Ana içeriğe atla

Allah'ın Geleceği Bilmesi, İmtihan Olduğumuz Gerçeğine Ters Mi Düşer?


 

Bu makalemde sizlerin, üzerinde düşünmenize vesile olmak istediğim konu, “Allah madem bizlerin gelecekte neler yapacağımızı, nasıl bir insan olacağımızı biliyor, neden Resulleri aracılığıyla kitaplar gönderdi. İmtihanın sonucu belliyse, buna imtihan denir mi?” Bu ve benzeri sorular soruluyor. Gelin bu sorunun cevabını, Kur’an ve akıl çizgisinde anlamaya çalışalım. Önce şu konuya açıklık getirmek isterim. Allah Kur’an’ı gönderme amacını açıklarken, Allah’tan başkasına kul olmayalım diye açıklanmış bir şekilde gönderdiğini söyler. KUR’AN SİZLER İÇİN UYARIDIR, HATIRLATMADIR, ÖĞÜTTÜR, İKAZDIR. KARANLIKTAN AYDINLIĞA ÇIKARANDIR. DOĞRU YOLU GÖSTEREN BİR REHBER, IŞIK, NUR OLSUN DİYE bizlere gönderdiğini açıkça söylüyor. Allah neden Resuller ve uyarıcı kitaplar gönderdiğini de, yaradılış özelliğimizi Kur’an’da açıklıyor ve diyor ki; Kullarım tartışmaya meyillidir. Aceleci tabiatta yaratılmıştır. Zayıf yani bazı zafiyetlerle yaratılmıştır diyor. Tüm bu eksikliğimizi bilen Allah, biz kullarına şefkatini, yüceliğini gösterip yardım ediyor ki, o zayıflıklarımızın etkisinde kalmayalım.

Allah ben geleceği bilirim diyor Kur’an’da ve gelecekte olacakları söylenecek bazı sözlerin örneklerini dahi veriyor. Hatta Kur’an’ı dikkatle okuduğunuz da, bizlerin aklımızı kullanmadığında nefsimizin, duygularımızın etkisinde kaldığımızda, mutlaka hata yapabileceğimiz uyarısını da yapıyor. Allah’ın geleceği bilmesi, yarattığı kullarına önceden uyarı ve ikazda bulunmasını da sağlıyor. Şöyle düşünün lütfen. Bizler evlatlarımızı büyütürken, ilkokul çağlarına geldiklerinde, onların çok akıllı olup olmadığını, yüksek bir oranda tahmin ederiz. Bu bile bizlerin işine çok yarar. Evladımız için hiçbir zaman, bu çocuk okumaz deyip başıboş bırakmayız. Onu heveslendirip okuması için dershanelere gönderip, özel dersler almasını sağlayıp, evladımız için her çabayı gösteririz. Bazen bu çocuk zor okur diye üzülürüz ama birde bakarsın çabalarımızın sonunda, çok başarılı bir hayatı olur istediği yüksek makamlara gelir. Allah’ta biz kullarına aynı şeyi yapıyor. Görev verdiği Elçiler kanalıyla uyarıyor ikaz ediyor hatta tehdit ediyor ki, kulum benim istediğim yolda yaşasın. Bizlerde bazen evlatlarımıza, bak sınıfını geçmezsen sana bisiklet almam diye tehdit etmez miyiz? Tabi tam tersini de yaparız, sınıfını geçersen sana şunu alırım da deriz. Allah’ta biz kullarını düşünüyor, her türlü uyarıyı yapıyor. Bakın bu konuda, nasıl bir ayet indirmiş Rabbimiz.

“ŞÜPHESİZ BİZ BU KİTABI SANA, İNSANLAR İÇİN HAK OLARAK İNDİRDİK. ARTIK, KİM DOĞRU YOLU SEÇERSE KENDİ LEHİNEDİR; KİM DE SAPARSA ANCAK KENDİ ALEYHİNE SAPMIŞ OLUR. SEN ONLARIN ÜZERİNDE VEKİL DEĞİLSİN.” (Zümer 41)

Rabbimiz bu dünyaya, sizleri imtihan için gönderdim diyor. Hatta yarattığı kullarının çok kötü şeyler yapacağını da biliyor. Öyle olduğu halde uyarıyor, ikaz ediyor. Allah’ın geleceği bilmesi, bizleri uyarıp ikaz etmesi imtihanımız için bizlere kolaylık sağlıyor.  Aslında Allah bizlere şunu söylüyor. Uyarmak ikaz etmek benden, bu uyarıma uyup uymamak kulumun kendisine kalmış diyerek, tüm kullarını imtihanları gereği özgür bıraktığını söylüyor. Geleceği bilen Rabbimiz, hesap günü geldiğinde kullarının, neden bizi uyarmadın demeyelim diye, bakın nasıl bir ayet indiriyor.

