Ana içeriğe atla

KUR’AN BİZE YETER DİYENLERİ, DİNSİZ KAFİR İLAN EDENLERE, ALLAH BAKIN NASIL CEVAP VERİYOR.

 


Kendisinin tefsir hocası olduğunu söyleyen bir kişi, video konuşmasında açıkça şu sözleri söyleyebiliyor. “ÜLKEMİZDE KUR’AN BİZE YETER DİYEN DİNSİZLER ÇIKTI.  BUNLARA DİREK GEVUR DİYEBİLİRSİNİZ.” Peki, bu sözleri neden ve ne amaçla söylüyor olabilir. Elbette mezheplerin ve atalarının geleneksel inancının dine yaptığı ilavelerini Kur’an’da göremediklerinde, ne yazık ki Kur’an İslam’ın yaşanması için yetersiz görülebiliyor. Tıpkı Kitap Ehlinin Allah’ın Resulüne itiraz edip, Kur’an’a inanırız ama bizim atalarımızdan günümüze gelen inançlarımız da var, onları da yaşarız dediklerinde, Allah Resulüne onları uyarmak için nasıl bir ayet indirmişti hatırlayalım.

“KENDİLERİNE OKUNAN KİTABI, SANA İNDİRMİŞ OLMAMIZ ONLARA YETMEDİ Mİ? ŞÜPHESİZ BUNDA İNANAN BİR KAVİM İÇİN BİR RAHMET VE BİR ÖĞÜT VARDIR. (Ankebut 51)

Lütfen ayete bakar mısınız? Allah kendilerine indirdiğimiz Kur’an yetmiyor mu diyor, Kur’an’a iman ettiğini söyleyen ve kendisini tefsir hocası, âlimi ilan eden kişiler ise neler söylüyor. Sanki Allah haşa ayetlerini açıklamamış, tefsir etmemişte bu kişiler açıklayıp bizim imanımızı kurtarmışcasına, batılı savunabiliyorlar. Kur'an'ı tefsir ettiğini söyleyenlerin hepsi, ayetten kendilernin ne anladıklarını yazıyorlar. Ya yanlış anladıysa diye soran bile yok. Dahada kötüsü, sen direk Kur'an'ı anlayamazsın okuma, tefsir kitaplarını okumalısın diyede, adeta kendilerini ruhban ilan edip Müslümanları kendi kitaplarına davet ediyorlar. Sizce bu ayetin hükmüne göre, KUR’AN BANA YETER DİYEN Mİ KÂFİRDİR, yoksa yalnız Kur’an ile İslam yaşanmaz diyerek, Kur’an’ın yanına mezheplerin koyduğu kurallar ve Allah’ın Resulüne ait olduğu iddia edilen, rivayet hadisleri olmasaydı asla ne Kur’an’ı anlardık, nede Allah’ın emirlerini yaşayamazdık DİYENLER Mİ KÂFİRDİR, ne dersiniz? Gerçekleri huzura vardığımızda göreceğiz. Doğrusu her şey çok açık ama kâfir kararını vermek bizlere düşmez, bu karar yalnız Allah’a aittir. Kendisini tefsir âlimi ilan eden bu kişi konuşmasında, çok ilginç bir örnek veriyor ve hiç korkmadan, çekinmeden hatta kalbi titremeden diyor ki; “TABİKİ KUR’AN BİZE YETMİYOR. HABİBİM, ONLARA İNDİRDİĞİM KUR’AN’I SEN AÇIKLA DİYE SENİ PEYGAMBER GÖNDERDİM DİYOR” DİYEREK, BATIL İNANÇLARINA KANIT YARATMAYA ÇALIŞIYOR. Ayeti yazalım, Kur’an bütünlüğünde birlikte düşünelim. Buna benzer birçok ayet Kur'an'da görebilirsiniz.

