Ana içeriğe atla

KUR’AN’IN, İMAN VE SALİH AMEL KONUSUNUNDAKİ UYARISINI, LÜTFEN GÖZ ARDI ETMEYELİM.


 

Bu makalemde sizlerin dikkatinizi çekmeye çalışacağım, çok önemli bir konu var. Aslında çok fazla üstünde durmadığımız, hatta göz ardı ettiğimiz SALİH AMEL konusunun, ne kadar önemli olduğunu birlikte, Kur’an’dan dikkatle anlamaya çalışalım. Acaba bizler iman ettik demekle, Salih ameller işlemeden, gerçek iman edenlerin safında olabilir miyiz, yoksa imanımızın olmazsa olmazı olan, bir isteğimi var bizlerden Allah’ın, gelin onu anlamaya çalışalım. 

Önce Kur’an’ın bahsettiği, SALİH AMEL ne demek, onu doğru anlayalım. Çünkü Allah onlarca ayetinde Müslümanlara seslenirken, iman kelimesinin yanında mutlaka SALİH AMEL kelimesini de kullanıyor. Salih amel insanlara karşı iyi işler yapmak, insanların hayrına yararlı faaliyetlerde bulunmak, ihtiyacı olanların ihtiyaçlarını gidermek için çaba harcamak diye tarif edebiliriz Salih amel konusunu. SALİH AMELİN EN ÖNEMLİ ÖZELLİĞİ, KARŞILIĞINI İYİLİK YAPTIĞIN KİŞİDEN DEĞİL, ALLAH’TAN BEKLEMENDİR. Salih amel, imanın taçlandırılmış halidir. Kısaca İnsanların hayrına, yararına yapabileceğimiz her şey Salih ameldir diyebiliriz. Kur’an’a baktığımızda Allah, iman eden kulundan olmazsa olmaz istediği öncelikli konu, SALİH AMEL OLDUĞUNU GÖRÜYORUZ. İsterseniz birkaç örnek verelim.

“İMAN EDİP SALİH AMELLER İŞLEYENLERE, KENDİLERİ İÇİN; İÇİNDEN IRMAKLAR AKAN CENNETLER OLDUĞUNU MÜJDELE.” (BAKARA 25)

İMAN EDEN VE SALİH AMEL İŞLEYENLER İÇİN, MUTLULUK VE GÜZEL BİR DÖNÜŞ YERİ VARDIR. (Rad 29)

“İMAN EDİP SALİH AMELLER İŞLEYENLER İSE CENNETLİKLERDİR. ONLAR ORADA EBEDÎ KALACAKLARDIR.” (BAKARA 82)

“İMAN EDİP SALİH AMEL İŞLEYENLERİN KÖTÜLÜKLERİNİ ELBETTE ÖRTECEĞİZ. ONLARI İŞLEDİKLERİNİN DAHA GÜZELİYLE MÜKÂFATLANDIRACAĞIZ.” (Ankebut 7)

“İNANIP SALİH AMELLER İŞLEYENLERE GELİNCE, RABLERİ ONLARI RAHMETİNE SOKACAKTIR. İŞTE BU APAÇIK BAŞARIDIR.” (Casiye 30)

Sanırım ayetleri okuduğunuzda, iman etmenin olmazsa olmaz şartını koymuş Allah ve ben iman ettim diyorsa kulum, mutlaka Salih amel işlemeli, yani çevresine faydalı iyi işler yapmalı, insanlara faydalı olmalıdır diyor. Yazdığım ayetleri okuduğunuzda, belki dikkatinizi çekmiştir, ama hatırlatmak istiyorum. ALLAH SALİH AMEL İLE, İMAN ETMEYİ BİRBİRİNE KARIŞTIRMIYOR, ÖZELLİKLE AYIRIYOR. HATTA BİRİSİ YOKSA, İMANI EKSİK SAYDIĞINI ÇOK AÇIK ANLIYORUZ. DEMEK Kİ İMAN TEK BAŞINA YETERLİ OLMUYOR, İMANIN TAMAMLAYICISI SALİH AMEL, MUTLAKA OLMALIYMIŞ BUNU ANLIYORUZ. Aslında Allah’ın iman den kulundan, Salih amel istemesini, asla insanlar arasında ayrım yapmadan bunu yapması gerektiğini de anlıyoruz. ÇÜNKÜ ALLAH KİMİN TAKVACA ÜSTÜNÜ OLDUĞUNU, KİMİN DOĞRU YOLDA GİTTİĞİNİ YALNIZ BEN BİLİRİM DİYORDU.  

