Ana içeriğe atla

TAHA SURESİ 124. HER KİM BENİM ZİKRİMDEN YÜZ ÇEVİRİRSE….


 

Bu makalemde, sizleri düşünmeye davet etmek istediğim ayet, Taha suresi 124. ayet olacaktır. Bizler ne yazık ki ayetleri hiç anlamadan okuduğumuz için, Allah'ın bizlere ne anlattığını, neleri tavsiye ettiğini de anlayamıyoruz. Böyle olunca da, Allah'ın istediği yoldan mı gidiyoruz hiç emin olamıyoruz. Aşağıdaki ayet üzerinde birlikte düşünelim.

Taha 124: “HER KİM DE BENİM ZİKRİMDEN (KUR’AN’DAN) YÜZ ÇEVİRİRSE, MUTLAKA ONA DAR BİR GEÇİM VARDIR. Bir de onu kıyamet gününde KÖR OLARAK haşrederiz.” (Diyanet meali)

Dikkat ettiyseniz Rabbimiz, kim benim zikrimden yani sizlere rehber olsun diye gönderdim dediği Kur’an dan yüz çevirirse, ona dar bir geçim yani üzücü bir hayat yaşatırım diyor. Peki, siz bu sözden ne anladınız? Allah bu sözüyle kimlere hitap ediyor sizce? Elbette Kur’an'a yada Allah'ın indirdiği kitaplara iman etmeyenlere değil, bunu açıkça anlıyoruz. Çünkü dikkat ederseniz yüz çevirmek den bahsediliyor, yani önce Kur’an'a yada Allah'ın vahyine yönelmiş, iman ettiğini söylemiş ama daha sonra, Allah'ın vahyinden başka şeylere, kitaplara doğru yüzünü çevirmiş. 

Ne dersiniz, bu açıklamalar sizlere bir şeyler hatırlatıyor değil mi? Evet çok şeyler anlatıyor, ama her ne hikmetse hatırlatması hayatımızda çok fazla etkili olmuyor. Çünkü batıl ve yanlış inançlar, bizlerin kafasında ve nefsinde öyle yer etmiş ve kanımıza öyle işlemiş ki, doğru bilgilere artık yer kalmamış, kabul görmez olmuş. Yani gözlerimize perde çekilmiş, gönüller taş kesmiş görmez ve hissetmez olmuşuz. HERKES KENDİSİNİ TEMİZE ÇIKARIP, KARŞISINDAKİ KİŞİYİ SUÇLAR OLMUŞ.

Şöyle bir savunma yapıyor, bazı kardeşlerimiz. “Biz yüz çevirmedik Kur’an'dan. Kur’an'ı zaten herkes anlayamaz, Kur’an açık değildir, detaylı bilgiyi bulamazsınız Kur’an'da. BİZİM YAPTIĞIMIZ, KUR’AN'I DAHA İYİ ANLAMAK ADINA, EDİNDİĞİMİZ VELİ VE ÂLİM KİŞİLERİN KİTAPLARINI OKUMAKTIR. BİZLER RESULÜN HADİSLERİ SAYESİNDE KUR'AN'I ANLIYORUZ Evet, aynen bu sözleri ben yüzlerce kez duydum, benim yazılarıma karşıda verilmiş cevaplardır. Bu tavır, yüz çevirmek değil de nedir? Allah'ın kitabını anlaşılmaz ve detaysız ilan edip, onu okumayarak, rivayet ve sanı bilgilerle ancak Kur'an'ı anlarız demek Kur'an'dan yüz çevirmektir. SORUYORUM SİZLERE HAŞA, ALLAH'IN KULUNA ANLATAMADIĞINI BEŞERİ KİTAPLAR MI ANLATIYOR? Kur’an' dan böylece yüz çevirmiş ve daha anlaşılır olduğunu düşündüğünüz kitaplara yönünüzü dönmüş oluyoruz ama bunun farkında bile değiliz. Bu tavır, Allah'ın kitabına büyük saygısızlıktır. HATIRLATIRIM BUNU YAPANLAR MAHŞER GÜNÜ, KÖR OLARAK HAŞREDİLECEKLER DİYOR RABBİMİZ. HANGİMİZ BUNU İSTERİZ?