Nahl 44: (O RESULLERİ) APAÇIK BELGELER VE KİTAPLARLA GÖNDERDİK. İNSANLARA, KENDİLERİNE İNDİRİLENİ AÇIKLAMAN VE ONLARIN DA (ÜZERİNDE) DÜŞÜNMELERİ İÇİN SANA BU KUR’AN’I İNDİRDİK.(Diyanet meali)

Ayette siz Allah’ın Resulüne, habibim diye seslendiğini gördünüz mü? Elbette yok ama ayete eklemekte her zaman ki gibi bir kusur görmüyorlar. Birde ben yıllardır sıralı tefsir yapıyorum diyebiliyorlar. İşte böyle rivayetlerin ve batılın etkisinde tefsir yaapıyorlar. BUNDAN DAHA BÜYÜK BİR TEHLİKE OLABİLİR Mİ? Ayetin ilk cümlesinde Allah, apaçık belgelerle ve kitaplarla gönderdiğini söylüyor, tüm Resullerine gönderdiği Kitapları. SİZCE APAÇIK OLAN BİR BELGE, AÇIKLANMAYA MUHTAÇ OLABİLİR Mİ? Nedenini de açıklıyor, insanlara gönderdiğim vahyimi AÇIKLAMAN yani AÇIKÇA TEBLİĞ ETMEN ve onlarda bu açık vahiy üzerinde DÜŞÜNSÜNLER diye belirtiyor. Şöyle düşünelim, bu ayette Allah ben açıklamadım detay vermedim detayını sen anlatırsın, verdiğim emirleri nasıl yerine getirecekleri konusunda detaylı bilgiyi sen verirsin mi diyor? Eğer öyle söylediyse, GERÇEKTEN KUR’AN BİZE YETMEZDİ. Ama ayetin daha başında apaçık gönderdiğini söylediğine göre ve başka bir ayetinde biz kitapta hiç bir eksik bırakmadık, yalnız Kur'an'ın ipine sarılın dediğine göre, Resulün Kur’an’ı açıklaması sözünden ne anlamamız gerektiğini, kendi düşüncemize göre değil, Kur’an’a göre anlamamız gerektiği, çok açık anlaşılıyor. İsterseniz bu sorunun cevabını Kur’an’dan arayalım ki hata yapmayalım. Acaba gerçekten Kur’an açıklanmamış, detay verilmemişte, onu Allah’ın Resulümü açıklamış onu doğru öğrenelim.

Enam 126: BU, RABBİNİN DOSDOĞRU YOLUDUR. ŞÜPHESİZ DÜŞÜNÜP ÖĞÜT ALACAK BİR TOPLUM İÇİN ÂYETLERİ AYRI AYRI AÇIKLADIK. (Diyanet meali)

Enam 114: (DE Kİ:) “ALLAH’TAN BAŞKA BİR HAKEM Mİ ARAYACAĞIM? HÂLBUKİ SİZE KİTABI AÇIKLANMIŞ OLARAK İNDİREN O’DUR.” KENDİLERİNE KİTAP VERDİĞİMİZ KİMSELER, KUR’AN’IN GERÇEKTEN RABBİN TARAFINDAN İNDİRİLMİŞ OLDUĞUNU BİLİRLER. SAKIN ŞÜPHEYE DÜŞENLERDEN OLMA! (Kur’an yolu Diyanet işleri)

Araf 52: GERÇEKTEN ONLARA, İNANAN BİR TOPLUM İÇİN YOL GÖSTERİCİ VE RAHMET OLARAK, İÇİNDE TAM BİLGİYE DAYALI AÇIKLAMALAR YAPTIĞIMIZ BİR KİTAP GETİRDİK. (Kur’an yolu Diyanet işleri)

Hud suresi 1: ELİF. LÂM. RÂ. (BU SANA İNDİRİLEN),  HİKMET SAHİBİ (VE)  HER ŞEYDEN HABERDAR OLAN (ALLAH)  TARAFINDAN ÂYETLERİ SAĞLAMLAŞTIRILMIŞ, SONRA DA AÇIKLANMIŞ BİR KİTAPTIR. (Diyanet vakfı)