Tüm bu bilgilerden sonra, şunu çok rahat söyleyebiliriz. İmanımızın gerektirdiği ibadetlerimizden olan, namazımızı kılmamız, orucumuzu tutmamız, Hacca gitmemiz tek başına, imanımızı eksiksiz, tam yaşadığımızı göstermiyormuş. Çünkü bu saydıklarım Kur’an’ın emri, bir kul olarak yerine getirmemiz gereken Allah’ın farz emirleridir, SALİH AMEL DEĞİLDİR. ONLAR ALLAH’A KARŞI SORUMLULUKLARIMIZDIR, KULLUK GÖREVİMİZDİR. SALİH AMEL ÖZGÜR İRADEMİZLE, KARŞILIKSIZ TOPLUM VEYA KİŞİLER İÇİN YAPACAĞIMIZ, FAYDALI İŞLERİN TÜMÜNE DENİR. Ayetlerde de hatırlayacağımız gibi Allah, iman ettiğini söyleyen kullarını uyarıp, hemen onun yanında kulundan mutlaka SALİH AMELİDE İSTEMESİ, BU KONUNUN ALLAH NEZDİNDE, ÇOK ÖNEMLİ OLDUĞUNU GÖSTERİYOR. Hatta Kur’an’da geçen salat kelimesi ile birlikte, kullanılan kelimede zekâttır. Zekâtta bir nevi, Salih amel işlemenin yoludur. 

BURADAN ŞUNU ÇOK NET ANLIYORUZ. ALLAH’A KARŞI KULLUK GÖREVİMİZ OLAN, İBADETLERİN YANINDA, MUTLAKA SALİH AMEL SAHİBİDE OLMALIYIZ.  Tabi kulluk görevimiz olan kıldığımız namaz, Kur’an’da Allah’ın örnek verdiği salatın özüyle bağdaşmıyorsa, Maun suresinde Allah’ın ikaz ettiği kullarından olmamız, kaçınılmaz olacaktır. Birde o namazı, anlamını dahi bilmeden, kelimeleri tekrar ederek yerine getiriyorsak, bu durumda O salatın/namazın bizler üzerinde hiçbir etkisi olmayacağını da unutmamalıyız. Salat/namaz Allah ile bir olmanın, ondan yardım isteyerek ona kulluk etmenin, en önemli yoludur. Bunu anlamadan, ne söylediğimizi bilmeden yapıyorsak, salatın/namazın asla bizlere faydası olmayacaktır.

Biz Müslümanlar tıpkı Kitap Ehlinin, Allah’ın Kur’an’da uyardığı hataları yapıyor ve biz Müslüman olduk demekle kurtulacağımızı ve cenneti hak etiğimize inanıyoruz. Kitap Ehlide aynı şeyleri söylemişlerdi, ama Allah onların bu yanlışlarını bizlere hatırlatıyor ki, bizlerde aynı hataya düşmeyelim. KUR’AN’IN ÇOK ÖNEMLİ BİR ÖĞRETİSİNİ BÖYLELİKLE  HATIRLADIK. ALLAH KULUNUN, AMELİNE YANİ YAPTIKLARI SALİH AMELE VE İMANINA BAKIYOR DEĞERLENDİRMEYİ ÖYLE YAPIYOR. BUNU UNUTARAK, LÜTFEN KENDİMİZİ TEMİZE ÇIKARTMAYALIM.

