan dolayıdır. Bunlar Allah’ın hükümleridir. Kâfirler için acı bir azap vardır. (Diyanet vakfı)

Görüyor musunuz, Allah böyle zalimce bir yöntemle eşini korkutup, boşanma tehdidi savuranlara, nasıl bir ceza hükmü getiriyor. Zıhar dan vazgeçtim demekle olmaz diyor Allah, madem düşünmeden zalimce tehditlerde bulundun eşine karşı, bu sözünden vazgeçmenin kefareti olarak, zenginsen bir köleyi azat edeceksin. İmkânın buna yetmiyorsa, ARALIKSIZ İKİ AY ORUÇ TUTACAKSIN, oruç tutamayacak durumdaysan da, ALTMIŞ FAKİRİ DOYURACAKSIN DİYOR.  Allah’ın kadınları, zor durumda bırakan erkeklere karşı koyduğu kurallara, dikkat çekici bir örnek daha verip, bu ikisini sizlerin kendi nefislerinizde değerlendirmenizi rica ediyorum. Allah yanlışlıkla bir Müslüman’ı öldüren bir kişinin, nasıl bir kefaret ödemesi gerektiğini, Nisa suresi 92. ayetinde bakın nasıl sıralıyor. Bu ayetten alıntılar yapmak istiyorum. 

“YANLIŞLIKLA BİR MÜMİNİ ÖLDÜRENİN, MÜMİN BİR KÖLE ÂZAT ETMESİ VE ÖLENİN AİLESİNE DE BİR DİYET VERMESİ GEREKİR. BUNLARI BULAMAYAN KİMSENİN, ALLAH TARAFINDAN TÖVBESİNİN KABULÜ İÇİN İKİ AY KESİNTİSİZ ORUÇ TUTMASI GEREKİR.”

DİKKAT ETTİNİZ Mİ, KARISINA ZIHAR EDİP ONU ADETA TEHDİT EDİP DAHA SONRA VAZ GEÇEN ERKEĞİN ÖDEYECEĞİ DİYETLE, YANLIŞLIKLA BİR İNSANI ÖLDÜRENİN DİYETİ AYNI. İşte Allah kadını, erkeğin ellerine bırakmayıp, böyle koruması altına almıştır. Ama bizlerin Kur’an’dan habersiz oluşumuz, özellikle kadınlarımızın çok acı çekmesine neden olmaktadır. Yine dikkat çekici bir örnek daha vermek istiyorum, Allah’ın kadını koruması altına aldığına dair. 

Nur 6: EŞLERİNİ ZİNA İLE SUÇLAYIP, KENDİLERİNDEN BAŞKA ŞAHİTLERİ BULUNMAYAN KİMSELERE GELİNCE, onlardan her birinin şahitliği, kendisinin mutlaka doğru söyleyenlerden olduğuna, dört defa Allah’ı şahit tutmasıdır. 7- Beşinci yemininde, eğer yalan söyleyenlerden ise, Allah’ın lanetinin kendi üzerinde olmasını diler. (Bayraktar Bayraklı meali)

Bir erkek eşi için, bu kadın zina yaptı diyerek mahkemeye başvuruyor. Ama kendisinden başkada, hiçbir şahidi yok. Bu durumda erkek, eşim zina yapmıştır diye, dört defa yemin ediyor ve ben doğru söyleyenlerdenim denmesi isteniyor. Daha sonra beşincide ise yalan söylüyorsam, Allah’ın laneti üzerime olsun denmesi istenir. Peki Allah, erkek bunu söylediği için, kadını suçlumu buluyor? İşte Allah’ın kadını ne derece koruduğunun kanıtı. Bakın şimdi kime soruyor ve ne karar veriyor.

Nur 8–9: Kadının da dört defa Allah’ı şahit tutup, KOCASININ MUTLAKA YALAN SÖYLEYENLERDEN OLDUĞUNA ŞAHİTLİK ETMESİ, KENDİSİNDEN CEZAYI KALDIRIR. Beşinci yemininde, eğer kocası doğrulardan ise, Allah’ın gazabının kendi üzerine olmasını diler. (Bayraktar Bayraklı meali)

Değerli dostlarım, yaşadığımız İslam ne yazık ki Allah’ın indirdiği İslam değil. Bizlerin ellerimizle yarattığımız ve özellikle Yahudilerin içimize girerek, kendi inançlarını inancımıza sokması ile Allah’ın dininden uzaklaştırılmışız, bunun artık farkında olalım. Lütfen araştırınız Yahudilerin fıkıh inancı ile bizlerin yarattığı mezheplerin fıkıh inancı çok benzer. Neden bunun sebebini araştırmıyoruz? Huzura vardığımızda pişman olmak istemiyorsak okuyalım ve Kur’an’dan araştıralım. Çünkü Allah bizleri, Kur’an’dan sorumlu tutacağına hükmetmiştir. Çok açık ayetlerden de anlaşıldığı gibi, Allah kadını bizzat koruması altına almıştır. BAZI ERKEKLERDE İNATLA, ALLAH’IN KORUMASINDAKİ KADINI, UTANMADAN ŞEYTANA BENZETİR, KADINA KARŞI YAPMADIKLARI SAYGISIZLIK BIRAKMAZLAR. Hâlbuki kadınlarımıza iftira atan, bu saygısızca sözleri söyleyenleri de kadınlar, yani analarımız dünyaya getirmiştir, ama çok çabuk bu gerçek unutulur. 