Bu ayetlere benzer onlarca ayet vardır ki, Kur’an’ı anlayalım ve hiç kimseye muhtaç olmayalım diye bizzat Allah’ın kendisinin, indirilmeden açıklanarak gönderildiğini Kıyame 18 ve 19. Ayetinde bakın nasıl açıkladığını söylüyor. “O HALDE ONU OKUDUĞUMUZ ZAMAN, SEN ONUN OKUNUŞUNU TAKİP ET. SONRA ONU AÇIKLAMAK DA BİZE AİTTİR.” Demek ki Kur’an’ı detaylandıran anlaşılır halde açıklayan, bizzat Allah olduğu anlaşılıyor. Nahl suresi  44. Ayetinde sana indirileni, kullarıma açıklaman için gönderdik sözünden ne anlamamız gerektiği, sanırım anlaşılmıştır. Açıklanmamış bir ayet olmadığını, onlarca ayetinden anladık. Demek ki Rabbimiz Resulüne şunu söylüyor. AYETLERİMİ KULLARIMA AÇIKÇA BİLDİR, TEBLİĞ ET VE ATALARININ İNANÇLARINDAN VAZGEÇSİNLER DİYOR. Nahl 44. Ayetin sonunda da zaten, Allah’ın Resulü açıkça tebliğ ettikten sonra, ayetler üzerinde düşünsünler diyor. Allah hem biz kullarını Kur’an’dan hesaba çekecek, hem de kendi korumasındaki Kuran’ı açıklamadan, bizler Resulün rivayet hadislerinden mi öğreneceğiz Kur’an’ın tüm detaylarını? Lütfen çok değil biraz düşünelim. Böyle bir adaletsizliği lütfen, Allah’a nispet etmeyelim, pişman oluruz. Ayetler açıklanmamış olsaydı, Allah yalnız Kur'an'ın ipine sarılın demez, Resulümde Kur'an'ın yanında ayetlerimi açıkladığı kitaplarınada uyun derdi.

Allah ayetlerim üzerinde, aklınızı kullanın ey kullarım diyorsa, gelin bu konuda daha detaylı aklımızı kullanalım, ama referansımız elbette yalnız Kur’an olsun. Makalemde bahsettiğim ve kendisini tefsir uzmanı olduğunu söyleyen kişi, günümüz İslam toplumunun, neden Kur’an’ı yeterli görmediğine çok dikkat çekici bir örnek vermiş ve bakın ne diyor Kur’an’ın yetmeyeceğini kanıtlayabilmek adına. “KUR’AN KABEYİ TAVAF ET DİYOR TAVAF NE, KUR’AN’DA NE OLDUĞU YOK.” Bu ve benzeri örnekleri geleneksel İslam inancında çok görürsünüz ve şunu da duymuşsunuzdur, ALLAH NAMAZ KIL DİYOR AMA KAÇ REKÂT KILACAĞIZ, NASIL KILINACAK DETAY YOK diyebiliyorlar ne için, mezheplerin dine yaptığı ilaveleri ve batıl inançlarını dinin asli unsuru yapabilmek ve TOPLUMU KENDİLERİNE MUHTAÇ ETMEK VE İSTEDİKLERİ GİBİ YÖNETEBİLMEK İÇİN ELBETTE. Bizler öyle bir batıl inanç yaratmışız ki kendimize, Kitap Ehliyle adeta yarışıyoruz. Allah birçok ayetinde Hz. İsa’nın vefat ettiğini söyler. Ama bizler Allah’ın Kur’an’da apaçık söylediklerini değil, mezheplerin ve batıl inançların sözlerine daha çok önem veriyoruz ve bakın bu konuda kendimizi hangi bilgilerle kandırıyoruz. “HZ. İSA’NIN YERYÜZÜNE İNECEĞİ HAKKINDA, 100 TANE HADİS VAR.“ Bu konuda rivayetler çok, ama neden Kur’an’da geleceğine dair tek bir ayet yok? Tam tersine onun vefat ettiğini söylüyor Kur’an, ama ne yazık ki ALLAH’I DİNLEYEN YOK. Rabbimiz boşuna Adiyat suresi 6. Ayetinde, “İNSAN, RABBİNE KARŞI ÇOK NANKÖRDÜR” demiyor. Ama bu nankörlüğümüzün hesabını, mahşer günü vereceğiz. O çetin gün pişman olmak istemeyen, doğruluğundan emin olduğumuz YALNIZ KUR’AN’A SARILIR VE YALNIZ KUR’AN İLE İSLAM YAŞANMAZ DEMEZ. DAHADA ÖMELİSİ BATIL İNANÇLARIMIZI YAŞAMAK İÇİN, KUR’AN BİZE YETMEZ DEMEYELİM. BUNU YARARSAK, ALLAH’A KARŞI NANKÖRLÜK YAPMIŞ OLURUZ.

