Ana içeriğe atla

ZÜMER SURESİ 1-2-3. AYETLERİN, BİZLERE UYARILARI.


 

Bu yazımda, Zümer suresinin ilk 3 ayeti üzerinde, sizleri düşünmeye davet etmek istiyorum. Acaba bizler bu üç ayetin, gerektirdiği yoldan mı gidiyoruz, yoksa bu ayetleri atalarımızın rivayet inançlarını yaşayabilmek için, görmezden mi geliyoruz. Ne dersiniz? Gelin önce ayetleri yazalım, daha sonra üzerinde birlikte düşünelim.
 
Zümer 1: Kitab’ın indirilmesi mutlak güç sahibi, hüküm ve hikmet sahibi Allah tarafındandır.  2. (Ey Muhammed!) Şüphesiz biz o Kitab’ı sana HAK olarak indirdik. ÖYLE İSE SEN DE DİNİ, ALLAH’A HAS KILARAK O’NA KULLUK ET.   3. İyi bilin ki, HALİS DİN YALNIZ ALLAH’INDIRO’nu bırakıp da başka dostlar edinenler, “Biz onlara sadece, bizi Allah’a daha çok yaklaştırsınlar diye kulluk ediyoruz” diyorlar. Şüphesiz Allah, ayrılığa düştükleri şeyler konusunda aralarında hüküm verecektir. Şüphesiz Allah, yalancı ve nankör olanları doğru yola iletmez. 
 
Ayetleri okudunuz. Allah apaçık çok önemli hükümler veriyor bizlere. Peki, ne söylüyor? Gelin Allah'ın söylediklerine birlikte bakalım. Ayetin emrettikleriyle, bugün bizlerin yaşadığı İslam, Allah'ın istediği istikamette mi önce ona bakalım. Surenin ilk ayetinde, bizlere rehber olarak gönderdiği, sorumlu olduğumuz Kur’an'dan bahsederek, bu kitap mutlak güç, hüküm ve hikmet sahibi Allah tarafından gönderilmiştir diyor. Bu sözler üzerinde kısaca düşünelim. Eğer bir kitap, rehber olsun diye, hüküm ve hikmet sahibi, Allah katından bizlere geliyorsa, bizler bu kitap hakkında, Kur’an'da her bilgi detaylı yazmaz, özet bilgiler vardır ve Kur’an'ı herkes anlayamaz diyebilir miyiz? Hem de apaçık hüküm verip, sizleri bu kitaptan hesaba çekeceğim, bu kitaptan sorumlusunuz dediği halde. Elbette diyemeyiz. ÇÜNKÜ İSLAM DİNİNDE RUHBAN SINIFININ OLMADIĞINI BİR BAŞKA AYETİNDE AÇIKLIYORDU. Kur'an'ın açık ve detaylı olmadığına inanırsak, bize bu durumda Kur'an'ı kim anlatacak? Bakın daha baştan yanlış yola saptığımız hemen anlaşılıyor. BU DÜŞÜNCELER İSLAM TOPLUMUNA KURULAN EN BÜYÜK TUZAKTIR. Allah'ın vahyini yeterli görmeyenlere Rabbimiz, hadi bir benzerini getirsinler bakalım diyerek, nasıl meydan okuyuşunu hatırlatırım. Zümer ikinci ayetinde, Allah hak olanı, yani bizlerin sorumlu olduğu kitabın, yalnız Kur’an olduğunu söylüyor bizlere. "ŞÜPHESİZ BİZ O KİTAB’I SANA HAK OLARAK İNDİRDİK. ÖYLE İSE SEN DE DİNİ ALLAH’A HAS KILARAK O’NA KULLUK ET." Bu ayettende anlaşılıyor ki dinde bir şeyin geçerli, HAK OLMASI İÇİN  ALLAH KATINDAN GELMİŞ OLMASI GEREKİYOR MUŞ. 
 