Düşünebiliyor musunuz Allah, hadi bir benzerini getirin bakalım, diye bizlere meydan okuyor, ama bizler bu meydan okumanın karşısında şunları söylüyoruz. “Tamam, Kur’an'ın eşi benzeri yok da, detaylı değil ki. Namazın rekât sayıları bile yok. Zekâtımızı nasıl, ne kadar vereceğimiz bile yazmıyor. Hem bizlerin anlayacağı şekilde de yazılmamış. Anlayamadığımız bir kitabı okumanın ne faydası olabilir. Bizde Kur’an'ı anlayabilmek için, Kur’an'ı açıklayarak daha anlaşılır bir şekilde anlatan, âlim, veli, gavs kişilerin kitaplarını okuyoruz.” Ne yazık ki mezheplerin fıkıh inancının öğretisini, Kur’an'da göremediğimizde, Kur’an'ı detaysız görüyoruz, beşeri kitaplara yöneliyoruz. Hâşâ Allah'ın eksiklerini, tamamlayanlar mı var aramızda.

Ya güvendiğiniz, âlim, veli, gavs dediğimiz kişiler, gerçekleri fark edemediyse, ya sizleri aldatan din tacirleriyse? Bu durumda haliniz ne olur, hiç düşündünüz mü? Hani Rabbimiz, sakın veliler edinip ardı sıra gitmeyin, güvenilecek veliniz yalnız benim diyordu, unuttunuz mu yoksa batılı yaşayabilmek için, KUR'AN'DAN YÜZ MÜ ÇEVİRDİNİZ? İşte bu yanlış düşüncelere inandırıldığımız içindir ki, bizler Kur’an dan yüz çevirdik, yüzümüzü dini anlamak için,  edindiğimiz velilere, şeyhlere, efendilere ve onların kitaplarına yönelttik. Allah'ın resulü mahşer günü gördüğü manzara karşısında, şahit olarak çağrıldığında ne söyleyecekmiş hatırlayalım. “ BENİM ÜMMETİM KUR’AN'I TERK ETTİLER.” 

Şöyle düşünün, bir yazar kitabını piyasaya çıkarıyor ve kitabın yazarı, kitabı hakkında okurlarına şöyle bir soru sorsa ve deseki; ”Yazdığım kitapla, sizlere anlatmak istediğimi açık ve detaylı bir şekilde anlatabilmiş miyim, faydalandınız mı? Anlayamadığınız, takıldığınız konular oldu mu” diye sorsa. Kitabı okuyanlarda şöyle bir cevap verse ve deseler ki: “Kitabınızı Okudumda, sizin anlatmaya çalıştığınız konuları anlayamadım, sizin kitabınızı anlamak için, bu kitabı anlatacak, açıklayacak başka bir kitaba ihtiyaç var."”" Demiş olsalar, acaba yazarın bu sözlere karşı tavrı ne olurdu, ne düşünürdü? 

Bu cevap karşısında yazarın ilk düşündüğü, demek ki ben kitabı yazarken başarılı olamamışım olurdu. KİTABIMDA ANLATMAK İSTEDİKLERİMİ, KİTABIMI OKUYAN ANLAYAMADIYSA, BEN OKURUMUN SEVİYESİNE İNEMEMİŞİM VE ONLARIN ANLAYACAĞI SEVİYEDE KİTABIMI YAZAMAMIŞIM, ONLARA FAYDALI OLAMAMIŞIM, DİYE DÜŞÜNECEĞİ VE ÇOK DA ÜZÜLECEĞİ AÇIKTIR. Ne dersiniz bizler, bu saygısızca davranışı, Kur’an'a yani Allah'a nispet ettiğimizin farkında mısınız? Hiç sanmıyorum. Unutmayınız bu hatamızın sonu hüsranla biter. Lütfen Kur’an'a gereken saygıyı gösterelim, unutmayalım Allah bizlerin anlayamayacağı bir rehber gönderip, daha sonrada tüm kullarını bu kitaptan, asla sorumlu tutmaz. 

