Ana içeriğe atla

KUR'AN'I BİZZAT KENDİSİNDEN TANIMAMANIN, ACISINI ÇEKİYORUZ.


 

Biz Müslümanlar, iman ettiğimizi söylediğimiz Kur’an ile genel çoğunluğumuz, neredeyse hiç tanışmadığımız için, ona öyle saygısızlıklar yapıyoruz ki, farkında olsak gece gündüz Allah’tan affedilmeyi dileriz. Aklı başında zerre kadar düşünen bir insan, inandığı kitabı anladığı dilden, Allah bizlerden ne istiyor neler emrediyor diye merak edip, hiç okumaz mı? Ne yazık ki genel çoğunluğumuz, hiç okumadan ona iman ettiğini söyleyebiliyor. Öyle olunca da iki tehlikeden kurtulamıyoruz. Birincisi BİZLERE NE ANLATILIRSA, KUR’AN’DAN YANİ ALLAH’IN EMRİ ZANNEDİYORUZ. İkincisi bizler bizzat Kur’an’ı okuyup ayetler üzerinde Allah’ın istediği gibi düşünmediğimiz Allah’ın uyarı ve hükümlerinin özünü anlayamadığımız için, HER ZAMAN ŞÜPHE İÇİNDE OLUYOR, İMAN KALPLERİMİZE YERLEŞMİYOR, TEDİRGİN OLUYORUZ. ONUN  İÇİN BİZİM GİBİ İNANMAYANLARA KARŞI, İNANILMAZ SAYGISIZLIK YAPIYOR TEP Kİ GÖSTERİYORUZ. Allah güvenilecek Veliniz yalnız benim, yalnız Kur’an’a sarılın dedikçe, bizler kendimize veliler edinip, dini onlardan öğrenmekte bir sakınca görmedik. ÇÜNKÜ KUR’AN’I, ALLAH’IN DİNİ İSLAM’I KUR’AN’DAN ÖĞRENMEDİK.

Önce şunu hatırlatmak isterim, din Allah’ın dinidir ve yalnız Allah’ın hükümleri ile yaşanır. Çünkü Allah BEN HÜKMÜME HİÇ KİMSEYİ ORTAK ETMEM diyor. Peki bizler Allah’ın dini İslam’ı, Allah’ın hükümleri ile mi yaşıyoruz? Yoksa hükmüme hiç kimseyi ortak etmem uyarısını görmezden gelip, RESULÜNÜ VE KENDİMİZCE GÜVENDİĞİMİZ VELİ İLAN ETTİĞİMİZ, DİN ÂLİMİ DEDİĞİMİZ KİŞİLERİN DİNE YAPTIĞI İLAVELERİ HÜKÜMLERİ İLE Mİ YAŞIYORUZ? Ne dersiniz?

Bu yanlışımız, okulda okurken dersini çalışmayıp, arkadaşlarından koya çekerek iyi not almaya çalışanlara benziyor. İmtihana girerken şüphe içinde, bitiminde bile sonucunu bilemediğimiz için korku içinde oluyoruz. Dersini çalışmayıp kopya çekerek, mezun olan meslek sahibi olan hiç kimseyi göremezsiniz, bir yerde takılır ve hüsrana uğrar böyle öğrenci. Yaşadığımız inancımızı, işte böyle hatalarla birilerinden kopya çekerek, sorumlu olduğumuz Kur'a'dan kontrol etmeden yaşıyorsak, sonucu asla mutlu bitmeyecektir. ŞUNU LÜTFEN UNUTMAYALIM. ALLAH’IN VAHYİ KUR’AN’I, KUR’AN’DAN TANIYIP ÖĞRENMEDİYSEK, İMANIMIZDANDA ASLA EMİN OLAMAYIZ, İMANIMIZ KALBİMİZE ASLA YERLEŞMEZ.