Bizler için HAK olan, yani en doğru geçerli olan, Allah'tan geldiyse, onun yanıda Allah'ın emretmediği, yani Haktan gelmeyen hiç bir beşeri söz, bilgi bizlerin inancında kaynak olamaz, lütfen unutmayalım. Allah hak olarak yalnız Kur’an'ı indirdiğini söylüyorsa, onun apaçık verdiği hükümler doğrultusunda, yani ayette belirtildiği gibi, DİNİ ALLAH'A HAS, İSLAM'I YAŞAMALIYIZ. Onun dışında hak vardır oda Resulün sünneti/hadisleridir dersek, Allah'a şirk koşmuş dini Allah ve Resulünün ortak dini olduğuna inanmış oluruz hatırlatırım. ALLAH'IN ELÇİSİ, BİZLERE YALNIZ HAKKI/KUR'AN'I TEBLİĞ ETMİŞ VE YALNIZ HAKKIN YOLUNDAN GİTMİŞTİR. BUNU KUR'AN'DAN ÖĞRENİYORUZ, RİVAYETLERDEN DEĞİL. BİZLERE DE TAVSİYESİ, YALNIZ HAKKIN/KUR'AN'IN İPİNE SARILMAKTIR. ÇÜNKÜ DİNİN SAHİBİ ALLAH TIR. HÜKÜM VERENLERİN EN HAYIRLISIDA O DUR.
 
Her şey Kur’an'da yazmaz, İslam'ı doğru yaşamak için, mezheplerin Fıkıh kitaplarına Resulün hadislerine, sünnetine bakacaksınız diyorlarsa bizlere, DİN ALLAH'A HAS YAŞANMAKTAN SAPTIRILMIŞ, BATILIN VE SANI İNANCIN ESİRİ OLARAK ŞEYTANIN, ŞEYTANLAŞMIŞ İNSANLARIN YOLUNA SAPMIŞ OLURUZ. ÇÜNKÜ ŞEYTAN, ŞEYTANLAŞMIŞ İNSANLAR, BATILI BİZLERE HAK GÖSTERMEYE ÇALIŞIR. Allah Nebisine, Enfal 64. ayetinde bakın ne diyor. "EY NEBİ! ALLAH, SANA DA, SANA UYAN MÜMİNLERE DE YETER." İlginç olan Allah'ın Nebisine Allah, yani indirdiği Kur'an yetiyor, Allah bizlerede yeteceğini söylediği halde, bizler yalnız Kur'an ile İslam yaşanmaz, dini doğru yaşamak isteyen Kur'an ve Resulün sünneti/hadisleri ile islamı yaşaması gerekir diyebiliyoruz. Tekrar hatırlatırım, Allah hem Nebisine, hemde bize yeter diyor. Her mezhep, cemaat, tarikat kendi fıkıh inancını yaratmış ve hepside kendilerinin en doğru yolda olduğunu iddia ediyorlar ve onunla övünüyorlar bugün. Acaba hangisi Allah'ın istediği doğru yol? 
 
Allah'ın istediği doğru yol, yalnız ve yalnız Kur’an'ın emrettikleri olduğunu Rabbimiz apaçık söylüyor. İsteyen istediğine inanmakta özgürdür. Ama sonunda hepimizin Kur’an'dan hesap vereceğini, lütfen unutmayalım. DİNİ ALLAH'A HAS OLARAK YAŞAMAK İSTEYEN, BATIL VE RİVAYETTEN UZAK, ALLAH'IN İPİ KUR'AN'A SARILMALI VE ONUN ONAYINDAN GEÇMEYEN HİÇ BİR ŞEYİ, DİN DİYE YAŞAMAMALIDIR. ÇÜNKÜ DİNİN SAHİBİ ALLAH'TIR VE HÜKMÜME HİÇ KİMSEYİ ORTAK ETMEM DİYOR. BUNU SÖYLEYEN RABBİMİZ, RESULÜMDE BENİM GİBİ DİNDE HÜKÜM KOYABİLİR DERMİ? DEMİYOR ZATEN VE DİYOR Kİ,  "RESULE DÜŞEN APAÇIK TEBLİĞDEN BAŞKA BİR ŞEY DEĞİLDİR. (Ankebut 18)" Allah dan gelen, arı-duru-katıksız-berrak din en doğru olandır. Allah'ın hükmünün dışında, bunlarda dinin emridir diyenler, ALLAH'IN ARI DURU DİNİNE NİFAK SOKMAYA ÇALIŞANLARDIR, LÜTFEN UNUTMAYALIM. Kur'an'a yapışan kurtuluşa erecektir.  Zümer 3. ayetinde tüm söylediklerimizin, adeta özetini yaparak bakın ne diyor Rabbimiz.
 