Özellikle şunu söylemek isterim, Allah açıklamadığı izah etmediği hiçbir şeyden bizleri sorumlu tutmaz. Peki neden? ÇÜNKÜ ALLAH BİZLERİ KUR’AN’DAN SORUMLU TUTACAĞINA HÜKMETMİŞ VE YİNE BİZLERİN YALNIZ KUR’AN’IN İPİNE SARILMAMIZI EMRETMİŞTİR. Kur’an’da hiçbir eksik bırakmadığını nice örneklerle açıkladığını da, üstüne basa basa söylüyor. Hatta Kur’an’ın sınırlarını aşmamızı da yasaklamıştır. Bu durumda hemen kendimize soralım ve düşünelim. Allah kabeyi tavaf edin derken, bu emrini açıklamamış olabilir mi? Elbette mümkün değil. Önce Allah’ın Hac emri konusuna bakalım. Tavaf kelimesi bizim anladığımız anlamda Kur’an’da geçmez ve bahsedilmez. Örneğin 7 kez çevresini dönmek, hacerül Esvet taşının selamlanması, erkeklerin Hac esnasında dikişsiz ihram dedikleri kıyafeti giymesi, şeytan taşlaması türünden inançlar Kur’an’ın değil geleneğin, mezheplerin öğretisidir. Bunları Kur’an’da göremeyiz, çünkü Allah’ın emri, haccın gerekleri değildir.

Hac konusunda Kur’an çok geniş bilgiler verir. Haram aylarda hac görevimizi yapabileceğimizden tutun, kaç gün haçta kalacağımızı, dışarıdan gelenler isterse kurban kesmeyip, 3 gün haçta, 7 günde evlerine döndüklerinde oruç tutabilecekleri bilgisini verir. Kâbe de sefa ve Merve tepelerini ziyaret etmemizde, bir sakınca yoktur diye de açıklama yapar. Bu bilgiyi dahi veren Allah, günümüzde mezheplerin rivayetlerin dine yaptığı ilaveleri de bizlerden isteseydi, onları da bizlere bildirmez miydi? . Hacca gittiğimizde, Allah’ı hep birlikte zikretmemizi, anmamızı namaz kılmamız gerektiği bilgisi verilir Kur’an’da.  Bu kadar detaylı bilgiler veren Rabbimiz, kabenin çevresini 7 kez dönmemizi isteseydi onu da açıklamaz mıydı? Allah namaz vakitleri bizzat belirtip, abdesi nasıl alacağımızın detayını da tarif ettiyse, kendi huzuruna salata/namaza durmanın uzunluğu konusunda bir sınırlama yapmayıp, kısaltılmış namazı bizzat tarif edip, normal şartlardaki namazın uzunluğunu özellikle bizlere bıraktıysa, bizler bunu nasıl olurda bir eksiklik gibi görüp, BAKIN DEMEK Kİ KUR’AN YETMİYORMUŞ DERİZ. BİRDE KUR’AN YETER DİYENLERE, NASIL OLURDA DİNSİZ KÂFİR YAKIŞTIRMASI YAPARIZ?

Değerli dostlarım lütfen kendimize gelelim ve imanımızı KUR’AN İLE SORGULYALIM. İnanın yaşadığımız İslam, Allah’ın indirdiği İslam’dan çok uzak, neredeyse adı kalmış desem yanlış olmaz. Bir Müslümana düşen, din kardeşini YALNIZ KUR’AN’A DAVET ETMEK VE YALNIZ KUR’AN İLE UYARMAK OLMALIDIR. DİLERİM YALNIZ KUR’AN’I YETERLİ GÖREN VE YALNIZ ONUN İPİNE SARILAN, ALLAH’IN AZINLIK HALİS KULLARI ARASINDA OLURUZ.

Saygılarımla

Haluk GÜMÜŞTABAK

https://kuranadavet1.wordpress.com/

https://twitter.com/KURANA_DAVET

http://www.hakyolkuran.com/

https://www.facebook.com/Kuranadavet1/

https://hakyolkuran1.blogspot.com/

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İmtihanımızda, Kaybedenlerden Olmak İstemiyorsak.