Çok üzgünüm ama bizler, Allah’ın Nuru KU’AN’I HİÇ TANIYAMADIK, TANIMADIĞIMIZ İÇİNDE TANIŞAMADIĞIMIZDAN KUR'AN BİZLERE CEVAP VERMEDİ. Allah bizzat kendisine güvenmeyip, araya aracılar koyanların gözlerine perde çekip kulak ve kalplerini mühürlediğinden, böyle kişilerin Kur'an'dan nasiplenmeside mümkün olmayacaktır. Eğer bir kişiyi, bir başkasının söylemleri ile tanımaya çalışırsanız, o kişiyi doğru tanımanız asla mümkün olamaz. Çok kötü anlatılan bir kişi ile bizzat tanışıp arkadaş olduğunuzda, seni hiç böyle anlatmıyorlardı diye itirafta bulunduğunuz çok olmuştur. Bizler iman ettiğimizi söylediğimiz KUR’AN’I ne yazık ki bizzat kendisinden tanımadık. Çünkü sen Kur’an’ı anlayamazsın, senin ilmin ne ki diyerek, BİZLERİN KUR’AN’A YAKLAŞMAMIZI ENGELLEDİLER. BÖYLECE KUR’AN’I BİZLERİN BİZZAT TANIMASININ ÖNÜNE SET ÇEKTİLER.

Kur’an ile bizler tanışamadığımız içinde, bizlere anlatılanlar ışığında Kur’an’ı tanıdık. Böyle olunca da Allah ile aldatanların tuzağına düştük, Allah’ın NURU KUR’AN’I yanlış tanıdık. Namazı bolca kılan ama Allah’a şirk koşan, zekât veren ama rüşvetin ismini değiştirip, bolca yemekte sakınca görmeyen, adaleti yalnız kendisi gibi düşünenlere reva gören, adı Müslümanlar olan toplum olduk. Allah Nahl 98. Ayetinde, Kur’an’ı okumaya başlamadan önce, yalnız bana güvenip dayanın. Yani sizlere öğretilen tüm hurafe ve batıl bilgileri unutun, ondan sonra Kur’an’ı okumaya başlayın diye uyardığı halde, bizler bu gerçeklerden uzak, kafamızda atalarımızın mezheplerinin hurafe bilgileri ışığında Kur’an’ı okuduğumuzdan, HER OKUYAN KENDİ İNANCINI, ALLAH’IN AYETLERİNE SÖYLETMENİN ÇABASI İÇİNDE OLDU. Öyle olunca da Allah’ın, dinde sakın bölünmeyin emrini de görmezden gelip mezheplere, cemaatlara, tarikatlara bölünmekte bir sakınca görmedik.

Bizler Kur’an’ı ne yazık ki hiç tanıyamadık. Tanıyamadığımız içinde, onun adına anlatılanları doğru zannettik. Eğer bizzat bizler, anladığımız dilden Kur’an’ı okuyup, Allah’ın emrettiği metodu kullanıp yani ayetler üzerinde düşünüp, Allah bu ayetinde bizlere ne anlatıyor, ayetin amacı nedir diye düşünmüş olsaydık, bugün yaşadığımız İslam ile Allah’ın emrettiği İslam arasında inanılmaz farklar olduğunu görebilirdik. Bu satırları okuyorsak, her şey çok geç değil demektir. Gelin iman ettiğimizi söylediğimiz Kur’an’ı, tüm batıl inançlarımızdan önce kurtulup, anladığımız dilden dikkatle bir öğrenci misali anlayarak düşünerek okuyalım. HATIRLATMAK İSTERİM, BU YÖNTEMİ KULLANARAK OKUDUĞUMUZDA KUR’AN’I ANLAYACAĞIMIZI SÖYLEYEN BİZZAT RABBİMİZDİR. Elbette kime ya da kimlere güveneceğiniz size kalmış. Bizlere, çok sevdiğimiz Allah’ın Resulünün ismini kullanarak anlatılan her bilgiyi/hadisi, Kur’an süzgecinden geçirelim ki, mahşer günü bizlerin şahidi olarak çağrıldığında, ona iftira atanların safında olmayalım. Lütfen unutmayalım, Allah’ın Resulü yalnız BİZLERİ KUR’AN İLE UYARMA GÖREVİ ALDIĞINI, APAÇIK KUR’AN’DA BİLDİRİYOR.

