Ana içeriğe atla

FURKAN SURESİ 63. AYET VE BİZLERE VERDİĞİ DERSLER.


 

Değerli din kardeşlerim, bugün sizlere Furkan suresi 63. ayeti hatırlatıp, sizleri üzerinde düşünmeye davet etmek istiyorum. Önce ayeti yazalım.

Furkan 63: RAHMAN’IN HAS KULLARI, YERYÜZÜNDE VAKAR VE TEVAZU İLE YÜRÜYEN KİMSELERDİR. CAHİLLER ONLARA LAF ATTIKLARI ZAMAN, “SELÂM!” DER (GEÇER)LER. (Diyanet meali)

Allah ayetinde, çok önemli üç konuyu bizlere hatırlatıyor ve üzerinde düşünmemizi istiyor.

1. Allah'ın gerçek, doğru yolda giden kulları kimlerdir? 2. Rabbin gerçek kulları nasıl davranırlar? 3. Cahiller yani Kötü niyetli, dar kafalı insanlar kimlerdir, nasıl davranırlar ve neden? Gelin bu sorular üzerinde düşünelim ve ayetin bizlere neler anlatmak istediğini anlamaya çalışarak, günümüz gerçekleri ile karşılaştıralım. Allah'ın gerçek, halis kulları kimler olabilir. İşte bunu Kur’an bütünlüğünde önce düşünmeli ve ona göre davranmalıyız ki, Rabbin halis kulları olabilelim. Yoksa kendimizi kandırmaktan öte gidemeyiz, Allah korusun. Çünkü Allah Kur’an'da; "O HALDE KENDİ KENDİNİZİ TEMİZE ÇIKMIŞ GÖSTERMEYİN, KİMİN SAKINDIĞINI EN İYİ BİLEN O'DUR" DER BİZLERE.

Yunus suresi 100. ayetinde; ALLAH AKILLARINI GÜZELCE KULLANMAYANLARI, PİSLİK İÇİNDE BIRAKACAĞINI SÖYLEDİĞİNE GÖRE, Allah'ın halis kulu, demek ki aklını en iyi kullanan olmalıdır. Körü körüne iman etmeyen, rehber Kur’an'dan asla şaşmayan Allah'ın kulu, ancak onun halis kulu olabilir. Bakara suresi 42. ayetinde Allah, HAKKI BATIL İLE KARIŞTIRMAYIN, YALNIZ KUR'AN'IN İPİNE SARILIN DEDİĞİNE GÖRE, ALLAH'IN HALİS KULU, HAKKA YANİ KUR’AN'A ASLA BATILI, EMİN OLMADIĞI BİLGİYİ, KARIŞTIRMAYANDIR. Çünkü Allah bir başka ayetinde, emin olmadığınız bilgilerin ardı sıra gitmeyin, yoksa sorumlu tutarım, diye öğüt vermiyor muydu bizlere?

ALLAH'IN, ŞEFAAT TÜMDEN BANA AİTTİR, SAKIN VELİLERİN ARDI SIRA GİTMEYİN GÜVENİLECEK VELİNİZ YALNIZ BENİM AYETLERİNİ TEBLİĞ ALAN VE ASLA ALLAH'TAN BAŞKA ŞEFAATÇİ VELİLER EDİNMEYENLER, RABBİN HALİS KULUDUR. Allah'ın halis kulları, KUR’AN'IN HARAM ETTİĞİNİN DIŞINDA HARAMLAR EDİNMEYEN, Allah'ın haram kıldığını haram, üzerinde hüküm vermedikleri tüm temiz şeyleri helal kabul eden, Allah'ın halis ve gerçek kullarıdır.

Her gün namazlarımızda Allah'a söz verdiğimiz, FATİHA SURESİNDE(YALNIZ SENDEN YARDIM DİLERİZ) SÖZÜNE SADIK KALIP, ALLAH'TAN BAŞKA KİMSEDEN YARDIM DİLEMEYEN, Rabbin kulları ancak onun halis kullarıdır. Allah ayetinde SİZLERE BİR REHBER, GÜNEŞ, GÖNÜL GÖZÜ GÖNDERDİM, ONUN İPİNE SARILIN TEBLİĞİNİ ALAN VE ONUN REHBERLİĞİNDEN BAŞKA BİR REHBER TANIMAYAN KULLARI ANCAK, Allah'ın halis kullarıdır.

