Ana içeriğe atla

ALAK SURESİ 6 VE 7. AYETLERİN UYARILARINA, LÜTFEN DİKKAT!


 

Bu makalemde sizlerin, düşünmenize vesile olmak istediğim ayetler, Alak suresi 6 ve 7. Ayetler olacak. Allah bu ayetlerde bizleri hangi konuda uyarıyor, onu birlikte hiç bir etki altında kalmadan, Kur’an bütünlüğünde anlamaya çalışalım. Bizler batıl inançlarımıza kanıt delil yaratabilmek için, bazı ayetlerin anlamlarını öyle eğip büküyoruz ki, neredeyse Kur’an’ın öğretisine, onlarca ayetine tamamen ters düşmesini, ya fark edemiyoruz, ya da önemsemiyoruz. Konumuzla ilgili ayeti önce yazalım.

ALAK 6-7: HAYIR! ŞÜPHESİZ Kİ İNSAN, KENDİNİ ZENGİN (İHTİYAÇSIZ) GÖRDÜĞÜ İÇİN AZAR. (Mehmet okuyan meali)

Allah bu ayetinde bizleri hangi konuda uyarıyor, önce onu doğru anlamaya çalışalım. Ayetin iki uyarısının olduğunu görüyoruz. Birincisinde Allah biz insanların azgınlık yapacağını, yani düşünmeden sınırları tanımayıp aşacağını söylüyor. Allah bu hatayı neden yapacağımızı da söylüyor. Elbette bu ayetin öncesinde buna açıklama getiriyor ve Allah’ın kullarına önce bilmediği şeyleri öğreterek güç ve servet verdiğini söylüyor. Alak 7. Ayetinde de bu konuya açıklık getiriyor ve kazandığı serveti, elindeki malı mülkü onu azdırır, HERŞEYİ SERVETİ İLE KARŞILAYACAĞINI, ARTIK HİÇBİR ŞEYE İHTİYACI OLMADIĞINI ZANNEDER VE AZAR, diye de açıklama yapıyor.

Devamında ki ayetlerde de, herkesin sonunda Allah’a döneceğini unutmaması gerektiğini, bu zenginlik onu Allah’ın kanunlarına uymaktan alıkoyarsa, onu yakalar cezasını veririz diyor. Sebe suresi 35. Ayette de malları ve zenginlikleri ile övünerek yoldan sapanların, bakın neler söyleyeceği örneği veriliyor. “YİNE, “BİZİM MALLARIMIZ VE ÇOCUKLARIMIZ DAHA ÇOKTUR. BİZE AZAP EDİLMEYECEKTİR” DEMİŞLERDİ.” Sebe suresi 37. Ayetinde de malları ve çocukları ile övünerek AZANLARA uyarı yapılıyor ve bakın ne diyor. “SİZİ HUZURUMUZA YAKLAŞTIRACAK OLAN NE MALLARINIZDIR NE DE EVLÂTLARINIZ. İMAN EDİP İYİ AMELDE BULUNANLAR MÜSTESNA; ONLARA YAPTIKLARININ KAT KAT FAZLASI MÜKÂFAT VARDIR. ONLAR (CENNET) ODALARINDA GÜVEN İÇİNDEDİRLER.”

Bir okurum düşünmenin aklını kullanmanın insanı azdıracağını, söyleyerek önce şöyle bir cevap yazmış. “DÜŞÜNEREK KENDİNİ YETERLİ SANANLAR AZAR.” Ben bu sözlerin Kur’an’a göre doğru olmasının mümkün olmadığını söylediğimde, bana Alak suresi 6 ve 7. Ayetleri örnek gösterip bu söz bana ait değil, Allah kendisini yeterli gören azar diyor diye cevap yazmış. Gerçekten bu ayette insanın kendisini yeterli görmesi mi anlatıyor, yoksa zenginliğin verdiği güçle, BENİM HERŞEYİM VAR, KİMSEYE MUHTAÇ DEĞİLİM, İHTİYACIM YOK DİYENLER Mİ UYARILIYOR, NE DERSİNİZ? Ben her düşünceye saygı duyarım, yeter ki akıl ve Kur’an aynı çizgide kullanılsın. Ayetten çok açık anlaşılacağı gibi, ZENGİNLİĞİN MAL VE MÜLKÜN VERDİĞİ GÜÇLE, İNSANLAR AZAR DİYOR. Eğer ayette anlatılanları doğru anlamazsak, diğer ayetlerle çelişkiye düşeriz. Bu ayeti doğru anlayabilmemiz için, Sebe suresinden örnekler vermiştim. Bu ve benzeri birçok ayette Allah, ZENGİNLİĞİNİN SARHOŞLUĞUNDA OLAN VE MALININ MÜLKÜNÜN BU DÜNYADA, KENDİSİNDE GEÇİCİ OLDUĞUNU UNUTANLARA KARŞI, UYARIDA BULUNUYOR.