  Allah Asr suresinde, iman ettiğini söyleyen kullarım, birbirine Hak olanı,  YANİ YALNIZ ALLAH KATINDAN GELENİ, KUR’AN’I TAVSİYE ETMEDİĞİ SURECE ZİYANDADIR  diyor. Çünkü hak olanın yalnız Allah katından geldiğini yine Kur’an’da bildiriyor. Bizler böylemi yapıyoruz? Rabbimiz iman ettiğini söyleyen kullarını uyarmak için,  “ONLARIN ÇOĞU ALLAH’A, ANCAK ORTAK/ŞİRK KOŞARAK İNANIRLAR”  diyerek, iman ettiğini zannedenlerin, nasıl büyük bir yanılgı içinde oldukları uyarısını yapıyor. Tabi bir başka ayetinde de kendisine  ŞİRK/ORTAK KOŞANIDA AFFETMEYECEĞİ  bilgisini veriyor. Peki, bizler böyle büyük hatalar yapıyor muyuz? İnancımızı Kur’an ile sorguladık mı? Gelin sorgulayalım. Bizler yalnız Allah’ın katından gelen HAK olan Kur’an’a mı iman ediyoruz? Yoksa yalnız Kur’an ile İslam yaşanmaz,  KUR’AN+RESULÜN SÜNNETİ+MEZHEP İMAMLARININ İCHATLARI ile birlikte  mi yaşanır diyoruz.  Eğer bunu söylüyorsak, Allah’ın uyardığı gibi...

İslam’ı Sorumlu Olduğumuz Kur’an’dan Öğrenmezsek, Sonucuda İşte Böyle Olur.

  Bizler hiç düşünmeden, sorgulamadan Kur’an’dan uzak öyle bir din yaşıyoruz ki, adeta Allah’ın kitabı Kuran’ı küçümsediğimizin farkında olmadığımız gibi,  yalnız Kur’an ile İslam’ı yaşayamayacağımıza inandırıldık. İman ettik dediğimiz Kur’an, bu düşünceye onay veriyor mu, hiç baktık mı? Elbette hiç bakmadık, hatta bakmaya teşebbüs bile etmemizi engelleyip, sen Kur’an’ı anlayamazsın senin ilmin ne ki, Arapça bir kelimenin bilmem kaç anlamı var, sen hangisinin olduğunu nereden bileceksin diyerek, aklın mantığın kabul etmeyeceği düşünceleri, her nedense kabul etmekte sakınca görmedik. Arapça olan Kur’an’a bunları söyleyenler, her ne hikmetse yine Arapça olan rivayet hadislere, neden bunları söylemediklerini hala fark edemediysek, Allah ile aldatılmaktan da asla kurtulamayız.  İSLAM’I SORUMLU OLDUĞUMUZ KUR’AN’DAN ÖĞRENMEZSEK, SONUCUDA İŞTE BÖYLE OLUR . Mezheplerin hatta cemaat ve tarikatların şekillendirdiği İslam inancımızda şu mantık ve Kur’an dışı inancı, her nedense...

Enam Suresi 38. Ayet. “Biz Kitapta Hiç Bir Şeyi Eksik Bırakmadık.”

Bizler Kur’an ayetlerini doğru anlamak istiyorsak, mutlaka yine Kur’an’ın açıklamalarından, verdiği örneklerden yola çıkarak, anlamanın yolunu yöntemini seçmeliyiz. Bu konuda bir örnek vermek istiyorum, önce ayeti yazalım daha sonra üstünde birlikte düşünelim. Enam 38:  Yeryüzünde gezen her türlü canlı ve (gökte) iki kanadıyla uçan her tür kuş, sizin gibi birer topluluktan başka bir şey değildir. BİZ KİTAP’TA HİÇBİR ŞEYİ EKSİK BIRAKMADIK. Sonunda hepsi Rablerinin huzuruna toplanıp getirilecekler. (Diyanet meali) Bu ayette geçen çok dikkat çekici bir cümle var.  BİZ KİTAP’TA HİÇBİR ŞEYİ EKSİK BIRAKMADIK . Sizce Allah, hangi kitaptan bahsediyor olabilir? Ne yazık ki geleneksel İslam anlayışı bu ayette geçen, bu cümleden çok rahatsız, onun içinde bu cümleye öyle bir anlam yüklüyorlar ki, ayette geçen bu cümlenin, neredeyse bizlere vermesi gereken anlamını alıp götürüyor. Siz ayeti okuduğunuzda ne anladınız? Yani Allah hangi kitapta, hiçbir eksik bırakmadığından bahsedi...