Allah'ın, HADİ BİR BENZERİNİ GETİRSİNLER BAKALIM, DİYE MEYDAN OKUDUĞU HALDE, BUNLARDA ALLAH KATINDANDIR DİYE ÖNE SÜRDÜKLERİ KİTAPLARIN ARDI SIRA GİTMEYEN, Rabbin kulları ancak onun halis kullarıdır. Allah Araf suresi 185. ayetinde, O HALDE KUR'AN'DAN SONRA HANGİ SÖZE İNANACAKLAR, dediği halde, Kur’an dışından asla hükümler aramayan, Kur’an dışından, Kur’an'ın onay vermediği hiçbir sözünün, bilginin ardı sıra gitmeyen Rabbin kulları, ancak onun halis kullarıdır. Kur’an'ın uyarılarına uyanlar, elbette Rahmanın sevdiği, kendisine yakın, halis kulları olacaktır. Cümlemize Allah nasip etsin inşallah.

Gelelim yukarıdaki özelliklere sahip Allah'ın halis kulları, yaşamında nasıl davranırlar. İşte bu insanlar hayatında tevazu, yani alçak gönül sahibi insanlardır ve onların yürüyüşlerinden bile anlarsınız diyor Rabbimiz. Peki neden? ÇÜNKÜ ONLAR İMANLARINDAN EMİNDİRLER. ÇÜNKÜ ONLAR ASLA BATILI RİVAYETİ VE SANI BİLGİLERİ DİN EDİNMEDİKLERİ İÇİN, GÜVENLE EMİN ADIMLARLA İNANCINI YAŞARLAR.  Karşısındaki insana, yani kendi düşüncesinden olmadığı halde, ona laf atan onu kıskanan, ona bağırıp çağıran, onu kışkırtan, kendisi gibi düşünmediği için, ona elinden gelen hakareti yapan kişilere karşı nasıl davranır diyor, Rabbin halis kulları? 

Onların söylediklerini duymazdan gelir, onların kışkırtmalarına kapılmaz ve onlara selam verip geçerler diyor ayette Allah. Yani cevap bile vermez, çünkü o kışkırtıcı insanlar batılın yolcusu gerçeklerden uzak, gönül gözleri mühürlü insanlardır. Onlara ne yapsan fayda etmeyecektir, ondan dolayı Allah'ın has kulları, Rabbin verdiği sabırla, sinirlerine hâkim olan, kızmayan, kendisinden emin olan insanlardır diyor. HATIRLAYINIZ BAZI DİN KARDEŞLERİMİZİ KUR'AN'A DAVET EDİP AYETLERİ HATIRLATTIĞIMIZDA, NEREDEN RESULÜN HADİSLERİ DEMİYORLAR MI. YETMİYOR YALNIZ KUR'AN İLE İSLAMIN YAŞANMAYACAĞIINI SÖYLEYİP, SEN SÜNNET İNKARCISISIN RESULÜ DEVRE DIŞI BIRAKIYORSUN DİYEREK, NASIL HAKARETLER ETTİĞİNE HEPİMİZ ŞAHİT OLMUŞUZDUR. Böyle kişilere cevap bile vermek, zaman kaybı olur. HALBUKİ KUR'AN'DA ALLAH'IN RESULÜNÜN BİZ ÜMMETİNİ, YALNIZ KUR'AN İLE UYARMA GÖREVİNİ ALDIĞINI GÖRMEK DUYMAK BİLE İSTEMİYORLAR, ÇÜNKÜ ATALARININ BATIL İNANCI AĞIR BASIYORSelam verip geçerler sözünden de, çok net şunu anlamalıyız. Selam kelime anlamı olarak, SELAMET VE BARIŞ GETİREN DEMEKTİR. Allah'ın sevgili halis kulları, böyle insanlara karşı bile zarar vermeden, onlara barış ve adaletle karşılık verirler diyor.

Gerçektende kendisinden ve inancından emin olan insanlar, asla sinirlenmezler. ÇÜNKÜ ONLAR DÜŞÜNEN VE AKLINI KULLANAN VE BÖYLECE İMANLARI KALPLERİNE YERLEŞMİŞ MÜSLÜMANLARDIR. Karşısındaki insan kendisi gibi düşünmese bile onu kızmazlar, zarar vermezler. Çünkü inançlarından emindirler. Onlar bilirler ki, herkesin yaptığı kendi hesabınadır.  Allah'ın Resulünü hatırlayınız, Ali İmran 159. ayetinde Rabbimiz elçisine ne diyordu? "ALLAH’TAN BİR RAHMET SAYESİNDEDİR Kİ, SEN ONLARA YUMUŞAK DAVRANDIN. EĞER KABA-SABA, KATI YÜREKLİ OLSAYDIN SENİN ÇEVRENDEN KESİNLİKLE DAĞILIR GİDERLERDİ." Bizler Resulün ümmeti olduğunu söylüyorsak, aynı yol ve yöntemi kullanmalıyız. Bizim gibi düşünmeyen, inanmayanları da, Kur’an ile uyardıktan sonra hala inat edenlere, SENİN DİNİN SANA, BENİM DİNİM BANA DEYİP, SELAM VERİP GEÇMELİYİZ. Çünkü Allah, böyle davranmamızı emrediyor.