"İYİ BİLİN Kİ, HALİS DİN YALNIZ ALLAH’IN DIR." Bir başka deyişle, Allah'ın dinine asla hiçbir beşer, ne ilave yapabilir, nede eksiltebilir. Peki, bugün yaşadığımız İslam, bu ayetin hükmüne ne kadar uyuyor? Ayetin devamında Allah bizleri, çok dikkat çekici bir şekilde uyarıyor ve bakın ne diyor. "O'NDAN BAŞKASINI DOST VE KORUYUCU EDİNENLER, “BİZ BUNLARA SIRF BİZİ ALLAH'A DAHA ÇOK YAKLAŞTIRSINLAR DİYE KULLUK EDİYORUZ DERLER."  
 
Burada bahsedilen, din ve iman adına güveneceğimiz, yardım isteyeceğimiz Allah'tan başka, VELİ olmadığı hatırlatılıyor. Demek ki öyle kişiler varmış ki, yalnız Allah'tan istenmesi gereken bazı şeyleri, edindikleri velilerden, dostlardan, şeyhlerden, gavs dedikleri kişilerden isteme hatasını yapıyorlarmış. Allah'da böyle yapanları uyarıyor ve Allah'dan başka yardım istenecek, şefaat dilenecek kimse olmadığının uyarısını yapıyor bizlere. Veliler, dostlar, şeyhler edinip, biz bunları, bizleri Allah'a daha çok yaklaştırması ve bizlerin günahlarını bağışlatması adına ardından gidiyoruz diyenler, hesap günü yanıldıklarını anlayacaklardır. BU HATAYI YAPANLAR ALLAH'IN YANINDA BU KİŞİLERİ İLAH EDİNENLERDİR HATIRLATAMAK İSTERİM. Bu ayetin uyarılarını göz ardı edenler, başlarına geleceklerden asla kurtulamazlar. ALLAH KULU ARASINDA, HİÇ KİMSEYİ İSTEMİYORSA, LÜTFEN ARAYA BAŞKA MUHATAPLAR ALMAYALIM VE YALNIZ ALLAH'I MUHATAP ALARAK ONA DUA EDELİM VE ONDAN YARDIM İSTEYELİM. UNUTMAYALIM ALLAH'IN ELÇİSİDE, YALNIZ ALLAH'A DUA EDİYOR VE YALNIZ ONDAN YARDIM İSTİYORDU.
 
Dilerim cümlemiz, İslam ı/Dini Allah'a HAS kılarak, rehber Kur’an'ın yolunda yaşayan, hakka batıl karıştırmayan, Rabbin halis kullarından oluruz.
 
Saygılarımla 
Haluk GÜMÜŞTABAK

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nahl Suresi 98. Ayet. Kovulmuş Şeytandan, Allah'a Sığınırım. "Her Müslümanın Dikkatle Okuyup Düşünmesi Gereken Bir Ayet."