Çevremizde bizler bazı kişileri, bizim gibi düşünüp inanmadığı için kâfir, inkârcı, hatta dinsiz ilan edebiliyoruz. Hatta Kur’an’da Allah Elçisini, bu konuda uyarmış ve iman etmeyen birisini görmezden gelişi konusunda uyarıp, NEREDEN BİLİYORSUN DAHA SONRA İMAN ETMEYECEĞİNİ diyerek, ikaz etmişti. Yine bu konuda önce iman etmemiş, ama daha sonra tövbe ederek iman edenler konusunda, bakın nasıl bir örnek veriyor Kur’an.

“ANCAK TÖVBE EDİP DE İNANAN VE SALİH AMEL İŞLEYENLER BAŞKA. ALLAH İŞTE ONLARIN KÖTÜLÜKLERİNİ İYİLİKLERE ÇEVİRİR. ALLAH, ÇOK BAĞIŞLAYANDIR, ÇOK MERHAMET EDENDİR.” (Furkan 70)

Demek ki bizler iman konusunda, hiç kimseyi kendi değer yargılarımızla yargılayamayız. Bu yargı yalnız Allah’a mahsustur. Salih amel konusunu Allah adeta, imanın ilk şartı sayıyor ve bakın Salih amel yani insanlara yararlı ve faydalı işler yapanlar konusunda ne diyor.

“ŞÜPHESİZ, İMAN EDİP, SALİH AMELLER İŞLEYENLER VAR YA; İŞTE ONLAR YARATIKLARIN EN HAYIRLISIDIRLAR.” (Beyyine 7)

Bakar mısınız lütfen. İMAN ETTİKTEN SONRA, İNSANLARA FAYDALI İŞLER YAPAN, YARATIKLARIN EN HAYIRLISIDIR DİYOR. BURADANDA ŞUNU ANLIYORUZ SALİH AMEL, İMANIN TAÇLANMIŞ, EN DEĞERLİ TAŞLARLA, SÜSLENMİŞ HALİDİR DİYEBİLİRİZ.  Yani Allah, bana kulluk görevini yapıyorsan iman ederek, Salih amellerde yapmalısın, benim iman eden kullarımdan, özellikle isteğim budur diyor. Peki, neden özellikle Salih amel işleyenler için söylüyor bu sözleri Allah? Çünkü namaz kılmak/Salat etmek, İMANIMIZIN VE ALLAH’A KULLUK ETMEMİZİN ASLİ GÖREVİ OLDUĞU İÇİN. Salih ameller yapmak, özgür irademizle yapacağımız ve karşılığını yaptığımız kişide değil, yalnız Allah’tan beklediğimiz güzel davranışlar olduğundan Allah, bu konuyu çok önemsiyor ve bunu yapanların, geçmişte yaptığı hatalarını, günahlarını bağışlarım, tövbelerini kabul ederim diyor. BURADAN ŞUNU ÇOK AÇIK ANLIYORUZ. SALİH AMEL SAHİBİ OLMAYAN BİR İMAN EDENİN İMANI KALBİNE, DAHA TAM YERLEŞMEMİŞ DEMEKTİR.

Kur’an’da geçen bu konuyla ilgili iki örnek vermek istiyorum ki, konumuz daha iyi anlaşılsın. Allah Elçi olarak görevlendirdiği Hz. Yunus’tan örnek verir ve derki; Toplumunu doğru yola davette ikna edemeyen Hz. Yunus, sabırlı davranmayıp bir gemiye binmesi toplumunu terk etmesi ve daha sonra mecbur kaldığından denize atılıp, bir yunusun onu yuttuğu kıssası anlatılır. Allah’ı bolca anan, tesbih eden ve SALİH AMELLERİ OLAN BİR KUL OLDUĞUNDAN HZ YUSUF, KENDİSİNİN KURTARILDIĞI ÖRNEĞİ VERİLİR. Yine Kur’an’da Yunus suresi 90. Ayetinde çok dikkat çekici bir örnek verir. Firavun, İsrail oğullarını denizden kovalarken, deniz kapanıp boğulma esnasında, tüm gerçeklerin farkına varıp ne demişti hatırlayalım.” “GERÇEKTEN İSRÂİLOĞULLARI’NIN İNANDIĞINDAN BAŞKA İLAH OLMADIĞINA İNANDIM, BEN DE MÜSLÜMANLARDANIM” DEDİ.” Firavunun bu son anda iman etmesini Allah, kabul etmemişti. Çünkü Firavunun insanlara karşı, HİÇ BİR SALİH AMELİ OLMADIĞI GİBİ, TAM TERSİNE İNSANLARA ZULÜM YAPIYORDU.