Şimdide üçüncü sırada incelediğimiz, CAHİLLER yani Kötü niyetli insanlar, dar kafalılar kimlerdir, nasıl davranırlar? İşte burası çok önemli. Bu insanlar Allah'a iman etmeyenler değil, önce bu tespiti yapalım. Cahil insanlar, Kur’an'ın nuruyla nurlanmak yerine, hurafelerin, rivayetlerin batıl ve sanı itikatların peşi sıra gidenlerdir. Bu cahil, dar kafalı, art niyetli insanlar kimler olabilir, Kur’an bütünlüğünde anlamaya çalışalım. 

Hatırlarsanız Allah, hakka batıl karıştırmayın dediği halde, atalarının inançlarından vazgeçmeyenleri, Allah birçok ayetinde uyarır. Şefaatçi veliler edinmeyin, tek şefaatçi benim dediği halde, hala atalarından gelen rivayetlerin etkisiyle, Allah'ın berisinden şefaatçiler edinerek, inançlarını yaşayanlar vardır. Allah helal ve haram konusunda yalnız ben hüküm veririm, haram demediğim halde haramlar edindiğinizin kanıtını getirin, demesine rağmen, inatla haramlar koyanların ardı sıra gidenlerdir. Kur’an sizlere yetmiyor mu dediği halde, Kur’an'da her bilgi detaylı yoktur derler. Allah sizleri Kur’an'dan sorumlu tutuyorum dediği halde, ısrarla yalnız Kur’an yetmez diyenler, cahil kişiler değil midir sizce? Verecek o kadar çok örnekler var ki. Düşünene Kur’an'dan ibret, saymakla bitmez.

GÜNÜMÜZDE NE YAZIK Kİ ÖYLE BİR TOPLUM VAR Kİ, KENDİSİ GİBİ İNANMAYANLARA ASLA SABIR VE SAYGI GÖSTERMİYORLAR. TEHDİTLER, KÜFÜRLER, SAYGISIZCA SÖZ VE DAVRANIŞLARLA, ELLERİNDEN GELEN ENGELİ ÇIKARIYORLAR. Bazı siteler kendi düşüncesinde olmayan yazıları, anında siliyor ve bir daha o siteye girişi de engelliyorlar. Peki, bu yol ve yöntem Allah'ın halis kullarının başvuracağı bir yöntem midir? Allah'ın halis kullarının, yukarıdaki ayette nasıl davranması gerektiğini, çok açık söylüyor. Ayrıca Resulün tavrı da bizler için büyük bir örnek olduğuna göre, sanırım herkes Rabbin halis kulları olmak için, nasıl davranmalı ve nasıl bir yol izlemeli, kendisi bizzat çok iyi düşünmeli ve kararını vermelidir.

İNANCINDAN EMİN OLAN, SİNİRLERİNE HÂKİM OLUR. KENDİSİ GİBİ DÜŞÜNMEYENE, İNANMAYANA HAKARET EDİYORSA, O KİŞİNİN İMANI KALBİNE YERLEŞMEMİŞ DEMEKTİR. BATIL VE HURAFE İNANCI ASLA KALP KABUL ETMEZ. İnancından emin olan, Kur'an'ın yolunu takip eden bir Müslüman aynı düşünce ve inançta olmasa bile, karşısındaki insana bağırıp çağırmaz, saygısızca tek bir söz dahi söylemez. Kur’an terbiyesi alan sabırlıdır, tevazu sahibidir. Onun amacı yalnız ve yalnız Kur’an'ın ipine sarılıp, Allah'ın önerdiği gibi, aklı ile iman edip, yine din kardeşlerini yalnız Kur’an ile uyarandır. Kötü sözle bile karşılaşsa, ona yine de selamını verip geçen, Rabbin halis kullarıdır.

Dilerim Allah'tan cümlemizi, Kur’an'ın ipine sarılan, yalnız Allah'ı veli edinen aklı ile iman edip, orta yolu izleyen, Rabbin halis kullarından oluruz.

Saygılarımla 

Haluk GÜMÜŞTABAK

https://kuranadavet1.wordpress.com/

https://twitter.com/KURANA_DAVET

http://www.hakyolkuran.com/

https://www.facebook.com/Kuranadavet1/

https://hakyolkuran1.blogspot.com/

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

KABEYİ İLK KİM YAPMIŞTIR?