BU İNSANLAR, HER İHTİYAÇLARINI MALLARI VE PARALARI İLE KARŞILAYABİLECEĞİNİ, HİÇ KİMSEYE MUHTAÇ OLMADIĞINI ZANNEDENLER. BİR BAŞKA DEYİŞLE SÖYLEMEK GEREKİRSE, AKILLARINI KULLANMADIKLARI İÇİN, DUYGULARININ NEFİSLERİNİN ETKİSİNDE KALIP, GERÇEKLERİ GÖREMEYEN ALLAH’I UNUTANLAR. Buradan şunu anlıyoruz. Bu ve benzeri ayetlerde AZANLARDAN KAST EDİLENLER, bu dünyada imtihan olduğumuz gerçeğini unutanlar. ÇOK DAHA ÖNEMLİSİ AKLINI KULLANMAYANLAR. Yoksa aklını kullanan hiç kimse, GERÇEKLERİ APAÇIK GÖRDÜĞÜ İÇİN AZMAZ, BİR GÜN ALLAH’A HESAP VERECEĞİNİ BİLİR.

Onun için Allah birçok ayetinde, bizlerin düşünmesini, aklımızı kullanmamızı istemiştir. Çünkü Allah aklı, düşünmeyi bu dünyada yalnız imtihan olan insanlara vermiş ve onları AKIL VE GÖNDERDİĞİ VAHİYLE BAŞ BAŞA BIRAKARAK, ÖZGÜR İRADESİ İLE İMTİHAN ETMEKTEDİR. Her insanda akıl var ama herkes onu kullanmıyor. Allah aklını kullanmayanlar konusunda, ne diyordu hatırlayalım. “AKLINIZI KULLANASINIZ DİYE ALLAH, SİZE ÂYETLERİNİ BÖYLE AÇIKLIYOR.” (Bakara 242) Bir başka ayetinde de, aklını kullanmayan kullarını, pislik içinde bırakacağı uyarısını yapıyor. Demek ki Allah katında aklın kullanılması, düşünmek olmazsa olmaz dinin FARZ emri. Tekrar ediyorum aklını kullanan değil, kullanmayanlar azar, yoldan sapar.

Sanırım Kur’an’ı anlayabilmemiz için aklın kullanılmasına, düşünmenin farz olduğuna başka ayeti örnek göstermeye gerek yok. Aklını kullanmayan, Kur’an’ı anlayabilmek için düşünmeyen, araştırmadan birilerine tabi olanlar, AKILDAN VE DÜŞÜNMEKTEN KORKACAKLARDIR. Akıl fıtratımız gereği uyarıcıdır ve nefsimizi, duygularımızı durmadan tedirgin eder, ön plana çıkmaya çalışır. Batılı din edinenler ise akılla İslam yaşanmaz diyerek, sürekli aklı ikinci plana itmeye çalışır. Onun İçin cemaat ve tarikatlarda hiç kimse kendi fikrini söyleyemez, ne söylenirse sorgusuz kabul edilmesi istenir. ALLAH BUNU YASAKLAMIŞTIR, HATIRLATIRIM. Çünkü düşünen ve aklını Kur’an ile kullananı hiç kimse ALLAH İLE ALDATAMAZ. Düşünen ve aklını kullanan, Allah’ın vahyini çok iyi bildiği ve aklından çıkarmadığı içinde, ASLA HADDİNİ AŞARAK AZMAZ, İSTERSE DÜNYANIN BÜTÜN MALI MÜLKÜ KENDİSİNİN OLSUN. Azarsa, haddi sınırı aşarsa Allah’ın onu cezalandıracağını bilir.

Zenginlik, mal, mülk bu dünyada geçicidir. Kalıcı olan TAKVAMIZDIR. Dilerim düşünüp aklını kullanarak, Kur’an gerçekleri ile buluşan AZMADAN, İSYAN ETMEDEN, SINIRI AŞMADAN SABIRLA İMTİHANINA ÇALIŞAN, YALNIZ ALLAH’IN İPİNE SARILAN, ALLAH’IN HALİS KULLARINDAN OLURUZ.

Saygılarımla 

Haluk GÜMÜŞTABAK

Yorumlar

  1. Teşekkürler Haluk Hocam,bu bilgileri okudukça , din üzerine söylenen yanlış ların farkına varıyoruz.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

İSLAM DİNİNDE, HAREMLİK SELAMLIK VAR MIDIR?