Allah Kur’an’ı bizlere tanıtırken,  Kur’an doğru yolu gösteren bir hidayettir, nurdur bizler için bir ışıktır diyor.  Hayatımızı kolaylaştıran, hurafe ve batıldan uzak tutan çok önemlisi Kur’an’ın Allah FURKAN olduğunu söylüyor. Peki, Furkan ne demek? Eğriyi doğrudan ayıran anlamındadır. Bizler en garanti bilgileri bir kenara bırakıp, doğruluğundan emin olamayacağımız rivayetlerle yolumuzu bulmaya, Allah'ın dini İslam'ı yaşamaya çalışıyorsak, kendimizi ellerimizle ateşe atıyoruz demektir. Yine Kur’an’ı Allah bizlere tanıtırken, Kitap Ehlinin atalarının batıl inançlarını yaşayanlara meydan okuyarak ne diyordu?

“KULUMUZA İNDİRDİKLERİMİZDEN ŞÜPHE İÇİNDEYSENİZ, ONUN (KUR’AN’IN) BENZERİ HERHANGİ BİR SURE GETİRİN! DOĞRUYSANIZ ALLAH’TAN BAŞKA ŞAHİTLERİNİZİ (YARDIMCILARINIZI) DA ÇAĞIRIN!” (Bakara 23)

Demek ki Kur’an’ın eşi benzeri yokmuş. Allah’ın ayetlerinin bir benzerini de hiç kimse getiremeyeceğini Allah apaçık bildiriyorsa, bizlerin Kur’an dışı bilgilerle İslam’ı yaşıyorsak aklın ve Kur’an’ın onaylamadığı bir yolda yürüyoruz demektir. Ama bizler bu ayetlerden habersiz, Kur’an özet bilgi verir detay vermez. Yalnız Kur’an ile İslam yaşanmaz diyerek, kitap Ehlinin düştüğü yanlışa, bataklığa düşüyoruz, çünkü Kur’an’ı hala tanımıyoruz. Yine diğer ayetlerinde Allah Kur’an’ı anlatırken, biz kitapta hiçbir eksik bırakmadık, yemin olsun ki anlayasınız hiç kimseye muhtaç olmayasınız diye kolaylaştırdık ve nice örneklerle açıkladık. Sakın kendinize Veliler edinip ardı sıra gitmeyin, güvenilecek veliniz yalnız benim diyor. ONUN İÇİN YALNIZ KUR’AN’IN İPİNE SARILIN. Kur’an’ı açıklamak bizim görevimizdir dediği halde, bizler neler söylüyoruz? KUR’AN AÇIK VE DETAYLI DEĞİLDİR RESULÜN RİVAYET HADİSLERİ KUR'AN'I AÇIKLAR. RESULÜN HADİSLERİ OLMASAYDI, KUR'AN KAPALI KALIR ANLAŞILAZDI DEMİYOR MUYUZ? ÇOK DAHA KÖTÜSÜ, ALLAH'IN YEMİN EDEREK KOLAYLAŞTIRDIK DEDİĞİ KUR'AN İÇİN,  KUR’AN’I HERKES ANLAYAMAZ VELİ OLANLAR ANLAR. VELİSİ OLMAYANIN VELİSİ ŞEYTANDIR DEMEKTE BİR SAKINCA GÖRMÜYORUZ. 