“İŞTE O, KESİN OLARAK GELECEK OLAN GÜNDÜR. O HALDE DİLEYEN, RABBİNE VARAN BİR YOL TUTSUN. BİZ, YAKIN BİR AZAP İLE SİZİ UYARDIK. O GÜN KİŞİ ÖNCEDEN YAPTIKLARINA BAKACAK VE İNKÂRCI KİŞİ: «KEŞKE TOPRAK OLSAYDIM!» DİYECEKTİR.” (Nebe 39-40)

Çok şükür Rabbimiz, tüm bu uyarıları yapmadan önce, gönderdiği rehber kitaplarda, sizlere indirdiğim vahyime uyun, sakın onun sınırlarının dışına çıkmayın, batıla hurafeye sapmayın diyor. TÜM BU UYARILARI, KULLARININ HATA YAPACAĞINI BİLDİĞİ İÇİN YAPIYOR. Demek ki geleceği gören Allah, kullarını yalnız bırakmıyor ve uyarıyor, sürekli ikaz ediyor. Bunun nedenini de açıklıyor. Bizi uyarmadın Allah’ım demeyelim diye. Aynı konuyu Araf 172. Ayette de işliyor ve bakın ne diyor.

”BİR DE RABBİN, ÂDEMOĞULLARINDAN, BELLERİNDEKİ ZÜRRİYETLERİNİ ALIP DA ONLARI KENDİ NEFİSLERİNE ŞAHİT TUTARAK: BEN SİZİN RABBİNİZ DEĞİL MİYİM?" DEDİĞİ VAKİT, "PEKÂLÂ RABBİMİZSİN, ŞAHİDİZ" DEDİLER. (BUNU) KIYAMET GÜNÜ "BİZİM BUNDAN HABERİMİZ YOKTU." DEMEYESİNİZ DİYE YAPMIŞTIK.”

Allah’ın gerçeği bilmesi görmesi, Onun yarattığı kullarını uyarmasına gerek olmadığı anlamına gelmez. Tam tersine Rabbimizin yüceliği, bağışlayıcılığı, adaleti gereği, birçok kez uyarıp ikaz etmesi, hatta bizim anlayacağımız şekilde örnekler verip, sonunda başımıza gelecekleri konusunda ciddi bir uyarıda bulunması gerekir. Onu da zaten yapıyor. Allah bizleri bu dünyada, yaratılmış tüm canlılardan üstün kılmış ve özgür irademizle bizleri baş başa bırakmıştır. ELBETTE ÖZGÜRLÜĞÜNDE BİR SORUMLULULUĞU VARDIR. ALLAH’TA BU SORUMLULUĞUMUZUN TANIMINI, GÖREV VERDİĞİ ELÇİLERE İNDİRDİĞİ KİTAPLARLA APAÇIK YAPIYOR VE UYMAMIZI İSTİYOR. Hiç kimse, benim haberim yoktur diyemez. Araştıracak okuyacak ve kendisine çeki düzen verecek.  Elbette istisnalar hariç. Allah tebliğimin ulaşmadığı kullarımı sorumlu tutmam diyor. Allah hesap günü hiç birimiz itiraz etmeyelim diye, bakın ne yaptığını söylüyor.

“EY KİTAP EHLİ! (KIYAMET GÜNÜ) “BİZE BİR MÜJDELEYİCİ VE UYARICI GELMEDİ.” DERSİNİZ DİYE, ELÇİLERİN ARASI KESİLDİĞİ SIRADA (GERÇEKLERİ) AÇIKLAMAKTA OLAN, ELÇİMİZ SİZE GELDİ. SİZE ELBETTE BİR MÜJDELEYİCİ VE UYARICI GELMİŞTİR. ALLAH HER ŞEYE GÜCÜ YETENDİR.” (Maide 19)

Buradan da anlıyoruz ki, Rabbimiz geleceği biliyor ama gelecekte bizlerin yapacağı yanlışları yapmayalım diye de, indirdiği vahiylerle ikaz edip uyarıyor. Uyarıları dikkate alıp yanlışını düzelten, kendisini bekleyen kötü sondan kurtulup, Allah’ın müjdelediği cennetine kavuşacaktır. Allah Arap toplumuna indirdiği Kur'an'ı, neden Arapça indirdiği konusunda açıklama yaparken, biz Arap toplumuz başka dilde mi gönderdin Kur'an'ı demeyesiniz diye, sizin dilinizden indirdim diyor. Bunda kısadan hisse alacak, çok büyük dersler vardır.

Dilerim Allah’ın Resulünün tebliğ ettiği Kur’an ile buluşan, nefsini onunla terbiye eden ve yalnız Allah’ın ipine sarılıp, Allah’tan başka VELİ edinmeyen, Onun azınlık halis kulları arasında oluruz.

Saygılarımla

Haluk GÜMÜŞTABAK

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

KABEYİ İLK KİM YAPMIŞTIR?