Ne dersiniz, bizler de Kur’an'a eğer anlaşılması zor bir üslupta yazılmış, detaylı değil her bilgi yok, ancak bu kitabı âlim kişiler anlar dersek, acaba Rabbimiz bu sözlerimize karşı ne düşünür sizce? Değerli dostlar akıllı olalım, aklımızı başımıza toplayalım ve ne dediğimizin farkında olalım. Allah sizleri Kur’an'dan sorumlu tutuyorum, onun içinde yemin olsun ki, sizlerin sorumlu olduğunuz muhkem ayetleri kolaylaştırdık ve hiç kimseye muhtaç olmayasınız diye nice örneklerle açıkladık da sizlere gönderdik diyorsa, bizler hala Kur’an'ı anlaşılmaz ve her bilginin olmadığı kitap ilan edersek, ayetin sonunda söylediğini de Allah dan görürüz. Kur’an'dan yüz çevirip beşeri kitaplara, başka kaynaklara yönelenlere ne yaparım diyordu Rabbimiz?

“MUTLAKA ONA, DAR BİR GEÇİM VARDIR.” BİR DE ONU KIYAMET GÜNÜNDE, KÖR OLARAK HAŞREDERİZ.

Hangimiz bu cezayla karşı karşıya kalmak ister? Kur’an'ı anlamaya çalışmak yerine, Kur’an'ı anlattığını, açıkladığını söyledikleri, emin olamayacağımız bilgilerin ardına düşenlere, yönünü beşerin sözlerine dönenlere, Allah dar bir geçim, yani üzücü acı, yoksul bir hayat veririm diyor. Mahşer günü ise böyle kişileri, Allah'ın kitabının gerçeklerini göremedikleri için, KÖR OLARAK YARATIRIM diyor. Bir başka ayetinde de aynı konuyu anlayabilmemiz içinde, AKLINI KULLANMAYANLARI, PİSLİK İÇİNDE BIRAKIRIM DİYE UYARMIŞTI HATIRLAYINIZ.  Bu yanlışı yaptığımız için acı ve üzücü gerçekleri göremiyoruz ve Allah Kur’an'da ne emrediyorsa, büyük çoğunlukla tam tersini bizlere, Allah emri diye anlatıyorlar, farkında bile olamıyoruz hatırlatırım. HUZURA VARDIĞIMIZDA ŞAŞIRMIŞLARDAN OLMAK İSTEMİYORSAK, ASLA YÜZÜMÜZÜ, YÖNÜMÜZÜ BİR AN BİLE, KUR’AN'DAN BAŞKA KAYNAKLARA ÇEVİRMEYELİM. O NE EMREDİYORSA, NE KADAR AÇIKLAMIŞSA ONUNLA YETİNİP, HAYATIMIZA GEÇİRMELİYİZ. Kur’an'ın dışından, bunlarda Allah katındandır dedikleri bilgilere hiç şüphe duymadan yönümüzü, yüzümüzü dönersek unutmayalım, Allah'ın zikrinden yüzümü dönmüşüz demektir. Allah çok açık emrini veriyor ve diyor ki, YALNIZ KUR’AN'IN İPİNE SARILIN, KUR’AN'IN SINIRLARINI AŞMAYIN, KÂFİRLERDEN OLURSUNUZ.

Müslüman ülkelerin halini görüyoruz, hepsinde neredeyse acı ve keder, yoksulluk kol geziyor. Bunun apaçık nedeni Taha suresi 124. ayette, Allah'ın verdiği hükmün hayata apaçık geçmiş halidir. Lütfen bizler tüm bunlardan ders alalım ve aynı acıyı ülke olarak bizlerde yaşamayalım. ALLAH YARDIMCIMIZ OLSUN VE İNŞALLAH GÖZLERİMİZDEKİ PERDEYİ, KULAK VE KALBİZDEKİ MÜHRÜ KUR'AN İLE KALDIRAN, ALLAH'IN HALİS KULLARINDAN OLURUZ.

Saygılarımla

Haluk GÜMÜŞTABAK

https://kuranadavet1.wordpress.com/

https://twitter.com/KURANA_DAVET

http://www.hakyolkuran.com/

https://www.facebook.com/Kuranadavet1/

https://hakyolkuran1.blogspot.com/

 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

HACER ÜL ESVED TAŞI VE GERÇEKLER.