Dilerim bir Müslüman olarak, yalnız Kur’an’ın rehberliğinde imanımızı yaşarız. Batıl ve rivayetlerin etkisinde kalmadan, Allah’ın halis azınlık kulları arasında oluruz inşallah. 

Saygılarımla

Haluk GÜMÜŞTABAK

https://kuranadavet1.wordpress.com/

https://twitter.com/KURANA_DAVET

http://www.hakyolkuran.com/

https://www.facebook.com/Kuranadavet1/

https://hakyolkuran1.blogspot.com/

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nahl Suresi 98. Ayet. Kovulmuş Şeytandan, Allah'a Sığınırım. "Her Müslümanın Dikkatle Okuyup Düşünmesi Gereken Bir Ayet."

Bu makalemde sizlerin, üzerinde düşünmenize vesile olmak istediğim ayet, Nahl suresi 98. ayet olacaktır. Bu ayet öne sürülerek, Kur’an okumaya başlarken Allah,  EÛZÜBİLLÂHİMİNEŞŞEYTÂNİRRACÎM” , diye okumaya başlayın, emri veriyor diye anlatılır. Bu ayetin gerçek uyarısını, İslam toplumundan gizledikleri için, ne yazık ki Kur’an’ı okumaya başlamadan önce, Allah’ın ikazını yerine getirmediğimizden her okuyan yanlış anlıyor, neden mi? Her şeyin bir kuralı var, Kur’an’ı okumanın da elbette bir kuralı olmalı değil mi? Makalemi lütfen sonuna kadar okuyunuz. Gelin bu konu üzerinde önce ayeti yazalım, daha sonrada birlikte düşünelim. Nahl 98:   ŞİMDİ KUR’ÂN OKUMAK İSTEDİĞİN ZAMAN, ÖNCE O KOVULMUŞ ŞEYTANDAN ALLAH’A SIĞIN.  (Elmalı meali) Önce ayeti lütfen doğru anlayalım. Sizce Allah bu ayette, Kur’an’ı okumaya başlamadan önce, Eûzübillâhimineşşeytânirracîm” Yani, kovulmuş şeytanın şerrinden Allah’a sığınırım, diye başlayarak okuyun emrini mi veriyor? Bizler ne yazı...

Allah’ın Resulüne Verdiği Görev Yetki Ve Sorumluluk.

Bugün sizlerin, üzerinde düşünmenize vesile olmak istediğim konu, İslam toplumunun hala farkında olmadığı ve onun içindir ki, Allah ile aldatanların tuzağına rahatlıkla düşütüğü bir konu üzerinde düşünmenizi rica ediyorum. Sizce Allah Resulüne, nasıl bir görev verip yetkilendirmiştir? Şöyle demiş olabilir mi, Resulüm ben sana Kur'an'da ana başlıkları indiriyorum, detayına girmeden gönderiyorum. Sen kullarıma ayetlerimi açıklayıp, nasıl hayata geçireceklerini anlatırsın diyor olabilir mi? Yada şöylemi diyor. Sana verdiğim görevin tanımını izahını yapıyorum, sakın sana indirdiğimin sınırlarını aşma. Senin görevin sadece tebliğ etmek ve toplumu sana verdiğim ilim ve bilgelikle ikna edip, Kur'an'a davet etmektir mi diyor? Bu konuya geçmeden önce, Allah'ın Resulünün Kur’an'ı daha rahat tebliğ edebilmesi, sözlerinin dinlenmesi için, bakın Resulüne kesinlikle itaat edilmesini nasıl emrediyor.    Ali İmran 32:   ŞUNU DA SÖYLE: “ALLAH’A VE RESULE İTAAT EDİN.”EĞ...

İslam’ı Sorumlu Olduğumuz Kur’an’dan Öğrenmezsek, Sonucuda İşte Böyle Olur.

  Bizler hiç düşünmeden, sorgulamadan Kur’an’dan uzak öyle bir din yaşıyoruz ki, adeta Allah’ın kitabı Kuran’ı küçümsediğimizin farkında olmadığımız gibi,  yalnız Kur’an ile İslam’ı yaşayamayacağımıza inandırıldık. İman ettik dediğimiz Kur’an, bu düşünceye onay veriyor mu, hiç baktık mı? Elbette hiç bakmadık, hatta bakmaya teşebbüs bile etmemizi engelleyip, sen Kur’an’ı anlayamazsın senin ilmin ne ki, Arapça bir kelimenin bilmem kaç anlamı var, sen hangisinin olduğunu nereden bileceksin diyerek, aklın mantığın kabul etmeyeceği düşünceleri, her nedense kabul etmekte sakınca görmedik. Arapça olan Kur’an’a bunları söyleyenler, her ne hikmetse yine Arapça olan rivayet hadislere, neden bunları söylemediklerini hala fark edemediysek, Allah ile aldatılmaktan da asla kurtulamayız.  İSLAM’I SORUMLU OLDUĞUMUZ KUR’AN’DAN ÖĞRENMEZSEK, SONUCUDA İŞTE BÖYLE OLUR . Mezheplerin hatta cemaat ve tarikatların şekillendirdiği İslam inancımızda şu mantık ve Kur’an dışı inancı, her nedense...