Bu makalemde sizlerin, üzerinde düşünmenize vesile olmak istediğim ayet, Nahl suresi 98. ayet olacaktır. Bu ayet öne sürülerek, Kur’an okumaya başlarken Allah,  EÛZÜBİLLÂHİMİNEŞŞEYTÂNİRRACÎM” , diye okumaya başlayın, emri veriyor diye anlatılır. Bu ayetin gerçek uyarısını, İslam toplumundan gizledikleri için, ne yazık ki Kur’an’ı okumaya başlamadan önce, Allah’ın ikazını yerine getirmediğimizden her okuyan yanlış anlıyor, neden mi? Her şeyin bir kuralı var, Kur’an’ı okumanın da elbette bir kuralı olmalı değil mi? Makalemi lütfen sonuna kadar okuyunuz. Gelin bu konu üzerinde önce ayeti yazalım, daha sonrada birlikte düşünelim. Nahl 98:   ŞİMDİ KUR’ÂN OKUMAK İSTEDİĞİN ZAMAN, ÖNCE O KOVULMUŞ ŞEYTANDAN ALLAH’A SIĞIN.  (Elmalı meali) Önce ayeti lütfen doğru anlayalım. Sizce Allah bu ayette, Kur’an’ı okumaya başlamadan önce, Eûzübillâhimineşşeytânirracîm” Yani, kovulmuş şeytanın şerrinden Allah’a sığınırım, diye başlayarak okuyun emrini mi veriyor? Bizler ne yazı...

Allah’ın Resulüne Verdiği Görev Yetki Ve Sorumluluk.

Bugün sizlerin, üzerinde düşünmenize vesile olmak istediğim konu, İslam toplumunun hala farkında olmadığı ve onun içindir ki, Allah ile aldatanların tuzağına rahatlıkla düşütüğü bir konu üzerinde düşünmenizi rica ediyorum. Sizce Allah Resulüne, nasıl bir görev verip yetkilendirmiştir? Şöyle demiş olabilir mi, Resulüm ben sana Kur'an'da ana başlıkları indiriyorum, detayına girmeden gönderiyorum. Sen kullarıma ayetlerimi açıklayıp, nasıl hayata geçireceklerini anlatırsın diyor olabilir mi? Yada şöylemi diyor. Sana verdiğim görevin tanımını izahını yapıyorum, sakın sana indirdiğimin sınırlarını aşma. Senin görevin sadece tebliğ etmek ve toplumu sana verdiğim ilim ve bilgelikle ikna edip, Kur'an'a davet etmektir mi diyor? Bu konuya geçmeden önce, Allah'ın Resulünün Kur’an'ı daha rahat tebliğ edebilmesi, sözlerinin dinlenmesi için, bakın Resulüne kesinlikle itaat edilmesini nasıl emrediyor.    Ali İmran 32:   ŞUNU DA SÖYLE: “ALLAH’A VE RESULE İTAAT EDİN.”EĞ...

İslam’ı Sorumlu Olduğumuz Kur’an’dan Öğrenmezsek, Sonucuda İşte Böyle Olur.

  Bizler hiç düşünmeden, sorgulamadan Kur’an’dan uzak öyle bir din yaşıyoruz ki, adeta Allah’ın kitabı Kuran’ı küçümsediğimizin farkında olmadığımız gibi,  yalnız Kur’an ile İslam’ı yaşayamayacağımıza inandırıldık. İman ettik dediğimiz Kur’an, bu düşünceye onay veriyor mu, hiç baktık mı? Elbette hiç bakmadık, hatta bakmaya teşebbüs bile etmemizi engelleyip, sen Kur’an’ı anlayamazsın senin ilmin ne ki, Arapça bir kelimenin bilmem kaç anlamı var, sen hangisinin olduğunu nereden bileceksin diyerek, aklın mantığın kabul etmeyeceği düşünceleri, her nedense kabul etmekte sakınca görmedik. Arapça olan Kur’an’a bunları söyleyenler, her ne hikmetse yine Arapça olan rivayet hadislere, neden bunları söylemediklerini hala fark edemediysek, Allah ile aldatılmaktan da asla kurtulamayız.  İSLAM’I SORUMLU OLDUĞUMUZ KUR’AN’DAN ÖĞRENMEZSEK, SONUCUDA İŞTE BÖYLE OLUR . Mezheplerin hatta cemaat ve tarikatların şekillendirdiği İslam inancımızda şu mantık ve Kur’an dışı inancı, her nedense...