BURADANDA ŞUNU ÇOK AÇIK ANLIYORUZ. İMAN ETTİĞİNİ SÖYLEYEN BİR MÜSLÜMAN, ALLAH’A KULLUK GÖREVİNİN YANINDA, MUTLAKA TOPLUMA, İNSANLIĞA FAYDALI ŞEYLER DE YAPMALI Kİ, ALLAH’IN İSTEDİĞİ MÜKÂFATI HAK EDEN BİR MÜSLÜMAN OLABİLSİN. Peki, biz Müslümanlar, Allah’ın Salih amel konusunda ki bu uyarısını, dikkate alıyor muyuz? Hiç sanmıyorum. Bizler bu konuyu öyle göz ardı ediyor ve sulandırıyoruz ki, bizden olmayanları bırakın, aynı kitaba, aynı Resule iman edenler arasında bile ayrım yapıp, onlara elimizden gelen kötülüğü reva görüyoruz. Sanırım İslam toplumları arasındaki acıklı halimiz, bunun apaçık sonucu olsa gerek.

DEĞERLİ KARDEŞLERİME, ÖZET OLARAK ŞUNU HATIRLATMAK İSTİYORUM. İMAN ETTİK DEMEKLE, KURTULUŞA ERECEĞİMİZİ ZANNETMEYELİM. İMANIMIZIN YAPI TAŞININ, ÖZÜNÜN, TEMELİNİN, TÜM İNSANLARI AYIRMADAN ONLARA KARŞI SALİH AMEL İLE YARDIMCI OLMAMIZ GEREKTİĞİNİ, İMANIMIZI BU ÖZELLİKLERLE HAYATA GEÇİRMEDİĞİMİZDE, BU İMANIN AYAKTA KALAMAYACAĞINI VE ALLAH KATINDA KARŞILIK BULMAYACAĞINI, ALLAH ÜSTÜN BASA BASA BUNU BİZLERE KUR’AN’DA BİLDİRİYOR. LÜTFEN BUNU ASLA UNUTMAYALIM.

 Dilerim bu gerçeklerin farkında olan, Allah’ın halis kulları arasında oluruz.

Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK

https://kuranadavet1.wordpress.com/

https://twitter.com/KURANA_DAVET

http://www.hakyolkuran.com/

https://www.facebook.com/Kuranadavet1/

https://hakyolkuran1.blogspot.com/

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

HACER ÜL ESVED TAŞI VE GERÇEKLER.