Bugünkü yazımın konusu, Kâbe yi tavaf ederken elle selamlanan ve kutsallığına inanılan, Hacer’ül Esved taşı hakkında olacaktır. Gelin önce geleneksel İslam’ın, bu konuda kabul ettiği rivayetlere ve inançlarına bakalım kısaca. Bakalım da batıla inandığımızda, bizleri nasıl aklın mantığın ötesinde akıl almaz şeylere nasıl inandırıldığımızı da farkında olalım. Konuyla ilgili erişebildiğim tüm rivayetleri yazıyorum. Ders alabilene ne mutlu. Allah onun için, emin olmadığın bilgilerin ardına düşmeyin, hesabını sorarım diye boşuna uyarmıyor. “RİVAYETE GÖRE, HZ. İBRAHİM, KÂBE’NİN İNŞASINI BİTİRDİKTEN SONRA, OĞLU İSMAİL İLE TAVAFA BAŞLANGIÇ SIRASINI BİLDİRMEK İÇİN: “İSMAİL, BANA BİR TAŞ GETİR DE TAVAFIN NEREDEN BAŞLAYACAĞINI İŞARET EDEYİM” DEDİ. HZ. İSMAİL DE CEBEL-İ KUBEYS’TEN BİR TAŞ ALIP BABASINA VERDİ. O DA TAVAFIN BAŞLAYACAĞI BUGÜNKÜ KÂBE’NİN KÖŞESİNE TAŞI KOYDU.” “RİVAYETE GÖRE İBRAHİM PEYGAMBERİMİZ, BU TAŞI KÂBE NİN KÖŞESİNE YERLEŞTİRMİŞTİR. EBU DAVUD’UN RİVAYET ETTİĞİ BİR HADİSE GÖRE,

İSLAM DİNİNDE, HAREMLİK SELAMLIK VAR MIDIR?

Değerli din kardeşlerim, bizler Kur’an ayetlerini eğer, Allah’ın örnek verdiği diğer ayetlerinden yardım alarak anlamaya çalışmaz da geleneğin, rivayetlerin ve Mezheplerin dayattığı beşeri fıkıh inancının etkisiyle anlamaya çalışırsak, Allah’ın istediğini değil, kendi nefislerimizde yarattığımız dini yaşamış oluruz. Bugünkü makalemin konusu  İSLAM DİNİNDE, HAREMLİK SELAMLIK VAR MIDIR  ve bir kadın evli olmadığı bir erkeklerle beraber aynı ortamda oturamaz mı, bu konuda sizleri Kur’an’ı rehber alarak, düşünmeye davet etmek istiyorum.  Günümüz Mezheplerin, beşeri FIKIH inancının öğretisine baktığımızda, bir kadın evli olmadığı başka bir erkekle aynı ortamda oturamaz, ya da toplu halde bulunamaz şeklinde anlatılır. Bunun detayına girmek istemiyorum, çünkü bizler için beşeri fikirler değil, Allah’ın bizleri sorumlu tutacağına hükmettiği Kur’an önemlidir. Bu konudaki Kur’an ayetlerine bakmadan önce, genel anlamda düşünelim.  Bir kadının yalnız başına dışarı çıkamayacağına dair, bir hüküm v

İSLAM DİNİNİN TEK KAYNAĞI KUR’AN’DIR. “KUR’AN, SÜNNET, İCMA, KIYAS, KONUSU.”

Herhangi bir konuyu daha iyi öğrenmek adına, araştırma yaptığımızda, birçok kaynaktan, kitaptan faydalanırız. Bunun sebebi öğrenmek istediğimiz konu hakkında, daha detaylı bilgi almak, farklı düşünce ve fikirlerden yararlanmaktır amaç. Araştırmalarımız sonucunda, kendimizce bir sonuca ulaşırız ve yine bulduğumuz verilere göre bir karar veririz, değerlendirme yaparız.  DEĞERLENDİRMEMİZDEKİ EN ÖNEMLİ ETKEN, ARAŞTIRDIĞIMIZ KONUNUN DEĞİŞMEZ, SABİT VERİLERİ ÜZERİNE OLUR.  Çünkü bizler bilgi sahibi olmak istediğimiz konunun, önce ana hatlarını öğreniriz. Bu bilgiler üzerine, araştırmalarımız sonucunda kararlarımızı veririz. Bu araştırmayı yaparken, güvenilir bilgi ve kaynaklardan özellikle faydalanırız. Din konusunda da aynı yolu izlememiz, elbette çok normal. Araştırıp, sormalıyız hatta birçok kitaplar okumalı, öğrenmek istediğimiz konu hakkında detaylı bilgi sahibi olmalıyız. Çünkü Allah ayetler üzerinde düşünmemizi, araştırıp sorgulayarak iman etmemizi ister.  Acaba araştırmalarımız