Lütfen Kur’an’ı, dikkatle anlayarak düşünerek okuyalım. Verdiğim örneklere benzer yüzlerce ayet var ki, ALLAH NE EMREDİYORSA KUR’AN’DA BİZLERE, TAM TERSİNİ ALLAH’IN EMRİ DİYE ANLATIYORLAR. Anlattıklarına inanalım diye de, Allah’ın Resulünün ismini kullanarak, bizleri aldatıyorlar. Eğer bizler Kur’an’ı Kur’an’dan tanımış olsaydık, asla bu tuzaklara düşmezdik. Bilirdik ki Allah’ın, bizlerin yalnız Kur’an’a sarılmamızı, onun hükümlerini yaşamamızı ve Resulü de yalnız biz ümmetine Kur’an’ı tebliğ ettiğini çok açık tebliğ alırdık. Bakın Allah Resulünün görev tanımını, nasıl bizlere açıklıyor, dini anlatanlar nasıl bu hükümlerin tam tersini bizlere anlatıyorlar ve ne diyorlardı hatırlayalım. “NE YANİ ALLAH RESULÜNÜ, POSTACI DİYEMİ GÖNDERDİ? RESULÜNDE DİNDE HÜKÜM KOYMA YETKİSİ VARDIR.” Allah ne emrediyor, bizlere neler anlatılıyor.

“O, HÜKMÜNE HİÇBİR KİMSEYİ ORTAK ETMEZ.” (Kehf 26)

“BU KUR’AN BANA VAHYOLUNDU Kİ, ONUNLA SİZİ VE ULAŞTIĞI HERKESİ UYARAYIM.” (Enam 19)

“RESULE DÜŞEN APAÇIK TEBLİĞDEN BAŞKA BİR ŞEY DEĞİLDİR.” (Ankebut 18)

“BİZ RESULLERİ, SADECE MÜJDELEYİCİLER VE UYARICILAR OLARAK GÖNDERİRİZ.”  (Kehf 56)

“SENİN GÖREVİN SADECE TEBLİĞ ETMEKTİR. (Rad 40)

“BEN SADECE BANA VAHYEDİLENE UYARIM. BEN SADECE APAÇIK BİR UYARICIYIM.” (Ahkaf 9 )

Kur’an’ı Kur’an’dan öğrenmediğimizde, Allah’a ve Resulüne atılan iftiraları da ne yazık ki fark edemiyoruz. Onun için bizlerin yapması gereken ilk şey KUR’AN’I KUR’AN’DAN BİZZAT ÖĞRENMEK, KUR'AN'I ONU DOĞRU ANLAMAK VE ALLAH’IN VAHYİ İLE ARACISIZ TANIŞMAK, BULUŞMAK OLMALIDIR. Dilerim bu bedene emanet verilen bu can, bu bedenden alınmadan önce, ALLAH’IN NURU, IŞIĞI FURKAN ile bizzat buluşan, onu Allah’ın vahyinden doğru tanıyan, Allah’ın azınlık halis kulları arasında oluruz.

Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

KABEYİ İLK KİM YAPMIŞTIR?

Biz Müslümanlar her konuda olduğu gibi, Allah’ın emri Hac görevini yerine getirdiğimiz Kâbe nin, ne zaman ve kim tarafından yapıldığı konusunda bile, tam anlaşamıyor, Kur’an açıklamasına rağmen, Kur’an’ın bilgilerine inanacağımıza rivayetlerin etkisinde kalıyoruz. Televizyonlarda izlemişsinizdir, hatta kafanız da karışmıştır. Kâbe yi ilk yapanın, Hz. Âdem olduğu anlatılır. İlginçtir bu bilgilerin tamamı rivayetlerde geçer, sorumlu olduğumuz Kur’an’da tek kelime geçemez. Bakın bu konuda neler söyleniyor, önce bu rivayetlere göz atalım, daha sonra sorumlu olduğumuz Kur’an’dan gerçekleri öğrenelim. “İSLAM’DA GENEL GÖRÜŞ OLARAK KÂBE’NİN, İLK OLARAK HZ. ÂDEM TARAFINDAN YAPILDIĞI SÖYLENİR. ANCAK ONDAN GERİYE, SADECE TEMELLERİNİN KALDIĞI, SONRA HZ. ŞİT PEYGAMBER TARAFINDAN YENİDEN İNŞA EDİLDİĞİ VE NUH TUFANI SIRASINDA KUMLARA GÖMÜLDÜĞÜ ANLATILIR. DAHA SONRASINDA, KUR’AN’DA BELİRTİLDİĞİ ÜZERE, HZ İBRAHİM’İN ALLAH’IN EMRİ İLE KÂBE’NİN BULUNDUĞU YERE GİTTİĞİ VE KÂBE’NİN TEMELLERİNİ BULARAK, O