Bugünkü yazımın konusu, Kâbe yi tavaf ederken elle selamlanan ve kutsallığına inanılan, Hacer’ül Esved taşı hakkında olacaktır. Gelin önce geleneksel İslam’ın, bu konuda kabul ettiği rivayetlere ve inançlarına bakalım kısaca. Bakalım da batıla inandığımızda, bizleri nasıl aklın mantığın ötesinde akıl almaz şeylere nasıl inandırıldığımızı da farkında olalım. Konuyla ilgili erişebildiğim tüm rivayetleri yazıyorum. Ders alabilene ne mutlu. Allah onun için, emin olmadığın bilgilerin ardına düşmeyin, hesabını sorarım diye boşuna uyarmıyor. “RİVAYETE GÖRE, HZ. İBRAHİM, KÂBE’NİN İNŞASINI BİTİRDİKTEN SONRA, OĞLU İSMAİL İLE TAVAFA BAŞLANGIÇ SIRASINI BİLDİRMEK İÇİN: “İSMAİL, BANA BİR TAŞ GETİR DE TAVAFIN NEREDEN BAŞLAYACAĞINI İŞARET EDEYİM” DEDİ. HZ. İSMAİL DE CEBEL-İ KUBEYS’TEN BİR TAŞ ALIP BABASINA VERDİ. O DA TAVAFIN BAŞLAYACAĞI BUGÜNKÜ KÂBE’NİN KÖŞESİNE TAŞI KOYDU.” “RİVAYETE GÖRE İBRAHİM PEYGAMBERİMİZ, BU TAŞI KÂBE NİN KÖŞESİNE YERLEŞTİRMİŞTİR. EBU DAVUD’UN RİVAYET ETTİĞİ BİR HADİSE GÖRE,

İSLAM DİNİNDE, HAREMLİK SELAMLIK VAR MIDIR?

Değerli din kardeşlerim, bizler Kur’an ayetlerini eğer, Allah’ın örnek verdiği diğer ayetlerinden yardım alarak anlamaya çalışmaz da geleneğin, rivayetlerin ve Mezheplerin dayattığı beşeri fıkıh inancının etkisiyle anlamaya çalışırsak, Allah’ın istediğini değil, kendi nefislerimizde yarattığımız dini yaşamış oluruz. Bugünkü makalemin konusu  İSLAM DİNİNDE, HAREMLİK SELAMLIK VAR MIDIR  ve bir kadın evli olmadığı bir erkeklerle beraber aynı ortamda oturamaz mı, bu konuda sizleri Kur’an’ı rehber alarak, düşünmeye davet etmek istiyorum.  Günümüz Mezheplerin, beşeri FIKIH inancının öğretisine baktığımızda, bir kadın evli olmadığı başka bir erkekle aynı ortamda oturamaz, ya da toplu halde bulunamaz şeklinde anlatılır. Bunun detayına girmek istemiyorum, çünkü bizler için beşeri fikirler değil, Allah’ın bizleri sorumlu tutacağına hükmettiği Kur’an önemlidir. Bu konudaki Kur’an ayetlerine bakmadan önce, genel anlamda düşünelim.  Bir kadının yalnız başına dışarı çıkamayacağına dair, bir hüküm v

İSLAM DİNİNİN TEK KAYNAĞI KUR’AN’DIR. “KUR’AN, SÜNNET, İCMA, KIYAS, KONUSU.”

Herhangi bir konuyu daha iyi öğrenmek adına, araştırma yaptığımızda, birçok kaynaktan, kitaptan faydalanırız. Bunun sebebi öğrenmek istediğimiz konu hakkında, daha detaylı bilgi almak, farklı düşünce ve fikirlerden yararlanmaktır amaç. Araştırmalarımız sonucunda, kendimizce bir sonuca ulaşırız ve yine bulduğumuz verilere göre bir karar veririz, değerlendirme yaparız.  DEĞERLENDİRMEMİZDEKİ EN ÖNEMLİ ETKEN, ARAŞTIRDIĞIMIZ KONUNUN DEĞİŞMEZ, SABİT VERİLERİ ÜZERİNE OLUR.  Çünkü bizler bilgi sahibi olmak istediğimiz konunun, önce ana hatlarını öğreniriz. Bu bilgiler üzerine, araştırmalarımız sonucunda kararlarımızı veririz. Bu araştırmayı yaparken, güvenilir bilgi ve kaynaklardan özellikle faydalanırız. Din konusunda da aynı yolu izlememiz, elbette çok normal. Araştırıp, sormalıyız hatta birçok kitaplar okumalı, öğrenmek istediğimiz konu hakkında detaylı bilgi sahibi olmalıyız. Çünkü Allah ayetler üzerinde düşünmemizi, araştırıp sorgulayarak iman etmemizi ister.  Acaba araştırmalarımız