Değerli din kardeşlerim, bizler Kur’an ayetlerini eğer, Allah’ın örnek verdiği diğer ayetlerinden yardım alarak anlamaya çalışmaz da geleneğin, rivayetlerin ve Mezheplerin dayattığı beşeri fıkıh inancının etkisiyle anlamaya çalışırsak, Allah’ın istediğini değil, kendi nefislerimizde yarattığımız dini yaşamış oluruz. Bugünkü makalemin konusu  İSLAM DİNİNDE, HAREMLİK SELAMLIK VAR MIDIR  ve bir kadın evli olmadığı bir erkeklerle beraber aynı ortamda oturamaz mı, bu konuda sizleri Kur’an’ı rehber alarak, düşünmeye davet etmek istiyorum.  Günümüz Mezheplerin, beşeri FIKIH inancının öğretisine baktığımızda, bir kadın evli olmadığı başka bir erkekle aynı ortamda oturamaz, ya da toplu halde bulunamaz şeklinde anlatılır. Bunun detayına girmek istemiyorum, çünkü bizler için beşeri fikirler değil, Allah’ın bizleri sorumlu tutacağına hükmettiği Kur’an önemlidir. Bu konudaki Kur’an ayetlerine bakmadan önce, genel anlamda düşünelim.  Bir kadının yalnız başına dışarı çıkamayacağına dair, bir hüküm v

HACER ÜL ESVED TAŞI VE GERÇEKLER.

Bugünkü yazımın konusu, Kâbe yi tavaf ederken elle selamlanan ve kutsallığına inanılan, Hacer’ül Esved taşı hakkında olacaktır. Gelin önce geleneksel İslam’ın, bu konuda kabul ettiği rivayetlere ve inançlarına bakalım kısaca. Bakalım da batıla inandığımızda, bizleri nasıl aklın mantığın ötesinde akıl almaz şeylere nasıl inandırıldığımızı da farkında olalım. Konuyla ilgili erişebildiğim tüm rivayetleri yazıyorum. Ders alabilene ne mutlu. Allah onun için, emin olmadığın bilgilerin ardına düşmeyin, hesabını sorarım diye boşuna uyarmıyor. “RİVAYETE GÖRE, HZ. İBRAHİM, KÂBE’NİN İNŞASINI BİTİRDİKTEN SONRA, OĞLU İSMAİL İLE TAVAFA BAŞLANGIÇ SIRASINI BİLDİRMEK İÇİN: “İSMAİL, BANA BİR TAŞ GETİR DE TAVAFIN NEREDEN BAŞLAYACAĞINI İŞARET EDEYİM” DEDİ. HZ. İSMAİL DE CEBEL-İ KUBEYS’TEN BİR TAŞ ALIP BABASINA VERDİ. O DA TAVAFIN BAŞLAYACAĞI BUGÜNKÜ KÂBE’NİN KÖŞESİNE TAŞI KOYDU.” “RİVAYETE GÖRE İBRAHİM PEYGAMBERİMİZ, BU TAŞI KÂBE NİN KÖŞESİNE YERLEŞTİRMİŞTİR. EBU DAVUD’UN RİVAYET ETTİĞİ BİR HADİSE GÖRE,

İSLAM DİNİNİN TEK KAYNAĞI KUR’AN’DIR. “KUR’AN, SÜNNET, İCMA, KIYAS, KONUSU.”

Herhangi bir konuyu daha iyi öğrenmek adına, araştırma yaptığımızda, birçok kaynaktan, kitaptan faydalanırız. Bunun sebebi öğrenmek istediğimiz konu hakkında, daha detaylı bilgi almak, farklı düşünce ve fikirlerden yararlanmaktır amaç. Araştırmalarımız sonucunda, kendimizce bir sonuca ulaşırız ve yine bulduğumuz verilere göre bir karar veririz, değerlendirme yaparız.  DEĞERLENDİRMEMİZDEKİ EN ÖNEMLİ ETKEN, ARAŞTIRDIĞIMIZ KONUNUN DEĞİŞMEZ, SABİT VERİLERİ ÜZERİNE OLUR.  Çünkü bizler bilgi sahibi olmak istediğimiz konunun, önce ana hatlarını öğreniriz. Bu bilgiler üzerine, araştırmalarımız sonucunda kararlarımızı veririz. Bu araştırmayı yaparken, güvenilir bilgi ve kaynaklardan özellikle faydalanırız. Din konusunda da aynı yolu izlememiz, elbette çok normal. Araştırıp, sormalıyız hatta birçok kitaplar okumalı, öğrenmek istediğimiz konu hakkında detaylı bilgi sahibi olmalıyız. Çünkü Allah ayetler üzerinde düşünmemizi, araştırıp sorgulayarak iman etmemizi ister.  Acaba araştırmalarımız