Biz Müslümanlar her konuda olduğu gibi, Allah’ın emri Hac görevini yerine getirdiğimiz Kâbe nin, ne zaman ve kim tarafından yapıldığı konusunda bile, tam anlaşamıyor, Kur’an açıklamasına rağmen, Kur’an’ın bilgilerine inanacağımıza rivayetlerin etkisinde kalıyoruz. Televizyonlarda izlemişsinizdir, hatta kafanız da karışmıştır. Kâbe yi ilk yapanın, Hz. Âdem olduğu anlatılır. İlginçtir bu bilgilerin tamamı rivayetlerde geçer, sorumlu olduğumuz Kur’an’da tek kelime geçemez. Bakın bu konuda neler söyleniyor, önce bu rivayetlere göz atalım, daha sonra sorumlu olduğumuz Kur’an’dan gerçekleri öğrenelim. “İSLAM’DA GENEL GÖRÜŞ OLARAK KÂBE’NİN, İLK OLARAK HZ. ÂDEM TARAFINDAN YAPILDIĞI SÖYLENİR. ANCAK ONDAN GERİYE, SADECE TEMELLERİNİN KALDIĞI, SONRA HZ. ŞİT PEYGAMBER TARAFINDAN YENİDEN İNŞA EDİLDİĞİ VE NUH TUFANI SIRASINDA KUMLARA GÖMÜLDÜĞÜ ANLATILIR. DAHA SONRASINDA, KUR’AN’DA BELİRTİLDİĞİ ÜZERE, HZ İBRAHİM’İN ALLAH’IN EMRİ İLE KÂBE’NİN BULUNDUĞU YERE GİTTİĞİ VE KÂBE’NİN TEMELLERİNİ BULARAK, O

ÖLMÜŞLERİMİZE KUR’AN OKUMAK, KURBAN KESMEK DOĞRU MUDUR?

Sizce Kur’an ölmüşlerimize okunur mu, okunursa faydası olur mu? Bildiğiniz gibi günümüz İslam toplumunda, çok fazla kabul gören ve her ölen yakınlarımızın ardından Kur’an okuruz, ya da okuturuz. Kabir ziyaretlerinde görürsünüz, ölmüş kişinin mezarı başında ona Kur'an okurlar. Bu davranışımız ne kadar doğru. Gelin bu sorumuzu Kur’an'a soralım, bakalım ne cevap verecek. Allah Kur’an'ı neden ve ne amaçla indirdiğini, bakın nasıl açık bir şekilde bizlere bildiriyor. Yasin 70:   DİRİ OLANLARI UYARABİLSİN ve kâfirlere ceza hak olsun diye. ( Bayraktar Bayraklı) Fatır 22:  DİRİLER İLE ÖLÜLER DE BİR OLMAZ. Allah, dilediğine işittirir. SEN, KABİRDE BULUNANLARA İŞİTTİRECEK DEĞİLSİN. (Diyanet meali) Neml 80:  Bil ki SEN ÖLÜLERE İŞİTTİREMEZSİN, arkalarını dönüp giderlerken sağırlara da DAVETİ DUYURAMAZSIN. ( Diyanet vakfı) Aslında bu ayetleri okuyan ve iman ettiğini söyleyen bir Müslüman, Kur’an'ın yaşayan bizler için bir tebliğ, uyarı  HAKKIN YOLUNA DAVETİYE  olduğunu anlayacaktır

SALAT'IN BİR ANLAMININDA, NAMAZ OLMADIĞINI SÖYLEYEN KARDEŞLERİMİZE.

  Bu makalemde sizlerin, üzerinde düşünmenize vesile olmak istediğim konu, Kur’an’da geçen SALAT kelimesi üzerinde olacak. Salat Allah’a dua etmek, toplumun birbirine destek olması ve bizlerin farsça namaz dediğimiz kıyam, rükû ve secde ile yapılan şekilsel bir dua ibadeti anlamlarına gelir. Bu makalemde üzerinde durmak istediğim konu, bazı arkadaşlarımızın kıyam, rükû ve secde ile yaptığımız ibadetin aslında, Kur'an'da geçmediğini iddia ettikleri konusu üzerinde olacak.  Her düşünceye saygılı olurda, hiç bir etki altında kalmadan, derinlemesine Kur’an ayetleri üzerinde düşünürsek, inanıyorum ki en doğru sonuca ulaşabiliriz. Eğer birbirimize saygısız tavırlar içinde olurda, bizim gibi inanmadığı için, karşımızdaki kişiyi dinsizlikle suçlarsak, daha baştan büyük hata yapmış oluruz.  ÖNCE ŞUNU ÇOK AÇIK BİR ŞEKİLDE, YAZIMIN BAŞINDA SÖYLEMEK İSTERİM. ŞU AN KILDIĞIMIZ NAMAZIN AYNISINI, DETAYLARINI KUR’AN’DA ARAMAYALIM, BULAMAYIZ. ÇÜNKÜ ALLAH BU ŞEKLİYLE, YANİ DETAYI İLE NAMAZI KUR’A