ÖLMÜŞLERİMİZE KUR’AN OKUMAK, KURBAN KESMEK DOĞRU MUDUR?

Sizce Kur’an ölmüşlerimize okunur mu, okunursa faydası olur mu? Bildiğiniz gibi günümüz İslam toplumunda, çok fazla kabul gören ve her ölen yakınlarımızın ardından Kur’an okuruz, ya da okuturuz. Kabir ziyaretlerinde görürsünüz, ölmüş kişinin mezarı başında ona Kur'an okurlar. Bu davranışımız ne kadar doğru. Gelin bu sorumuzu Kur’an'a soralım, bakalım ne cevap verecek. Allah Kur’an'ı neden ve ne amaçla indirdiğini, bakın nasıl açık bir şekilde bizlere bildiriyor. Yasin 70:   DİRİ OLANLARI UYARABİLSİN ve kâfirlere ceza hak olsun diye. ( Bayraktar Bayraklı) Fatır 22:  DİRİLER İLE ÖLÜLER DE BİR OLMAZ. Allah, dilediğine işittirir. SEN, KABİRDE BULUNANLARA İŞİTTİRECEK DEĞİLSİN. (Diyanet meali) Neml 80:  Bil ki SEN ÖLÜLERE İŞİTTİREMEZSİN, arkalarını dönüp giderlerken sağırlara da DAVETİ DUYURAMAZSIN. ( Diyanet vakfı) Aslında bu ayetleri okuyan ve iman ettiğini söyleyen bir Müslüman, Kur’an'ın yaşayan bizler için bir tebliğ, uyarı  HAKKIN YOLUNA DAVETİYE  olduğunu anlayacaktır

SALAT'IN BİR ANLAMININDA, NAMAZ OLMADIĞINI SÖYLEYEN KARDEŞLERİMİZE.

  Bu makalemde sizlerin, üzerinde düşünmenize vesile olmak istediğim konu, Kur’an’da geçen SALAT kelimesi üzerinde olacak. Salat Allah’a dua etmek, toplumun birbirine destek olması ve bizlerin farsça namaz dediğimiz kıyam, rükû ve secde ile yapılan şekilsel bir dua ibadeti anlamlarına gelir. Bu makalemde üzerinde durmak istediğim konu, bazı arkadaşlarımızın kıyam, rükû ve secde ile yaptığımız ibadetin aslında, Kur'an'da geçmediğini iddia ettikleri konusu üzerinde olacak.  Her düşünceye saygılı olurda, hiç bir etki altında kalmadan, derinlemesine Kur’an ayetleri üzerinde düşünürsek, inanıyorum ki en doğru sonuca ulaşabiliriz. Eğer birbirimize saygısız tavırlar içinde olurda, bizim gibi inanmadığı için, karşımızdaki kişiyi dinsizlikle suçlarsak, daha baştan büyük hata yapmış oluruz.  ÖNCE ŞUNU ÇOK AÇIK BİR ŞEKİLDE, YAZIMIN BAŞINDA SÖYLEMEK İSTERİM. ŞU AN KILDIĞIMIZ NAMAZIN AYNISINI, DETAYLARINI KUR’AN’DA ARAMAYALIM, BULAMAYIZ. ÇÜNKÜ ALLAH BU ŞEKLİYLE, YANİ DETAYI İLE NAMAZI KUR’A