Biz Müslümanlar her konuda olduğu gibi, Allah’ın emri Hac görevini yerine getirdiğimiz Kâbe nin, ne zaman ve kim tarafından yapıldığı konusunda bile, tam anlaşamıyor, Kur’an açıklamasına rağmen, Kur’an’ın bilgilerine inanacağımıza rivayetlerin etkisinde kalıyoruz. Televizyonlarda izlemişsinizdir, hatta kafanız da karışmıştır. Kâbe yi ilk yapanın, Hz. Âdem olduğu anlatılır. İlginçtir bu bilgilerin tamamı rivayetlerde geçer, sorumlu olduğumuz Kur’an’da tek kelime geçemez. Bakın bu konuda neler söyleniyor, önce bu rivayetlere göz atalım, daha sonra sorumlu olduğumuz Kur’an’dan gerçekleri öğrenelim. “İSLAM’DA GENEL GÖRÜŞ OLARAK KÂBE’NİN, İLK OLARAK HZ. ÂDEM TARAFINDAN YAPILDIĞI SÖYLENİR. ANCAK ONDAN GERİYE, SADECE TEMELLERİNİN KALDIĞI, SONRA HZ. ŞİT PEYGAMBER TARAFINDAN YENİDEN İNŞA EDİLDİĞİ VE NUH TUFANI SIRASINDA KUMLARA GÖMÜLDÜĞÜ ANLATILIR. DAHA SONRASINDA, KUR’AN’DA BELİRTİLDİĞİ ÜZERE, HZ İBRAHİM’İN ALLAH’IN EMRİ İLE KÂBE’NİN BULUNDUĞU YERE GİTTİĞİ VE KÂBE’NİN TEMELLERİNİ BULARAK, O

ÖLMÜŞLERİMİZE KUR’AN OKUMAK, KURBAN KESMEK DOĞRU MUDUR?

Sizce Kur’an ölmüşlerimize okunur mu, okunursa faydası olur mu? Bildiğiniz gibi günümüz İslam toplumunda, çok fazla kabul gören ve her ölen yakınlarımızın ardından Kur’an okuruz, ya da okuturuz. Kabir ziyaretlerinde görürsünüz, ölmüş kişinin mezarı başında ona Kur'an okurlar. Bu davranışımız ne kadar doğru. Gelin bu sorumuzu Kur’an'a soralım, bakalım ne cevap verecek. Allah Kur’an'ı neden ve ne amaçla indirdiğini, bakın nasıl açık bir şekilde bizlere bildiriyor. Yasin 70:   DİRİ OLANLARI UYARABİLSİN ve kâfirlere ceza hak olsun diye. ( Bayraktar Bayraklı) Fatır 22:  DİRİLER İLE ÖLÜLER DE BİR OLMAZ. Allah, dilediğine işittirir. SEN, KABİRDE BULUNANLARA İŞİTTİRECEK DEĞİLSİN. (Diyanet meali) Neml 80:  Bil ki SEN ÖLÜLERE İŞİTTİREMEZSİN, arkalarını dönüp giderlerken sağırlara da DAVETİ DUYURAMAZSIN. ( Diyanet vakfı) Aslında bu ayetleri okuyan ve iman ettiğini söyleyen bir Müslüman, Kur’an'ın yaşayan bizler için bir tebliğ, uyarı  HAKKIN YOLUNA DAVETİYE  olduğunu anlayacaktır

İmtihanımızda, Kaybedenlerden Olmak İstemiyorsak.

  Allah Asr suresinde, iman ettiğini söyleyen kullarım, birbirine Hak olanı,  YANİ YALNIZ ALLAH KATINDAN GELENİ, KUR’AN’I TAVSİYE ETMEDİĞİ SURECE ZİYANDADIR  diyor. Çünkü hak olanın yalnız Allah katından geldiğini yine Kur’an’da bildiriyor. Bizler böylemi yapıyoruz? Rabbimiz iman ettiğini söyleyen kullarını uyarmak için,  “ONLARIN ÇOĞU ALLAH’A, ANCAK ORTAK/ŞİRK KOŞARAK İNANIRLAR”  diyerek, iman ettiğini zannedenlerin, nasıl büyük bir yanılgı içinde oldukları uyarısını yapıyor. Tabi bir başka ayetinde de kendisine  ŞİRK/ORTAK KOŞANIDA AFFETMEYECEĞİ  bilgisini veriyor. Peki, bizler böyle büyük hatalar yapıyor muyuz? İnancımızı Kur’an ile sorguladık mı? Gelin sorgulayalım. Bizler yalnız Allah’ın katından gelen HAK olan Kur’an’a mı iman ediyoruz? Yoksa yalnız Kur’an ile İslam yaşanmaz,  KUR’AN+RESULÜN SÜNNETİ+MEZHEP İMAMLARININ İCHATLARI ile birlikte  mi yaşanır diyoruz.  Eğer bunu söylüyorsak, Allah’ın uyardığı gibi  ZİYANDAYIZ  yani kaybedenlerdeniz demektir. Allah ayetlerinde bizleri uy